2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Parçalanmış Aile / Boşanma
MAKALE #14964 © Yazan Uzm.Psk.Asuman ÇALGARA | Yayın Haziran 2015 | 3,867 Okuyucu
Boşanma, oldukça karışık ve çok boyutlu bir durumdur ve uzun bir zaman diliminde gerçekleşen psikolojik ve sosyal bir süreçtir. Bu alanda çalışan bilim insanları ve araştırmacılar, boşanma sürecini ve bu süreçte yaşananları açıklayabilmek için çeşitli modeller geliştirmiştir.

Bir Yas Süreci Olarak Boşanma

Bu modelde; boşanma, bir aile bireyinin ölümünü takiben oluşan duruma benzeyen bir psikolojik kriz olarak varsayılmaktadır. Wiseman bu süreci 5 evreye ayırmıştır;

İnkar ; Evliliğin bozulmasına yol açan sıkıntı verici faktörler tam olarak açığa çıkıncaya dek bu evre sürer. Bu evrede evlilik, baskı ve sıkıntılı tarzda devam eder. Bu süreç, sıklıkla evliliği devam ettirmeyi amaçlayan bir mekanizmadır.

Kayıp ve Depresyon; Bu evrede, stres kaynağı ister iç, ister dış kaynaklı olsun evliliğimizde bir şeyler yanlış gidiyor düşüncesi oluşur. Bu evreyi yaşayan kişi, sıkıntılarının evliliğiyle ilişkili olduğunun farkına vardığında, tipik ilk reaksiyonu anlamlılık kaybı, üzüntü, depresyon, yalnızlık hissi ve diğer insanlarla iletişimden çekilme oluşur.

Kızgınlık ve Ambivalans ; Bu süreçte boşanma daha gerçekçi bir düşünce halini almaya başlar ve beraberinde kızgınlık hisleri daha da artar. Bu duygu durumu, çocukların velayeti, nafaka, çocuklarla görüşmenin ayarlanması ve diğer konular hakkında kararların alındığı zamanlarda sıklıkla artabilir.

Yeni Yaşam Tarzı ve Kimliğe Uyum Sağlama; Bu evrede boşanma bir gerçek olarak algılanır ve her bir birey bu yeni gerçekle başa çıkmanın en etkin yolunu bulmaya çalışır. Boşanma sürecini yaşayan kişinin amacı evlilik, kişilik, meslek, cinsel ve toplumsal alanlarda yeni bir kimlik geliştirmektir. Bu evrenin en belirgin özelliği eski kimlikte çözümlenmemiş sorunların yeniden açılması ve yeniden çözülme fırsatının oluşmasıdır.

Kabul ve yeniden işlev görme ; Kabul, yeterli sosyal, cinsel ve mesleki düşünce ve kimliğe sahip olmaya başlayınca, bir süre sonra gelişir. Bu evrede yeni oluşmuş başa çıkma yöntemleri pekişir. Yeni ilişkilere karşı korku ve endişeler yatışarak, ikinci evlilik için fırsatlar doğar. İkinci bir evlilikte başarı, her bir önceki evrelerde çatışmaların başarılı bir şekilde çözümlenmesine bağlıdır.

Boşanma Süreçleri

Boşanmanın birbirine paralel 6 süreçten (istasyondan) oluştuğunu düşünen Bohannan’a göre bu aşamalarda yaşanan güçlükler, farklı zamanlarda ve farklı şiddetlerde olmaktadır. Boşanma aşamasında yaşanan süreçler; Duygusal boşanma, hukuki boşanma, ekonomik boşanma, anne-baba olarak (ebeveyn) boşanma, toplumsal boşanma ve ruhsal boşanmadır.


Duygusal Boşanma; Duygusal boşanma evliliğin çözülme sürecidir. Bu ilk evrede en azından eşlerden birinde ilişkilerine yönelik duygusal isteklilik ve arzular azalır. Aile birliği işlev görmesine rağmen ilişkinin kalitesi iyi değildir. Eşlerin birinde bilinçli ya da bilinçsiz olarak çekilme ve umursamama vardır. Bu evrede, evlilik yaşantısında yaşanan rutin zorluklar genellikle daha güç olarak algılanmaktadır.

Hukuki Boşanma : Bu evre, eşlerin yasal olarak birbirlerinden ayrılmalarını ve evlilik birliğinin kanunen sonlandırılmasını içeren bir süreçtir.

Ekonomik boşanma :Aile aynı zamanda ekonomik bir birimdir ve çoğunlukla karı - kocanın mülkiyetlerinin birleşiminden oluşur. Boşanma durumunda bunların bölünmesi kararı ortaya çıkar. Bu evrede, evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan mal ve paranın uygun bir şekilde pay edilmesi, varsa çocuk/çocuklara ve gerekli durumlarda eşe ödenmesi gereken nafaka miktarının belirlenmesi gibi zorunlulukları içeren bir süreçtir.

Anne-baba Olarak (ebeveyn) Boşanma: Boşanma sürecinin en sıkıntılı ve en acı verici yönü ebeveyn olarak boşanmadır. Buradan anlaşılması gereken, anne babanın birbirinden boşanmasıdır, yoksa çocuklardan boşanma gibi bir durum söz konusu değildir. Bu durum çocukların velayet hakkı karşı tarafa verilse bile geçerlidir. Bu süreçte yaşanabilecek olası durumlar şu şekildedir; Baba sıklıkla, annenin çocuklarını kendisinden ayırmaya ve uzaklaştırmaya çalıştığını ve babaya benzeyen yönlerini körelttiğini düşünür. Diğer yandan anne sıklıkla, kendinin kararlar almakta tek sorumlu olduğuna inanıp, babanın çocuklarına karşı annenin otoritesini kırdığını düşünür. Boşanmış annelerin çoğu yanlarında, kendilerine yol gösterecek fakat eleştirmeyecek, destekleyecek ve sorumluluklarını paylaşacak birisinin olmasını isterler. Anne-babanın birbirlerine karşı şüpheleri ya da güvensizliklerinin olması çocuklarla iletişimlerinde zorluklara, sürtüşme ve acılara yol açmaktadır. (Atalan, 1987)

Toplumsal Boşanma: Boşanma, eşler açısından bakıldığında toplumsal yaşantıda çok büyük değişikliklerin tetikleyicisi olabilir. Boşananların çoğu evlilik dönemlerinde oluşturdukları arkadaş ilişkilerinde boşanma ile birlikte büyük hayal kırıklıkları yaşadıklarını ifade etmektedirler. Bu zor dönemlerinde boşanan eşler, arkadaşlarının yanlarında bulunmadığını ve terk edildiklerini hissederler.

Ruhsal Boşanma: Boşanma sürecinin en önemli evrelerinden biridir duygusal boşanma. Bu evrede ayrılmış olan eşlerin her biri, yeterlilik ve bağımsızlıklarını geliştirmeye çalışırlar. Eşler, bu hassas dönemde birbirlerinden bağımsız tarzda, başarısızlıkları ve yanlışları için suçlayacak birini bulmaksızın, yeniden tek başına yaşamayı öğrenmelidirler. Boşanan kişiler önceleri problemleri çözmek için kullandıkları yöntemleri denerler, oysa ki bu evrede, boşanma sonrasında işe yaramayan eski başa çıkma metotlarından vazgeçip yeni çözüm getirici yöntemler için çabalamalıdırlar.


BOŞANMANIN ÇİFTLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Kadınlar; boşanma durumunda genellikle eşi, evliliği ve yaşam düzenini bir arada değerlendirmekte ve kayıp algılamaları da o oranda büyük olmaktadır. Kadınlar için evliliğin diğer boyutları yanında güvenlik de oldukça önemlidir. Eğer varsa evlilik içinde kendini güvende hissetme duygusunun kaybı ayrı bir stres kaynağıdır. Kendini emniyette hissetmeme, geleceğin belirsizliği, statü kaybı, günlük yaşamın devam ettirilip ettirilemeyeceği ile ilgili kaygılar, yeni bir ilişki kurulup kurulamayacağı, yaşam boyu yalnız kalınacağı ile ilgili düşünceler kadını zorlamaktadır. ( Uçan, 2007)
Evlilikte sorunlar olduğu bilinse ve kabul edilse de bu zorluk değişmez. Dul kadın olma fikri sanki büyük şehirlerde aşılmış gibi görünse de, aslında oldukça rahatsız edicidir. Eğitimli ve çalışıyor olmak da tek başına çok işe yarar görünmemektedir. Bir başka kadının varlığı sorgulamaları da beraberinde getirir. Kendisinde ne tür bir eksikliğin bulunduğu, neden böyle bir tercihin yapıldığı, ilişkide neyin yanlış olduğu tekrarlanan ama cevabı olmayan sorulardır.
Boşanma sonrası kadını bekleyen bir çok zorluk bulunmaktadır. Erkeğe göre yeni ve alışık olmadığı duruma uyumu daha zor olabilir. Burada da kişilik özellikleri uyum döneminin nasıl geçirileceğini belirleyen ana etkenlerdendir. Bağımlı ve duygusal yükü yüksek ilişkilerden çıkanlar onay gereksinimiyle yeni bir ilişki arayışına girebilirler ki sonu yeni bir duygusal yaralanma olabilmektedir.
Erkeğin yeni ilişkisiyle mutlu, kendisinin mutsuz olduğu yönündeki değerlendirme, çevrenin “Hayatını yaşa” şeklindeki önerileri bu duruma yol açar. Statüdeki değişim utanç verici olarak algılanıp, evli arkadaş çevresinden uzaklaşılabilir. Çocuğun varlığı ve eski eşin ne derece destek verdiği de önemlidir. Bu geçiş döneminde yapılacak psikiyatrik yardım değerli ve işe yarar görünmektedir. (aile danişmanliği.com)

Erkekler; boşanma noktasına geldikleri durumda dahi, hâlâ karısını seviyorsa, hayatında başka bir kadın yoksa ve boşanmak istemiyorsa, bu durumda erkeğin yaklaşımı, boşanma sürecini ertelemek, uzatmak, boşanmamak için elinden geleni yapmak olur. Boşanma sürecinde her erkek zayıflık, yalnızlık, çelişki, çaresizlik yaşar, depresyona girer. Tek istisna, başka bir kadına âşık erkektir. İkisi arasındaki fark, narkoz alarak ameliyata giren hastayla, narkoz almadan ameliyata giren hasta arasındaki fark gibidir.
Erkeklerin boşanma kararı almasını geciktiren en temel sebepler; çocuk, boşanmanın mali faturası ve 'çocuğumun annesi ya başkasıyla evlenirse' korkusudur.
Boşanma sonrası yeni hayatına adaptasyon konusunda erkekler, kadınlara göre daha fazla zorlanır. Kadın ya da erkeğin boşanma kararı alma sürecindeki ruh halini, psikolojisini belirleyen temel eşik, tarafların boşanma sürecine nasıl geldikleri ve boşanma konusunda uzlaşıp uzlaşamadıklarıdır.


Boşanma Hakkında 7 Yanlış İnanış
1. Çoğu erkek eşlerini aldatır: Yapılan iyi düzenlenmiş araştırmalarda erkeklerin %80’nin eşlerini hiçbir zaman aldatmadıkları ortaya çıkmıştır.
2. Boşanmayı erkek başlatır: Bir çok çalışmada boşanmaların 2/3’ünde boşanma için müracaat eden ve başlatan kadındır. Erkekler kadınlara oranla evliliklerde daha fazla mutlu olurlar, daha az hayal kırıklığı ve doyumsuzluk yaşarlar ve daha az olasılıkla boşanmayı düşünürler.
3. Kadınlar boşanma sonrasında pişmanlık duyarlar: Çoğu kadın boşanma sonrasında pişmanlık duymaz. Daha da ötesi boşanmış kadın, boşanmış erkeğe oranla genellikle daha mutludur.
4. Kadınlar, boşanmadan daha fazla olarak duygusal ve psikolojik zarar görürler: Bu genellikle doğru değildir. Boşanma sonrası kadın duygusal olarak daha iyi hisseder.
5. Boşanmış kişiler eski eşleri ile problemleri devam eder: Yarısı için genellikle hayır.
6. Çoğu boşanmış erkek tekrar evlenirken, çoğu boşanmış kadın evlenemez: Boşanmış kadının tekrar evlenme isteği erkeğe oranla daha az olasıdır. Çünkü boşanmış olmaktan mutludur. Fakat araştırmalarda boşanmış erkeklerin %80’i ve boşanmış kadınların %75’i tekrar evlenmektedir.
7. Boşanmanın ekonomik etkileri kadınları erkeklerden daha çok etkiler: Boşanmayı takiben yıllarda gerçekten de kadınlar parasal olarak daha çok etkilenirler. Fakat genellikle 5 yıl sonrasında kadın ve erkek çoğunlukla tekrar evlenir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Parçalanmış Aile / Boşanma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Asuman ÇALGARA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Asuman ÇALGARA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Asuman ÇALGARA'nın Makaleleri
► Parçalanmış Aile Çocukları Psk.Namık ACAR
► Parçalanmış Ailede Yaşamak Psk.Ali BIÇAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Parçalanmış Aile / Boşanma' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aile Yaşam Döngüsü Temmuz 2015
► Tek Ebeveynli Aileler Haziran 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:43
Top