2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Diyabet ve Posa İlişkisi
MAKALE #14181 © Yazan Uzm.Dyt.Duygu BİLGİN | Yayın Şubat 2015 | 6,261 Okuyucu
ÖZET

Diyabet yılda 4.6 milyondan fazla ölüme doğrudan veya dolaylı olarak neden olarak dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biridir.Diyabetin bireylerde gelişmesi ,2030 yılına kadar 439 milyon vaka ile dünya çapında dramatik olarak yükselmektedir.Diyabet risklerinin artmasıyla beraber yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri diyabet gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Çeşitli çalışmalarda ; Tip 2 DM’lilerde, yüksek diyet posa alımının, glisemik kontrolü sağladığı ve plazma lipit konsantrasyonlarını azalttığı ortaya çıkmıştır. Bu makalenin amacı ,besinsel posa alımının diyabet üzerine etkisini incelemektir.

GİRİŞ

“Diabetes” eski Yunanca’ da “sifon” anlamına gelir ve aşırı idrar yapımını anlatır. “Mellitus” ise Yunanca’da “bal” anlamına gelen “mel” kelimesinden geliştirilmiştir. Diabetes Mellitus, kanda glikoz düzeyinin artması ve glikozüri ile karakterize kronik bir hastalıktır. Nedeni; endojen insülinin mutlak veya göreceli eksikliği veya periferik etkisizliğidir. Bunun sonucu olarak, hiperglisemi,karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması bozuklukları, kapiller membran değişiklikleri ve hızlanmış arteriosklerozis oluşur. Bu hastalarda en özgün klinik semptomlar; polidipsi, polifaji ve poliüridir. Bazı hastalarda açıklanamayan kilo kaybı, bazılarında da kronik komplikasyonlara bağlı göz, merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler sistem veya ürogenital sistemle ilgili yakınmalar ön plana çıkmaktadır(1).

Diyabet yılda 4.6 milyondan fazla ölüme doğrudan veya dolaylı olarak neden olarak dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biridir.Çin de diyabetli 62.4 milyon birey yakalanma riski içerisindedir (2). ABD’de ise; 20 yaş üzeri nüfusun dörtte birinde prediyabet olduğu tahmin edilmektedir. Bu oran 40-74 yaş grubunda %40’a çıkmaktadır.Avrupa’da bozulmuş glukoz toleransı sıklığı ; 20-39 yaş grubu için %16, 40-59 yaş grubu için %31, 60-79 için ise %52’dir.METSAR araştırmasına göre açlık kan şekerinin 110 mg/dL üzerinde oluşu veya oral antidiyabetik kullanımı sıklığı %28’dir(3).Akdeniz Bölgesi’nde yapılan geniş çaplı bir araştırmada bu oran %46 olarak tespit edilmiştir. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) Dünya Diyabet Atlası’nda ülkemizde 2010 yılı için 20 yaş üzeri diyabet prevalansı %7,4, diyabetli nüfus sayısı ise 5 milyon olarak tahmin edilmektedir . Ülkemizdeki uzmanlar ise şu andaki diyabet prevalansının bu orandan daha yüksek olabileceği yönünde görüş bildirmektedirler(3).

Tip 2 DM bireylerde gelişmesi 2030 yılına kadar 439 milyon vaka ile dünya çapında dramatik olarak yükseliyor.1981 ve 2000 yılları arasında Avusturalyada diyabet prevelansı iki katına çıkmıştır.Şuanda Avusturalya da Tip 2 DM li 1 milyon insan ve yaklaşık 25 yaşında 1000 kişiden 8 i ve her yıl diyabet gelişmeye devam ediyor(4).

Diyet yönetimi, Tip 2 diabetes mellitus (tip 2 DM) tedavisinde son derece önemli olarak kabul edilmektedir.Meta analizlere dayanan Diyabet Çalışmaları; Amerikan Diyabet Derneği (ADA) ve Avrupa Birliği (EASD) çalışmaları, egzersiz ve diyet çalışmalarındaki yaşam tarzı müdahalelerini Tip2DM tedavisinde ilk adım olarak başlatılması gerektiğini önermektedir. Son 3 yıldır,The Look Ahead,the Lifestyle Over, Drugs in Diabetes (LOADD) ve Early Activity in Diabetes (Early ACTID) araştırma grupları randomize kontrollü çalışmaları ; diyet müdahalelerinin kilonun azaltılması ve glisemik kontrolü iyileştirmek olduğunu göstermişlerdir(5).


Avrupa diyabetik popülasyonda, diyetsel lif alımı 23.4 g / gün ve Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Çalışması ABD diyabetik popülasyonunda ortalama diyetsel lif alımı erkeklerde 16.9 g / gün ve kadınlarda11.6 g / gün olduğu bildirildi(2).

Diyetsel lif; nişasta olmayan polisakkaritler (NSPs) ,lignin, oligosakkaritler ve dirençli nişastayı oluşturmaktadır.Dirençli nişasta,sindirime dayanıklı,alt bağırsağın içinden geçer ve orada fermente olurlar. Gıdalarda bulunan lifler; seluloz, hemiseluloz,pektin, hidrokoloidler,dirençli nişastalar ve dirençli oligosakkaritlerden oluşur.Diyet lifi, postprandiyel glikoz ve insulin cevabını etkileyen faktörlerden biridir.Karbonhidratın farklı formlarının fizyolojik yanıtlarında önemli farklılıklar olduğundan , Glisemik İndeks (GI) 1981 yılında keşfedilmiştir.GI ,karbonhidrat tüketiminden sonra postprandiyel glikoz cevabının ölçüsüdür. Diyet lifinin çeşitli bileşenlerinin etkileri ,yetmişli yıllarda Tip 2DM gibi çeşitli hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde etkili olduğu görülmüştür.Kesitsel çalışmalar diyet lifinin yetersizliği Tip 2DM de etken bir faktor olabiliceğini ve insulin duyarlılığını arttıracağını ima ederek kan insulin seviyesi ve lif alımı arasında tek ilişki olduğunu göstermiştir(6).

Posa,jel oluşturararak karbonhidratların emilimini yavaşlatır.Gastrik boşalımı geciktirerek karbonhidratların emilimini yavaşlatır.Bağırsak geçiş zamanını uzatarak karbonhidratların emilimini azaltır.Fibröz tabaka oluşturarak karbonhidratları enzim aktivitesinden korur. İnce bağırsakta sindirilemeyen nişasta kolona geçince bakteriler tarafından sindirilir veya dışkıyla atılır.Posalı besinlerin glisemik indeksleri düşüktür, böylece kan şekerinin denetimini sağlar(7). Posanın, glukoz kontrolü üzerindeki etkinliği;

a) Dolaşımdaki monositler üzerinde insülin reseptör sayısının artması,
b) Postprandiyal glisemik dolaşımı azaltması,
c)Direk olarak hepatik glikoz metabolizmasını etkilemesi şeklinde sıralanabilir (8).

Genelde çözünür posa (pektin, nişasta, oligosakkarit-ler) kan lipitlerini ve postprandiyal kan glukoz eğrisini çözünmez posa ya (selüloz, hemiselüloz ve lignin) göre daha etkin bir şekilde düşürmektedir. Ayrıca, posadan zengin besinlerin rafine olanlara göre daha düşük enerji yoğunlukları vardır ve midede hacim oluşturarak doygunluğu arttırırlar. Böylece düşük enerjili diyetlerin kullanılabilirliliğini arttırırlar(8).

Çözünür posa olan guar-pektin suplemanı glukoz kontrolünü iyileştirirken, buğday kepeği ve selüloz gibi çözünmez posa önemli bir değişiklik oluşturmamaktadır. β-glukogan, karbonhidrat ve lipitlerin sindirim-emilimini yavaşlattığı saptanmıştır(8).İnce bağırsakta sindirilemeyen nişasta kolona geçerek bakteriler tarafından sindirilmekte ve dışkıyla atılmaktadır. Diyabetik bireylerde yapılan birçok çalışmanın sonuçlarına göre orta düzeyde karbonhidrat, yüksek miktarda posa tüketen bireylerde, postprandiyal plazma glukoz düzeyinin, serum trigliserit, total ve LDL kolesterol düzeylerinin, düşük posa tüketen diyabetlilere göre daha düşük olduğu bulunmuştur(7).

Prospektif çalışmalar, diyabet riskini azaltan kepekli liflerin alımı T2DM ile ters ilişkili olduğunu göstermiştir.Diyet lifleri, T2DM riskini azaltma ile güçlü ilişkili fraksiyondadır ve kepek tanelerinin kepek tabakası ile yoğunlaştırılmıştır.Yulaf ,arpa gibi viskos çözünebilir liflerin karbondirat asimilasyonunu,tokluk glisemik ve insülinemik yanıtı azalttığı gözlemlenmiştir.Ancak son gözlemsel çalışmalarda çözünür liflerden ziyade çözünmez liflerin daha koruyucu olduğu kanıtlarla sunulmaktadır(9).

Giacco ve ark; sadece 15gr/günlük lif içeren diyet ile 50 gram /gün çözünür lif içeren diyet in karşılaştırıldığı bir çalışmada çözünür lif içeren diyette günlük kan glukoz profili ve HbA1c seviyelerinde gelişme ve hipoglisemik olaylarda azalma bulunmuştur(10).

Chandalia ve ark;13 T2DM diyabetik hastalarda yüksek lifli diyetlerin daha iyi metabolik kontrole katkıda bulunduğunu gösterdi. Yüksek lifli diyet , 25 gr çözünen ve 25 gr çözünmez posa içeren diyet veya daha ılımlı lifli diyet, 8 gr çözünen ve 16 gr çözünmez posa içeren diyet diye 2 gruba ayrılmıştır.Plazma glukoz konsantrasyonlarında yüksek lifli diyetin düşük lifli diyete göre daha anlamlı bir düşüşe sahip olduğu gözlemlendi(10).Chandalia ve ark;Diyet lifinden yüksek alım (>50 gram/gün)diyabet populasyonunda glisemik kontrolde(HbA1c) iyileşmelerin olması için gerekli olduğunu göstermiştir(2).

Suda çözünebilir posanın (viskoz posa), tokluk kan şekerini, insülini ve serum lipidlerini düşürmede, çözünmez posadan daha fazla potansiyel etkiye sahip olduğu her çalışmada gözlemleyebiliyoruz. Viskoz posa, midedeki besinlerin çıkış hızını yavaşlatarak ve öğün sonrası glikoz absorbsiyonunu geciktirerek kan şekeri seviyelerini normale getirir ve insülin duyarlılığın arttırır. Sonuç olarak, yüksek miktarlarda alınan viskoz posa, tip 2 DM’den korunmada ve tip 2 DM’nin tedavisinde önemli bir rol oynar. Ayrıca, viskoz posa, yemeklerden sonra kimusun mideden çıkış hızını azaltarak, doygunluğu /dolgunluk hissini arttırır ve aşırı yemeyi bununla beraber kilo almayı önler(11).

Slavin ve ark; viskoz çözülebilir posa; bağırsaklardan makrobesin emilimi ve gastrik boşalma üzerine etkisine neden olan yemek sonrası glisemik kontrol ve insülin cevabı üzerinde önemli rol oynar. İleriye dönük çalışmalar,çözünmez posa değil çözünür lifin Tip2DM insidansı ile ters ilişkili olduğu bulunmuştur(10). Prosfektif kohort çalışmaları;tahıllı lif alımı (2.3 gr-7.5 gr/gün ortalama ) %21 ve % 30 arasında ve tam tahıllı alımı (16 gr-30 gr/gün ortalama )%21-%82 arasında T2DM riskini azalttığı gözlemlenmiştir(10).

Diyet posası yüksek diyetler, tip 2 DM’lilerde glikoz kontrolünü, insülin ve ağızdan alınan kan şekeri düşürücü ilaçlara olan ihtiyacı azaltır(12).Tokluk kan şekeri ve insülin yanıtı üzerindeki etkisi açısından en sık çalışılan lif takviyeleri; Psyllium veya Plantago ovata, glukomannan, guar zamkı ve pektindir.Bu tür liflerin alımı, daha iyi bir tokluk metabolik yanıt ile ilişkili bulunmuştur(10).

Genellikle diyabetlilerin beslenme tedavisinde basit şekerler, kompleks KH’lara oranla hızlı emildikleri ve hiperglisemiye neden oldukları gerekçesiyle kısıtlanırlar ve kompleks KH’lara diyette daha fazla oranda yer verilir (2/3 oranında)(13) .Meyvelerin ve sütün, nişastaya göre daha düşük glisemiye neden olduğu ve sukrozun, beyaz ekmek, pirinç ve patatese benzer bir glisemik yanıt oluşturduğu, Jenkins’in glisemik indeks çalışmaları ile ortaya konmuştur.
Diyabetlilerde sukrozun, en fazla total enerjinin %10-17’si arasında olması ve ana öğünle birlikte verilmesi uygundur. Çünkü, öğünde alınan sebze, salata, tam tahıllı ekmekten sağlanan posa ve yemeklerin içerdikleri yağ ile karışım oluşturan kimüs, sukrozun hızla kana geçmesini engeller (14).

Bireysel besinler yüksek çözünmez lif içeriği glisemik yanıta etkisi olmamasına rağmen Yüksek lif içeriği ile daha geniş diyet yaklaşımları örneğin Akdeniz diyeti gibi Tip2DM lilerde glisemi ve kilo üzerinde olumlu yararlı etkilere sahiptir. Yüksek lif alımı Tip2DM azalan mortalite riski ile ilişkilidir ve bununla beraber kardiyovasküler hastalık ve kolon kanseri ile de ilişkilidir(15).

ABD de TİP2DM lilerde yapılan bir çalışmada yüksek lifli diyetlerle %6,7 totoal kolesterol ve %12,5 LDL seviyesi düşmüştür.Tip2DM li erkekler yüksek diyet lifli (34gr/gün) düşük GI li diyet LDL kolestreolü ve serum kolesterolünü anlamlı derecedede azaltırken , düşük lifli diyetler(20 gram/gün) önemli bir azalma gözlemlenmemiştir(2).

Serum kolesterol seviyesini kolestramin ve diğer iyonların değişimi aracılığı ile safra asit kaybını arttırarak kolesterol seviyesini azaltır. Yüksek karbonhidrat içeren diyetlerin alınması ile serum açlık trigliserit konsantrasyonlarındaki normal olarak gözlenen artış diyet posasının artırılması ve yağın kısıtlanması ile kontrol altına alınabilmektedir(8).Bir çalışmada; tip 2 diyabetli yetişkinler arasında total kolesterol ve LDL kolesterol düzeyleri ile toplam diyet lifi alımının ters bir ilişki ortaya koymaktadır.Orta diyet lifinden daha az tüketen bireyler(<29 gram/günlük) orta diyet lif alımından daha fazla tüketim ile karşılaştırıldığında sırasıyla %38 ve %43 hiperkolestrolemi ve yüksek LDL kolesterol için yüksek risklidir(2).

Başka bir çalışmada da tip 1 DM’li gebe kadınlarda, yüksek posa alımının insüline olan gereksinimi azalttığı bulunmuştur (16).

SONUÇ VE ÖNERİLER


Genel olarak bakıldığında ;total diyet posası alımının yüksek olmasının insülin duyarlılığını arttırdığı ve tip 2 diyabet gelişimini önlediği bildirilmektedir(7). Diyabetin tedavisinde düşük karbonhidratlı diyetler önerilmemektedir. Diyet karbonhidratları enerjinin, suda çözünür vitaminlerin, minerallerin ve posanın en önemli kaynağını oluşturmaktadır. Beyin ve sinir sistemi için tek enerji kaynağı glukoz olduğundan yetişkinler için diyetin total karbonhidrat içeriği 130 g/gün’ün altında olması önerilmemektedir. Glisemik kontrolün başarılmasında karbonhidrat tüketiminin izlenmesi büyük önem taşımaktadır (8).

Düşük glisemik yüklü diyetlerin diyabet riskini azalttığına dair yeterli veri yoktur. Ancak, liften ve diğer önemli besin öğelerinden zengin düşük glisemik indeksli besinlerin tüketimi önerilebilir. Posa tüketimi desteklenmelidir, ancak diyabetli bireylere genel popülasyona önerilen miktarlardan daha fazla miktarlarda posa tüketimi önermek gerekmez(17).

En uygun KH miktarını ve türünü saptarken, kişinin beslenme alışkanlıkları, vücut ağırlığı, plazma glikoz, kolesterol ve trigliserid düzeyleri dikkate alınmalıdır. Yüksek KH’la birlikte, diyetin posa içeriği de yükseltilmelidir. Posa içeriği yükseltilmeksizin, sadece KH miktarının artırılması, özellikle Tip 2 diyabetlilerde, trigliserid ve LDL seviyelerini yükseltebilir(18) . Bu yüzden diyabetik bireylerin günlük posa alımlarının 25-50g (veya 15-25 g / 1000 kkalori) olması gerektiği ve glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi gerektiği önerilmektedir(7). Amerikan Kalp Derneği yağ modifiye diyetlerin düşürücü kolesterol etkisi maksimize etmek ve besin yeterliliğini sağlamak için yiyeceklerden 25gr/gün ila 30 gr/gün total diyet lif alımı önerildi.Amerikan Diyetetik Derneği ve Tıp Enstitüsü hem diyabete hemde kardiyovasküler hastalıklara karşı korumak için, yetişkin erkekler için 1,000 kcal başına diyet lifi 14 g veya 25 g / gün, yetişkin kadınlar için 38 g / gün bir alımını tavsiye etmiştir.(10).

KAYNAKLAR

1.Khan, A., Safdar, M. ve Khan, M.M. ; Effect of various doses of cinnamon on lipid in diabetic individuals. Pakistan Journal of Nutrition. 2 (5), 312-319. Vanschoonbeek, K., Thomassen, B. J. W., Senden, M.J., Wodzig, W.K. ve Loon.L. J. C. (2006).
2. Narayan, et al.;Association of dietary fiber intake with serum total cholesterol and low density lipoprotein cholesterol levels in Urban AsianIndian adults with type 2 diabetes , Indian Journal of Endocrinology and Metabolism / Sep-Oct 2014 / Vol 18 | Issue 5 )
3.Türkiye de Diyabet Profili Diyabet Bakım,İzlem Ve Tedavisinde Mevcut Durum Değerlendirmesi Çalıştay Raporu 2009 Diyabet 2020- www.diyabet2020.org
4.C.Stephen,V.Philip,C.*Magnolia;The Sydney Diabetes Prevention Program: A community-based translational study/BMC Public Health 2010
5.England CY, Thompson JL, Jago R, et al. Dietary changes and associations with metabolic improvements in adults with type 2 diabetes during a patient-centred dietary intervention: an exploratory analysis ,BMJ Open. 2014; 4(6): e004953.
6. NP Steyn, J Mann , PH Bennett , N Temple, P Zimmet, J Tuomilehto , J Lindstro¨m and A Louheranta Diet, nutrition and the prevention of type 2 diabetes //Public Health Nutrition: 7(1A), 147–165
7.Yrd.Doç.Dr S.Gülhan,Doç.Dr.M.Seyit ; Diyet posası ve beslenme, Hacettepe Üniversitesi - Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Şubat – 2008 Ankara
8. T.Güzin,Ç.Ramis ; Medical nutrition therapy in type 2 diabetes mellitus /Journal of Experimental and Clinical Medicine
9. Damien P Belobrajdic and Anthony R Bird ; The potential role of phytochemicals in wholegrain cereals for the prevention of type-2 diabetes, Nutr J. 2013; 12: 62.
10. N. Babio, R. Balanza, J. Basulto , M. Bullóand J. Salas-Salvadó ; Dietary fibre: influence on body weight, glycemic control and plasma cholesterol profile Nutr Hosp. 2010;25(3):327-340
11.Flammang AM, Kendall DM, Baumgartner CJ, Slagle TD, Choe YS; Effect of aviscous fiber bar on postprandial glycemia in subjects with type 2 diabetes. J. Am.Coll. Nutr.2006; 25(5):409-414.
12. Anderson JW, Randles KM, Kendall CWC, Jenkins DJA; Carbohydrate and Fiber Recommendations for Individuals with Diabetes: A Quantitative Assessment and Meta-Analysis of the Evidence. Journal of the American College of Nutrition 2004;23(1):5-17
13. American Diabetes Association. Nutrition Recommendations and Interventions for Diabetes. Diabetes Care 2008 (31);Supp.1:61-78
14. Franz MJ. ; Medical Nutrition Therapy for Diabetes Mellitus and Hypoglycemia of Nondiabetic Origin. In: Krause’s Food & Nutrition Therapy, A Textbook of Nutritional Care. Eds: LK Mahan, S Escott-Stump.12nd edition, P:764-809.WB Tokyo, 2008.
15. C Breen,,*M Ryan,,B McNulty,,*M J Gibney,,*R Canavan,and*D OHYPERLINK "http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=O'Shea D[auth]"'HYPERLINK "http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=O'Shea D[auth]"Shea ;High saturated-fat and low-fibre intake: a comparative analysis of nutrient intake in individuals with and without type 2 diabetes/Nut&Diabetes(2014) 4(2): e104.
16. Kalkwarf HJ, Bell RC, Khoury JC, Gouge AL, Miodovnik M. ; Dietary fiber intakes and insulin requirements pregnant women with type 1 diabetes. J Am Diet Assoc. 2001; 101:305-310.
17. Diabetes mellitus ve komplikasyonlarının tanı,tedavi ve izlem kılavuzu-2011/53
18.Sheard et al. ; Dietary carbohydrate (amount and type) in the prevention and management of diabetes: a statement by the American Diabetes Association. Diabetes Care 2004;27(9):2266-71.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Diyabet ve Posa İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Dyt.Duygu BİLGİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Dyt.Duygu BİLGİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Duygu BİLGİN Fotoğraf
Uzm.Dyt.Duygu BİLGİN
İçel (Mersin)
Uzman Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Dyt.Duygu BİLGİN'in Makaleleri
► Lif (Posa) Nedir ? Dyt.Deniz ŞAFAK
► Posa ve Sağlığımız Dyt.Gökmen GÖK
► Posa ile Gelen Sağlık Dyt.Reyhan YÖRÜMEZ
► Diyabet Dyt.Sinan YILDIZ
► Diyabet ve Egzersiz Dyt.Gökhan ÇELİK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Diyabet ve Posa İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 70 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:11
Top