2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Erkeklerin Öfke İfade Biçimleri ile Travmatik Yaşam Olayları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
MAKALE #14753 © Yazan Psk.Ayşegül KUŞKU | Yayın Mayıs 2015 | 4,240 Okuyucu
ERKEKLERİN ÖFKE İFADE BİÇİMLERİ İLE TRAVMATİK YAŞAM OLAYLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Özet

Bu çalışma travmatik yaşam olaylarının erkeklerin öfke ifade biçimlerine etkileri ile ilgili bir literatür oluşturmayı ve bu alanda yapılan psiko-sosyal çalışmalara ışık tutmayı amaçlamaktadır. Bu çalışma toplam 90 erkek üzerinde yürütülmüştür. Katılımcılara Sosyo-demografik Bilgi Formu, Çok Boyutlu Öfke Ölçeği, Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği, Travmatik Yaşam Olayları Formu uygulanmış ve cevaplar arasındaki korelasyona bakılmıştır. Sonuçlar Çocukluk Dönemi örseleyici yaşam olaylarının, erkeklerin öfke belirtileri, saldırgan davranışlar, intikam tepkileri ile ilişkili olduğunu göstermiştir.

Giriş: Şiddet olaylarının nedenlerini anlamak toplumun sağlığı, insanların güvenliği ve yaşam hakları için çok önemlidir. Öfkeye neden olan etmenlerin anlaşılması çok önemlidir. Bu çalışmada öfkenin erkeklerin yaşam boyu maruz kalınan travmalar ile ilişkisi incelenmiştir.

Öfke ve travma hakkındaki literatürdeki tanımlara baktığımızda; öfke olumsuz bir durumla karşılaştığımızda hissettiğimiz yoğun bir duygu hali olabildiği gibi, öfkenin fark edilmesi ve sağlıklı ifade edilmesi yaşamımızda bizi strese sokan durumlara karşı çözüm bulmaya itebilmektedir. Öfkenin görmezden gelinmesi, bastırılması ve sağlıksız ifade edilmesi de yaşamımız üzerinde yıkıcı ve tahrip edici etkiler bırakabilmektedir.
Öfke kavramı “ engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakılma, kısıtlama vb. gibi durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan şeye ya da kişiye şu ya da bu biçimde saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun olumsuz bir duygu olarak tanımlanır ( Budak, 2000).

Spielberger (1988), öfkenin orta şiddette bir rahatsızlık ve uyarılma halinden yoğun bir husumet ve saldırganlık durumuna kadar değişen yoğunluklarda yaşanabileceğini belirtir.
Romas ve Sharma’ya(2000) göre, öfke genellikle suça ve şiddete yönelik davranışlarla ilgili olarak eş ve çocuk tacizi örneklerinde , toplu şiddet olgularında kendisini gösterir.
Öfkenin ilişkili olduğu bazı ruhsal rahatsızlıklar vardır. Novaco’ya (1975) göre, öfke kas gerginliği, diş sıkma, baş ağrısı gibi psikosomatik veya davranışsal olarak farklı şekillerde ortaya çıkar. Biaggio ve Godwin (1987) depresyon ile bastırılmış öfke arasında bir ilişki olduğunu belirtmiştir. Fava ve ark(1990) öfke atakları olan pek çok hastanın kaygı ve panik düzeylerinin de yüksek olduğunu vurgulamıştır.

Özmen’e (2006) göre, açığa vurulmayan öfke duygusu bireyse yüksek kan basıncı ve kalp hastalıkları gibi fizyolojik etkiler meydana getirerek fiziksel sağlık problemlerinin doğmasına neden olabilir. Ruhsal travma kavramına baktığımızda;

Çalışmanın diğer değişkeni olan ruhsal travmalar, kişi için oldukça sarsıcı olan, benliği üzerinde psikolojik hasar bırakan kişinin işlevselliğini etkileyen yaşam olaylarıdır. Travma sözcüğü yaralanma anlamına gelmektedir. Ruhsal ve duygusal alanda algılama, hissetme, düşünme , hafıza ya da hayal kurma gibi süreçler belli dönemlerde ya da uzun vadede işlevleri belirgin derecede kısıtlanmışsa ve normal işlev görmüyorsa ruhsal bir yaralanmadan söz ediliyor demektir. Örneğin en küçük bir görüntünün kişiyi şok içinde yerinden zıplattığı ve kaygıdan terlettiği aşırı duyarlılık, aşırı uyanıklık durumları travma belirtileridir( Ruppert,2008:94).

Travmatik olayların neler olabileceğine baktığımızda, deprem, sel, gibi doğal afetler, savaşlar, cinsel ya da fiziksel saldırıya uğrama, çocuklukta yaşanan cinsel taciz ve tecavüzler, işkence görme, zorla kaçırılma, trafik kazaları, yaşamı tehdit eden bir hastalığın tanısının konması, ölü bir vücudu ya da vücut parçasını görme gibi zorlayıcı ve kişinin başa çıkma yeteneğini aşan olaylar ruhsal açıdan travmatik olaylardır ( Aker, 2000).

Bu çalışmada şu sorulara cevap vermek amaçlanmıştır :
- Erkeklerin yaşam boyu maruz kaldıkları travmatik olay türlerini belirlemek,
- Erkeklerin yaşam boyu yaşadıkları travmatik olayın türüne göre; öfkenin fiziksel belirtileri, öfke ile ilişkili davranışlar, kişiler arası öfke davranışlarının farklılaşıp farklılaşmadığını sınamak,
- Erkeklerin askerlik yaşantılarına göre; öfkenin fiziksel belirtileri, öfke ile ilişkili davranışlar, kişiler arası öfke davranışlarının farklılaşıp farklılaşmadığına bakmak,
- Erkeklerin çocukluk dönemi travmalarına göre; öfkenin fiziksel belirtileri, öfke ile ilişkili davranışlar ve kişiler arası öfke davranışlarının farklılaşıp farklılaşmadığına bakmak.
Çalışma, yaşları 18-45 arası değişen İstanbul’da yaşayan, mevcut durumda bir psikiyatrik rahatsızlığı, psikiyatrik bir tanısı olmayan, alkol ve madde bağımlılığı olmayan ve İstanbul’da yaşamakta olan 90 erkek ile yürütülmüştür. Çalışma niceliksel bir çalışma olup, ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Öfke davranışı ile çocukluk çağı travma düzeyi arasındaki ilişkiler korelasyon türü tarama modelinde incelenmiş, öfke davranışı değişkeninin yaşam boyu yaşanan travma türleri ve araştırmada kullanılan kişisel bilgi formundan elde edilen bağımsız değişkenler açısından farklılaşıp farklılaşmadığı da karşılaştırma türü ilişkisel tarama modelinde analiz edilmiştir.

Yöntem

Örneklem: Araştırmanın evrenini, çalışmanın yapıldığı tarihlerde İstanbul Ataşehir’de kahvehane ve internet kafelerde bulunan erkekler arasından gönüllülük esasına göre seçilen 90 erkek oluşturmuştur.

Ölçekler: Araştırmada, öfke davranışı ile ilgili veriler “Çok Boyutlu Öfke Ölçeği”, çocukluk çağı travmaları ile ilgili veriler “Çocukluk Dönemi Travmaları Ölçeği”, yaşam boyu yaşanan travma türleri ile ilgili veriler “Yaşam Olaylarını Kontrol Listesi” ve araştırmanın temel değişkeni olan öfke davranışı ile ilişkili olabileceği düşünülen demografik değişkenler ile ilgili veriler “Kişisel Bilgi Formu” kullanılarak toplanmıştır.


İşlem: Erkeklerin öfke davranışı ile çocukluk çağı travmaları arasındaki ilişkiyi belirlemek üzere Pearson Momentler Çarpım -Korelasyon tekniği kullanılmıştır.Erkeklerin yaşam boyu yaşadıkları travmaların türlerini ve sıklıklarını belirlemek amacıyla, örneklem grubunun Yaşam Olaylarını Kontrol Listesi’ne verdiği yanıtların frekans (f) ve yüzde (%) değerleri hesaplanmıştır. Erkeklerin öfke davranışının askerliği yaptıkları yer değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi’nin non-parametrik karşılığı olan Kruskal Wallis-H Testi uygulanmıştır.

Sonuç ve Tartışma

Araştırmada elde edilen bulgulara göre; Çocukluk döneminde ebeveynleri tarafından fiziksel kötüye kullanım yaşayan erkeklerin öfke belirtileri, saldırgan davranışlar ve intikam tepkilerinin çocukluk döneminde fiziksel istismar yaşayan erkeklere göre istatistiksel olarak 0.1 düzeyinde anlamlı farklılık bulunmuştur.

Bu sonuca göre; erkeklerin çocukluk çağında fiziksel kötüye kullanım düzeyi arttıkça, öfke belirtileri, saldırgan davranışlar düzeyi ve intikam tepkileri artmaktadır.

Çocukluk döneminde ebeveynler tarafından duygusal kötüye kullanıma maruz kalan erkeklerin öfke belirtileri ve saldırgan davranışlar düzeyi, duygusal kötüye kullanıma maruz kalmamış erkeklere göre istatistiksek olarak 0.1 düzeyinde anlamı farklılık göstermiştir. Bu sonuca göre; erkeklerin çocukluk çağında duygusal kötüye kullanım düzeyi arttıkça öfke belirtileri ve saldırgan davranışlar düzeyi de artmaktadır.

Çocukluk döneminde ebeveynler tarafından cinsel kötüye kullanıma maruz kalmış erkeklerin saldırgan davranışlar düzeyi ve intikam tepkileri, çocukluk dönemi cinsel kötüye kullanım belirtmeyen erkeklere göre istatistiksel olarak 0.5 düzeyinde anlamlı farklılık göstermektedir. Bu sonuca göre; erkeklerin çocukluk çağında cinsel kötüye kullanım düzeyi arttıkça intikam tepkileri düzeyi de artmaktadır.

Bekçi (2006), çocukluk döneminde istismara uğrayan çocukların büyük bir öfke yaşadıklarını , bu öfkeyi başkalarına karşı saldırgan davranışlar göstererek yansıtabildiklerini belirtmiştir.

Ovayolu ve ark.(2007) tarafından bir çalışmada da , cinsel kötüye kullanıma uğramış erkek çocuklarda en sık görülen davranışın saldırgan davranışlar olduğu, çocukluğunda cinsel kötüye kullanıma uğramış yetişkinlerde anormal bir şekilde agresif olma, korku reaksiyonu , kızgınlık, düşmanlık ve kabus görme şeklinde kendini gösteren bir anksiyete olduğunu belirtmiştir.

Yaşam boyu yaşanan travmatik yaşam olaylarından doğal afet değişkeninin öfke ile ilişkisine bakıldığında, doğal afet yaşayan erkelerin doğa afet yaşamayan erkeklere göre daha kaygılı davranışlar gösterdiği bulunmuştur.

Fiziksel saldırı yaşadığını belirten erkeklerin, fiziksel saldırı yaşamayan erkeklere göre saldırgan davranışlar düzeyi, öfke belirtileri ve pasif agresif tepkilerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.

Askerlikte yaşanan travmalar ile öfke değişkeni arasında herhangi bir ilişki bulunamamıştır. Çalışmanın örnekleminin eksikliği ve örneklemin seçildiği evrenin askerlik travmaları ile öfke arasında anlamlı bir ilişki bulunamamasında etkili olduğu düşünülmektedir. Özellikle Askerlik döneminde travmatik olaylar yaşamış olan erkeklerle yapılan bir çalışmanın farklı bir sonuç göstereceği düşünülmektedir.

Bu çalışma, erkeklerin yaşadıkları travmatik yaşam olaylarının onların yetişkinlik yaşamlarında öfke düzeyleri, saldırgan davranışlar ve intikam tepkileri üzerinde etkili olduğunu göstermesi bakımdan önemlidir. Travma yaşamış bir erkeğin, travma sonrası oluşan bu öfke duygusunu tanıyabilmesi, öfkesini kontrol edebilmesi ve doğru hedefe sağlıklı bir şekilde yönlendirebilmesi için öfkeyi temel alan ruhsal bir sağaltım çok önemlidir. Öfke sorunu ile kliniklere başvuran erkeklerle yapılan psikoterapi tedavilerinde travmatik yaşam olaylarının çalışılmasının tedavi sürecinde önemli olacağı düşünülmektedir.


Kaynakça
· Ovayolu,N., Uçan, Ö., Serindağ, S.: “ Çocuklarda Cinsel İstismar ve Etkileri,” Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, C.2.4. 2007, ss.13-22.
· Bekçi,B.(2006). İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinde Aile İçi Çocuk İstismarı ve Öfke Tetikleyicileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul:İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı.
· Özmen A.: “Öfkeyle Başa Çıkma Eğitiminin ve Etkileşim Grubu Uygulamasının İçe Yönelik Öfke Üzerindeki Etkisi,” Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt:30, No: 2, 2006, s. 175-185.
· Ruppert,F.: Travma, Bağlanma ve Aile Konstelasyonları: Ruhun Yaralarını Anlamak ve İyileştirmek, Çev.,Fatma Zengin,2011.
· Spielberger C.: State-Trait Anger Expression Inventory Psychologıcal Assessment Resources, Orlando,1998.
· Novaco R.W.: Anger Control, Canada D.C: Health and Company,1975.
· Fava,M., Andersan, K. Resenbaum J.F.: “ Anger Attakcs: Possible Variants of Panic and Majör Depressive Disorder,” Am J Psychiatry,V. 147, 1990, pp.:867-870.
· Romas A ve Sharma M (2000) Practıcal Stress Management AlIyn&Bacon, Massachusett
· Budak,S. : Psikoloji Sözlüğü . Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları,2000.
· Herman, J.: Travma ve İyileşme: Şiddetin Sonuçları Ev İçi İstismardan Siyasi Teröre,Çev. Tamer Tosun, 2007, İstanbul.


     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Erkeklerin Duygu Maskesi: Öfke Psk.Ebru ÖZKURT TOPÇU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Erkeklerin Öfke İfade Biçimleri ile Travmatik Yaşam Olayları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:02
Top