2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anne ve Bebek Danışmanlığı
MAKALE #13154 © Yazan Psk.Günay BAYDAROĞULLARI | Yayın Eylül 2014 | 3,560 Okuyucu
Annelik duygusu içgüdüsel bir duygudur. Anne bu duyguyu bebek sahibi olmaya karar verdiği anda hisseder. Annenin bebeği ile kurduğu bu ilişki ne kadar erken ve sağlıklı olursa annelik duygusu da o ölçüde çok daha kuvvetli olur. Çocuğun doğumundan sonraki ilk üç gün anne-bebek yakınlığı açısından çok önemlidir. Hatta bilim adamları, bebeğin doğumundan sonraki ilk saatlerin anne-bebek arasında kurulacak bağın kalitesi için çok önemli olduğunu bildirmişlerdir. Anne ve bebek sağlıklı ise mutlaka doğumdan sonra anne, bebek ile ten teması içinde olmalıdır. Çünkü bebeklerini hemen ellerine alan annelerin annelik duygularının daha fazla geliştiğini bilmekteyiz. Annelik duygusu bebeğin annesine bağlanması için en temel koşuldur. Bu sağlıklı bağlanma, çocuğun ergenlik ve yetişkinlik döneminde ruhsal gelişimi açısından da ne kadar sağlıklı olacağının habercisidir.

Anneler ilk aylarda çocuğun yeme, uyuma gibi düzenlerini sağlamak ile ilgilenirler. Bu durum bebek için çok önemlidir. Çünkü bebekte toplumsal güven duygusunun ilk belirtileri beslenme, uyku, sindirim gibi işlerde düzen ve rahatlığın olması sonucunda oluşur.

Anneler bebeklerinin fiziksel ihtiyaçlarını karşılarken sosyal bir iletişim içinde olurlar. Beslerken, uyuturken, sakinleştirirken, şarkı söyler, sallar, dokunur, göz göze gelirler. Ancak bu yeterli değildir. Bunun dışında da annenin bebek ile iletişim halinde olması gerekir. Bebekler ile göz teması kurmak iletişim için çok önemlidir. Göz teması sayesinde sıcak ve güvenli bir ilişki başlatılabilir.

Dokunma, gülme, ağlama, yapışma bağlanmanın olduğunu gösterir ancak emme davranışı bu bağlanma davranışları arasında en önemlisidir. Bebek emerken hem fiziksel olarak hem de duygusal olarak beslenir. Emme esnasında anne bebeği kucağına alır, dokunur. Bu an annenin bebeğe en yakın olduğu andır. İşte bu durum, sağlıklı anne-bebek ilişkisi kurulmasında çok önemli bir yaşantıdır.

Anne bebek terapisi ve danışmanlığına aşağıdaki durumlarda ihtiyaç olabilir:

-Bebeğe karar verme süreci

-Hamilelik dönemi

-Postpartum depresyon (Doğum sonrası depresyon)

-Erken dönem anne-bebek ilişkileri

Çocuk eğitimi esas olarak evlilik öncesine dayanır. Yani bireyler eş seçerken bile, ‘evlenmeyi düşündüğüm bu birey ileride benim çocuğumun annesi/babası olacak’ bakış açısı ile düşünmeli ve değerlendirmelerini ona göre yapmalıdırlar.

Anne-çocuk arasındaki ilk bağ çocuğun anne-rahmine düşmesi ile birlikte başlar. Anne bebeğini taşıdığının bilincindedir ve bebeğine dair duyguları oluşmaya başlar. Bu duygular ne denli pozitif olursa, yani bebek ne denli istenen ve beklenen bir bebekse bebeğin gelişimi ve gebelik süreci o denli pozitif olur. Öyleyse gebelik sürecinde çocuk eğitiminin en önemli kısımlarından biri annenin psikolojisidir.

Çiftin birlikteliklerinin meyvesi olarak aileye yeni bir renk getirecek olan bebeği beklerken, anne adaylarının zihninde birçok soru canlanır. Acaba neye/ kime benzeyecek, odası nasıl olsun, bebeğim için şu aşamada neye dikkat etmeliyim, ne yemeli, ne yememeli, acaba nasıl bir anne olacağım, eşim nasıl bir baba olacak, karı-koca ilişkimiz değişecek mi, nasıl görüneceğim, ne zaman gelecek, normal doğum mu olacak, yeterli olabilecek miyim, ya başaramazsam, ya mutsuz bir çocuk olursa, ya mutsuz bir anne olursam?
Dolayısıyla ciddi bir duygu durum bozukluğu olmadığı sürece anne adaylarının, bu bekleyiş ve ardından anneliğe ısınma sürecinde zaman zaman çaresizlik hisleri için de kendilerine alan tanıyabilmeleri önemlidir.

Depresif duyguların kişinin gündelik işlevlerini sekteye uğrattığı aşamada, kişinin uyku, yemek düzeninde önemli değişimler, konsantre olmasında güçlükler ve hayat enerjisinde düşüş görülebilir. Kişinin ruhsal durumuna; isteksizlik, suçluluk, değersizlik ve sürekli bir üzüntü hali hakim olduğunda depresyon tanısı alabileceği düşünülür.

Hamilelik döneminde yaşanan depresyon hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından önemli sakıncalar doğurabilir. Hamilelik sürecinde annenin stres hormonundaki artış, bebeğin ileride hırçın davranışlar sergileme riskini arttırır. Ayrıca çeşitli araştırmalara göre anneleri hamilelik döneminde depresyonda olan bebeklerin diğer bebeklere göre daha geç uykuya daldığı ve daha az uyuduğu ileri sürülmektedir.

Hamilelik dönemi depresyonu ile baş etmek adına; kötü beslenme, yoğun alkol veya sigara kullanımına baş vurulması da çocukların fiziksel gelişimde ciddi sorunlara neden olabilir.

Bir kadın için en özel zaman dilimlerinden biridir, çocuğunu karnında taşıyor ve bunu hissediyor olmak. Özellikle annenin ilk gebeliği ise yaşanan duyguların tarifi neredeyse imkansızlaşır. Ağırlıklı olarak bu duyguları ifade eden kelime karmaşadır. Yani anne karmaşık duygular içindedir. Bir yandan seviniyor, diğer yandan heyecanlanıyor, öte yandan da korkuyor olabilir. Kimi zaman gelecek kaygısı içinde bocalarken anne, kimi zaman fiziksel görünümü için endişelenebilir. Veya anlam veremediği bir hüzünle dolabilir içi. Bütün bu duyguların yaşanması oldukça olağandır. Yeni üye annenin bedeninde olduğu kadar ruhunda da değişikliklere sebebiyet verecektir. Burada sorun olan nokta yaşanan bu karmaşık sürece verilen tepkilerdir. Gerek annenin gebelik olayını algılayışı ve gerekse yakın çevredekilerin - eş gibi- anneyi destekleyişleri gebelik sürecinin sağlıklı veya sağlıksız gelişmesine neden olur.Bununla birlikte annenin biyolojik anlamda yaşadıkları da oldukça önemli ve destek gerektiren bu konudur. Yani annenin düzenli olarak doktor kontrollerinin yapılması gerekir. Bununla birlikte vücuttaki hormonal değişimin annenin ruhsal durumuna doğrudan tesir ettiği söylenebilir.


Duygu değişikliklerinin gebelik sürecinde çocuğa negatif yansımaması, dahası pozitif yansıması ilk etapta bebeğin istenen ve beklenen bir bebek olması ile doğru orantılıdır. İstenmeyen bir gebelikte anne yaşadığı negatif süreçlerde daha sabırsız olabildiği gibi içten içe bebeği suçlayabilir. Bu da daha ilk günlerden itibaren anne-çocuk arası bağın yıpranmasıdır ki bu eğitim için kesinlikle negatif bir durumdur. İlk etapta annenin karnındaki bebeğe karşı istekli olması gerekmektedir. Bunun dışında çocuğuyla duygusal bağ kuma ve ebeveynin kendisini geliştirme çabası olmak zorundadır.


Ebeveynin yapması gerekenler

Hamilelik sürecinde her şeyden önce ebeveyn bedensel sağlığına önem vermeli gerekli kontrollerini aksatmamalıdır.

Gebelik her ne kadar sadece anne ile alakalıymış gibi görünse de babanın da sürece dahil olması gerekmektedir. Baba hem eşine gerekli desteği vermeli hem de çocuk eğitimi ve çocuğa yaklaşım konularında kendini geliştirmelidir. Çiftler birbirleriyle rahatlıkla konuşabilmeli ve duygularını birbirleri ile paylaşmalıdırlar. Bu şekildeki bir davranış eşleri bebek bağlamında kaynaştıracağından aile içindeki huzur artacak ve çocuk bulunduğu ortamın pozitif izlerini taşıyacaktır.


Özellikle anne; bakış açısında negatifliklere yer vermemeli pozitif düşünmeli ve davranmalıdır. Çünkü annedeki en ufak bir gerilim doğrudan çocuğa yansıyacaktır. Özelikle annenin duygusal süreçlerinde istenmeyen yoğunlukta bir değişim yaşandığında (heyecan, sinir, üzüntü vb…) bu çocuğun sinir sistemine doğrudan yansıyacaktır. Çünkü bu tarz durumlarda annenin kan yapısı etkilenir bu da doğrudan çocuğun sinir sistemine etki eder. Dolayısıyla çocuk henüz doğmadan eğitsel süreci zorlayıcı bir durum yaşanmış olur.

Bütün bunların dışında ebeveynin karnındaki bebekle konuşması, ona tasavvuf musikisi vb… müzikler dinlettirmesi, çocuğuna kitap okuması gibi davranışlar hem anne- çocuk arası duygusal bağı kuvvetlendirir, hem de çocuğun ruhsal ve zihinsel gelişimine pozitif yansır. Aynı davranışları baba da yapmalıdır.

Ayrıca ebeveynin gerek çocuk bakımı, gerek çocuğun gelişim süreçleri hakkında bilgi sahibi olması annenin özgüvenini sağlanması için gereklidir. Tabii bunların yanında ebeveynin çocuk psikolojisi hakkında da bilgi sahibi olmak için araştırmalar yapması, kitaplar okuması ve eğitsel faaliyetlere katılması da yine yapması gerekenler arasındadır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Anne ve Bebek Danışmanlığı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Günay BAYDAROĞULLARI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Günay BAYDAROĞULLARI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Günay BAYDAROĞULLARI Fotoğraf
Psk.Günay BAYDAROĞULLARI
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Günay BAYDAROĞULLARI'nın Makaleleri
► Anne-Bebek İlişkisi Psk.Dnş.Gülçin BALKI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Anne ve Bebek Danışmanlığı' başlığıyla benzeşen toplam 54 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Ergenlik Psikolojisi Haziran 2019
► İştahsız Çocuklar Eylül 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:57
Top