2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Tuzu Hiç Tüketmeyin Demiyorum ki Abartmayalım Diyorum!
MAKALE #14463 © Yazan Dyt.Laleş GÜZEL | Yayın Mart 2015 | 2,841 Okuyucu
Yemeğe otururum ve insanların genelinde gördüğüm daha yemeğin tadına bakmadan tuzluğu eline alıp içindeki bütün tuzu temeğine boşaltır. Sonra bu konuşmalar geçer aramızda:
-Daha yemeğin tadına bakmadın belki de çok tuzludur ya da tuzu yeterlidir neden bu kadar tuz?… ya da
-Ooooowww çok olmadı mı J…
Tabi verilen cevaplar hep aynıdır:
-Ama ben tuzu çok seviyorum...
-Eklemeden hayatta yemeğe başlayamam…
-O benim vazgeçilmezim…vs.

Onsuz olur mu demeyin. Her şeyde olduğu gibi tuzun aşırısı da zararlıdır…
Yapılan araştırmalar sonucunda aşırı tuz tüketiminin yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, inme, osteoporoz, böbrek fonksiyonlarında bozukluk, astım, ödem(şişlik), mide kanseri gibi çok çeşitli hastalıkla ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır. Ki biz toplum olarak hiç de uzak değiliz bu hastalıklara özellikle de yüksek tansiyona… Yani daha lezzetli olduğu düşüncesiyle yemeklerine bol tuz katanların durumu tehlikeli… Fazla tuz kullanımı vücuttaki dengeyi bozuyor. BİZİ ÖLDÜRÜYOR YAHU…

Tekrar başa dönmek istiyorum ama ben tuzu çok seviyorum diyenlere cevap vermek istiyorum; tuzlu besinleri tercih etmek sonradan kazanılan bir özelliktir. Bir alışkanlıktan bahsediyoruz “tuzu çok seviyorum…” derken değil mi? Tuzun tadını seviyoruz tamam… Peki bu alışkanlığımız nasıl oluştu? Yaşadığımız toplumda gördüklerimizle değil mi? Yani annemiz anneannemiz, teyzemiz böyle yemekler yaptı bizde onlardan yedik ve bir süre sonra damak tadımız bu hale geldi… Sonra da biz çocuklarımıza böyle yemekler yaptık onlara böyle bir alışkanlık kazandırdık…

“Nasıl alıştıysak o şekilde de terk edeceğiz bu alışkanlığımızı!”… alışkanlıklar terk edilebilir, bunu kendimden biliyorum, çünkü ben de yemeğin tadına bakmadan yemeğin tadını tuzla öldürenlerdendim…

Bizim günde 5 gram tuz tüketmemiz gerekiyor ancak yapılan araştırmalar sonucunda tuz tüketiminin kişi başına 18 gram olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Bence az bile çıkmış… Bizim toplumuzda şöyle bir anlayış var: “Can boğazdan gelir”… “Şimdi ne yediysen yersin, zaten yaşlanınca bir sürü hastalık çıkıyor yediğinden içtiğinden kesiyorsun”… Biz bunu bir de şu şekilde düşünelim mi; toplum olarak yediğimize içtiğimize dikkat etmediğimiz için 45 inden sonra çeşitli hastalıklarla boğuşan bireylere dönüşüyoruz, vücudumuza eziyet ettiğimiz ona iyi bakmadığımız için bir yaştan sonra vücudumuz bizden intikam alır gibi çeşitli hastalıklarla boğuşmak zorunda bırakıyor bizi. Kendimize iyi baksak, zararlı olanın zararlı olduğunu biliyoruz bunda sıkıntı yok, e birde o zararlıdan uzak dursak, yaşlandığımızda bakıma muhtaç hale gelmesek, bizimle kimse uğraşmak zorunda kalmasa, çocuklarımızın başına bela olmasak; her şey çok daha güzel olmaz mı?…

Toplum olarak tuz tüketimini azaltmak için bazı şeyler yapmamız gerekiyor. Bunlar:
- Masalardan, görünen yerlerden tuzu kaldırmalıyız,
- Yemeğin tadına bile bakmadan elimize tuzluğu almayalım. Özellikle çocuklarımıza bunun yanlış olduğunu öğretmeliyiz,
- Yemeğe lezzet katması için tuz yerine fındık, ceviz, semizotu tercih etmemiz gerekir,
- Taze, dondurulmuş veya tuz eklenmemiş konserve sebzeler satın almaya özen göstermeliyiz,
- Konserve veya işlenmiş et yerine(sucuk, salam, sosis…) taze kanatlı hayvan eti, balık ve yağsız et tercih etmeliyiz,
- Pişirme esnasında veya sofrada tuz yerine ot, baharat ve tuzsuz çeşni karışımları kullanmalıyız,
- Dondurulmuş yemekler, pizza, paketli karışımlar, konserve çorba veya et suyu, salata sosları gibi işlenmiş gıdaları hayatımızdan çıkarmalıyız,
- Ton balığı gibi konserve gıdalardaki tuzu uzaklaştırmak için onları yıkamalıyız,

Bu arada unutmadan şunu hatırlatmak istiyorum; tuz tüketirken de iyotlu tuzu tercih etmeliyiz. İyotlu tuz, iyot eklenmiş sofra tuzudur. İyotlu tuz kullanmazsak bebek ve çocuklarda büyüme geriliği, zeka geriliği, cücelik; gebelerde, düşük ve ölü doğum yapma riski oluşabilir ve her yaşta guatr hastalığı görülebilir…

Pişirme sırasında oluşacak iyot kaybının en aza indirilmesi için, tuz yemeklere pişirme sonrası eklenmelidir.Saklama sırasında oluşacak iyot kaybını önlemek için de; iyotlu tuz, serin, kuru, ışıksız ortamda ve koyu renkli cam kaplarda saklanmalıdır.
Unutmayalım zaten geleneksel yemeklerimizin pek çoğu tuz deposu: salça, salamura, turşu, peynir … Biz zaten salçadan, ekmekten vs. den aldığımız tuz ile vücudumuzun tuz ihtiyacını büyük ölçüde karşılıyoruz ne gerek var daha fazlasını alıp hastalıklara davetiyeye… TOPLUM OLARAK BİR SİLKELENELİM ARTIK…

Diyetisyen Laleş Güzel
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Tuzu Hiç Tüketmeyin Demiyorum ki Abartmayalım Diyorum!" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Laleş GÜZEL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Laleş GÜZEL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Laleş GÜZEL'in Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Tuzu Hiç Tüketmeyin Demiyorum ki Abartmayalım Diyorum!' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:46
Top