2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Depresyon
MAKALE #14061 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Ocak 2015 | 3,936 Okuyucu
Depresyon;
Türkçe anlamıyla bunalım, diğer bir deyişle çöküntü.
Son yıllarda en sık duyduğumuz
Depresyondasın
Depresyondayım
Tedavisi: Piyasada farklı isimler altında satışa sunulan antidepresanlar.
Gerekten de farkında mısınız depresyon ve antidepresan kelimelerini ne sık duyduğumuzun? Tanışmayan şanslılar kaldı mı acaba bu kelimelerle diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Televizyonlar, radyolar, forum ve sağlık siteleri, kitaplar, dergiler, broşürler bangır bangır bağırıyor, gözümüze gözümüze sokuyor “ÇAĞIN HASTALIĞI DEPRESYON“
Ve biz milletçe, tek yürek, bir depresyon çılgınlığı içindeyiz. Ben depresyondayım, oğlum depresyonda, en yakın arkadaşım Ayşe var ya depresyonda, babam da depresyona girmiş, geçen gittiği doktor ona da antidepresan başlamış, alt komşum Hafize teyze yıllardır ilaç kullanıyor ömür boyu kullanması gerekiyormuş, gittikleri psikiyatrist söylemiş.
Yıllar önce bir yerde okumuştum, “Her insan ömründe en az iki kez depresyona girer” diye. Hatta bir süre tedavi edilmeden sürerse kronikleşip süreğen, müzmin bir hal aldığını intihara sürüklediğini bilmeyenimiz yoktur. Çağın Hastalığı ünvanını hak eden bu depresyon tam olarak nedir?
Depresyon dedikleri herkeste farklı yaşanan bir süreç, herkesin depresyonu nevi şahsına münhasır denilecek türden. Depresyon tanısı almak DSM 4 TR, ICD 9, ICD 10 gibi kitaplarda bazı ölçütlere bağlanmış olsa da, depresyon tanısıyla antidepresan başlanmış, hasta kabul edilen kişilerin çoğunun tanı kriterlerini tam olarak karşılamamasına rağmen hasta muamelesi gördüğü bir dönemde yaşıyoruz. Karamsar, kötümser görülen herkese rahatlıkla yapıştırılan bir etiket depresyon. Etiketleyen de her zaman psikiyatristler olmuyor tabi, kulak burun boğaz uzmanlarından tutun, kardiyolog, kadın doğum, üroloji en çok da dahiliye uzmanları tarafından başlanıyor antidepresanlar. Depresyondan sorumlu tutulan serotonin, dopamin noradrenalin gibi değerlerine ilişkin hiçbir tetkik yapılmadan, depresif olduğu düşünülen herkese, kişinin yaşam olaylarına bakılmaksızın peynir ekmek gibi rahatlıkla veriliyor o kadar. Hatta arkadaş tavsiyesi bile ilaca başlatan sebepler arasında. “Bana iyi geldi, sende kullan.”gibi tavsiyelerle kullanım oranları giderek artmakta. İlaca başlama sebepleri arasında özentiye bile sıklıkla rastlıyoruz.
Etiketlenen ve ilaç kullanan kişi, doğal olarak kendini hasta kabul etmeye başlar. Ben hastayım ve iyileşmem için ilaç kullanmam lazım.
Burada ilginç bir durum söz konusu. Şöyle ki bedensel hastalıkların iyileşme süreciyle ruhsal adı verilen hastalıkların iyileşme sürecine insanların verdikleri tepkiler farklı. Örneğin, üst solunum yolu enfeksiyonu olmuş bir kişi düşünün. Doktor tarafından yazılan ilacı alır, iyileşmek için biraz istirahat, vitamin ve ilaçlar yeterlidir. Her içtiği hap ya da şuruptan sonra dur bakayım iyi miyim, hastalığım geçti mi geçmedi diye kontrol etmez, ki böyle bir durum aklına bile gelmez.
-O sen hastasın doktora gittin mi?
-Evet gittim.
-İlaçlarını aldın mı?
-Evet aldım.
-İyi bari yakında toparlanırsın.
Yukarıdaki muhabbet çok tanıdıktır, ne doktora gittin mi diyen sorgular durumu ne de üst solunum yolu enfeksiyonu yaşayan. Hiçbir şey sorgulanmaz, gerek de yoktur, ilacı aldığına göre yakında iyileşecek nasıl olsa. Ruhsal denilen hastalıklarda ise durum farklıdır. Hem hasta olduğuna inanan hem de çevresi sorgular durumu. Herkes bir çomak sokma yarışı içindedir. Kişi ilaç da alsa kendini gözler. Neredeyse nasıl hissettiği yaşamın odağı haline gelmiştir. Günlük yaşam akışında yaşamak yerine kendi hayatının gözlemcisi olup çıkar. Mutlu muyum, kendimi iyi hissediyor muyum? Yaptığım işlerden keyif alıyor muyum?
Böyle düşünen, yani kendini yaşam içinde izleyici konumundan izleyen kişi sorunu ne ise onu sadece büyütür. Acaba bu gece yatınca uyuyabilecek miyim?
Bir bak bakalım uyuyabilecek misin? Boşuna bakmana gerek yok, bakıyorsan uyuyamayacaksın demektir. Çünkü bakmak uyanık bir eylemdir, uyanıklıkla uyku aynı anda yapılamaz. Uykuna çomak soktun geçmiş olsun. Dikkatini uyuyup uyuyamayacağına verdiğin an dikkatin açık olduğu müddetçe uyuyamayacaksın demektir.
Arkadaşlarımın arasında kendimi rahat ifade edip onlar kadar rahat olabilecek miyim? Eğer gerçekten rahat olup olmadığınla bu kadar ilgiliysen onlar kadar rahat olamayacağın kesin. Çünkü bedenen oradasın, zihnin kendinle ilgili, ortada dönen muhabbeti bile tam dinleyemiyorsun, çünkü aklın muhabbette değil kendinde, kendinden ayrışmadan diğerleriyle buluşamazsın ve kendiniz izlemekten vaz geçmedikçe gerçekten zihnen onlarla olamazsın.
Ve çevresi de onun kendisini nasıl hissettiğiyle daha ilgilidir. Bugün nasılsın daha iyi misin? İşe dikkatini vermeye başladın mı? Derslerine çalışabiliyor musun?...gibi sorularla kişinin kendini izlemde kalmasına hizmet eder. Kişi kendi ve hissettikleriyle o kadar ilgilidir ki iyileşemez.
Durum bazen de tam tersidir. Çevresi tamamen ilgisiz, umursamaz ya da suçlayıcı bir tavır içindedir. “Amman sen de her şeyi dert ediyorsun, azıcık güven kendine, ne olmuş depresyondasın diye sanki ben çok mu mutluyum: Amman hanımefendimiz depresyondaymış, amman ona iyi davranmamız gerekirmiş, bak bak ders bile çalışamıyormuş.”gibi söylemlerle kişiyi bir de anlaşılamama durumuna iter ki, çevresine bu konuda ders vermek isteyip intihar girişimlerinde bulunan kişilerin sayısı az değildir.
En az 6 ay, en az bir yıl, en az iki yıl kullanmalısın diye ilaca başlatılan üç dört yıla hatta ömür boyu kullanmalısına vardırılan vakalar psikoterapi sürecinde toparlansalar bile ilacı bırakma konusunda yoğun korkular yaşıyorlar. Ki uzun süre ilaç kullananların öyküsünde genellikle ilacı doktora danışmadan pat diye kesme öyküsü bulunmakta. Ve pat diye kesilen ilaç nihayetinde boru değil bir kimyasaldan bahsediyoruz, uzun süre onu vaktinde almaya alışmış bünye birden kesince madde kullananlarda yaşanan yoksunluk krizi gibi belirtilere( dengesizlik, baş ağrıları, konsantrasyon bozuklukları, uykusuzluk, iştahsızlık…) yol açmakta ve kişi ilaca doktora tekrar danışmaksızın başlayarak bir daha bırakmaya karşı doğal olarak korku geliştirmektedir. Bıraktığı zaman yaşadığı sıkıntılar onu eskiye ya da eskisinden bile kötü hale getirdiği için ilaca psikolojik bir bağlılık geliştirmekte, bir yandan ilaçtan kurtulmayı isterken bir yandan da olası eski hale dönme korkusu arasında sıkışıp kalmaktadır. Sonuç antidepresan bağımlılığı.
İnsanlar kendilerini mutlu eden aktiviteleri sürdükmekten uzaklaştı, yalnızlaştı, bireyselleşti, yaşam evle iş arasına sıkıştırıldı, tüm günlerini bir sebeple evde geçiren kişiler üretmek yerine tüketmeye başladı, televizyon, internette dolaşma, twitter, facebook…derken yapılan tek eylem onlar olmaya başladı. Durum insan doğasına yaratılış gayesine aykırı. İnsan doğasına uygun olmayan meşguliyetlerle uğraşma süresi arttıkça kişi kendini huzursuz, mutsuz, sinirli, gergin, yalnız hissetmeye başladı. Bu durumlardan olumsuz yönde en çok özgüven ve özsaygı etkilendi. Düşen özgüvenle birlikte ilk adımı atma sıkıntıları, motivasyonsuzluk, kendini suçlama, umutsuzluk, gidişattaki halinden memnun olmamaya bağlı geliştirilen korkularla genel bir kaos ortaya çıktı. Tanıdık zemin DEPRESYON.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Depresyon" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Depresyon' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:59
Top