Anneler Oğullarınızın Hayatındaki Tek Değerli Kadın Siz Değilsiniz
ANNELER OĞULLARINIZIN HAYATINDA Kİ TEK DEĞERLİ KADIN SİZ DEĞİLSİNİZ
Toplumda ki birçok bireyin sorunlarının altında yatan nedenlerden biride aşırı korumacı anneliktir. Etrafımızdaki anne ve çocuklarını gözlemlediğimizde o çocukların ileriki yaşamlarında nasıl bir ergenlik dönemi geçireceğini nasıl bir yetişkin olacağını ve hatta nasıl bir anne-baba olacağını tahmin etmemiz hiç de zor olmayacaktır. Çünkü çocuklarımızı yetiştirirken sergilemiş olduğumuz belli tutumlar çocuklarımızın ileriki yaşamında ki davranışlarını belirlemektedir. Anneler bizim sevgi kaynağımızdır. Doğduğumuz andan itibaren anne sütüne nasıl gereksinim duyuyorsak anne sevgisine de öyle gereksinim duyuyoruz. Annelerimizin sevgisine,şefkatine,merhametine olan ihtiyacımız tartışılamaz. Ama Dünya anne evinden ibaret değildir. Çocuklarımızı kendimize muhtaç şekilde yetiştirmek yerine kendine güvenen , kendi ayaklarıyla yere basan,mücadeleci,zorluklarla baş etmesini bilen bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Çocuklarını yetiştirirken çocuğuna korumacı davranan, çocuğun kendi başına karar almasını sağlamayan,kendi başına bir faaliyette bulundurmadan büyütülen çocuklar ileriki yaşamında kendine güvenmeyen özgüvenden yoksun bireyler olacaktır. Annelerinden başkasına güvenemez ve en küçük zorluklarla dahi mücadele etmekten kaçınır annesinin yardımına ihtiyaç duyar. Anne çocuğunun bütün yaşamını dizayn etmekle meşgul , bu arada eşini ikinci plana atmakta ve eşiyle iletişimi zayıflamaktadır. Eşinden alması gereken ve eşine vermesi gereken sevgiyi de çocuğundan almaya çalışmaktadır. Anne için artık hayatının merkezi oğlu olmuştur. Anne oğluyla ilgili önemli kararlarda söz sahibi olmakta oğlunu kendine göre yönlendirmekte ve kendince doğru gördüğü yaşam kurallarında oğlunun yaşamını devam ettirmektedir. Bu şekilde devam eden yaşam tarzında oğlan son derece pasif kalmakta kendisiyle ilgili hiçbir karar alamamaktadır. Evlenip yaşamının geri kalanını devam ettireceği kişiyi dahi anne belirlemektedir. Ve bunu da çocuğunun düşüncelerinin yerine kendi arzularına göre bir gelin arayışında olur. Kendilerini mutlu edecek toplumda övünme kaynağı olacak bir gelin arayışına girerler oğulları için. Evlendikleri andan itibaren hem anne hem de oğul evliliğe alışmakta oldukça zorlanırla. Anne bir anda oğlunun sevgisinden mahrum kalacağından korkmaya başlar , oğlan ise annesinden başka bir kadına ait olma sorunu yaşamaya başlar. Oğlunu tamamen kaybedeceğini düşünüp harekete geçen anne hemen atağa geçer ve sık sık oğlunu ve gelinini eve yemeğe davet eder , kendi evinde kalmaları için ısrarda bulunur. Zamanının çoğunu oğlu ve gelini ile geçirmek için elinden geleni yapmaya başlar çünkü; evladını kaybetmiş bir başka kadına kaptırmış gibi hissetmeye başlar. Bu durumdan ise gelinlerin neredeyse tamamı rahatsız olur.sürekli eşleriyle anneleri yüzünden sorun yaşamaya başlarlar. Anne nasıl ki oğlunun hayatını yıllarca dizayn ettiyse gelininde de uygulamaya devam etmek ister ve gelini ile sürekli bu nedenle çatışma yaşar. Ayrıca yıllarını sadece çocuklarına adayarak eşini ihmal etmiş anne eşinden de artık sevgi görmediği için oğlunun eşine sevgi göstermesine tahammül edemez hale gelir ve bir takım bahaneler sunarak bu duruma sürekli engel olmaya çalışır. Çünkü ; artık oğlunun eşinin sözüne bakarak annesinden vazgeçeceğini düşünür ve eyvah oğlumu kaybediyorum korkusuna kapılır. Aslında bu tip anneler oğullarının yuvası dağılsın diye uğraşmazlar aksine ayrılmamalarını isterler fakat ; kendisi nasıl ki kocasından sevgi ilgi görmüyorsa gelini de aynı şekil bir yaşam sürsün isterler. Bu şekilde devam eden hayatta bireyler mutsuz olmaktadır. Oysa ki annelerimiz oğlunu kendine bağımlı yetiştirmek yerine ona doğruyu ve yanlışı göstererek ve seçimi oğluna bırakarak bir çocuk yetiştirme tutumu izlese ve yeri geldiğinde oğlunu korumak adı altında sürekli müdahele etmek yerine onu kendi halinde bırakıp sadece ne olursa olsun ben senin arkandayım güvenini çocuğuna verse hem anne-oğul ilişkisi daha mutlu ve sağlıklı bir şekilde devam eder. Evlendikleri zaman ise onlarında ayrı bir aile olduğunu kabul ederek ‘’ evladım siz yuvanızda mutlu o bize yeter ama şunu hiçbir zaman unutmayın biz sizi çok seviyoruz’’ diyerek hem oğlu hem de gelini arasında ki ilişki güçlenecektir. Böylece gelin kaynana arasındaki bağ sevgi bağına dönüşecektir. Hem çiftler yuvalarında mutlu olacak hem de bu mutluluktan anne-babalar mutlu olacaktır. Anne – babalar lütfen evliliklerde gölge etmeyiniz çocuklarınızla sadece sevgi ve güven bağı oluşturunuz.
NAZLI ÇALIŞKAN
Aile ve Evlilik Danışmanı
Toplumda ki birçok bireyin sorunlarının altında yatan nedenlerden biride aşırı korumacı anneliktir. Etrafımızdaki anne ve çocuklarını gözlemlediğimizde o çocukların ileriki yaşamlarında nasıl bir ergenlik dönemi geçireceğini nasıl bir yetişkin olacağını ve hatta nasıl bir anne-baba olacağını tahmin etmemiz hiç de zor olmayacaktır. Çünkü çocuklarımızı yetiştirirken sergilemiş olduğumuz belli tutumlar çocuklarımızın ileriki yaşamında ki davranışlarını belirlemektedir. Anneler bizim sevgi kaynağımızdır. Doğduğumuz andan itibaren anne sütüne nasıl gereksinim duyuyorsak anne sevgisine de öyle gereksinim duyuyoruz. Annelerimizin sevgisine,şefkatine,merhametine olan ihtiyacımız tartışılamaz. Ama Dünya anne evinden ibaret değildir. Çocuklarımızı kendimize muhtaç şekilde yetiştirmek yerine kendine güvenen , kendi ayaklarıyla yere basan,mücadeleci,zorluklarla baş etmesini bilen bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Çocuklarını yetiştirirken çocuğuna korumacı davranan, çocuğun kendi başına karar almasını sağlamayan,kendi başına bir faaliyette bulundurmadan büyütülen çocuklar ileriki yaşamında kendine güvenmeyen özgüvenden yoksun bireyler olacaktır. Annelerinden başkasına güvenemez ve en küçük zorluklarla dahi mücadele etmekten kaçınır annesinin yardımına ihtiyaç duyar. Anne çocuğunun bütün yaşamını dizayn etmekle meşgul , bu arada eşini ikinci plana atmakta ve eşiyle iletişimi zayıflamaktadır. Eşinden alması gereken ve eşine vermesi gereken sevgiyi de çocuğundan almaya çalışmaktadır. Anne için artık hayatının merkezi oğlu olmuştur. Anne oğluyla ilgili önemli kararlarda söz sahibi olmakta oğlunu kendine göre yönlendirmekte ve kendince doğru gördüğü yaşam kurallarında oğlunun yaşamını devam ettirmektedir. Bu şekilde devam eden yaşam tarzında oğlan son derece pasif kalmakta kendisiyle ilgili hiçbir karar alamamaktadır. Evlenip yaşamının geri kalanını devam ettireceği kişiyi dahi anne belirlemektedir. Ve bunu da çocuğunun düşüncelerinin yerine kendi arzularına göre bir gelin arayışında olur. Kendilerini mutlu edecek toplumda övünme kaynağı olacak bir gelin arayışına girerler oğulları için. Evlendikleri andan itibaren hem anne hem de oğul evliliğe alışmakta oldukça zorlanırla. Anne bir anda oğlunun sevgisinden mahrum kalacağından korkmaya başlar , oğlan ise annesinden başka bir kadına ait olma sorunu yaşamaya başlar. Oğlunu tamamen kaybedeceğini düşünüp harekete geçen anne hemen atağa geçer ve sık sık oğlunu ve gelinini eve yemeğe davet eder , kendi evinde kalmaları için ısrarda bulunur. Zamanının çoğunu oğlu ve gelini ile geçirmek için elinden geleni yapmaya başlar çünkü; evladını kaybetmiş bir başka kadına kaptırmış gibi hissetmeye başlar. Bu durumdan ise gelinlerin neredeyse tamamı rahatsız olur.sürekli eşleriyle anneleri yüzünden sorun yaşamaya başlarlar. Anne nasıl ki oğlunun hayatını yıllarca dizayn ettiyse gelininde de uygulamaya devam etmek ister ve gelini ile sürekli bu nedenle çatışma yaşar. Ayrıca yıllarını sadece çocuklarına adayarak eşini ihmal etmiş anne eşinden de artık sevgi görmediği için oğlunun eşine sevgi göstermesine tahammül edemez hale gelir ve bir takım bahaneler sunarak bu duruma sürekli engel olmaya çalışır. Çünkü ; artık oğlunun eşinin sözüne bakarak annesinden vazgeçeceğini düşünür ve eyvah oğlumu kaybediyorum korkusuna kapılır. Aslında bu tip anneler oğullarının yuvası dağılsın diye uğraşmazlar aksine ayrılmamalarını isterler fakat ; kendisi nasıl ki kocasından sevgi ilgi görmüyorsa gelini de aynı şekil bir yaşam sürsün isterler. Bu şekilde devam eden hayatta bireyler mutsuz olmaktadır. Oysa ki annelerimiz oğlunu kendine bağımlı yetiştirmek yerine ona doğruyu ve yanlışı göstererek ve seçimi oğluna bırakarak bir çocuk yetiştirme tutumu izlese ve yeri geldiğinde oğlunu korumak adı altında sürekli müdahele etmek yerine onu kendi halinde bırakıp sadece ne olursa olsun ben senin arkandayım güvenini çocuğuna verse hem anne-oğul ilişkisi daha mutlu ve sağlıklı bir şekilde devam eder. Evlendikleri zaman ise onlarında ayrı bir aile olduğunu kabul ederek ‘’ evladım siz yuvanızda mutlu o bize yeter ama şunu hiçbir zaman unutmayın biz sizi çok seviyoruz’’ diyerek hem oğlu hem de gelini arasında ki ilişki güçlenecektir. Böylece gelin kaynana arasındaki bağ sevgi bağına dönüşecektir. Hem çiftler yuvalarında mutlu olacak hem de bu mutluluktan anne-babalar mutlu olacaktır. Anne – babalar lütfen evliliklerde gölge etmeyiniz çocuklarınızla sadece sevgi ve güven bağı oluşturunuz.
NAZLI ÇALIŞKAN
Aile ve Evlilik Danışmanı
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Anneler Oğullarınızın Hayatındaki Tek Değerli Kadın Siz Değilsiniz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Nazlı ÇALIŞKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Nazlı ÇALIŞKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
3 Beğeni 
Yazan Uzman
|
gelin kaynana, annesine düşkün erkek, anne çocuk ilişkisi, gelin kaynana ilişkisi, evlilikte kayınvalide
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
