2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Eşimi Kıskanıyorum
MAKALE #14006 © Yazan Meral HASANDAYIOĞLU | Yayın Ocak 2015 | 7,471 Okuyucu
KISKANÇLIK

Kıskançlık, doğal bir duygudur tıpkı diğerleri gibi, insan yaşamında bu duyguyu hissetmeyen yok gibidir. Bebeklik çağından itibaren başkaları ile olan iletişim ve paylaşımda bu duygu hissedilebilir. Duyguyu hissetmek normal bir durumken, kontrolden çıkması ve yoğun yaşanması sorun oluşturabilir.

Evlilikte de sorun yaratan duygunun kendisi değildir. Kişinin duygusunu davranışa dönüştürerek tepkisel olması ve nasıl yöneteceğini bilememesidir. Bu duygu, bazen hayatımızı alt üst edecek konuma getirebilir bizi, oysaki kıskançlık duygusunu kontrol edebilirsek, eş ilişkilerinde avantajlı durumlar yaratabiliriz. Hafif bir kıskançlık, tetikleyici rol oynayabilir. İlişkilerin daha tutkulu ve heyecan verici yaşanmasına etken olabilir. Kıskançlığın dozunda yaşanması eşler arasındaki iletişimi güçlendirebilir. Kıskanılan eşte beğenilme ve sahiplenme duygusunu güçlendirebilir. Bu nedenledir ki; “Seven Kıskanır” terimi toplumda yaygınlaşmıştır. Kontrol edilemezse; sevgi, güven, bağlılık gibi duyguları zedeler ve eşler arası iletişimi olumsuz etkiler. Kıskançlıktan en olumsuz etkilenen kişi kıskanılandır.
Gerçek anlamda kıskançlığı yaşayan kişinin amacı:
• Özgüvenlerini ve özsaygılarını koruma
• Kendi değerini koruma
• Önemsendiğini hissetme
• Saygı ve sevgi eksikliğini gidermek
Kıskançlığı yaşayan kişi, aslında benlik saygısı ile ilgili kendi duyguları ile baş etmeye çalışıyor olabilir, eşine dünyayı zehir etme gibi bir hedef peşinde değildir. Ancak tavır ve davranışları, eşini sürekli kontrol etme ihtiyacını hissetmesi, en küçük bir rahatsız edici durumda abartılı davranması. Örneğin, telefonlarını, mesajlarını veya maillerini kontrol etmesi, karşı cinsle olan iletişimini sürekli eleştirmesi, randevuya gecikmelerde büyük sıkıntılar çıkarması ve kıskançlık krizlerine girmesi, benlik saygısını koruma çabası içinde olmasından kaynaklanır. Ancak bu durum kıskanılan eşe, gerçekten hayatı zehir edebilir. Kişinin kendini değerli hissetmesi kıskançlık duygusunu dengeler.
Kıskançlık duygusunu kıskanan ve kıskanılan açısından ayrı ayrı incelediğimizde şöyle bir duygu tablosu görebiliriz;
Kıskanan kişinin düşünceleri:
• Bana önem vermiyor.
• Ben onun gözünde değersizim.
• Beni sevmiyor, sevse böyle yapmaz (içerleme).
• Sana güveniyorum diyor ama ben ona bir türlü güvenemiyorum.
• Zaten benden başka herkesi düşünür, bir beni düşünmez (Suçlama).
• Başkalarında ne buluyor, bende olmayan ne var onlarda? ( Kendini rakiple kıyaslama) .
• El âlem ne der? Şimdi ben çevreye nasıl açıklayacağım? (İmajın sarsılmasından korkma)
• Beceriksizin tekiyim doğru dürüst ilişki yaşayamıyorum (Kendine acıma).
Kıskanan kişi bu düşünceleri yoğun bir şekilde yaşadığı için karşısındakinin gerçek duygu ve düşüncelerini anlamakta zorlanır. Kendini koruma ihtiyacını hisseder. Karşı saldırıya geçebilir. İçinde yaşadığı duygu fırtınasını kontrol etmekte zorlanabilir. Hissettiği duyguları tanımlar ve açığa çıkarabilirsek, bu duygularla baş edebilmeyi öğrenebilir. Kıskançlıkla birlikte gelen duygular
• Öfke
• Çaresizlik
• Değersizlik
• Mutsuzluk
• Yalnızlık
• Özgüven eksikliği
• Acı
• Kızgınlık
• Kin
• Üzüntü
• Haset
• Keder
• Aşağılanma
Kıskanan kişi bu kadar yoğun olumsuz duygular içinde iken genellikle olumsuz düşünür, olumsuz duygular olumsuz düşünceleri üretir. Olumsuz duyguların oluşturduğu olumsuz düşünceler sonucu davranışlar ortaya çıkar, kıskanan kişinin davranışlarını inceleyelim.
• Kendini bitkin hissetmek ( yoğun yaşanan duygu geçişleri sonucu)
• Titremek ve terlemek ( Terk edilme korku ve kaygısı- eşi kaybetme korkusunun yarattığı biyolojik belirtiler)
• Sürekli soru sormak ve karşısındakinden sürekli güvence istemek (Güvensizlik duygusu sonucu)
• Saldırgan davranışlar ve şiddet (Kontrolsüz öfke, kızgınlık ve acı sonucu)
• Zorlayıcı olmadan ve kendi haklarından tümüyle vazgeçmeden yaşantıyı daha fazla paylaşma çabası
• Gizli gizli öç alma küsme, ilişkiyi kesme, tehdit etme ve zor kullanma.
Kıskanan kişi bu düşünceler doğrultusunda gösterdiği davranışlarla, kıskanılan kişiye gönderilen iletişim iletileri de genellikle olumsuzdur. Gönderilen iletileri inceleyelim.
• Olumsuz cümle kalıpları
• Suçlayıcı konuşmalar
• Kuşkucu yaklaşım ve konuşmalar
• Güvensiz iletiler
• Şüpheci ve didikleyici araştırmalar
Kıskanan kişi gönderdiği olumsuz iletilerle rahatlama, kendini haklı görme, benliğini koruma ve kaygısını azaltma çabası gösterirken;

Kıskanılan kişinin bu iletilere karşı yaşadığı duygu durumu:
• Üzüntü
• Kızgınlık
• Öfke
• Haksızlığa uğradığını düşünme
• Kısıtlandığını, özgürlüğünün elinden alındığını düşünme
• Misilleme yapma isteği içinde olma
Kıskanan ve kıskanılan kişi bu durumdadır. Kıskanan kişinin duygu durumu anlaşılmaz, olumsuz davranışların altında yatan gerçek ihtiyaçları görülmez ve kontrol edebilmesi için yol gösterici olunmazsa ilişki zehirlenir. Her iki eşinde yaşantısı allak bullak olur.
Kıskançlığın gerçek nedeni sevgiyi paylaşamamadır. Kıskanan kişi ilgiyi ve sevgiyi yitirme endişesi, eşi kaybetme kaygısı içindedir. Üçüncü kişinin varlığı bu kaygıları tetikler. Aslında kıskanan kişi sahip olduğu ilişkiyi kaybetme korkusu yaşamaktadır. Kıskançlıkta onun bu korku karşısında gösterdiği savunma mekanizmasıdır. Savunma mekanizmasını değiştirmek, geliştirmek daha sağlıklı hale getirmek kişinin elindedir. Bu duyguyu kontrolden çıkaran diğer etkenlerse, eşlerin birlikte geçirdikleri zaman diliminin azlığı, hissettikleri duyguları birbirlerini suçlamadan dillendirememeleri ve eşlerden birinin kendi ailesine düşkünlüğü, olabilir. Kişi kıskançlıkla gelen duyguları tanır ve baş edebilme yollarını öğrenirse, kıskançlık duygusunu kontrol edebilir.
Sahiplenme duygusunun yoğunluğu da kıskançlık duygusunu tetikler. Hayatı paylaşmak her zaman birlikte olmak ve yapışık yaşamak değildir. İlişkilerde sahiplenme olması gereken bir duygudur. Biz kavramının oluşumunu destekler, paylaşımı kolaylaştırır ve güven ortamı yaratır ancak, yoğunluğu birey olmayı engeller. Kişinin evlilikte ortak yaşantısının dışında birey olmayı destekleyen özelliklerini de korumak gerekir. Örneğin, evlenmeden önce gerçekleştirdiği hobilerini ve zevk alarak yaptığı eylemleri sürdürebilmek, kendine olan güvenini güçlendirir. Kişi kendisini eksik kalmış hissetmez. Yaşamdan zevk almaya devam eder, böylece evliliğindeki ilişkileri de olumludur. Eşi ile ortak zevkler edinmesi birlikte geçireceği zaman dilimini artırır ve biz kavramını perçinler. Eşler, ilgi ve sevgiyi yitirme korkusuyla, birbirlerinin dışında başka ortamlarda, hobilerine ve başkaları ile olan iletişimine engel koyarsa, işte o zaman kıskançlık duygusu tetiklenir ve biz kavramına zarar verir.
Kıskançlığın üstesinden nasıl gelinir?
1- Kıskançlığı tetikleyen durumları bir kâğıda yazın ve onlara objektif bir gözle bakın. Rolleri değiştirin ve beraber olduğunuz kişinin aynı durumda ne hissedebileceğini araştırın. Empati kurmayı öğrenin, empatik düşünce hayatınızın her döneminde işinize çok yarayacaktır.
2- İletişim kurun endişe ve korkularınızı eşinizle konuşun. Kıskançlığınıza neden olan davranışlarını konuşabilin. Konuşma sırasında sakın suçlayıcı olmayın, duygularınızı dile getirin, daha çok ne hissettiğinizi anlatın. Ben dilini kullanın. Örneğin; “Başkalarına ilgi gösterdiğinde kendimi kötü hissediyorum, o an değersizmişim gibi geliyor, orada bulunmasam da olurmuş, sanki fazlalığım diye düşünüyorum” gibi açıklayıcı konuşmalar suçlayıcı olmadığından eşiniz sizin duygularınızı daha iyi anlar ve istemediğiniz davranışları yapmamak için daha kontrollü olur.
3- Birbirinize yapışık yaşamayın kendinize vakit ayırın. O dışarı çıktığında sizinde meşguliyetiniz olsun. Zamanınızı iyi değerlendirin mutlu olabileceğiniz uğraşlar edinin, bu uğraşlar sizin rahatlamanızı, yeni dostlar kazanmanızı ve özgüveninizi artırmanızı sağlayacaktır.
4- Kendinize değer vermeyi öğrenin, kendi özelliklerinizin bir listesini çıkarın bütün güzel özelliklerinizi bir kâğıda yazın. Arada sırada okuyun. Kendi kusurlarınıza değil başarılarınıza odaklanın, geçmişteki başarılarınızı ve sizi sevenleri düşünün. Kendinizi sevin, sevilmeye layık olduğunuzun farkına varın.
5- Eşinizle olan ilişkinizin güçlü olan özelliklerine odaklanın. Kısa süren ayrılıklarda birbirinizi nasıl özlediğinizi, özel günlerinizi ve paylaştığınız güzel anları hatırlayın.
6- Eşinizle olan bağınızı güçlendirebilmek için birlikte yapabileceğiniz ve zevk alabileceğiniz aktiviteler keşfedin. Haftanın bir gününü sinemaya veya birlikte hoşlandığınız bir yere gitme gibi değerlendirebilirsiniz.
7- Eşinizi önemsediğinizi ve değer verdiğinizi her fırsatta hissettirin. “İçimden geldi senin rahatın için evi böyle düzenledim. ” gibi.
8- Eşinizle ilişki içerisindeki kuralları birlikte belirleyin.
9- Biz duygusunu güçlendirin.
10- Başkalarındaki güzelliği fark edin, eşinizle birlikte güzellikleri keşfedin. Güzel olan kadın ve erkeğe birlikte bakıp yaşamın esprili yönlerini yakalayın.
11- Kıskançlık duygusunun hastalıklı ya da sağlıklı oluşu, bu duyguyu içimizde nasıl büyüttüğümüz ile ilgili olduğunu unutmayın.
12- Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Siz teksiniz ve özelsiniz, yeteneklerinizi keşfedin.
13- Eşinize güvenin, eğer güvenmiyorsanız bunu eşinizle konuşun, bir daha tekrarlanmayacağına inandığınız olayları affedin.
14- Kıskançlığınızın gerçekçi olup olmadığını düşünün, ilişkinize yönelik gerçek bir tehdit var mı? Sadece düşünceleriniz demi?
15- Pozitif olun, içinizde başlayan mutluluk ve güven eşinizi de mutlu edip size daha çok bağlayacaktır. Olacak ve olabilecekler sizi korkutmasın.
16- Kıskançlığın temelinde yatan duygular sonucu, kişi kendisi ile ilgili eleştirel tavırlar sergilerse, bu duyguların etkisinde kalarak kendisi ile ilgili acımasız eleştiriler yapabilir.
• Onda ne buluyor acaba?
• Beni hiç önemsemiyor.
• Ona güvenemem.

Düşüncelerinin dolaşmasına neden olabilir. Eleştirel iç ses kendimize karşı takındığımız acımasız tavır, çoğu zaman tehdidin kendisinden daha tehlikelidir. Bu durumlarda iç sesimize dur demeyi becerebilmeliyiz.
17- Yaşamın güzelliklerini birlikte keşfedin, sahip olduğunuz varlıklar için şükredin. Olumsuz duygu durumu ile geçireceğiniz her an ölü bir andır. Zamanınızı güzelliklere ayırın.
Unutmayın ki; bir tek yaşamınız var.
Yaşamın güzelliğinin ve paylaşımın kıymetini bilmeniz dileği ile hoşçakalın.


Meral HASANDAYIOĞLU
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı & Aile Danışmanı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Eşimi Kıskanıyorum" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Meral HASANDAYIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Meral HASANDAYIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Meral HASANDAYIOĞLU Fotoğraf
Meral HASANDAYIOĞLU
İzmir
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi21 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Meral HASANDAYIOĞLU'nun Makaleleri
► Kardeşimi Kıskanıyorum Psk.Erdim Hasip HAKVERİR
► Eşimi Seviyorum, Beni Aldattı! Dr.Mehmet TEKNECİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Eşimi Kıskanıyorum' başlığıyla benzeşen toplam 3 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Neden Öfke ? Şubat 2016
► Ailenin Önemi Kasım 2012
► Ergenlikte Öfke Ekim 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:54
Top