Kanserle Mücadelede Doğru Beslenmenin Yeri
Kanserin temel sebebi hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıdır. Fakat bu çoğalmaya neden olabilecek çok sayıda etmen vardır. Genetik faktörler, yanlış beslenme, radyasyona maruz kalma, aşırı sigara ve alkol tüketimi, stresli yaşam bunlardan sadece bir kaçıdır.
Günümüzde yaşam koşullarının giderek zorlaşması, iş imkanlarının daha zorlu hale gelmesi insanlar üzerindeki stresi arttırmaktadır. Doğal olmayan, hormonlu gıdaların sayı ve çeşitliliğinin artması, hava ve su kirliliği gibi etmenler de stresle birleşerek kanserojen etki yapmakta, bu nedenle insan ömrü gün geçtikçe kısalmaktadır.
Tıbbi olarak bu tanıyı alan kişilerde beslenmenin en çok dikkat edilmesi gereken konu olması gerekirken internetteki bilgi kirliliği ve kulaktan dolma bilgiler yüzünden insanlar, bilmeden mevcut durumlarını daha da kötüye götürebilecek şekilde beslenebilmektedir.
Bu nedenle kanserle mücadele ederken yapılması gerekenleri doğru bir şekilde öğrenmeli ve hayatımıza adapte etmeliyiz.
SEBZE, MEYVE VE KURUBAKLAGİLLERİ HAYATINIZDA İLK SIRAYA YERLEŞTİRİN!
Meyve ve sebzeler A, C,E vitamini ve selenyum içerir. Bu maddeler antioksidant özellik göstererek hücreleri kanserojen maddelere karşı korur, hücre onarımına ve hücrelerin gençleşmesine yardımcı olur. Ayrıca sebze ve meyveler posadan ve fitokimyasallardan zengindir. Domateste bulunan lykopen isimli fitokimyasalın kanserle savaşmada etkisi büyüktür. Özellikle kırmızı meyveler ( böğürtlen, kırmızı elma, kırmızı erik vb.), brokoli, lahana, karnabahar gibi sebzeler ve ıspanak, marul gibi yeşil yapraklı sebzeler antioksidantların yoğun olarak bulunduğu besinlerdir. Fakat dikkat! Yutma-çiğneme güçlüğü vb. durum olmadığı takdirde meyveyi meyve suyu olarak değil taze olarak tüketmelisiniz. Meyve suyu haline getirildiğinde meyve posasını kaybeder ve geriye şeker kalır. Tümör hücreleri ise bu şekerle beslenir!
Kurubaklagiller ise içerdikleri yüksek lif sayesinde bağırsaktaki kanserojen maddeleri kendi bünyesine alarak dışarı atılmasını sağlar ve böylece kanser riskini düşürmede etkili olur.
İŞLENMİŞ GIDALARA ELVEDA
Tümör hücreleri glikozla beslenir. Kemoterapi ve radyoterapi sırasında da boğaz yaraları, iştahsızlık bağırsak problemleri vb. komplikasyonlardan kişi kilo kaybetmeye meyillidir. Kiloyu yanlış hücreleri beslemeden korumanın tek yolu rafine, işlenmiş gıdaları mutfağınızdan çıkarmanızdır. Beyaz unla yapılmış her türlü besin ( beyaz ekmek, makarna , pilav vb) yerine tam buğday unu kullanılarak yapılan yiyecekler tercih edilmelidir.
TUZ İÇERİĞİNE DİKKAT
Aşırı tuz tüketiminin mide kanserine yol açtığına dair yapılan bir çok çalışma vardır. Bu nedenle bu dönemde tuz ve konserve, salamura ve turşu gibi tuz içeriği yüksek olan besinler tüketilmemelidir.
NÖTROPENİK İSENİZ DİKKAT;
Kemoterapi , radyoterapi vb. tedaviler sonucu nötrofil sayısının mm3te 1000’in altına inmesine nötropeni denir. Böyle bir durumda bağışıklık sistemi oldukça zayıftır ve kişi enfeksiyonlara açık haldedir. Bu nedenle beslenmesi de bir okadar özenli olmalıdır.
- Çatal-bıçak-kaşık-tabak dezenfekte edildikten sonra kişiye yemek sunulmalıdır.
- Tüketilen ürünler tek kullanımlık, steril paketlerde olmalıdır.( Örneğin tek kullanımlık bal,tereyağı, roll-ekmek gibi)
- Pastörize olmayan süt ve süt ürünleri ( yoğurt, peynir,ayran vb.) kesinlikle tüketilmemelidir.
- Et ürünleri ( yumurta, tavuk ,balık, et vb.) çok iyi pişirilmelidir, pişirme sırasında ısının etin içine geçtiğinden ve etin içinin de piştiğinden emin olunmalıdır.
- Musluk suyu kullanılmamalı, hazır su tüketilmelidir.
- Çiğ sebzeler ( özellikle salata) tüketilirken çok dikkatli olunmalıdır.Sebzeler önce sirkeli su ile dezenfekte edilmeli daha sonra akan su altında sirkeden arınana kadar yıkanmalıdır.Bu dönemde çiğ sebze pek tüketilmemeli, herşey pişmiş bir şekilde tüketilmelidir.
Hepinize sağlık dolu günler dilerim…
Günümüzde yaşam koşullarının giderek zorlaşması, iş imkanlarının daha zorlu hale gelmesi insanlar üzerindeki stresi arttırmaktadır. Doğal olmayan, hormonlu gıdaların sayı ve çeşitliliğinin artması, hava ve su kirliliği gibi etmenler de stresle birleşerek kanserojen etki yapmakta, bu nedenle insan ömrü gün geçtikçe kısalmaktadır.
Tıbbi olarak bu tanıyı alan kişilerde beslenmenin en çok dikkat edilmesi gereken konu olması gerekirken internetteki bilgi kirliliği ve kulaktan dolma bilgiler yüzünden insanlar, bilmeden mevcut durumlarını daha da kötüye götürebilecek şekilde beslenebilmektedir.
Bu nedenle kanserle mücadele ederken yapılması gerekenleri doğru bir şekilde öğrenmeli ve hayatımıza adapte etmeliyiz.
SEBZE, MEYVE VE KURUBAKLAGİLLERİ HAYATINIZDA İLK SIRAYA YERLEŞTİRİN!
Meyve ve sebzeler A, C,E vitamini ve selenyum içerir. Bu maddeler antioksidant özellik göstererek hücreleri kanserojen maddelere karşı korur, hücre onarımına ve hücrelerin gençleşmesine yardımcı olur. Ayrıca sebze ve meyveler posadan ve fitokimyasallardan zengindir. Domateste bulunan lykopen isimli fitokimyasalın kanserle savaşmada etkisi büyüktür. Özellikle kırmızı meyveler ( böğürtlen, kırmızı elma, kırmızı erik vb.), brokoli, lahana, karnabahar gibi sebzeler ve ıspanak, marul gibi yeşil yapraklı sebzeler antioksidantların yoğun olarak bulunduğu besinlerdir. Fakat dikkat! Yutma-çiğneme güçlüğü vb. durum olmadığı takdirde meyveyi meyve suyu olarak değil taze olarak tüketmelisiniz. Meyve suyu haline getirildiğinde meyve posasını kaybeder ve geriye şeker kalır. Tümör hücreleri ise bu şekerle beslenir!
Kurubaklagiller ise içerdikleri yüksek lif sayesinde bağırsaktaki kanserojen maddeleri kendi bünyesine alarak dışarı atılmasını sağlar ve böylece kanser riskini düşürmede etkili olur.
İŞLENMİŞ GIDALARA ELVEDA
Tümör hücreleri glikozla beslenir. Kemoterapi ve radyoterapi sırasında da boğaz yaraları, iştahsızlık bağırsak problemleri vb. komplikasyonlardan kişi kilo kaybetmeye meyillidir. Kiloyu yanlış hücreleri beslemeden korumanın tek yolu rafine, işlenmiş gıdaları mutfağınızdan çıkarmanızdır. Beyaz unla yapılmış her türlü besin ( beyaz ekmek, makarna , pilav vb) yerine tam buğday unu kullanılarak yapılan yiyecekler tercih edilmelidir.
TUZ İÇERİĞİNE DİKKAT
Aşırı tuz tüketiminin mide kanserine yol açtığına dair yapılan bir çok çalışma vardır. Bu nedenle bu dönemde tuz ve konserve, salamura ve turşu gibi tuz içeriği yüksek olan besinler tüketilmemelidir.
NÖTROPENİK İSENİZ DİKKAT;
Kemoterapi , radyoterapi vb. tedaviler sonucu nötrofil sayısının mm3te 1000’in altına inmesine nötropeni denir. Böyle bir durumda bağışıklık sistemi oldukça zayıftır ve kişi enfeksiyonlara açık haldedir. Bu nedenle beslenmesi de bir okadar özenli olmalıdır.
- Çatal-bıçak-kaşık-tabak dezenfekte edildikten sonra kişiye yemek sunulmalıdır.
- Tüketilen ürünler tek kullanımlık, steril paketlerde olmalıdır.( Örneğin tek kullanımlık bal,tereyağı, roll-ekmek gibi)
- Pastörize olmayan süt ve süt ürünleri ( yoğurt, peynir,ayran vb.) kesinlikle tüketilmemelidir.
- Et ürünleri ( yumurta, tavuk ,balık, et vb.) çok iyi pişirilmelidir, pişirme sırasında ısının etin içine geçtiğinden ve etin içinin de piştiğinden emin olunmalıdır.
- Musluk suyu kullanılmamalı, hazır su tüketilmelidir.
- Çiğ sebzeler ( özellikle salata) tüketilirken çok dikkatli olunmalıdır.Sebzeler önce sirkeli su ile dezenfekte edilmeli daha sonra akan su altında sirkeden arınana kadar yıkanmalıdır.Bu dönemde çiğ sebze pek tüketilmemeli, herşey pişmiş bir şekilde tüketilmelidir.
Hepinize sağlık dolu günler dilerim…
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kanserle Mücadelede Doğru Beslenmenin Yeri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Gizem Selin KEŞLİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Gizem Selin KEŞLİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
