Kendine Zarar Veren Ergenlerle İlgili Toplumsal Ön Yargılar
KENDİNE ZARAR VEREN ERGENLERLE İLGİLİ TOPLUMSAL ÖN YARGILAR
Kendine fiziksel zarar verme davranışı, bu davranışları dışardan görenler için hem kötü bir tablo, hem bir korku unsuru hem de yanlış inanışların neticesiyle farklı anlamlar yüklenen bir sağlık sorunudur. Bu tarz ergenlerle ilgili olarak en sıklıkla kullanılan ifadeler aşağıda sıralanmıştır. Bu yanlış anlama ve anlamlandırmalarla birlikte bu davranışların gerçek açıklamaları şu şekildedir;
1)Kendilerine zarar veren bu ergenler bir kaç tane hasta insandan başka bir şey değildir.
Kendine zarar verme davranışı başlı başına bir sağlık problemidir. Bu durum bir hastalıktan ziyade bu ergenlerin keşfettikleri acıyla ilkel bir şekilde baş etme yöntemidir. 2015 yılında yaptığım bir araştırmada özel okulda okuyan ergenlerin yaklaşık % 40 lık diliminde hayatlarının bir döneminde en az bir defa da olsa kendilerine zarar verme davranışı gerçekleştirmişlerdir. Bu davranışlarının nedeni olarak da baş edemedikleri durum ve duygulanımların üstesinden gelebilmek ve onları ortadan kaldırmak adına yaptıkları onlar tarafından rapor edilmiştir. Kendine zarar verme davranışına sahip ergenlerin dikkat eksikliği, hiperaktivite, dissosiyatif bozukluk, borderline kişilik bozukluğu ve diğer psikiyatrik ve psikolojik bozukluğun var olabileceğini göstermiştir. Fakat bu dışa vurumları bir hastalığının sonucu olarak görmek hastalığa odaklanmamıza ve ergenin içsel duygulanımların nedenlerini anlamamızdan uzak tutar. Yani hastalığı tedavi edelim derken bu davranışın ardındaki duygu ve düşünceyi kaçırmış olur, zaten anlaşılmamaktan şikayet eden ergeni, bir birey ve duygusal bir varlık olmaktan ziyade bir hastalık gibi görmeye başlarız.
2)Kendine zarar verme davranışı bir intihar teşebbüsüdür.
Kendine zarar verme davranışı bir intihar teşebbüs değildir. Fakat bir intihar teşebbüs öncesi bir durum ya da sinyal olarak görebiliriz. Çünkü bu noktada kişi kendisini koruma altına almak, kendisini yok etmeye karşı bir mücadele vermektedir. Bir ergen yetişkine göre daha dürtüsel olduğunu düşünürsek yapmak istese zaten bunu tereddütsüz gerçekleştirir. Burada bu davranış sadece bir tedbir, bir fren ve içsel acıyı durdurmaya yönelik bir mücadele olarak görülebilir.
3)Kendilerine zarar veren bu ergenler ağır hasta olup hastaneye yatırılmaları gerekir.
Bu yaraların çoğu tıbbi tedavi gerektiren yaralar değildir. Bu ergenlerin bir kısmının hastaneye yatma nedenleri olarak geçirdikleri major depresyon nedeni ile aileleri tarafından hayatlarından endişe edilmesi nedeni ile olmaktadır. Bu davranışlar ayaktan da tedavi edilir ve nedenleri anlaşılabilmektedir. Her kendine zarar verme davranışı bu ergenlerin hastaneye yatırılmalarını gerektirmez. Major depresyon geçiren bir ergen için içinde bulunduğu durum zordur. Ama anlaşılmamak ve bunun sadece tıbbi tedavi yoluna gidilmesi ergeni hem hayal kırıklığına uğratır hem de aslı baştaki niyet bu olmasa da bu durumu kullanma nedeni olabilir. Bu durumu kullanmak ta bir intikam almanın türüdür. Zaten kendisinden ve hayattan nefret eden ergen, bu nefrete bir gerekçe üretmiş olur.
Hastaneye yatırılan ergen kısa bir yatıştan sonra bu davranışlarına devam edecek gerek tedavi ekibi gerekse de aile bu sefer çaresizliği daha yoğun yaşayacaktır.
4)Bu ergenler ailelerinin ve toplumun dikkatini çekmek için bu davranışları sergilemektedirler.
Kendine zarar verme davranışını sırf dikkat çekmek olarak değerlendirmek, hem ergeni yargılamamıza hem de onun içinde bulunduğu durumu daha da ağırlaştırmamıza neden olur. Bu davranış bir baş etme yöntemidir. Zira dikkat çekmek için bir insan bedenine zarar vermez. Narsisistik bir yapılanması olan bir ergen için zaten toplumsal düşünce çokta önemli değildir. Nitekim ergen kendisini keserek zarar verme davranışına gelene kadar, dikkat çekebileceği bir sürü başka yol bulmasını bilir. Bunu bu kadar basite indirgemek ergenin daha fazla kendisini zarar vermesini sağlayabileceği gibi işte bu noktada bir intihar teşebbüsü gerçekleşebilir. Ceza vermenin en son yolu, bir insanın öz-yıkımıdır.
5)Kendi derilerine yüzeysel zarar veren bu ergenler aslında bunu eğlence olsun diye yaparlar.
Zarar vermek, zarar vermektir. Tabi ki verilen zararın derinliği, zarar verilen beden bölgesi, zarar verme metodu, zarar vereme aracının farklı anlamları vardır. Bu zararlar ve neticesinde ortaya çıkan yaralar yüzeysel de olabilir. Bu yüzeysel zararlarda içteki acının şiddeti ile doğru orantılıdır. Önemli olan içteki acı ve duygulanımın varlığıdır. Var olanı anlamak davranışı engeller, bu hafifte olsa ağır da. Ergen bazen öfkelendiği için bunu yapar, bazen nefreti yüzünden, bazen de, benliği korumak ,ayakta tutmak, hissizliğe karşı canlılık kazanmak. Dissosiasyon hissizleştirir,bedene zarar vermek ise bireyi kendine getirir.
6)Kendilerine zarar veren ergenlerin hepsi aslında uyuşturucu bağımlısıdır.
Her ne kadar araştırmalarda kendine zarar verme davranışı ile uyuşturucu ve alkol kullanımı arasında ilişki bulunmuş olsa da her kendisine zarar veren ergen bağımlı değildir.
7)Bu ergenler topluma zararlı ve etrafta korku yaratmak için bunu yaparlar.
Bu ergenler zaten kendi duygularından, olumsuz duygu yaratan ortam ve uyaranlardan korkmaktadırlar. Kendileri korku dolu olan bu ergenlerin korkutmak niyeti içinde değillerdir. İçlerindeki öfke ve bunun dışa- vurumları, korkutmak olarak yorumlanabilir. Bu ergenler zarar görmüş ergenler olup. Çoğu istismara uğramış, kötü muameleye maruz kalmış, olumsuz aile ortamında hasar almışlardır.
8)Bu ergenler bu davranışlarıyla okudukları okulda kabul ve imtiyaz sağlamak için bunu yaparlar.
Bu tarz ergenlerin okul yöneticilerini ve danışmanları çaresiz bıraktıkları doğrudur. Fakat bu ergenlerin dışa- vurumları imtiyaz kazanmak için değildir. Tam tersi kesikleri saklayarak imtiyazı reddederler ve sadece içsel meselelerini başkaları görmeden ve damgalanma korkusu içinde yaşamaktadırlar. Bu ergenleri anlamak konusunda biraz daha dikkatli ve uyanık olmak onlara imtiyaz kazandırmaz tam tersi anlaşıldıklarını hissettirir. Ülkemizde bu konudaki bilgi birikimi zayıf olduğu için görmezden gelmek ve yargılamak daha kolay metot olarak tercih edilir. İmtiyaz kazanmak isteyen bu ergenlerin kollarını ve kollarındaki kesileri saklamaları ilginç değil midir? Nitekim çoğu aile çocuklarının kendilerine zarar verdiklerini yıllarca sonra öğrendikleri de olur.
9)Bu ergenlerin bu davranışlarının nedeni bunu yapan diğer insanlara özenmek ve onları taklit etmek niyeti içindedirler.
Genel itibariyle kendine zarar verme davranışı diğerlerinden görülür ve uygulanır. Bu doğru bir bilgidir. Ya da bireyler internet üzerindeki videolardan bunları görerek uygularlar. Fakat burada bu taklit özenmek ya da onlar gibi olmak gibi bir motivasyon taşımaz. Onlardan metot ödünç alınır. Nitekim benim gördüğüm kendilerine zarar veren ergenin raporlarında bu açıktır. Birileri vardır yapıyordur ve onlardan görülür ve alınır. Taklit ve özenmek bir defalık bir durum olabilir. Oysaki burada kesmek, çizmek, yakmak alışkanlık yapan ve tedavi edilemezse yıllarca sürecek bir davranış olacaktır. Tıpkı bir uyuşturucu gibi…
KENDİNE ZARAR VEREN ERGENLERİN SÖYLEDİKLERİ,
Kendime zarar veriyorum çünkü beni aptal yapan, sersemleten ve acı veren hislerden kurtulmak istiyorum.
Kendime zarar veriyorum çünkü beni kötü anı ve hatıraların etkilerinden kurtararak kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor.
Kendime zarar veriyorum çünkü o zaman acıyı ben kontrol etmiş oluyorum.
Kendime zarar veriyorum çünkü beni kötü hislerin içine çekmesinden koruyor ve ben de kendimi öldürmemiş oluyorum.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG FATİH SÖNMEZ
Kendine fiziksel zarar verme davranışı, bu davranışları dışardan görenler için hem kötü bir tablo, hem bir korku unsuru hem de yanlış inanışların neticesiyle farklı anlamlar yüklenen bir sağlık sorunudur. Bu tarz ergenlerle ilgili olarak en sıklıkla kullanılan ifadeler aşağıda sıralanmıştır. Bu yanlış anlama ve anlamlandırmalarla birlikte bu davranışların gerçek açıklamaları şu şekildedir;
1)Kendilerine zarar veren bu ergenler bir kaç tane hasta insandan başka bir şey değildir.
Kendine zarar verme davranışı başlı başına bir sağlık problemidir. Bu durum bir hastalıktan ziyade bu ergenlerin keşfettikleri acıyla ilkel bir şekilde baş etme yöntemidir. 2015 yılında yaptığım bir araştırmada özel okulda okuyan ergenlerin yaklaşık % 40 lık diliminde hayatlarının bir döneminde en az bir defa da olsa kendilerine zarar verme davranışı gerçekleştirmişlerdir. Bu davranışlarının nedeni olarak da baş edemedikleri durum ve duygulanımların üstesinden gelebilmek ve onları ortadan kaldırmak adına yaptıkları onlar tarafından rapor edilmiştir. Kendine zarar verme davranışına sahip ergenlerin dikkat eksikliği, hiperaktivite, dissosiyatif bozukluk, borderline kişilik bozukluğu ve diğer psikiyatrik ve psikolojik bozukluğun var olabileceğini göstermiştir. Fakat bu dışa vurumları bir hastalığının sonucu olarak görmek hastalığa odaklanmamıza ve ergenin içsel duygulanımların nedenlerini anlamamızdan uzak tutar. Yani hastalığı tedavi edelim derken bu davranışın ardındaki duygu ve düşünceyi kaçırmış olur, zaten anlaşılmamaktan şikayet eden ergeni, bir birey ve duygusal bir varlık olmaktan ziyade bir hastalık gibi görmeye başlarız.
2)Kendine zarar verme davranışı bir intihar teşebbüsüdür.
Kendine zarar verme davranışı bir intihar teşebbüs değildir. Fakat bir intihar teşebbüs öncesi bir durum ya da sinyal olarak görebiliriz. Çünkü bu noktada kişi kendisini koruma altına almak, kendisini yok etmeye karşı bir mücadele vermektedir. Bir ergen yetişkine göre daha dürtüsel olduğunu düşünürsek yapmak istese zaten bunu tereddütsüz gerçekleştirir. Burada bu davranış sadece bir tedbir, bir fren ve içsel acıyı durdurmaya yönelik bir mücadele olarak görülebilir.
3)Kendilerine zarar veren bu ergenler ağır hasta olup hastaneye yatırılmaları gerekir.
Bu yaraların çoğu tıbbi tedavi gerektiren yaralar değildir. Bu ergenlerin bir kısmının hastaneye yatma nedenleri olarak geçirdikleri major depresyon nedeni ile aileleri tarafından hayatlarından endişe edilmesi nedeni ile olmaktadır. Bu davranışlar ayaktan da tedavi edilir ve nedenleri anlaşılabilmektedir. Her kendine zarar verme davranışı bu ergenlerin hastaneye yatırılmalarını gerektirmez. Major depresyon geçiren bir ergen için içinde bulunduğu durum zordur. Ama anlaşılmamak ve bunun sadece tıbbi tedavi yoluna gidilmesi ergeni hem hayal kırıklığına uğratır hem de aslı baştaki niyet bu olmasa da bu durumu kullanma nedeni olabilir. Bu durumu kullanmak ta bir intikam almanın türüdür. Zaten kendisinden ve hayattan nefret eden ergen, bu nefrete bir gerekçe üretmiş olur.
Hastaneye yatırılan ergen kısa bir yatıştan sonra bu davranışlarına devam edecek gerek tedavi ekibi gerekse de aile bu sefer çaresizliği daha yoğun yaşayacaktır.
4)Bu ergenler ailelerinin ve toplumun dikkatini çekmek için bu davranışları sergilemektedirler.
Kendine zarar verme davranışını sırf dikkat çekmek olarak değerlendirmek, hem ergeni yargılamamıza hem de onun içinde bulunduğu durumu daha da ağırlaştırmamıza neden olur. Bu davranış bir baş etme yöntemidir. Zira dikkat çekmek için bir insan bedenine zarar vermez. Narsisistik bir yapılanması olan bir ergen için zaten toplumsal düşünce çokta önemli değildir. Nitekim ergen kendisini keserek zarar verme davranışına gelene kadar, dikkat çekebileceği bir sürü başka yol bulmasını bilir. Bunu bu kadar basite indirgemek ergenin daha fazla kendisini zarar vermesini sağlayabileceği gibi işte bu noktada bir intihar teşebbüsü gerçekleşebilir. Ceza vermenin en son yolu, bir insanın öz-yıkımıdır.
5)Kendi derilerine yüzeysel zarar veren bu ergenler aslında bunu eğlence olsun diye yaparlar.
Zarar vermek, zarar vermektir. Tabi ki verilen zararın derinliği, zarar verilen beden bölgesi, zarar verme metodu, zarar vereme aracının farklı anlamları vardır. Bu zararlar ve neticesinde ortaya çıkan yaralar yüzeysel de olabilir. Bu yüzeysel zararlarda içteki acının şiddeti ile doğru orantılıdır. Önemli olan içteki acı ve duygulanımın varlığıdır. Var olanı anlamak davranışı engeller, bu hafifte olsa ağır da. Ergen bazen öfkelendiği için bunu yapar, bazen nefreti yüzünden, bazen de, benliği korumak ,ayakta tutmak, hissizliğe karşı canlılık kazanmak. Dissosiasyon hissizleştirir,bedene zarar vermek ise bireyi kendine getirir.
6)Kendilerine zarar veren ergenlerin hepsi aslında uyuşturucu bağımlısıdır.
Her ne kadar araştırmalarda kendine zarar verme davranışı ile uyuşturucu ve alkol kullanımı arasında ilişki bulunmuş olsa da her kendisine zarar veren ergen bağımlı değildir.
7)Bu ergenler topluma zararlı ve etrafta korku yaratmak için bunu yaparlar.
Bu ergenler zaten kendi duygularından, olumsuz duygu yaratan ortam ve uyaranlardan korkmaktadırlar. Kendileri korku dolu olan bu ergenlerin korkutmak niyeti içinde değillerdir. İçlerindeki öfke ve bunun dışa- vurumları, korkutmak olarak yorumlanabilir. Bu ergenler zarar görmüş ergenler olup. Çoğu istismara uğramış, kötü muameleye maruz kalmış, olumsuz aile ortamında hasar almışlardır.
8)Bu ergenler bu davranışlarıyla okudukları okulda kabul ve imtiyaz sağlamak için bunu yaparlar.
Bu tarz ergenlerin okul yöneticilerini ve danışmanları çaresiz bıraktıkları doğrudur. Fakat bu ergenlerin dışa- vurumları imtiyaz kazanmak için değildir. Tam tersi kesikleri saklayarak imtiyazı reddederler ve sadece içsel meselelerini başkaları görmeden ve damgalanma korkusu içinde yaşamaktadırlar. Bu ergenleri anlamak konusunda biraz daha dikkatli ve uyanık olmak onlara imtiyaz kazandırmaz tam tersi anlaşıldıklarını hissettirir. Ülkemizde bu konudaki bilgi birikimi zayıf olduğu için görmezden gelmek ve yargılamak daha kolay metot olarak tercih edilir. İmtiyaz kazanmak isteyen bu ergenlerin kollarını ve kollarındaki kesileri saklamaları ilginç değil midir? Nitekim çoğu aile çocuklarının kendilerine zarar verdiklerini yıllarca sonra öğrendikleri de olur.
9)Bu ergenlerin bu davranışlarının nedeni bunu yapan diğer insanlara özenmek ve onları taklit etmek niyeti içindedirler.
Genel itibariyle kendine zarar verme davranışı diğerlerinden görülür ve uygulanır. Bu doğru bir bilgidir. Ya da bireyler internet üzerindeki videolardan bunları görerek uygularlar. Fakat burada bu taklit özenmek ya da onlar gibi olmak gibi bir motivasyon taşımaz. Onlardan metot ödünç alınır. Nitekim benim gördüğüm kendilerine zarar veren ergenin raporlarında bu açıktır. Birileri vardır yapıyordur ve onlardan görülür ve alınır. Taklit ve özenmek bir defalık bir durum olabilir. Oysaki burada kesmek, çizmek, yakmak alışkanlık yapan ve tedavi edilemezse yıllarca sürecek bir davranış olacaktır. Tıpkı bir uyuşturucu gibi…
KENDİNE ZARAR VEREN ERGENLERİN SÖYLEDİKLERİ,
Kendime zarar veriyorum çünkü beni aptal yapan, sersemleten ve acı veren hislerden kurtulmak istiyorum.
Kendime zarar veriyorum çünkü beni kötü anı ve hatıraların etkilerinden kurtararak kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor.
Kendime zarar veriyorum çünkü o zaman acıyı ben kontrol etmiş oluyorum.
Kendime zarar veriyorum çünkü beni kötü hislerin içine çekmesinden koruyor ve ben de kendimi öldürmemiş oluyorum.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG FATİH SÖNMEZ
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kendine Zarar Veren Ergenlerle İlgili Toplumsal Ön Yargılar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.