Psikolojik Açıdan Sağlıklı Sünnet Yaşı Kaçtır?
Özet:
Erkek çocuğunuz için en uygun sünnet yaşı aralığı “0-3”tür.
1) Eğer çocuğunuz 3 yaşına henüz erişmediyse (ilk 3 yıl), doktorunuz da fizyolojik bir sorun teşhis etmediyse, sünnet ettirmenizde herhangi bir sakınca yoktur, hatta en doğrusudur.
2) Eğer çocuğunuz 3 yaşından büyükse, 6 yaşını bitirmesini beklemeniz doğru olacaktır.
3) Ancak, 7 yaş ve sonrasında sünnet olmanın da yetişkinlik döneminde erken boşalma sorunuyla karşılaşma olasılığını büyük ölçüde arttırdığı için 7 yaş ve sonrasında sünnet olacak çocuğunuz ve siz bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşerek psikolojik açıdan çocuğunuzu ve kendinizi sünnete hazırlamalısınız.
Sünnet Yaşının Önemi
Yaptığımız araştırmadan elde etiğimiz bulgulara göre, 7 yaş ve üstünde sünnet edilen çocukların diğerler yaş gruplarında sünnet olanlara göre, erken boşalma sorunuyla karşılaşma olasılığı daha yüksektir.
Diğer taraftan 3-7 yaş aralığı ise çocuğun yaşadığı oidipal karmaşaya bağlı olan iğdiş edilme korkusu nedeniyle sünnet için uygun değildir. Bütün bunlara rağmen günümüz istatistiklerine bakıldığında; ailelerin yaklaşık yüzde 30’unun, erkek çocuklarını hâlâ 3-7 yaş aralığında sünnet ettirdikleri görülüyor. Sünnete en uygun dönem ise, ülkemizde bu dönemde sünnet olma oranı ne yazık ki % 10-15 civarında kalsa da, doğum sonrası ve doğumu takip eden ilk iki yıldır.
Psikoloji Açısından Sünnet Yaşı Neden Önemlidir?
Sünnet yaşının psikolojik açıdan önemi, erkek çocuğun gelişim dönemleriyle ilişkilidir. Buna bağlı olarak, örneğin, günümüzde tüm dünyada sünnet yaş aralığı olarak 0-2 ya da 7 yaş ve üstü önerilir. 3-7 yaş arası sünnetse kesinlikle önerilmez. Bunun nedeni, 3-7 yaş arasındaki erkek çocuğun ‘oidipus karmaşası’ yaşamasıdır. Bir başka deyişle çocuk, 3 yaş civarında başlayan anne hayranlığı ve baba kıskançlığını yaklaşık 7 yaşına kadar çözümlemekle uğraşır. Bu süreçte erkek çocuğu (kuşkusuz, kız çocuğu da), yetişkin cinselliği gibi olmamakla birlikte, ilk cinsel farkındalığını yaşamaya başlar. Dolayısıyla, erkek çocuk, anneye yönelik duygularının iğdiş (hadım) edilerek cezalandırılacağı korkusu yaşar. Bu yıllarda, çocuk için psikolojik açıdan zorlu bir süreç olduğu için sünnet önerilmez.
3-6 Yaş Aralığında Sünnetinin Zararları
Bu yaş aralığında sünnet ettirilen çocuk en basit ifadeyle hırçınlaşır, saldırganlaşır ve ruhsal açıdan zarar görebilir. Yetişkinlikte ise cinsel yaşantısı olumsuz seyredebilir.
7 Yaş Üstü Sünnetin Zararları
7 yaş ve üstünde sünnet olan çocuklar, o yaşlarda olumsuz psikolojik belirtiler vermese bilen yetişkinlikte erken boşalma sorunu yaşayabilmektedir. Diğer yaş aralıklarında değil de 7 yaş ve üstünde sünnet olan çocukların yetişkinlikte erken boşalma riskiyle karşı karşıya kalmalarının temel nedeni; erkek çocuğun 3-7 yaş aralığında yaşadığı karmaşık duyguların çözüme kavuşması için babasıyla sağlıklı bir özdeşim kurmakta sorun yaşamasına bağlı olabilir. Hemen her erkeğin sünnetli olduğu bir toplumda 7 yaşına gelmiş bir çocuk hala sünnet olmamış ise babasıyla özdeşim kurmakta eksiklikler yaşayabilir. Bu noktada anlaşılmaktadır ki sünnete ilişkin kültürel yapı ve beklentiler, olası psikolojik bir sorunun ortaya çıkmasında rol oynayabilir.
Sünent yaşı konusuna dini açıdan bakıldığında ise İslam düşünürlerinin hem fikir olduğu bir yaş aralığı karşımıza çıkmamaktadır. Türkiye toplumunda sünnet düğünü yapılması, geleneksel açıdan ailelerin önemsediği bir konu. Bu nedenle ülkemizde çoğu zaman, aslında uygun olmayan bir yaşta çocuğu sünnet ettirme eğilimi oluşmakta. Oysa sünnet düğünü yapmak için çocuğun büyümesini beklemeye gerek yoktur. Doğumunun ilk üç yılında, yani sağlıklı sünnet yaş döneminde de sünnet düğünü yapılabilir. Diğer taraftan sünnet düğünü bir ‘ödül’ niteliği taşıdığı için, çocuğun sünneti daha olumlu algılamasını sağladığı bir gerçektir. Sonuç olarak; erkek çocuklarının, bilim insanlarının önerdiği doğumu takip eden ilk yıllarda sünnet ettirmenin dini açıdan da bir sakıncası yoktur.
Dolayısıyla sünnet için en uygun dönem doğum sonrasıdır. Bu dönemde, hekim uygun gördüğü takdirde, sünnet yapılmasında psikolojik açıdan bir sakınca yoktur. Böylelikle doğum sonrası sünnet olan bir çocuk, 3-7 yaş arasına geldiğinde sünnet için kaygı duymak zorunda kalmaz. Ayrıca sünnetli olduğu için babasıyla özdeşim kurması kolaylaşır. Diğer yandan toplumumuzun sünnetle ilişkilendirdiği ‘erkek olma’ baskısına da maruz kalmamış olur. Toplumun algısına göre, zaten erkektir!
Diğer taraftan, eğer çocuk 4 yaşına geldiyse ve hâlâ sünnet olmadıysa bir uzmandan yardım alarak, çocuğun iğdiş edilme korkusunu aşabildiğinden emin olduktan sonra, yaklaşık olarak 6 yaşın sonu itibariyle sünnete psikolojik açıdan hazırlanmalıdır. 6 yaşın üstünde de olsa, yine uzman desteği göz ardı edilmeden erkek çocuğun sünnete yüklediği anlamlar ve duygular iyice anlaşılarak, onunla süreç hakkında konuşarak bir uzmanla birlikte desteklenmesi doğru olacaktır.
Kaynak: CÜCELOĞLU A, HOŞRİK ME, AK M, BOZKURT A. (2012) Sünnet Yaşının Erken Boşalma Üzerindeki Etkisi, Türk Psikiyatri Dergisi, 23(2): 99-107.
Erkek çocuğunuz için en uygun sünnet yaşı aralığı “0-3”tür.
1) Eğer çocuğunuz 3 yaşına henüz erişmediyse (ilk 3 yıl), doktorunuz da fizyolojik bir sorun teşhis etmediyse, sünnet ettirmenizde herhangi bir sakınca yoktur, hatta en doğrusudur.
2) Eğer çocuğunuz 3 yaşından büyükse, 6 yaşını bitirmesini beklemeniz doğru olacaktır.
3) Ancak, 7 yaş ve sonrasında sünnet olmanın da yetişkinlik döneminde erken boşalma sorunuyla karşılaşma olasılığını büyük ölçüde arttırdığı için 7 yaş ve sonrasında sünnet olacak çocuğunuz ve siz bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşerek psikolojik açıdan çocuğunuzu ve kendinizi sünnete hazırlamalısınız.
Sünnet Yaşının Önemi
Yaptığımız araştırmadan elde etiğimiz bulgulara göre, 7 yaş ve üstünde sünnet edilen çocukların diğerler yaş gruplarında sünnet olanlara göre, erken boşalma sorunuyla karşılaşma olasılığı daha yüksektir.
Diğer taraftan 3-7 yaş aralığı ise çocuğun yaşadığı oidipal karmaşaya bağlı olan iğdiş edilme korkusu nedeniyle sünnet için uygun değildir. Bütün bunlara rağmen günümüz istatistiklerine bakıldığında; ailelerin yaklaşık yüzde 30’unun, erkek çocuklarını hâlâ 3-7 yaş aralığında sünnet ettirdikleri görülüyor. Sünnete en uygun dönem ise, ülkemizde bu dönemde sünnet olma oranı ne yazık ki % 10-15 civarında kalsa da, doğum sonrası ve doğumu takip eden ilk iki yıldır.
Psikoloji Açısından Sünnet Yaşı Neden Önemlidir?
Sünnet yaşının psikolojik açıdan önemi, erkek çocuğun gelişim dönemleriyle ilişkilidir. Buna bağlı olarak, örneğin, günümüzde tüm dünyada sünnet yaş aralığı olarak 0-2 ya da 7 yaş ve üstü önerilir. 3-7 yaş arası sünnetse kesinlikle önerilmez. Bunun nedeni, 3-7 yaş arasındaki erkek çocuğun ‘oidipus karmaşası’ yaşamasıdır. Bir başka deyişle çocuk, 3 yaş civarında başlayan anne hayranlığı ve baba kıskançlığını yaklaşık 7 yaşına kadar çözümlemekle uğraşır. Bu süreçte erkek çocuğu (kuşkusuz, kız çocuğu da), yetişkin cinselliği gibi olmamakla birlikte, ilk cinsel farkındalığını yaşamaya başlar. Dolayısıyla, erkek çocuk, anneye yönelik duygularının iğdiş (hadım) edilerek cezalandırılacağı korkusu yaşar. Bu yıllarda, çocuk için psikolojik açıdan zorlu bir süreç olduğu için sünnet önerilmez.
3-6 Yaş Aralığında Sünnetinin Zararları
Bu yaş aralığında sünnet ettirilen çocuk en basit ifadeyle hırçınlaşır, saldırganlaşır ve ruhsal açıdan zarar görebilir. Yetişkinlikte ise cinsel yaşantısı olumsuz seyredebilir.
7 Yaş Üstü Sünnetin Zararları
7 yaş ve üstünde sünnet olan çocuklar, o yaşlarda olumsuz psikolojik belirtiler vermese bilen yetişkinlikte erken boşalma sorunu yaşayabilmektedir. Diğer yaş aralıklarında değil de 7 yaş ve üstünde sünnet olan çocukların yetişkinlikte erken boşalma riskiyle karşı karşıya kalmalarının temel nedeni; erkek çocuğun 3-7 yaş aralığında yaşadığı karmaşık duyguların çözüme kavuşması için babasıyla sağlıklı bir özdeşim kurmakta sorun yaşamasına bağlı olabilir. Hemen her erkeğin sünnetli olduğu bir toplumda 7 yaşına gelmiş bir çocuk hala sünnet olmamış ise babasıyla özdeşim kurmakta eksiklikler yaşayabilir. Bu noktada anlaşılmaktadır ki sünnete ilişkin kültürel yapı ve beklentiler, olası psikolojik bir sorunun ortaya çıkmasında rol oynayabilir.
Sünent yaşı konusuna dini açıdan bakıldığında ise İslam düşünürlerinin hem fikir olduğu bir yaş aralığı karşımıza çıkmamaktadır. Türkiye toplumunda sünnet düğünü yapılması, geleneksel açıdan ailelerin önemsediği bir konu. Bu nedenle ülkemizde çoğu zaman, aslında uygun olmayan bir yaşta çocuğu sünnet ettirme eğilimi oluşmakta. Oysa sünnet düğünü yapmak için çocuğun büyümesini beklemeye gerek yoktur. Doğumunun ilk üç yılında, yani sağlıklı sünnet yaş döneminde de sünnet düğünü yapılabilir. Diğer taraftan sünnet düğünü bir ‘ödül’ niteliği taşıdığı için, çocuğun sünneti daha olumlu algılamasını sağladığı bir gerçektir. Sonuç olarak; erkek çocuklarının, bilim insanlarının önerdiği doğumu takip eden ilk yıllarda sünnet ettirmenin dini açıdan da bir sakıncası yoktur.
Dolayısıyla sünnet için en uygun dönem doğum sonrasıdır. Bu dönemde, hekim uygun gördüğü takdirde, sünnet yapılmasında psikolojik açıdan bir sakınca yoktur. Böylelikle doğum sonrası sünnet olan bir çocuk, 3-7 yaş arasına geldiğinde sünnet için kaygı duymak zorunda kalmaz. Ayrıca sünnetli olduğu için babasıyla özdeşim kurması kolaylaşır. Diğer yandan toplumumuzun sünnetle ilişkilendirdiği ‘erkek olma’ baskısına da maruz kalmamış olur. Toplumun algısına göre, zaten erkektir!
Diğer taraftan, eğer çocuk 4 yaşına geldiyse ve hâlâ sünnet olmadıysa bir uzmandan yardım alarak, çocuğun iğdiş edilme korkusunu aşabildiğinden emin olduktan sonra, yaklaşık olarak 6 yaşın sonu itibariyle sünnete psikolojik açıdan hazırlanmalıdır. 6 yaşın üstünde de olsa, yine uzman desteği göz ardı edilmeden erkek çocuğun sünnete yüklediği anlamlar ve duygular iyice anlaşılarak, onunla süreç hakkında konuşarak bir uzmanla birlikte desteklenmesi doğru olacaktır.
Kaynak: CÜCELOĞLU A, HOŞRİK ME, AK M, BOZKURT A. (2012) Sünnet Yaşının Erken Boşalma Üzerindeki Etkisi, Türk Psikiyatri Dergisi, 23(2): 99-107.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Psikolojik Açıdan Sağlıklı Sünnet Yaşı Kaçtır?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.M. Evren HOŞRİK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.M. Evren HOŞRİK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
