2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Panik Atak
MAKALE #14261 © Yazan Psk.Ayşe TAMER | Yayın Mart 2015 | 3,125 Okuyucu
Panik atak bazı durumlarda stresli bir hayat sürme, sara hastalığı (epilepsi), akciğer- kalp hastalıkları,vitamin eksikliği, kafeinli besinlerle beslenme, tiroid bezindeki sorunlar, fazla adrenalin salgılanması, kan şekeri düşmesi, kansızlık, beyinde oluşan tümör, uyarıcı madde kullanımı ve bu maddenin aniden kesilmesi vb çeşitli tetikleyicilerin etkisi ile, bazı durumlarda ise nedensiz ansızın ortaya çıkan, hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Beyindeki kimyasal maddelerden ya da beynin yan kısmının fonksiyonunu yitirmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Tek başına ya da çeşitli hastalıklarla birlikte ortaya çıkabilir.Panik ataklar, bir çok psikiyatrik bozuklukta görülebilir; özgül fobi, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu, depresif bozukluklar gibi…

Panik atak fiziksel belirtilerle de kendini gösteren bir kaygı bozukluğudur. Panik Atak çarpıntı, terleme, titreme, boğulma ya da nefes alamama hissi, göğüste ağrı veya sıkışma, bulantı, karın ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik gibi bedensel duyumların yoğun hissedildiği, beraberinde kontrolünü kaybetme, delirme korkusu ya da ölüm korkusu ile karakterize bir süreçtir.* Kaygının ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz. Araba kullanırken, televizyon seyrederken, asansörde, kalabalık bir alışveriş merkezinde gezerken, hatta bazen uyku sırasında panik atak yaşanabilir.* *Ataklar birdenbire başlar, giderek şiddetlenir genellikle 10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkar ve çoğu zaman 10-30 dakika devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Ancak çarpıntı, baş dönmesi ve bazı diğer belirtilerin tamamen geçmesi daha uzun sürebilir. Atağın sıklıkları değişkendir. Haftalar ve aylar boyunca hiç atağın olmadığı dönemler yaşanabileceği gibi, her gün birkaç atakla da karşılaşılabilir.

Panik atak nöbetinden sonra kişi kendini çok yorgun ve bitkin hisseder. Sese, gürültüye, kalabalığa, ışığa karşı tahammülsüzlük ortaya çıkar. Hiç bir şey yapmak istemez.Yalnız kalmak istemez. Birinin yanında kendini güvende hisseder. Panik atağı yaşayan kişiler ataklara neden olabileceğini düşündükleri etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler. Ataklara karşı evden çıkarken alkol/madde/ilaç kullanırlar. Ataklar sırasında olabileceklere karşı önlem alırlar. Örneğin atak sırasında kontrolünü kaybederek bayılacağından korkan bayan hastaların sokağa çıkmak zorunda oldukları zaman, bayılıp yere düştüklerinde bacakları görülmesin diye pantolon giydikleri, baygınken çalınır diye takılarını yanına almadıkları , onu baygın bulanların yardımcı olabilmesi için evinin adresini, telefon numarasını üzerinde taşıdıkları görülmüştür. Bu önlemler bir süre sonra kişinin tüm yaşantısını etkileyecek ve yaşam kalitesini düşürecek bir noktaya gelebilir.

Çoğu insan hayatında stresin arttığı ve uzun sürdüğü zamanlarda panik atak yaşayabilir. Hayat boyu 1-2 kez panik atak yaşamak normal bir durumdur. Fakat ataklar sık sık meydana geliyorsa, süreleri 10 dakikayı geçmeye başladıysa ve her iki atak arasında, bir sonraki atağın korkusu gündelik hayata engel olacak kadar arttıysa buna “panik bozukluk” denir. Kendilerini toplumda ifade etmekten çekinen, sürekli baskı altında yaşayan, içine kapanık, sorunlarını kimseyle paylaşmayan, asosyal bir hayat süren kişilerde daha sık görülmektedir. İnsanın kendi dürtülerini baskılaması yanlıştır. Öfkesini, üzüntüsünü, cinselliğini dışa vurması önemlidir. Bunların baskılanması ya da başkaları tarafından engellenmesi panik bozukluğa neden olur. Bağımlılık yapan maddeleri kullanan kişilerde, suçluluk duygusu yaşayanlarda, sorunları kafasına çok takan kişilerde, mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olanlarda panik bozukluk görülebilir.
Panik atak hastalığının toplumda görülme sıklığı yüzde 1-3 arasında değişmektedir. Genelde yirmili yaşlarda olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilir.45 yaşından sonra nadirdir. Kadınlarda görülme sıklığı biraz daha fazladır. Genetik özellikler de etkilidir. Yakın akrabalarında panik bozukluk olanlarda görülme olasılığı daha çoktur.
Atak başladığında bir yere oturmalı ya da uzanmalısınız. Kendi kendinize bunun sadece bir atak olduğunu, korkulacak bir durum olmadığını söyleyin ve atağın geçmesini bekleyin. Atak sırasında üzücü, heyecanlandırıcı tartışmalardan kaçmak gerekir. Kafeinli içecekler, sigara ve alkol kullanımından uzak durmalısınız. Kendinizi kontrol etmeye çalışın. Atak sırasında derin nefes almayın, çünkü şikayetler artar. Nöbet geçene kadar bir torbaya soluk alıp verilebilirsiniz.

Panik atağın tedavisi mümkündür.Tedavide İlaç tedavisi ve Bilişsel-davranışçı terapi etkili bir şekilde kullanılmaktadır. En iyi sonuç, bu iki yaklaşımın birlikte uygulanmasıyla alınır. Son yıllarda EMDR terapisinin de etkili bir şekilde kullanıldığı bilinmektedir.*
İlaçla tedavide beyin sinir hücrelerindeki bozuk olan hormon faaliyetlerini düzelterek panik ataklarını önleyen ilaçlar kullanılmaktadır. Bilişsel-Davranışçı terapide ise hem davranışçı hem de bilişsel yaklaşımların bir sentezi yapılır. Davranışçı yaklaşımlarla hastanın kaçındığı yerlerin ve durumların belirlenerek aşamalı olarak tekrar tekrar karşılaştırılmasını içeren "üzerine gitme" ve "duyarsızlaştırma" teknikleri kullanılır. Böylece kişi yaşadığı anksiyete ve korkulara karşı duyarsızlaştırılmaya çalışılır. Bilişsel yaklaşımlarla ise hastanın fark edemediği nedenlerle ortaya çıkan çarpıntı, terleme, nefes alamama, baş dönmesi, vb. panik atağının bedensel belirtilerinin, kalp krizi geçirerek öleceği, felç geçireceği ya da çıldıracağı şeklindeki gerçekçi olmayan inanışların, felaket beklentilerine dönüşmüş yanlış yorumların giderilmesine çalışılır. Özellikle sadece ilaçlı tedavi uygulandığında yeterli güven ortamı oluşmadığından geri dönüşler daha kolay hale gelmektedir. Bilişsel Davranışçı psikoterapi yöntemlerinde ise geri dönüşler daha zor ve daha az olmaktadır. Eğer zaman zaman yapılması gereken tedavi sonrası görüşmeler aksatılmazsa, ağır bir psikolojik travma geçirilmediği sürece, tedavi kalıcı olabilmektedir. Eğer panik atak uzun süre tedavi edilmezse psikolojik kökenli başka rahatsızlıkları meydana getirebilir. Panik atak yüzünden hiçbir şekilde kalpte, solunum sisteminde bir rahatsızlık meydana gelmez.

Panik atak tedavisindeki en büyük sorun hastanın fiziksel bir rahatsızlığı olduğuna inanması ve bu nedenle psikolojik desteği geç aramasıdır. Panik atakları olan hastalar çoğu zaman iç hastalıkları kliniklerine ya da acillere başvurdukları için çok değişik hastalık tanılarıyla farklı tedaviler görmektedirler.

Panik atak yaşayan kişiler günlük hayatın stresini azaltacak - yenilenmelerini sağlayacak zamanları kendilerine ayırmalı ve panik atağı kabul edip hızlı bir şekilde doğru tedaviye başlamalıdır. Bunu başarabilen hastalar ilerleyen zamanlarda panik atağı tamamen hayatından çıkartabilmektedir. Aile ve çevre desteği iyileşmeyi hızlandırır. Hastayla iletişimin güçlü olmasının iyileşmeye olumlu katkısı vardır. Paniğin kişinin kontrolünün dışında olduğunu bilmek ve onu anlamak, küçük düşürücü ya da zorlayıcı davranışlarda bulunmamak tedaviye katkı sağlar.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Panik Atak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ayşe TAMER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ayşe TAMER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ayşe TAMER'in Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Panik Atak' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:15
Top