İntihar ve Toplum Etkisi
İntihar ve toplum etkisi
İntihar üzerinde bireyin kişisel sorunları ve özel hayatında yaşadıkları belirli ölçüde etkilidir. Çünkü toplumsal yapı bireyleri kendi kontrolüne almaktadır. İntihar etmek kendı yaşamımıza kendimizin son vermesi insanın var oluşuna ya da dini inancına ne kadar aykırı olsa da yaşadığımız çevre olumsuz koşullara herkes aynı yaşama direncini gösteremeyebiliyor.
Bundan önceki dönemlerde yapılan araştırmalarda intiharlar oranlarının toplumdan topluma değişiklik gösterdiği tespit edilmiştir. Toplum da ki yoksulluk , boşanmalar, bireysel rekabetin fazla olduğu ya da gelenek ve göreneklere bağlılığın az olduğu toplumlarda intihar daha çok görülmektedir. Bu araştırmalar bize gösteriyor ki intihar bireysel bir sorun deği toplumsal bir sorundur.
İNTİHAR NEDENLERİ NE DERSEK ?
İntiharın elbetteki bir tek nedeni olamaz ama o toplumun yaşadığı dönemdeki sıkıntılar birçok kişinin intiharının ortak nedenlerinden olabiliyor. Budan 10 yıl önce ekonomik krizin yaşandığı dönemlerde tv de ekonomik sorunlar yüzünden cinnet geçirip karısını çocuklarını öldüren eşler görüyorduk ya da çocuğu bir cips isteyince alamayıp eve gidip kendini öldüren baba haberleride yayınlanıyordu. Son yıllarda ki intihar sebeblerinin temeline inersek sevgisizlik diyebiliriz artık sevmeyen sevilmeyen bir yaşam sürüyoruz toplum olarak evet arkadaşlarımız çevremiz ailemiz var ama ilişkilerimiz hep yüzeysel candan samimi ilişkilerimiz yok menfaat üzerine kurulu ilişkiler içinde yaşayıp gidiyoruz. Eskisi gibi aile bağlarımız kuvvetli değil kapitalist bir yaşamda öylesine bir mücadeleye dalıyoruz ki akşamları evimize kendımızı zor atıyoruz ne anne ne baba ne e ne çocuk kimseyle oturup doğru düzgün muhabbet etmiyoruz boş vakitlerimizi internet ve tv başında geçiyoruz işte bu zayıflar bizi hayatta tutan bir dalımız olmadığını ve hayatının anlamsız olduğu yaşamın ve yaşamanın bi değeri olmadığını hissinide veriyor. Çünkü hayatımızdaki her şeyi geçici ve hızlı yaşıyoruz dolayısıyla kim için ne için mücadele etmeliyiz kim için hayatta kalmalıyız die sorduğumuzda kendimize bir cevabımız dahi olmuyor.ve hayat bizim için bir anlam ifade etmiyor.
Bireysel rekabetin yoğunluk kazandığı modern toplumlarda birey toplum ilişkisindeki zayıflıklar intihar oranlarının fazla olmasında belirginlik gösterir. Çünkü yalnızız içten samimi ilişkilerimiz yok bir başarı elde etsek mutluluğumuzu paylaşamıyoruz en ufak bir üzüntümüzü de anlatıp rahatlayabileceğimiz samimi güven dolu ilişkilerimiz yok.
Büyük kentlerde mi intihar daha yaygın köylerde mi elbette ki büyük kentlerde kırsal kesimde insanlar hala birbirlerine tutkun komşuluk akrabalık önemi halen korumakta oysa büyük şehirlerde kapı karşı komşumuzu dahi tanımıyoruz o büyük kentlerde insan kaynayan şehirlerde aslında bir o kadarda yalnızız.
PEKİ NEDEN İNTİHAR EDERKEN ARKAMIZDA BIR MEKTUP YADA BİR VİDEO BIRAKIYORUZ.?
Hak ettiğimiz değeri görmüyoruz sevilmiyoruz ilgi görmüyoruz sosyal cevremizi belkide cezalandırmak istiyoruz . yaşarken göremediği değeri ölümüyle dikkat çekerek görmekte olabilir. Ve bundan sonraki intihar vakaları içinde toplum da örnek oluşuyor o kişinin intiharı nasıl günlerce haber olup dikkat çektiyse bundan sonraki kişilerde intihar ederken aynısı yaparak aynı dikkati uyandıracağını düşünür.
Cinsiyet ve intihar
Yapılan çalışmalar intiharlarda sıklık olarak erkek kadın oranının 1/3
olduğunu buna karşın intihar girişimlerinde bu oranın 1/5 olduğunu göstermektedir.Erkekler intiharlarda daha kesin sonuca ulaşıcı yöntemler kullanırken kadınlar ise intiharı düşünp hatta girişimde bulunup kesin sonuca ulaşamamaktadır.
Medeni durum ve intihar
Yapılan araştırmlar gösteriyor ki intihar bekar ve dullar da daha yaygın görülmektedir. Çünkü bu kişilerin hayatta sosyal desteklerinin evlilere oranla düşük olması ve kendılerını yalnız hissetmelerinden dolayı hayata onları bağlayacak bir eş bir çocugun olmaması onları intihara yatkınlık göstermiştir.
NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ İNTİHARLARI?
Burada anne baba sorumlulukları devreye girmektedir. Her şeyden önce çocuklarımız çok sevmeli ve onları bizim için ne kadar değerli olduklarını hissetirmeliyiz gerek davranışlarımızla gerek se sözcüklerle dile getirmeliyiz
.
Ailece yada sevdiklerimizle güzel vakit geçirmeyi öğrenmelyiz kendimizi iş hayatının temposuna kaptırıp sevdiklerimizi bir kenara atmamalıyız. Ailenin önemini birlikte zaman geçirerek konuşarak hissetmeliyiz. Arkadaşlarımıza dostlarımıza zaman ayırmalı onlarla güven üzerine kurulu samimi ilişkiler kurmalıyız.
Sonuç olarak sevmenin sevilmenin ve yaşamının güzel olduğunun farkına varmalı ve bu bilinci toplumumuzda uyandırmalıyız
NAZLI ÇALIŞKAN
AİLE ve EVLİLİK DANIŞMANI
İntihar üzerinde bireyin kişisel sorunları ve özel hayatında yaşadıkları belirli ölçüde etkilidir. Çünkü toplumsal yapı bireyleri kendi kontrolüne almaktadır. İntihar etmek kendı yaşamımıza kendimizin son vermesi insanın var oluşuna ya da dini inancına ne kadar aykırı olsa da yaşadığımız çevre olumsuz koşullara herkes aynı yaşama direncini gösteremeyebiliyor.
Bundan önceki dönemlerde yapılan araştırmalarda intiharlar oranlarının toplumdan topluma değişiklik gösterdiği tespit edilmiştir. Toplum da ki yoksulluk , boşanmalar, bireysel rekabetin fazla olduğu ya da gelenek ve göreneklere bağlılığın az olduğu toplumlarda intihar daha çok görülmektedir. Bu araştırmalar bize gösteriyor ki intihar bireysel bir sorun deği toplumsal bir sorundur.
İNTİHAR NEDENLERİ NE DERSEK ?
İntiharın elbetteki bir tek nedeni olamaz ama o toplumun yaşadığı dönemdeki sıkıntılar birçok kişinin intiharının ortak nedenlerinden olabiliyor. Budan 10 yıl önce ekonomik krizin yaşandığı dönemlerde tv de ekonomik sorunlar yüzünden cinnet geçirip karısını çocuklarını öldüren eşler görüyorduk ya da çocuğu bir cips isteyince alamayıp eve gidip kendini öldüren baba haberleride yayınlanıyordu. Son yıllarda ki intihar sebeblerinin temeline inersek sevgisizlik diyebiliriz artık sevmeyen sevilmeyen bir yaşam sürüyoruz toplum olarak evet arkadaşlarımız çevremiz ailemiz var ama ilişkilerimiz hep yüzeysel candan samimi ilişkilerimiz yok menfaat üzerine kurulu ilişkiler içinde yaşayıp gidiyoruz. Eskisi gibi aile bağlarımız kuvvetli değil kapitalist bir yaşamda öylesine bir mücadeleye dalıyoruz ki akşamları evimize kendımızı zor atıyoruz ne anne ne baba ne e ne çocuk kimseyle oturup doğru düzgün muhabbet etmiyoruz boş vakitlerimizi internet ve tv başında geçiyoruz işte bu zayıflar bizi hayatta tutan bir dalımız olmadığını ve hayatının anlamsız olduğu yaşamın ve yaşamanın bi değeri olmadığını hissinide veriyor. Çünkü hayatımızdaki her şeyi geçici ve hızlı yaşıyoruz dolayısıyla kim için ne için mücadele etmeliyiz kim için hayatta kalmalıyız die sorduğumuzda kendimize bir cevabımız dahi olmuyor.ve hayat bizim için bir anlam ifade etmiyor.
Bireysel rekabetin yoğunluk kazandığı modern toplumlarda birey toplum ilişkisindeki zayıflıklar intihar oranlarının fazla olmasında belirginlik gösterir. Çünkü yalnızız içten samimi ilişkilerimiz yok bir başarı elde etsek mutluluğumuzu paylaşamıyoruz en ufak bir üzüntümüzü de anlatıp rahatlayabileceğimiz samimi güven dolu ilişkilerimiz yok.
Büyük kentlerde mi intihar daha yaygın köylerde mi elbette ki büyük kentlerde kırsal kesimde insanlar hala birbirlerine tutkun komşuluk akrabalık önemi halen korumakta oysa büyük şehirlerde kapı karşı komşumuzu dahi tanımıyoruz o büyük kentlerde insan kaynayan şehirlerde aslında bir o kadarda yalnızız.
PEKİ NEDEN İNTİHAR EDERKEN ARKAMIZDA BIR MEKTUP YADA BİR VİDEO BIRAKIYORUZ.?
Hak ettiğimiz değeri görmüyoruz sevilmiyoruz ilgi görmüyoruz sosyal cevremizi belkide cezalandırmak istiyoruz . yaşarken göremediği değeri ölümüyle dikkat çekerek görmekte olabilir. Ve bundan sonraki intihar vakaları içinde toplum da örnek oluşuyor o kişinin intiharı nasıl günlerce haber olup dikkat çektiyse bundan sonraki kişilerde intihar ederken aynısı yaparak aynı dikkati uyandıracağını düşünür.
Cinsiyet ve intihar
Yapılan çalışmalar intiharlarda sıklık olarak erkek kadın oranının 1/3
olduğunu buna karşın intihar girişimlerinde bu oranın 1/5 olduğunu göstermektedir.Erkekler intiharlarda daha kesin sonuca ulaşıcı yöntemler kullanırken kadınlar ise intiharı düşünp hatta girişimde bulunup kesin sonuca ulaşamamaktadır.
Medeni durum ve intihar
Yapılan araştırmlar gösteriyor ki intihar bekar ve dullar da daha yaygın görülmektedir. Çünkü bu kişilerin hayatta sosyal desteklerinin evlilere oranla düşük olması ve kendılerını yalnız hissetmelerinden dolayı hayata onları bağlayacak bir eş bir çocugun olmaması onları intihara yatkınlık göstermiştir.
NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ İNTİHARLARI?
Burada anne baba sorumlulukları devreye girmektedir. Her şeyden önce çocuklarımız çok sevmeli ve onları bizim için ne kadar değerli olduklarını hissetirmeliyiz gerek davranışlarımızla gerek se sözcüklerle dile getirmeliyiz
.
Ailece yada sevdiklerimizle güzel vakit geçirmeyi öğrenmelyiz kendimizi iş hayatının temposuna kaptırıp sevdiklerimizi bir kenara atmamalıyız. Ailenin önemini birlikte zaman geçirerek konuşarak hissetmeliyiz. Arkadaşlarımıza dostlarımıza zaman ayırmalı onlarla güven üzerine kurulu samimi ilişkiler kurmalıyız.
Sonuç olarak sevmenin sevilmenin ve yaşamının güzel olduğunun farkına varmalı ve bu bilinci toplumumuzda uyandırmalıyız
NAZLI ÇALIŞKAN
AİLE ve EVLİLİK DANIŞMANI
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İntihar ve Toplum Etkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Nazlı ÇALIŞKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Nazlı ÇALIŞKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
