2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Diş Eti Hastalığı Tedavisi ve Korunma Yolları
MAKALE #13121 © Yazan Dt.Songül MİRZAOĞLU | Yayın Eylül 2014 | 3,206 Okuyucu
Diş ile diş eti arasında diş eti cebi denilen yaklaşık 3mm derinliğinde bir aralık bulunmaktadır. Bu aralığın derinleşmesi diş eti hastalığının varlığına işarettir. Biz bu aralığı görüp ölçebiliyorsak yediğimiz besinler kolaylıkla bu aralığa dolabilecek ve temizlenmeyen bu besin artıkları mikrobial dental plak(bakteri plağı) dediğimiz yapıya dönüşecektir.Böylece diş eti cep aralığı mikroplarla dolacaktır.O nedenle dişlerimizi temizlerken bu aralığın da temizlenmesi gerekmektedir.

Hepimiz biliyoruz ki ; diş çürükleri ve diş eti hastalıklarının başlıca sebebi ağzımızda yaşayan bu mikroplardır. Aslında sağlıklı bir ağızda da var olan iyi huylu mikroplar bizim yediğimiz gıdalarla beslenip çoğaldıkça hastalık yapıcı özellik kazanmaktadırlar. Ağzımızda mikropların beslenmesi ve hastalık yapıcı özellik kazanmasına engel olmalıyız.Bu nedenle dişlerimizi kahvaltı edilse de, edilmese de sabah ve gece yatmadan önce olmak üzere mutlaka günde 2 kez fırçalamalıyız.



-BAKTERİ PLAĞI (MİKROBİYAL DENTAL PLAK) NEDİR?


Dişlerin üzerinde görülen film kalınlığındaki mikrop topluluğuna bakteri plağı denir.Yumuşak, renksiz ince bir tabaka halinde diş yüzeyine yapışıktır ve zor görünür.Birkaç gün fırçalanmayan bir ağızda diş üzerine tırnağımızı sürdüğümüzde tırnak üzerinde görülen birikinti bakteri plağıdır.Bakteri plağı diş çürüğü ve dişeti hastalığına sebep olur.Bakteri plağı oluşumu düzenli ve doğru ağız bakımı ve diş fırçalama alışkanlığıyla azaltılabilir.Dişlerin birbirleriyle temas noktalarına fırça kılları tam ulaşamadığı için ara yüzeylerin temizliğini diş ipi kullanarak sağlamalıyız.Ağız ve diş sağlığı için diş ipi kullanımı, en az diş fırçalama kadar rutin yapılması gereken bir işlemdir.
Eğer bu oluşan bakteri plağı temizlenmezse tükürükteki minerallerle birleşen bakteri plağı daha sert bir yapıya dönüşerek dişlerin ara yüzeylerine diş taşı şeklinde birikmeye başlar.Artık fırçalamayla uzaklaştırılamayan bu diş taşlarının ortamdan bir hekim yardımıyla detertraj adı verilen tedavi yöntemiyle uzaklaştırılması ve uzaklaştırılan diş taşlarının yerlerinin polisaj patıyla cilalanması gerekmektedir ki tekrar gıda artıkları ve mikroplar bu bölgeye kolayca tutunamasınlar.
Ağız aslında vücudun en pis ve dışarıya en açık organı. Gün içinde her şey buraya geliyor. Dişlerin üzerinde plak dediğimiz yiyecek artıklarını biriktiriyorsak bu diş etlerinde lokal iltihaplanmalara neden oluyor. İnsanların bunu anlayacağı en kolay şey, fırçaladıklarında veya durup dururken dişetlerinin kanamasıdır. Bu mutlaka bir sorunun varlığına işaret eder. Yani eskilerin dediği gibi "Fırçala, kanasın. İyi gelir" durumu değil. Kanama demek lokal iltihabın bütün vücudu dolaşmaya başlaması demektir. Farkında olmadığın çok sayıda şeyin yorgunluk, baş ağrısı, eklem romatizmaları, kalp kapakçığı sorunları buna bağlı olarak gelişebilir. Bunu, sadece ağız kokusu gibi değil tüm vücudu ilgilendiren bir sağlık sorunu olarak düşünmeli.



SAĞLIKLI DİŞ ETİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Diş eti, dişin etrafını sıkı bir şekilde sarmalı, sert kıvamlı ve pembemsi bir renkte olmalı , ayrıca fırçalarken kanamamalıdır.


SAĞLIKLI DİŞ ETİNDEN SAĞLIKSIZ DİŞETİNE GEÇİŞ VE DİŞ ETİ HASTALIĞI:

Diş ile diş eti arasındaki cebe (aralığa) biriken mikrobiyal dental plak eğer temizlenmezse buradaki diş etinde bir iltihaplanmaya neden olur. İltihaplanan diş etinin rengi kırmızılaşır ve iltihabi bir şişkinlik olur.Fırçalama anında çok kolay kanama olur ve yine bu hastalarda iltihabi ağız kokusu oluşur.Tıp dilinde gingivitis denilen bu safhadaki diş eti hastalığının nedeni dişlerin fırçalanmaması veya kötü ve yanlış fırçalanmasıdır.

Bu safhadaki diş eti hastalığı diş hekiminin ortamdaki mikrobiyal dental plak , diş taşı ve iltihabi odakları bölgeden temizleyip uzaklaştırmasıyla giderilebilir.Hastalığın tekrarı ise doğru ve düzenli ev ağız bakımı(fırçalama ve diş ipi kullanımı) ile önlenebilir.


-DİŞ ETİ HASTALIĞININ İLERLEMESİ NASIL OLUR?

Diş eti hastalığının insanların çoğu tarafından önemsenmeyen birtakım belirtileri vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir; kırmızımsı ve morarmış diş etleri, diş etlerinde şişlik ve parlaklık, fırçalarken dişetlerinin kanaması, kötü tat ve kötü ağız kokusu, nadiren ağrı ve bazen kaşınma. Çoğunlukla ağrısız ve sızısız olan bu süreç sinsice ilerler ve insanların çoğu tarafından önemsenmez.

İşte diş etindeki bu iltihabi durum giderilmez ve diş etleri sağlığına kavuşturulmazsa bu iltihap diş etinden daha derindeki dokulara doğru ilerler ve dişi çenede tutan kemiğe yayılır. Kemiğe kadar ilerleyen iltihap kemikte yıkım oluşturur ve dişin etrafındaki sağlam kemiğin azalmasına neden olur.Tüm bu süreç çoğunlukla ağrısız ve sızısızdır.Tıp dilinde periodontitis denilen bu sürecin seviyesine göre , artık azalan kemikle birlikte diş etleri de çekilmeye başlar.Bu safhada ileri diş eti tedavisi yöntemleri, küretaj ve diş eti ameliyatlarıyla hastalığın seyri durdurulabilir.

Daha ilerlemiş olgularda ise dişlerde sallanma, kendiliğinden yer değiştirme, diş etlerine bastırıldığında iltihap akması, apse ve şişlikler başlar ki; artık bu safhada çok fazla tedavi seçeneği kalmamaktadır ve çoğunlukla dişler çekime gitmektedir.

Yapılan araştırmalara göre; ülkemizde, diş çürümeleri ve diş eti hastalıkları sonucu kaybedilen dişlerin oranı eşit olarak saptanmıştır. Bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde koruyucu diş hekimliği uygulanırken bizim ülkemizde radikal tedaviler yapılmaktadır. Bunun en önemi nedeni insanların sosyoekonomik durumuyla ilintili olarak rutin hekim kontrolünden geçememeleridir.

Diş hekimi fobisi diğer bir etkendir. Bu nedenle birçok hasta ancak dişleri ağrımaya başlayınca hekime gitmektedir. Aslında bu bir nevi ülke kaynaklarının israfı anlamına da gelmektedir. Tedaviler sırasında kullandığımız birçok ilacın dışarıdan ülkemize ithal edildiği bilinen bir gerçektir.

Unutmayın ki sağlık ağızdan başlar. Dişlerimizi doğru ve düzenli bir şekilde fırçalamak en etkin ve koruyucu tedavi yöntemidir.Bu nedenle gece yatmadan önce ve gün içinde olmak üzere günde 2 kez mutlaka dişlerimizi fırçalamamız gerekmektedir. Ayrıca koruyucu diş hekimliğinin ülkemizde de yayılması için dişlerimizin ağrımasını beklemeden 6 aylık periyotlarla diş hekimine gitmemiz gerekmektedir. Bu biz hekimlere dişler çürümeye başlamadan müdahale imkanı doğuracak ve onları daha başlangıçta koruma altına alma fırsatı sağlarken, siz hastalara da daha sağlıklı ve ağrısız ağız diş sağlığına kavuşma imkanı doğuracaktır.

Hepinize sağlıklı ve mutlu gülüşler dilerim.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Diş Eti Hastalığı Tedavisi ve Korunma Yolları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Songül MİRZAOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dt.Songül MİRZAOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dt.Songül MİRZAOĞLU'nun Yazıları
► Diş Eti Hastalığı Tedavisi ve Korunma Yolları ÇOK OKUNUYOR Dt.Murat KANLI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Diş Eti Hastalığı Tedavisi ve Korunma Yolları' başlığıyla benzeşen toplam 96 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Dental İmplant Ağustos 2016
► Diş Beyazlatma Ağustos 2016
► Diş Tedavisi Eylül 2014
► İmplant Eylül 2014
► Oral Hijyen Motivasyonu Eylül 2014
◊ Oral Diagnoz ve Radyoloji Eylül 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:36
Top