Meslek Seçiminde Psikolojik Faktörler
Bir LYS sınavları sonrası üniversite seçimi için tercih maratonuna girmiş bulunuyoruz. Bu dönem hem geleceğimizin mimarı geçlerimiz, hem de aileleri için zor ve stresli bir dönemdir. Kararsızlıklarla doludur. Hangi mesleğin seçileceği tam olarak zihinde belirlenmemişse, kişi kendini karmaşa içinde bulur. Her kafadan bir ses çıkar.
Her insan kanaatimce belli bir eğitim aldıktan sonra her işi yapar.Ama bu işi severek mi yapar? Yoksa sevmeyerek mi yapar?. Seçtiği meslekte verimli olup taşmak mı ister? Yoksa sadece hayatını devam ettirecek parayı kazanma yeri olarak mı görür?. Bu sorular meslek seçimi sürecinde üzerinde kafa yorulması gereken sorulardır. Eğitim sistemimizde meslek seçimi ile ilgili bir çok yanlışlıklar vardır. Bu yanlışların başında kişinin almış olduğu puana göre mesleğe yerleştirilmeye çalışılmasıdır. Diyelim bir gencimiz sınavda ful çekti, tam puan aldı. ‘Kesin tıp fakültesine gider,Mühendisliğe gider, şuraya gider, buraya gider. ‘gibi yönlendirmelere maruz kalıyor. Bu gencimiz hangi mesleği yapar, hangi mesleğe yeteneği ve kabiliyeti var diye kimse sorgulamıyor.
Meslek seçiminde inandığım ilkelerden biride her mesleğin psikolojik bir yönünün olduğudur.Bu psikolojik yönü para kazandırması ,Toplum içinde prestij kazandırması, Statü kazandırmasından daha önemli bir konudur. Nedir bu psikolojik yönü? Kişinin yapmış olduğu mesleğinden haz alması, onu severek yapması, her gün sabahleyin işe giderken sevdiği ,değer verdiği önemli biri ile buluşmaya gider gibi gitmesidir. Bu tarz duygularla icra edilen bir meslekte kişi dolmaktan ziyade taşmak ister. Kendi alanında araştırmalar yapar. Bilim üretir. Beklide ülkemizin bazı bilimsel alanlara hakim olamamasının, bilim üreten bir ülke olamamamızın altında bu sebepler yatıyor. Kime sorsanız mesleğinizden memnun musunuz? diye alacağınız cevap büyük bir ihtimalle ‘Hayır’dır. Mesleğini seven insanlar parmakla gösterilecek kadar azdır. Çok para kazanan toplumsal prestiji iyi olan A mesleğindeki birine soruyorsunuz; ‘ Çocuğunun ilerde bu mesleği seçmesini ister misin? aldığımız cevap ilginçtir. ‘ Kesinlikle bu işten uzak dursun.’ İnsanlar neden meslekler hakkında böyle düşünüyor?. Nedeni psikolojik doyum alamamaları. Bir insan mesleğini yaparken haz alamıyorsa , diğer insanlarında haz alamayacağını düşünüyor.
Bir insan yaptığı işten psikolojik doyum alamadığı zaman kişinin tüm hayatı etkileniyor. Ailede çatışmalar oluşuyor, çocuğuna yeterinde zaman ayıramıyor, stres oluşuyor, sağlık sorunları oluşuyor ve nihayetinde Tükenmişlik Sendromu ortaya çıkıyor. Kısacası ömründen ömür çalıyor. Bu durumu biraz somutlaştırmak isterim. Diyelim bir gencimizin Ziraata ilgi ve yeteneği var. Ailenin ve sistemin yanlış yönlendirmesiyle Veteriner oluyor ve bu işi yapıyor. Yaptığı işten psikolojik doyum alamadığı için evinin balkonda saksılarda ağaç yetiştirmeye,meyve yetiştirmeye, sebze yetiştirmeye başlıyor. Eşi evde saksı görmeye,ağaç görmeye tahammül edemeyen biri ise o evdeki çatışmaları, analaşmazlıkları siz düşünün. Oysa bu gencimiz Ziraat Fakültesine yönlendirilseydi psikolojik doyumunu orada sağlayıp eve saksı getirmeyecekti. Dahası alanında taşmaya çalışıp ,bitkilerle ilgili araştırmalar yapıp bilime katkı sağlayacak beklide ülkemizi Zirai tohum bağımlığından kurtaracak biri olacaktı. Aile boyutunda ise iyi bir eş, iyi bir baba olacaktı.
Kişinin doğru mesleği tercih etmesi kendisini tanımasıyla, kendi üzerinde kafa yormasıyla başlar. Meslek tercih etmeden önce ‘Ben bu puanla hangi fakülteye gidebilirim?.’ yerine ‘Benim yetenek ve kabiliyetim hangi mesleğe uygun?,Ben ne iş yaparsam verimli ve mutlu olurum?’ sorusunu kişi kendine sorması gerekir. Eğer bu soruları kendinize sormaya başlamışsanız doğru yoldasınızdır.
Hepinize Kolay Gelsin…
Her insan kanaatimce belli bir eğitim aldıktan sonra her işi yapar.Ama bu işi severek mi yapar? Yoksa sevmeyerek mi yapar?. Seçtiği meslekte verimli olup taşmak mı ister? Yoksa sadece hayatını devam ettirecek parayı kazanma yeri olarak mı görür?. Bu sorular meslek seçimi sürecinde üzerinde kafa yorulması gereken sorulardır. Eğitim sistemimizde meslek seçimi ile ilgili bir çok yanlışlıklar vardır. Bu yanlışların başında kişinin almış olduğu puana göre mesleğe yerleştirilmeye çalışılmasıdır. Diyelim bir gencimiz sınavda ful çekti, tam puan aldı. ‘Kesin tıp fakültesine gider,Mühendisliğe gider, şuraya gider, buraya gider. ‘gibi yönlendirmelere maruz kalıyor. Bu gencimiz hangi mesleği yapar, hangi mesleğe yeteneği ve kabiliyeti var diye kimse sorgulamıyor.
Meslek seçiminde inandığım ilkelerden biride her mesleğin psikolojik bir yönünün olduğudur.Bu psikolojik yönü para kazandırması ,Toplum içinde prestij kazandırması, Statü kazandırmasından daha önemli bir konudur. Nedir bu psikolojik yönü? Kişinin yapmış olduğu mesleğinden haz alması, onu severek yapması, her gün sabahleyin işe giderken sevdiği ,değer verdiği önemli biri ile buluşmaya gider gibi gitmesidir. Bu tarz duygularla icra edilen bir meslekte kişi dolmaktan ziyade taşmak ister. Kendi alanında araştırmalar yapar. Bilim üretir. Beklide ülkemizin bazı bilimsel alanlara hakim olamamasının, bilim üreten bir ülke olamamamızın altında bu sebepler yatıyor. Kime sorsanız mesleğinizden memnun musunuz? diye alacağınız cevap büyük bir ihtimalle ‘Hayır’dır. Mesleğini seven insanlar parmakla gösterilecek kadar azdır. Çok para kazanan toplumsal prestiji iyi olan A mesleğindeki birine soruyorsunuz; ‘ Çocuğunun ilerde bu mesleği seçmesini ister misin? aldığımız cevap ilginçtir. ‘ Kesinlikle bu işten uzak dursun.’ İnsanlar neden meslekler hakkında böyle düşünüyor?. Nedeni psikolojik doyum alamamaları. Bir insan mesleğini yaparken haz alamıyorsa , diğer insanlarında haz alamayacağını düşünüyor.
Bir insan yaptığı işten psikolojik doyum alamadığı zaman kişinin tüm hayatı etkileniyor. Ailede çatışmalar oluşuyor, çocuğuna yeterinde zaman ayıramıyor, stres oluşuyor, sağlık sorunları oluşuyor ve nihayetinde Tükenmişlik Sendromu ortaya çıkıyor. Kısacası ömründen ömür çalıyor. Bu durumu biraz somutlaştırmak isterim. Diyelim bir gencimizin Ziraata ilgi ve yeteneği var. Ailenin ve sistemin yanlış yönlendirmesiyle Veteriner oluyor ve bu işi yapıyor. Yaptığı işten psikolojik doyum alamadığı için evinin balkonda saksılarda ağaç yetiştirmeye,meyve yetiştirmeye, sebze yetiştirmeye başlıyor. Eşi evde saksı görmeye,ağaç görmeye tahammül edemeyen biri ise o evdeki çatışmaları, analaşmazlıkları siz düşünün. Oysa bu gencimiz Ziraat Fakültesine yönlendirilseydi psikolojik doyumunu orada sağlayıp eve saksı getirmeyecekti. Dahası alanında taşmaya çalışıp ,bitkilerle ilgili araştırmalar yapıp bilime katkı sağlayacak beklide ülkemizi Zirai tohum bağımlığından kurtaracak biri olacaktı. Aile boyutunda ise iyi bir eş, iyi bir baba olacaktı.
Kişinin doğru mesleği tercih etmesi kendisini tanımasıyla, kendi üzerinde kafa yormasıyla başlar. Meslek tercih etmeden önce ‘Ben bu puanla hangi fakülteye gidebilirim?.’ yerine ‘Benim yetenek ve kabiliyetim hangi mesleğe uygun?,Ben ne iş yaparsam verimli ve mutlu olurum?’ sorusunu kişi kendine sorması gerekir. Eğer bu soruları kendinize sormaya başlamışsanız doğru yoldasınızdır.
Hepinize Kolay Gelsin…
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Meslek Seçiminde Psikolojik Faktörler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Murat İDİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Murat İDİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
