2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sellülit ve Yeni Tedavi Yöntemleri
MAKALE #1412 © Yazan Prof.Dr.Ahmet KARACALAR | Yayın Ağustos 2008 | 7,093 Okuyucu
Derideki portakal kabuğu görüntüsü sellülit olarak adlandırılır. Portakal kabuğu dışında yatak şiltesine de benzetilir.Bölgesel yağ fazlalığı ise sellülit olarak adlandırılmaz. Estetik sorun olarak görülen sellülit aslında sağlık açısından da konuşulması gerekir. Bedenimize verdiğimiz stres,hasar ve yılların birikiminin işaretidir. Özellikle uyluk ve kalçada sellülit oluşumu çok kolaydır. Çünkü bu bölge metabolik hareketin en düşük olduğu yerdir. Ayrıca, özellikle bu bölgelerde yoğun olarak bulunan LPL adlı enzim yağın tutulmasına neden olur. Bu bölgelerde mikrodolaşımın bozulması ile birlikte sellülit görülmeye başlar. Bedenimizi besleyen damarlar örümcek ağı gibi tüm bedenimizi sarmış kapiller denilen mikro damarlardır. Günde 20 litre besleyici sıvı gözle gözükmeyen bu damar ağlarından dışarıya sızar. 18 litresi ise geri emilir.Bu emilen miktarda çok küçük hücre artıkları bulunur. Kalan 2 litreye ne olur ? Bu geride kalan sıvı içinde damarlara tekrar giremeyen özellikle protein gibi büyük maddeler yer alır. Bu , lenfatik dediğimiz ak kan damarları tarafından uzaklaştırılır. Mikro dolaşımın bozulması durumunda ise artıklar birikmeye başlar,biriken artıklar durumu giderek kötüleştirir. Dokular sağlıklı beslenememeye başlar. Özellikle metabolizmanın daha kötü olduğu uyluk ve basen bölgelerinde doku yumuşak, pürüzsüz özelliğini yitirir ve şişer. Ancak dikey bantların olduğu yerler esnek değildir, deriyi çeker ve çukurlanmalara neden olur. Ortaya çıkan görüntü tepeler ve vadilerdir ki bu sellülit olarak adlandırılır. Özetle bölgesel yüzeyel yağ dokusunun kalınlaştığı, mikrodolaşımın da bozulduğu durumlarda sellülit oluşur.

Kadınların tümünün sellülitle karşılaşma olasılığı vardır. Çünkü ,özellikle uyluk ve basen bölgesi yüzeyel yağ tabakasında bulunan küçük yağ bölmeleri oluşturan dikey bantlar kadınlarda bulunur. Erkeklerde ise bu bantlar çapraz düzenlenmiştir. Bu nedenle erkekler sellülite dirençlidir. Ek olarak kadınlarda düşük metabolik hareketlilik durumun oluşmasına katkıda bulunur. Deri kalınlığı ve direncide sellülitin görünmesinde rol oynar. Sorun altta devam etse de dirençli ve kalın deri sellülit, göstermeyebilir. Ancak her kadın sellülit adayı olmasına rağmen bantların bulunduğu yağ tabakasında mikrodolaşım iyi ise sellülit gözükmez.

Aynı pozisyonda oturma gerektiren tüm meslek grupları risklidir. Sabit ve kötü oturma pozisyonu mikrodolaşımı bozar. Bir bakıma sellülit meslek hastalığıdır. Mikrodolaşımı aklımızda tutarsak sellülit oluşumunu hızlandıran nedenleri kolayca bulabiliriz. En önemli nokta stres olmasına rağmen, hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme, alkol,sigara ilk akla gelenler arasındadır. Bunların etki mekanizmalarını kısaca açıklarsak; stresin damarlar üzerine büzücü etkisi vardır, mikrodolaşımı bozar, dengesiz beslenme yağ birikimini arttırır, suyun tutulmasına neden olur, sigara damarları büzerek mikrodolaşımı bozar, ayrıca bedenin antioksidan kapasitesini düşürür.

Sellülit her yaşta görülebilir. Ancak ileri yaşlarda sellülitin tipi ve nedeni değişmeye başlar. İleri yaş sellülitinin adı ikincil sellülittir. Dokulardaki sarkmaya bağlı meydana gelir.
Kadınlarda yüzeyel yağ dokusundaki bantların dikey olması, metabolik hızlarının özellikle bazı bölgelerde düşük olması sellüliti kadın sorunu yapıyor. Madalyonun birde diğer tarafı vardır. Sellülite bağlı psikolojik sıkıntılar olaya eşlik eder; alay edilme korkusu,öz saygıda düşme, bazı aktivitelerden kaçınma, sellülitli bölgeyi sürekli kapama sıkıntısı, istenildiği gibi giyinememe, sellülit tedavisi için harcanan para ve zaman kaybının sıkıntısı
Tüm beden zayıf olabilir, ancak basen-uyluk bölgesi düşük metabolik hız nedeniyle hala yağ içerebilir. Bu çok bölgesel yağ ile birlikte mikrodolaşımda bozuk ise sellülit zayıflarda da görülebilir. Zayıflarda doku sarkmasına bağlı, deriyi tutan bantlardan çevre dokunun sarkması ile ikincil sellülit oluşur. Kahve sellülit yapabilir. Antisellülit kremlerin çoğunun içerisinde kahvenin etken maddelerinden kafein var. Ancak aynı kafein ağızdan çok miktarda alındığında farklı mekanizmalar ile sellülit oluşumuna zemin hazırlayabilir. Adrenelin salınımını arttırarak mikrodolaşıma zarar verir. Kafeinsiz kahve tercih edilmelidir.
Hidrasyon hali dediğimiz bedeni nemli tutma durumu sellüliti önleme de önemlidir. Hızla tüketilen suyun idrar söktürücü etkisi vardır, bedende kalmaz. Tuzu azaltmak önemlidir, çünkü tuzun su tutucu özelliği vardır ve sellüliti arttırır. Alınan suyun birikimi sellülite zemin hazırlar. İşlevi tamamlandıktan sonra idrarla atılmalıdır. Önemli olan suyu işimize yarar şekilde almaktır. Özellikle çiğ sebze ve meyve içerisinde bulunan su yavaş ve sürekli salınımla bedenimize girer. Örneğin, domates % 95 su içerir. Birden ve fazla içilen suyun yararı olmaz. Bedeni sulu tutmak, kanın akışkanlığını arttırır, mikrodolaşıma katkıda bulunur ve idrarla atık maddelerin daha kolay atılmasını sağlar.

Sellülitin iki türü vardır. Birincil sellülit ve İkincil sellülit. Birincil sellülit tamamen mikro dolaşımın eşlik ettiği yüzeyel yağ tabakasındaki fazlalıkla birliktedir. Birincil sellülitin evreleri vardır.En hafif evresi çimdik ya da basınç sellülitidir. Bacak, bacak üstüne atıldığı zaman özellikle oluşan evredir. Evre ilerledikce yatar durumda da görünmeye başlar. İkincil sellülit ise yumuşak dokunun sarkması ile oluşur.

Her sellülit türü için uygulanan tedavi farklılıklar gösterir. Önce sellülitin tipi saptanmalı, ardından evreleri belirlenmelidir. Diğer türlü kişi için zaman ve para kaybı olur. Sellülit gerçekten bitebilir. Ancak ileri evrelerde daha iyi hale getirmeyi hedefleriz.Yaşam şeklini değiştirmedikce nüks riski vardır.

Sellüliti yok ettiği ileri sürülen yöntemlerin çoğunun bilimsel dayanağı yoktur. Özellikle bir yöntemle sellülitin giderildiğini söylemek; çok boyutlu bir konuya dar bir pencereden bakmak anlamına gelir. Yinede bu yöntemler geçici de olsa etki gösterebilir. Ancak bu etki dolaylı olup, soruna doğrudan müdahale değildir. Örneğin: Bedeni sarmalayan yöntemler, terleme ile geçici bir etki sağlasa da mikrodolaşımı sonradan daha fazla bozabilir. Stresi azaltarak işlev gören yöntemler arasına konabilir.

Sellülitle mücadelede en etkin yöntem Türk tarzı kesedir. Bu geleneksel uygulamaya gereken değer verilmemiş görünüyor. Bugün batı tıbbı kese benzeri işlemleri ( deriyi fırçalama, üst ölü tabakanın soyulması vb ) sellülitte etkin mücadele yöntemi olarak görüyor. Keseleme ile dökülen ölü hücreler altında hapsolmuş daha sağlıklı deri ortaya çıkar. Kese dolaşımı arttırır. Toksinlerin hem deriden hemde artmış dolaşım ile atılmasını kolaylaştır

Sellülit sorununa yaklaşım bütüncül olmalıdır. Sorun çok boyutludur. Pek çok yöntemin kullanımını gerektirir. Bedene yapılan rahatlatıcı masaj bile stresi azaltarak dolaylı olarak selülitin tedavisinde yardımcı olur. Bu bakış açısıyla pek çok işlem ve yöntem geçici ve dolaylı etkilere sahiptir. Deriyi soyucu maddeleri içeren kremler dolaylı olarak etki gösterir. Çok konuşulan aminofilin içeren kremler ile ilgili firma çalışmaları dışında tarafsız bilimsel çalışma henüz bulunmuyor. Önlemenin yolu mikrodolaşımı artırmak ve korumaktır. Stresten uzak yaşam, gevşeyebilme, aynı pozisyonda oturmaktan kaçınma,dengeli beslenme,spor, alkol,sigara ve kafeinden uzak yaşam sellüliti önler. Beslenmede sellüliti yok eden mucize bir gıda bulunmuyor. Ancak pek çok gıda ya da gıda desteğinin dolaylı olarak bir etki taşıyacağı söylenebilir. Yiyecek piramidine göre davranılması en doğru yaklaşım görünüyor. Piramidin en geniş bölümünde sebze,meyve ağırlıklı beslenme bulunduğuna göre beslenme şekli açıktır. Yangıyı arttıracak doymuş yağ içeren gıdalar,et,rafine şeker olmamalı. Vitamin desteği konusu da belirsiz. Ancak mantığı sağlam, kanıtlanmamış yaklaşımlar bulunmaktadır. Örneğin, ginko mikrodolaşımda etki olarak bilinir ve bu nedenle sellülitte yarar sağlayabilir.

Güneşlenmek sellüliti yalancı olarak örtebilir. Deride oluşturduğu gerginlik ve renk koyulaşması sellüliti daha az görünür kılar. Güneş hasarı derinin elastik liflerine zarar verir. Gevşeyen deriden sellülit daha kolay görünür hale gelecektir. Sonuçta deri altında sellülite neden olmuş bir hasar vardır. Bunun üzerine güneş hasarının eklenmesi sorunu derinleştirecektir.

Sellülit tedavisine bütüncül yaklaşıılmalıdır. Birinci basamak, sellülitin tipinin ve evresinin belirlenmesidir. Ardından soruna yönelik tedavi seçenekleri bir arada kullanılır. Yüzeyel yağ dokusu fazlalığı için miniliposuction ya da lipoliz, sellülit bantlarının subsizyon ile kesilmesi, doku sarkması var ise lifting,mikrodolaşımı arttıracak LPG ve lenfatik masaj, deri sıkılaştırıcı lazerler, deri üstü için soyma işlemleri tedavi edici listede yer alırlar. Elbette koruyucu önlemleri eklemek gerekir; dengeli beslenme,hidrasyon, gevşeme teknikleri, yaşam tarzında değişiklikler, tonus arttırıcı sporlar gibi. Mezoterapinin sellülit üzerine etkisi sınırlı ve genellikle geçicidir. Karboksiterapi ile ilgili hiçbir bilimsel kanıt sunulmamıştır. Lipoliz ile yüzeyel yağ tabakasındaki yağın eritilerek sellülitin azalması mümkündür. Ancak oda monoterapi dediğimiz tek boyutlu yaklaşımdır.

UYARI:

Sellülit tedavisinde doğru liposuction hala ilk sıradadır. Ancak liposuction tekniklerinin çok fazla çeşidi vardır. Gerçek sellülit için yapılacak liposuction, bölgesel yağ fazlalığına bağlı olan liposuctiondan farklıdır. Daha yüzeyeldir ( superficial liposuction olarak bilinir), aşırı özen gerektirir, çok ince kanüllerle yapılır ve bazen sellülit bantlarını hasarlayan V kanüller kullanılır.

Yalancı sellülit dediğimiz doku sarkmasına bağlı durumda ise, liposuction çok sınırlı bir alana yapılabilir. Asma, lifting ve hatta destek amaçlı yağ enjeksiyonları ile beden konturu yeniden düzenlenerek sellülit giderilmesinde en önemli basamak tamamlanır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sellülit ve Yeni Tedavi Yöntemleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Ahmet KARACALAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Ahmet KARACALAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Prof.Dr.Ahmet KARACALAR
İstanbul
Doktor "Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi - Estetik"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi31 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Ahmet KARACALAR'ın Yazıları
► Vajinismus Tedavi Yöntemleri Doç.Op.Dr.Nermin KÖŞÜŞ
► Estetik Tedavi Yöntemleri Op.Dr.Eser AYDOĞDU
► Lenfödem ve Tedavi Yöntemleri Fzt.Elif Esra FARIMAZ
► Yeni Trend Evde Fizik Tedavi Dr.Fzt.Gökhan AYGÜL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Sellülit ve Yeni Tedavi Yöntemleri' başlığıyla benzeşen toplam 70 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Meme Estetiği Sanatı Ocak 2010
► Burun Estetiği Sanatı Aralık 2009
► Diz ve Bacak Estetiği Ağustos 2008
◊ Anatomi Kader Midir? Ocak 2009
◊ Estetik ve Karizma Ocak 2009
◊ Diz Estetiği Ocak 2009
◊ Kariyer Estetiği Ocak 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:22
Top