2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Depresyon ve Pazartesi Sendromu
MAKALE #13598 © Yazan Uzm.Psk.M. Berk KARAOĞLU | Yayın Kasım 2014 | 4,440 Okuyucu
DEPRESYON (Ruhsal çöküntü)

Depresyon kelimesi günlük dilde sık sık kullanılır. Birçok duygunun bir araya gelişini o anda var olan istenmeyen psikolojik ruh halini betimlemek için kullanılır.
Depresyon her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Majör Depresyon ( büyük depresyon) nöbetlerle gelen ve tam düzelen bir özelliğe sahiptir. Toplumun her kesiminde görülebilir. Psikiyatrik hastalıklar arasında en sık rastlanan bir tablodur. Yaşam boyunca her 100 erkekten 10'unun ve her 100 kadından 20'sinin Depresyon geçirdiği araştırmalarla saptanmıştır.

Depresyondaki bir insanda en dikkati çeken özellikler şunlardır; Elem, keder, karamsarlık umutsuzluk duyguları ile; daha önceden zevk aldığı ilgi duyduğu nesnelere, uğraşılara ilgi duymaması ve hiçbir şeyden zevk alamama halidir.
Depresyondaki bir hasta çevresine ve hekime "çok üzgünüm, sanki daha önceki karakterimi yapımı kaybettim. Hiçbir şeyden zevk almıyorum. Bu sıkıntı, keder bitmeyecek. Hayat bana ağır geliyor. Canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Kendimi yorgun ve bitkin hissediyorum. Sabırsız, tahammülsüz bir insan oldum. Kimse gelsin -gitsin istemiyorum. Sessiz - sedasız bir odada yalnız başıma kalmak istiyorum. Çocuklarıma bakamıyorum; bazen onları boğasım bile geliyor. Bazen de artık yaşamanın bir anlamı kalmadı diye düşünüyorum. Bir şey öğrenemiyorum, her şeyi unutuyorum... Zaman zaman sebepsiz ağlıyorum. Çok sıkılıyorum, daralıyorum, baş ağrılarım sıklaştı. İştahtan kesildim, kilo verdim. Uykuya dalmakta güçlük çekiyorum, bazen erkenden sıkıntı ile uyanıyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Karar veremiyorum... " şeklinde yakınmada bulunur.

Uluslararası Depresyonları önleme ve tedavi komitesinin depresyonlu hastaların tanınması amacıyla hazırladığı tanı ölçütlerinden yola çıkarak hazırlanan maddelerin 4-5 tanesine evet diyorsanız Depresyonda olabilirsiniz.

Hayattan eskisi kadar haz almıyorum, hiçbir şey ilgimi çekmiyor.
Son zamanlarda karamsar, ümitsiz, kötümser düşünüyorum.
Kendimi yorgun, bitkin, halsiz hissediyorum.
Uyku düzenim bozuldu.
İştahım azaldı kilo kaybettim.
Bedenimde ağrılar, sızılar başladı, göğsüme baskı oluyor, mideme kramplar giriyor.
Son zamanlarda cinsel isteğimi kaybettim.
Hafızam zayıfladı, birşeyi aklımda tutamıyor, öğrenemiyorum.
Zaman zaman intihar etmek istiyorum. Kimseyi görmek istemiyorum.

Depresyon geçiren bir insandan; düşünce ve duygu, davranış, motor faaliyetlerde, biyolojik yaşamsal fonksiyonlarda değişiklikler olur.

Duygu Durumundaki Değişiklikler.

Keder, elem, üzüntü, sıkıntı, karamsarlık
Olağan faaliyetlere karşı ilgisizlik,
Hiç bir şeyin haz vermemesi, hayatın anlamsız gelmesi
Ağlama isteği veya ağlama,
Konuşmaya dahi isteksiz olma.
Düşünce içeriğindeki değişiklikler:

En başta umutsuzluk, karamsarlık düşünceleri ( Kendisini değersiz, günahkar, suçlu kabul etme, ciddi depresyonlarda kişi bu düşüncelerle intihar eder...)

İntihar fikirleri
Ağır depresyonlarda bazen gerçeği değerlendirme, muhakemede kısmi bozukluklar görülebilir. Şahıs organlarının olmadığını, çürüdüğünü, bu nedenle yeme-içmesinin anlamsız olduğunu söyler ve kötülük göreceği şeklinde hezeyanları olabilir.

Depresyonda Hafıza
Dikkat toparlanamaz
Konsantrasyon bozulur.
Unutkanlık başlar
Yeni şeyler öğrenilemez
Bu nedenle bir iş performansı ciddi şekilde düşer.

DEPRESYON TÜRLERİ

Maskeli Depresyon
Sınıflamalarda yer almamakla birlikte klasik kitapların çoğunda yer alır. Bu durumda klasik depresyon belirtileri yerine: Bedenin değişik yerlerinde ağrılar, sızılar, uyuşma, karıncalanmalar, hissiyat azlığı, karakter bozuklukları, Sexsüel alanda ve beslenme ile ilgili davranışlarda bozukluklar, alkolizm, madde bağımlılığı gibi sorunlar ön plandadır. Yani temeldeki depresyon bu şekilde dışa yansımıştır.



Yaşlılarda Ve Menapoz Sonrası Depresyon

Kadınlarda daha da sık görülür.
Depresyonun tipik belirtileri olmakla beraber; ağır bunaltı (anksiyete), sıkıntı, özellikle sabah sıkıntısı, uyku bozukluğu ön plandadır.
Aşırı telaş ve tedirginlik vardır.
Sıkıntıdan dolayı sürekli eller oğuşturulur ve yerinde duramama, dolaşma hali vardır.
Bedensel uğraşılar daha fazladır.
İntihar düşünceleri yoğundur.

Doğum Sonrası Depresyonları
Doğumdan sonra annelerde görülen depresif tabloya "puerperal depresyon" denmektedir. Bazı anneler doğumdan sonra : Gelip geçici ağlama nöbetleri, güçsüzlük , halsizlik, sıkıntı, üzüntü, bebeğe karşı ilgisizlikle karakterize "Bebek hüznü " denen bir durum yaşar. Destekleyici tedavilerle olumlu yanıt verir. Doğum sonrası bir ila 3 ay içinde gelişen karamsarlık , üzüntü, yetersizlik , hiçbir şeyden zevk alamama, çocuğa, ev işlerine bakmamak gibi hallerinde tam bir depresyon geçiriyor denmektedir. Ciddi tedavi gerekmektedir. Hastaların çoğu tedavi ile düzelir. Bazılarında depresyonun belirtileri uzun süre üzerinde kalabilir.

Distimik Bozukluk
Eskiden nörotik depresyon, depresif kişilik, nevrasteni diye nitelendirilirdi. Hastalarda en az iki yıl süren ve çok ağır olmayan depresyon belirtileri vardır. Uyku bozuklukları, hiçbir şeyden mutlu olamama, müzmin karamsarlık hali, yoğunluk, istek ve ilgi azlığı, güvensizlik hissi, bedensel yakınmalar dile getirilir. Bu bozuklukta bir kaç gün , bir kaç hafta iyilik dönemleri görülebilir. Ancak bu iyilik dönemleri iki ayı geçmez.

Postpsikotik Depresyonlar
Şizofreni gibi gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozulduğu, "akıl hastalıklarında da zamanla depresyon gelişebilir.

Organik Nedenlere Bağlı Depresyon
Bir çok fiziksel bozukluğa bağlı depresyonlar görülebilmektedir. Örneğin;Hormonal sistemdeki bozukluklar, Nörolojik bazı hastalıklarda ( Örneğin Parkinson, Multipl skleroz) kan hastalıklarında, kanserde, enfeksiyon hastalıklarının bazılarında, kaza ve ameliyetlardan sonra depresyon gelişebilmektedir. Uzun süre kullanılan tansiyon düşürücü, ülser giderici bazı ilaçlar bağımlılık yapan uyarıcı ve uyuşturucular, kortizollü ilaçlarda depresyon yapabilirler.

DEPRESYON NEDENLERİ
Depresyona yol açan çok neden vardır.
Kalıtımsal nedenler
Biyokimyasal değişiklikler
Hormonal bozukluklar
Tedavide kullanılan bazı ilaçlar
Bazı organik nedenler
Psiko-sosyal olaylar
Sosyo-kültürel etkenler
Bazı yaşam olayları depresyona neden olabilir.
Birçok insanın aynı şartlarda yaşamasına rağmen bazılarının depresyona girdiği, bazılarının girmediği araştırılıp, tartışılmıştır.

Biyolojik-genetik alt yapının depresyona yatkınlık gösterdiği kişilerin dış faktörlerle daha kolay depresyona girdiği ileri sürülmektedir.Depresyon tedavi edilebilen bir hastalıktır
Depresyon belirtileri 2 haftadan fazla sürüyorsa mutlaka bir psikiyatrise gidip tedavi olmak gerekir. Günümüzde depresyon giderici çok güçlü ilaçlar geliştirilmiştir. Psikiyatrislerin tedavide bir çok seçenekleri vardır. 2-3 aylık bir tedavi ile ciddi düzelmeler sağlanabilmektedir. Tedavinin süresi hastalığın ciddiyeti, süresi tekrar edip etmediğine göre ayarlanır. Psikoterapi ile birleştirilen ve sosyal düzenlemeler ile desteklenen tedaviler daha iyi sonuçlar vermektedir.

PAZARTESİ SENDROMU

Pazartesi Sendromu dediğimiz şey aslında bir tanı kriteri olmaksızın tamamen bizlerin adını koyduğu bir olgudur. Bütün bir hafta çalışılan iş günleri sonrasında iki günlük veya çoğu kişinin bir – bir buçuk günlük olan tatil hakkının kişiye yetmemesi sonucunda pazartesi gününe atfedilen sosyal medyada ve günlük hayatta sıkça dillendirilen bir rahatsızlık tablosudur.
Genel olarak haftalık işe başlamanın ilk günü olması sebebiyle pazartesi sendromu adını verdiğimiz bu olgu en az 2-3 günlük tatil dönüşlerinde de önümüze çıkmaktadır. Çünkü bize neşe veren, keyif veren bir tatil elimizden alınmıştır ve sorumluluk duygusuyla, hataya yer vermek istemediğimiz, kendimizi sıkıntıya soktuğumuz işler tekrar başlamaktadır. Hele ki iş yerinde gerek amirlerimizle gerek iş arkadaşlarımızla aramız çok iyi değilse bu konuda daha da zorlanırız.
Freud pazartesi sendromunu değil ancak depresyonu tanımlarken şöyle demiştir “sevilen, değer verilen bir nesnenin kaybı depresyondur” yani bu sendromda da tatilin, keyfin kaybı sonucunda her hafta özellikle pazar ve pazartesi günleri kısa bir depresif dönem geçirmekteyiz. Ancak bilinçaltımız “bu acı çok uzun sürmeyecek, neyse ki Cuma-cumartesi sonrası yine tatilim var” deyip bilincimizi uyarmakla rahatlarız. Tanımlama yapacak olursak pazartesi sendromuna kısa süreli olan bir depresyon hali denilebilir.
Bu olgu Pazartesi sendromu adını aldığı için genellikle pazartesi gününün daha sıkıcı, zor geçtiğini düşünsekte aslında baktığımızda son tatil günü olması ve “yarın iş olacak” düşüncesi ile Pazar gününün daha huzursuz geçtiğini farketmekteyiz. Ne dersiniz belki de bu sendromun adını Pazar sendromu olarak değiştirmemiz gerekiyor?
Gelelim pazartesi sendromu yaşamamak için neler yapmamız gerektiğine öncelikle söylediğimiz gibi küçüklükte okul çağından beri alışılageldiği üzere Pazar günleri ödevlerimizin yetişmesi gerektiği, banyo yapmamız, öz bakımımızı sağlamamız, oda düzenlemesi vs. gibi haftaya hazırlık aşamasının hem düşüncede hem de davranış anlamında yoğun geçtiği bir gündür. Yetişkinlikte de bu değişmez çünkü Pazar günü pazartesiye yetişmesi gereken çamaşırlar, ütüler, iş sunumları, çocukların işleri vs. gibi bir çok şey vardır. Bu nedenle kısa bir travma yaşadığımız bu Pazar günü yapılan işleri eğer diğer günlere de yayabilir, beklenti kaygısı yaşamayacak duruma gelirsek hem Pazar günü hem de ilk iş günü olan pazartesi günü daha rahat, mutlu ve huzurlu geçirilebilir. Ancak pazartesi sendromu sadece tek bir değişkene bağlı olmayıp kişilik özellikleri, iletişim, iş yerindeki arkadaşlıklar, amirler ile ilişki vs. gibi birçok faktöre dayanan bir durumdur. Eğer hemen hemen her hafta bu süreci yaşadığınızı, çökkün bir duygu durum halinde olduğunuzu düşünüyorsanız psikolojik destek almanızı öneririz.
Saygılarımla..


M. Berk KARAOĞLU
Psikolog – Aile Danışmanı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Depresyon ve Pazartesi Sendromu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.M. Berk KARAOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.M. Berk KARAOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
M. Berk KARAOĞLU Fotoğraf
Uzm.Psk.M. Berk KARAOĞLU
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
Bireysel Psikoterapist- Ergen Psikoloğu - Aile Danışmanı - Cinsel Terapist - Emdr Terapisti
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi103 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.M. Berk KARAOĞLU'nun Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Depresyon ve Pazartesi Sendromu' başlığıyla benzeşen toplam 32 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Depresyon ve Obezite? Ekim 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:47
Top