2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aldatılma Psikolojisi : Aldatılmak Mı, Aldanmak mı?
MAKALE #1488 © Yazan Uzm.Psk.Füsun BUDAK | Yayın Ağustos 2008 | 76,485 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Aldatıldığını öğrendiğinde ne hisseder bir insan? Kabul edilmesi zor bir olay. Ancak pek çok insanın yaşadığı bir olay diye düşünüyorum. Aldatılmak ya da aldanmak nasıl da korkutur her insanı. Bunu yaşama endişesi ile yaşanır. Aldanan, aldatılan insan bir sonraki ilişkisinde biraz daha temkinlidir. Hatta bu endişeyi daha fazla yaşar.
Aldatılmak diğer bir kişi tarafından yapılan bir eylemdir. Aldanmak ise kişinin kendisine ait bir eylemdir. Aldatılmayı sözlük anlamından ziyade bu yazıda ilişkilerde yaşanan olaylardan bahsederek açıklamak istiyorum.

Aldatılan kadın ya da erkek hiç fark etmez her insan kendini değersiz hisseder. Aldandığını kabullenmek de zorlanır. Aldatan kişiye kızgınlık duyar. Bir yandan ondan ayrılmak bir yandan da ondan intikam almak ister. Aldatan kişiye olduğu kadar, aldandığı için kendine de kızgınlık duyar. Beklemediği bir olayla karşılaşan kişi hayal kırıklığı yaşar. Hayal kırıklığının verdiği acıyı ve sıkıntıyı yaşarken kendinin yerine bir başka kişinin tercih edilmesini içine sindiremez. Bir başkası tarafından beğenilmemek ve kabul görmemek olarak değerlendirir. Bir başkası tarafından değer görmediği düşüncesi kişinin kendini önemsiz ve değersiz hissetmesine yol açar. Bu tür duygu ve düşünceler arasında gidip gelen kişi ne yapacağına karar veremez ve aldatan kişiyle ilişkisinde de gelgitler yaşar. Onu acıtan aldatılmak mı yoksa aldanmış olmak mıdır? Bu soruya cevap bulmaya çalışır. Ancak cevaplamak da zorluk çeker.

Neden aldatılmıştır? Ya da nasıl olmuş da bu durumu fark edememiştir? Sevgisinin karşılığı bu mu olmalıdır? Bunu hak etmediğini düşünür. Bir yandan aldatılmış bir yandan da aldanmış olmaktan dolayı kendini ve karşı tarafı suçlar. Aldatılmanın ölüm acısı kadar insana acı verdiği söylenir. Aldatılan ya da aldanan kişi bir başkasının tercih edilmesini, terk edilmiş olmasını, kandırılmayı ve yalnız kalmayı kabullenemez. Aynı zamanda aldatılma olayına kendisinin de katkıda bulunmuş olabileceğini düşünür. Hatta ilişkisini kontrol edemediği ve devam ettiremediği için kendini başarısız olarak değerlendirir.
Tercih edilen kişiyi araştırır. Kendinden farklı nasıl bir özelliğe sahip olduğunu bulmaya çalışır. Tercih edilen kişiye öfke duyar. Aldatan kişiden ziyade tercih edilen kişi üzerinde odaklanır. Onunla karşılaşmaya ve kendini göstermeye çalışır. Aldatan kişinin kendinde olmayan diğer kişi de neler bulduğunu tespit etmeye çalışır. Sorumluluğu kimi zamanda tercih edilen kişiye yükler.

Aldatma olayı ile birlikte ilişkide güven zedelenir. Eğer ilişki devam ederse, sürekli sorgulamalar ve müdahaleler ortaya çıkar. Aldatan kişinin her davranışı izlenir ve geçmişte yaşanan aldatma olayı hatırlatılır. Bu ilişkinin yıpranmasına ve karşılıklı suçlamalara dönüşür.

İlişkide değer verilen unsurlara göre bu olayı kabullenmek ya da kabullenmemek kişiye bağlıdır. Güven ilişkinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyorsa ve kabullenmek zor geliyorsa devam ettirmek için zorlamamak daha doğru olacaktır. Aldanan kişi ne istediğine karar verebildiğinde kendini daha iyi hissedecektir.

Kimi zamanda pek çok kez aldatılmasına rağmen ilişkiyi bitirmekte zorlanan kişiler vardır. Aldanmayı kabullenir ve devam eder. Bilir ki yalnız kalmak onu daha çok acıtacaktır. Ne olursa olsun bu durumu görmezden gelir ya da elinden bir şey gelmediği için bilerek devam eder. Bu süreçte de terk edilme endişesi ile yaşar.

Bir danışanım gül bahçesine iyi bakmadığı için gülü yabani otların sardığını ifade etmişti. Evet ilişkiye gereken önemi vermezsek, öyle ya da böyle başka kişiler tercih edilebilir. Aldatan haklıdır demiyorum ama aldanmayı da kimi zaman kişi kendi tercih eder. Tabii her ilişki için bu böyledir diyemeyiz. Bazı insanların da heyecan aradığını unutmamak gerekiyor.

Erkek ve kadın hiç fark etmiyor. Oysa erkeklerin aldatan olduğu söylenir. Bunun bir önyargı olduğunu düşünüyorum. Bize başvuran kişiler arasında böyle bir ayrım yapamayacağımı söylemeliyim. Erkekler kadar kadınlarında aldattığına tanık oldum. Buna sebep belki de erkeklerin bu olaydan gurur duyarak çevresine anlatması, kadının ise daha gizli olarak yaşaması olabilir. Karısını diğer taraftan kurtarmak ve tekrar kazanmak için başvuran pek çok erkek var. Onunla yeterince ilgilenmediği ve kendini işine verdiği için eşinin yalnız kaldığını ve başkasına ihtiyaç duyduğunu dile getiren erkekler azımsanmayacak kadar çok.

Kadınlarında aldatan erkeği idare ettiklerini biliyoruz. Özellikle maddi ve manevi açıdan kendine güvenmeyen çoğu kadın erkeğin yaptıklarına göz yumuyor. Çocuklarına ve kendine iyi bir gelecek sağladığı anda eşini terk edebiliyor. Ya da bir süre daha idare ederse eşinin bu durumdan çıkabileceğini düşünüyor ve devam ediyor. Karşı tarafa kaptırmak istemiyor.

İlişkisinden memnun olmayan, ama yalnız kalacağı için bitirmekte zorlanan her insan yerine bir başkasını koymadan ilişkisini bitiremiyor. Bir danışanım bunu çok güzel ifade etmişti. ‘Evliliğim uzun süredir iyi gitmiyordu. Bitirmem gerektiğini biliyordum. Yalnız kalmaktan hiç hoşlanmam. Diğer kişiyi tanımak evliliğimi bitirmemi kolaylaştırdı. Sebep o değildi, ama destek oldu’.

Aldatıldığını öğrenmek kişinin kendine ve çevresine güvenini kaybetmesine yol açıyor. Aldatılan çoğu insan depresyon geçiriyor. ‘Bir süre önce eşimin beni aldattığını öğrendim. Kendimi enerjimi yitirmiş gibi hissediyorum. Sürekli bu konu üzerinde düşünüyorum. Uyuyamıyorum, hiçbir şeyden zevk almıyorum. Neden sorusunun cevabını bulamıyorum. Ona çok kırgın ve kızgınım. Seviyor muyum buna cevap veremiyorum’. Böyle başladı sorununu anlatmaya çalışan bir danışanım. Aldatılma ve aldanmış olmanın kızgınlığı, kendini değersiz hissetme ve karşı tarafı cezalandırma isteği, hepsini bir arada dile getirdi. Aldatan taraf ise eşini kaybetmek istemiyordu. Bu olayı neden yaptığının sorusunu kendi kendine soruyor, cevabını bulamıyordu. Bunu yaparak eşini değil, kendini aldattığını fark etti. Kendine güvenini kazanmak ve sorunlarla mücadele etmek yerine sorunlardan uzaklaşmak için heyecan aradığını keşfetti. Bundan sonrası için birbirlerinden beklentilerini ortaya koyup, ilişkilerini yeniden değerlendirmeye karar verdiler. Tabii her ilişki bu şekilde devam etmeyebilir. Bir oyun oynuyorsak o oyunun olumlu olumsuz risklerini de göz önüne almak gerekiyor. Her zaman beklediğimiz şekilde sonuçlanmayabilir. Bir risk alıyorsak da sonuçlarını kabullenebilmeliyiz.

Aldatan da aslında kendi içinde çatışmalar yaşamaktadır. İki tarafı idare etmek heyecanın yanı sıra gerginlik de yaratmaktadır. Sürekli yakalanma endişesi huzursuzluk yaratır. Tedirginlik ve gerginlik hali yalanını saklamasını zorlaştırır. Çoğu zaman aldatılan aldatıldığının farkındadır. Ama bunu açığa çıkarmak istemez. Aldatıldığını bilen ama buna göz yuman çoğu insan yalnız kalmak ve karşı tarafı kaybetmek istemediği için bu durumu kabullenmektedir.

Aldatan insan aslında kendine karşı da yeterince dürüst değildir. Duygu ve düşünceleri ile yüzleşmekten kaçar. Ne istediğini bilmiyordur. Konfüçyus bu durumu çok güzel dile getirmiştir. ‘Aldatan kendini aldatır’.

Aldatılmak hiçbir şeyin sonu değildir. Aldanan değil, asıl aldatan zarar görecektir. Şu atasözü de bu durumu çok iyi anlatacaktır sanırım. ‘Ava giden avlanır’.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aldatılma Psikolojisi : Aldatılmak Mı, Aldanmak mı?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Füsun BUDAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Füsun BUDAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Füsun BUDAK Fotoğraf
Uzm.Psk.Füsun BUDAK
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Füsun BUDAK'ın Yazıları
► Aldatma ve Aldatılma Psikolojisi Psk.Beniz YILMAZ
► Aldatmak ve Aldatılmak Psk.Nihan DİKME
► Aldatmak - Aldatılmak! Psk.Serap DUYGULU
► Aldatma ve Aldatılma Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
► Evlilikte Aldatma/Aldatılma Psk.Dnş.İdem TONOZ
► Evlilikte Aldatma ve Aldatılma Psk.Dnş.Sezen SALİHOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Aldatılma Psikolojisi : Aldatılmak Mı, Aldanmak mı?' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuk ve Şiddet Eylül 2011
► İlk Çocukluk Aşkları Ağustos 2011
► İç Motivasyon Ağustos 2011
► Panik Atak mıyım?... Kasım 2008
◊ Gelinime Mektup... Kasım 2008
◊ Ben Çocuğum! Kasım 2008
◊ Kayınvalideme Mektup... Ağustos 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:03
Top