2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Okula Uyum Problemleri ve Çözümleri
MAKALE #15494 © Yazan Uzm.Psk.Eylem ESEN | Yayın Ekim 2015 | 41,518 Okuyucu
Okul öncesi ve ilkokulla başlama döneminde çocuk, alıştığı, kendini güvende hissettiği ailesinden ayrılarak, yeni bir takım yaşantılar deneyimleyeceği ilk toplumsal çevreye adım atar. Yaşamda her yeni deneyim insana belli bir miktar kaygı yaşatabilir.

Ancak bir de, çocuksanız, dünya kocaman ve sizin için belirsizliklerle doluysa, endişeli olmanız çok doğaldır.

Endişe, okulun açıldığı ilk günlerde çocuğun okula karşı isteksiz olmasına, okula gitmek istememesine,huzursuz olmasına sebep olarak bir uyum sorunu yaşatabilir. Çocuk anne babadan ayrılmak istemiyor, bu yeni ortama karşı tedirginlik hissediyor olabilir.

Çocuğun ev ortamından okul yaşamına başlaması, onun yaşantısındaki ilk ve belki de en önemli olaylardan biridir. Çocuğun bu dönemi sarsıntısız, iz bırakmadan ve kolay atlatabilmesinde gittiği okulun alt yapısı, okulun ortamı, okul personeli ve öğretmenlerin niteliği kadar ailenin tutumu ve katkısı da son derece önemlidir.

Okula yeni başlayan her çocuğun az ya da çok endişeleri, kuşkuları, korkuları ve kendi kendine sorduğu soruları vardır.
Neden anne ve babamdan ayrılıyorum?
bu çocuklar da kim?
ihtiyaçlarımın isteklerimin farkındalar mı?
ya annem gidip geri gelmezse?
eyvah, evin yolunu da bilmiyorum!
acaba ağlarsam annem benimle kalır mı?
burada ne yapacağım?
acaba benden ne yapmamı bekliyorlar?

Çocuğun beklentileri, duygu ve düşünceleriyle bu yeni ortama uyum sağlaması mutlaka zaman alacaktır, uyum süreci oldukça yumuşak bile olsa bu yaş çocuklar için hiç kolay bir olay değildir. Yeni ve yabancı ortama uyum sağlama yetişkin insanlar için bile oldukça sıkıntılı bir durumdur.

Genelde çocukların okula tamamen uyum sağlamaları, “hiç ara vermeden düzenli devam ettikleri taktirde” yaklaşık 1-1,5 ay sürer. Bu süre içerisinde hiçbir sorun yaşamadan uyum sağlayan ve bu dönemi rahat atlatan çocuklar olabileceği gibi, farklı düzeylerde geçici sorunlar gösteren çocuklar da olabilecektir.

Ülkemizde okula yeni başlayan çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda okula yeni başlayan her 5 çocuktan 1’inde okula uyum problemi yaşadığı saptanmıştır.

Anne ve babalar, okula uyum probleminin yaşandığı durumlarda rehberlik servisi ve sınıf öğretmenleri ile işbirliği yaparak, bu sorunların gerçek nedenini bulma yoluna gitmelidirler. Bu tarz bir yaklaşım sonunda, çocuğun okula uyumu daha da kolaylaşacaktır.

Okula uyum zorluğu yaşayan öğrenciler genellikle, başarı kaygısı olan, aşırı onay bekleyen çocuklardır. Bu çocuklar genelde aile bireyleri dışındaki yabancı kişilerle sosyal ilişki kurmakta güçlük çekerler ve utangaçtırlar.

Aynı zamanda anne baba bağımlılığı olan çocuklar da okula adapte olmakta zorluk çekerler. Kendisinden küçük bir kardeşi var ise bu dönemde onu kıskanabilir ve okula gitme konusunda isteksizlik yaşabilir

Burada aileye düşen en önemli görevlerden birisi de çocuklarını dikkatle gözlemlemek ve sorunlarını tespit etmeye çalışmasıdır.
Bu çocuklar okul çağına gelmiş ve zekâsı yeterli olmasına rağmen psikolojik yönden okula hazır değildir. Okula gitmek ve sınıf ortamında eğitim sürecine dahil olmak onlarda büyük bir baskı oluşturabilir

Okul fobisi adını verdiğimiz bir kaygı bozukluğu da bununla birlikte görülebilir.
Aynı zamanda bazı çocuklarda altını ıslatma, tik bozukluğu ve uyku sorunlarıda ortaya çıkabilmektedir.

Çocuğun okula başlama döneminde yaşanan uyum sürecini sağlıklı ve kolay geçirmesini etkileyen en önemli etkenleri şöyle sıralayabiliriz;

1 Çocuğun Doğuştan Getirdiği Kişilik Özellikleri ve Yatkınlıkları:
- Sessiz ve sakin çocuklar ile yumuşak, duygulu, hassas ve kırılgan çocuklar; genelde ilk günler uyum sağlamış görünüp, sonradan tepki verebilir. Bazıları da uzun süre uyum göstermekte güçlük çekebilir.
- Hareketli çocuklar; genelde ilk günlerde tepki verip bir süre sonra uyum gösterirler.
- Rahat, sosyal ve kendini ifade edebilen çocuklar; genelde KISA SÜREDE uyum sağlarlar

2. Çocuğun Daha Önce Geçirdiği Yaşantılar:

- Yakın aile bireyleri dışında yabancı yetişkinlerle ve yaşıtlarıyla az iletişim kurmuş, kalabalık ortam deneyimi olmayan çocuklar, genelde daha zor uyum sağlarlar.

- Daha önce okul deneyimi olan çocuklarda deneyim olumlu ise uyumu kolay olur. Yaşadığı deneyimde çeşitli olumsuzluklar yaşamışsa uyumu daha zor olabilir.

- Çocuğun geçmişte acı ya da korku veren hastalık yaşaması, uzun süre hastanede kalma ya da aile bireylerinin hastalığı veya ölümü gibi olayların yaşanması çocukların uyum sürecini güçleştirebilir.

- Çocuğun geçmişte yaşadığı anne babanın yanlış ve güvensiz tutumları; Çocuğa doğru açıklama yapmadan (hemen döneceğim diyerek uzun süre geri dönmeme) diğer aile bireylerine bırakmak

3. Okulun Altyapısı ve Öğretmenlerin Niteliği
Çocuğun okula uyumunu etkileyen önemli etkenlerden biri de okulun üzerine düşen görevleri hangi bakış açısı, prensipler ve sistem çerçevesinde ele aldığı önemlidir. Çocukların gün boyu en iyi şartlarda bakım ve eğitimini üstlenen bir okul öncesi eğitim kurumunda;

a. Okula yeni başlayan çocuğa öncelikle sevgi ve koşulsuz kabul gördüğünü hissettirmektir. Çocuğun kendini güven içinde hissetmesi için her türlü yardım yapılır.
b. Çocuğun bu dönemde endişeli olduğu bilindiğinden, tam bir güven geliştirmesi için zamana ihtiyaç duyduğu ve çevreyi algılama süreci içinde olduğu düşünülerek zorlamadan, gözleyerek izlemesi, yavaş yavaş benimsemesi ve özümlemesi sağlanır.
c. Çocukların kendine özgü duyguları, düşünceleri, davranış ve deneyimleri olduğu bilinerek büyük bir anlayış içerisinde her çocuk olduğu gibi kabul edilir. Çocukların bireysel özelliklerine göre geliştirilen bir eğitim anlayışıyla yaklaşılmaya çalışılır.

4. Çocuğun Aileden Gördüğü Yaklaşım ve Eğitim Anlayışı:
a) Aşırı verici, koruyucu ve disiplinsiz tutumla eğitilmiş çocuklar
Aile devamlı vermeye ve korumaya eğilimlidir (yemeğini ağzına verme, yolda kucakta taşıma gibi). Çocuk aileyi sonuna kadar kullanır, kontrol her zaman çocuktadır. Çocuk, toplum içinde yaşamının gereklerini baskı olarak algılar. Bu çocuklar genelde çok zor uyum sağlarlar. Çocuk da aile de kolay mutlu olamazlar.


b) Aşırı iten, ilgisiz ve disiplinsiz tutumla eğitilmiş çocuklar
Bu tip ailede çocuk hazır olmadan bağımsızlığa zorlanır. Biran önce kendi kendine yetmesi ve kendine bakması beklenir. Bu tavır çocuğa bağımsızlık tanıma gibi görünse de aslında anne babanın çocuğuna olan ilgisizliğinin bir savunmasıdır. Bu çocuklar genelde kolay uyum sağlamış gibi izlenim verir ancak duygusal problemleri ara ara ortaya çıkar.

c) Aşırı verici, aşırı disiplinli ve denetimli tutumla eğitilmiş çocuklar
Çocuk bebek gibi bakılıp korunduğu halde kendisinden beklenen çoktur. Çocuğun erken yaşta toplumun kural ve beklentilerini öğrenmesi istenir. Bu çocuklar genelde başlangıçta kolay uyum sağlar fakat mükemmeliyetçi ve kuralcı kişilik, toplumsal ilişkilerinde mutsuz olmasını getirir.

d) Aşırı iten, disiplinli ve cezalandırıcı tutumla eğitilmiş çocuklar
Sevgi yetersizliği, aşırı kontrol ve disiplin bir aradadır. Çocuğun mükemmel bir yetişkin gibi davranması beklenir. Bu çocukların uyum süreci iniş çıkışlıdır. Arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşar.

e) Yeterince sevgi, ilgi ve disiplin veren tutumla eğitilmiş çocuklar
Sevgi verinde ve zamanında gösterilir. Sevgi ve disiplin sağlıklı bir şekilde verilir. Bu çocukların genelde uyum süreci kısadır, bu çocuklar sorunlarını daha KISA SÜREDE çözümler.

Ayrıca;
Anne babanın tutarsız davranışları (evde farklı, dışarıda farklı tutum takınma ),
aile bireyleri arasındaki farklı görüşler, birinin “evet” dediğinde diğerinin “hayır” demesi,
çocuğun yanında çocuğa uygulanan eğitimin tartışılması,
ailedeki çocuklara karşı farklı tutumlar geliştirilmesi
aile içinde gruplaşmaların olması da çocuğu her bakımdan olumsuz etkileyen davranışlardır.

Okula Uyum Sorunu Çeken Çocukların Ailelerinin Ortak Özellikleri Nelerdir?

Baskının egemen olduğu aile ortamları vardır. Okula uyum sorunu olan çocukların yaşamlarının daha önceki yıllarında anneleri tarafından aşırı özen içinde büyütüldükleri görülür.
Bu annelerin;

• Sürekli olarak çocuklarını memnun ederek, onların sevgisini kazanma çabası içinde oldukları,
• Çocuklarının tüm gereksinimlerini karşıladıkları ve onları sürekli olarak hayal kırıklığına uğramaktan korudukları,
• Çocuklarının bedensel rahatsızlığıyla yakından ilgili oldukları, çocukları gözlerinin önünde olmadığında kendilerini çok yalnız hissettikleri görülmektedir.
• Bu anneler psikolojik ve fizyolojik olarak da çocuklarıyla yakın olma gereksinimi duyarlar.
• Bu annelerin bazılarının çocuklarını yaşları büyümesine rağmen arkadaşlarının evine oyun oynamak için bile göndermek istemediği görülmektedir. Bu tür yaşantılar çocuklarda ayrılık endişesi oluşturabileceğinden okula uyum sorununu tetikleyen nedenler arasında sayılabilir.

Saydığımız bir çok etken bir arada çocuğun okula uyumunu şekillendirmektedir. Gerek ailenin gerekse okulun tek istediği şey çocuğun mutluluğu olduğuna göre okul ile ailenin öncelikle açık bir dille iletişim kurmaya çalışmaları son derece önemlidir. Bu iletişim ne kadar sağlıklı olursa çocuk bu dönemi o oranda çabuk atlatacaktır.

Çocuklar Okula Uyum Sağlamada Neden Zorlanabilirler?

• Anne babaların çocuk için yeterli güven duygusunu sağlayacak ortam yaratamaması,
• Annenin çocuğun bireyselleşmesine izin vermemesi, bir bakıma annenin de çocuğa bağımlı olması,
• Ev içinde baskılı-kaygılı ortamların olması,
• Yeni bir kardeşin gelmesi,
• Çocuğun bu süreci henüz anlayamamış olması,
• Anne ve babanın çok kaygılı kişiler olmaları,
• Aile içinde bir yakının kaybı ve hastalıklar
gibi birçok faktör de etkili olabilmektedir.

Çocuğumuzun Okula Uyum Güçlüğü Çektiğini Nasıl Anlayabiliriz?

• İlgi ve enerji kaybı,
• Genel mutsuzluk hali,
• Sinirlilik,
• İçe kapanık olma durumu,
• Nedensiz ağlama
• Baş ve karın ağrılarından yakınma,
• Mide bulantısı,
• İştahsızlık
• Uykusuzluk

Uyum problemi yaşayan öğrencilerde;
-Okula gelmek istememek ( isteksiz ve mutsuz görünmekten aşırı ağlama ve tepinmelere kadar değişen davranışlar gösterebilir),
-Anne ve babasının kucağından inmek istememek,
-Okuldan gitmelerine sarılarak izin vermemek,
-Arkalarından ağlamak,
-Okulda sessizce, gruba katılmadan bir köşede oturmak,
-Sürekli olarak anne-babasının ne zaman geleceğini sormak ve kapıdan ayrılmak istememek, gibi tepkiler izlenebilir.
- Ağlayarak ya da sözel olarak ayrılığı protesto etmek,
-Yemek yemeyi reddetmek, iştahsızlık ( yalnızca okulda ya da yalnızca evde görüleceği gibi her iki tarafta birden de aynı davranışı gösterebilir).
-İdrar ya da gaita kaçırmalar (tuvalet alışkanlığını kazanmış çocuğun geriye dönüş yapması).
-Gece sayıklamaları, uykuda ağlama ve korkma davranışları gösterme.
-Anne, baba ya da diğer aile bireylerine küskün, kırgın ve kızgın davranış sergileme.
-Çocuğun normalde sergilemediği kırıcı ve saldırgan davranışlar gösterme.
-Okulu, öğretmenini, arkadaşlarını eleştirme, şikayet etme, sürekli yakınmalar
-İçine kapanma, iletişim kurmayı reddetme davranışları gösterme.
-“anne, sen beni sevmiyorsun okula gönderiyorsun” ya da “artık seni sevmiyorum, senden nefret ediyorum çünkü beni okula gönderiyorsun” gibi sözlerle duygusal baskı uygulayabilirler
-Ayrıca, bazı psikosomatik belirtiler de kaygı düzeyine bağlı olarak görülmektedir.
Örneğin; baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, yüksek ateş… vb gibi
Yetişkinlerin de bir olaya üzüldüklerinde veya kaygı duyduklarında bu tarz psikosomatik rahatsızlıklar yaşadıkları bilimsel bir gerçektir. Normal bir uyum sürecinde de yukarıdaki belirtiler gözlemlenebilir. Anne ve babanın, böyle bir durumla karşılaştıklarında telaşa kapılmamaları, okulla birlikte hareket ederek, tutarlı bir şekilde sorunu çözümlemeye çalışmaları uygun bir yaklaşım olur.

Yukarıda belirtilen bu ve benzeri davranışlar ilk defa okulla tanışan bir çocuk için oldukça normal ve fazla endişe edilmemesi gereken tepkilerdir. Önemli olan çocuğun bunları kısa zamanda atlatabilmesi için okul ve ailenin birlikte, paralel götürebilecekleri bir anlayış ile çocuğa yaklaşmalarıdır.

PEKİ NE YAPMALI?

- “Şu okula mı gitmek istersin, bu okula mı “ gibi seçenekler sunmadan, çok önceden tercihinizi çocuğunuzun yapısını, isteklerini, sizin beklentilerinizi göz önünde bulundurarak siz yapmalısınız. Çocuklar henüz o olgunlukta olmadıklarında, anlık duygularına ve hoşlandıkları şeylere göre cevap verecekleri için bir süre sonra hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştığında ör, istediği bir şey yapılmadığında,” Ben o okula gitmek istemiyorum, beni şu okula gönder “ gibi bir istekle karşınıza gelebilir

* Okul için alışveriş yapmak, çocuğunuzun içine gireceği ortama yönelik heyecanını ve istekliliğini arttırabilir. (Örn. kolay giyilip çıkarılabilen ayakkabılar, kırtasiye malzemeleri, şapka vb.)

* Çocuğunuzun okulunu görsel olarak tanıması için fırsat yaratabilirsiniz. Birlikte önceden gezerek, yönetici ve öğretmenleri ile tanışarak bu yeni ortama dair biraz daha onu ısıtabilirsiniz.

* Okuluna başlamadan önce çocukla okul hakkında bol bol konuşmak, okullarda sıklıkla yapılan faaliyetleri çocuğa yavaş yavaş tanıtmak önemlidir. Örneğin evde makasla kâğıt kesmeye ve boya kalemlerine alışkın bir çocuk, anaokulunda da aynı kâğıt ve boyaları görünce rahatlar.

* Okula giden öğrenciler hakkında öyküler anlatmak çocuğunuzun uyum sürecine katkıda bulunabilir.

Anne-babaların çocuğun önemli bir adım atmakta olduğunu kabul etmeleri ve onu desteklemeleri önemli olmakla birlikte, farkında olarak veya olmayarak, bu değişiklik konusunun üzerinde çok fazla durmaları, yaşayacağı değişikliği çok fazla vurgulamaları da çocuğun kaygısını artırabilir.

* Çocuğun yaşadığı heyecanla karışık kaygısının temel nedeni bilinmezliğe doğru attığı adımdır. Okula başlamadan önce onu duygusal açıdan hazırlamak, yaşayacakları hakkında bilgi vermek kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Okulda çok sayıda arkadaş edineceğini ve onu seven öğretmenleri olacağını söyleyebilir, kendi okul anılarınızı anlatıp okula giden çocuklarla ilgili hikayeler okuyabilirsiniz.
Çocuklar genelde ilk gün okula büyük bir heyecan, istek ve merakla gelirler. Çünkü aileler, okula gelmeden önce kendilerine göre çocuklarını hazırlarlar. Okulu çocuğa çok abartılı, değişik, eğlenceli, mükemmel bir yer olarak tanıtırlar. Abartılı konuşmalar sonuçta hayal kırıklığı yaratabileceği gibi, evde kurulamayan disiplinin okulda olduğunu, okulun kurallar ve beceriler konusunda taviz vermeyen bir ortam olduğunu vurgulayan “Okulda yemeğini kendin yiyeceksin. Kendin giyinip soyunacaksın” gibi ifadelerle telkin etmenin de güvensizlik ve ters tepkiler yaratabileceğini unutmamak gerekir.
Çocuğunuzun okulun ilk günü yaşayabileceği en önemli kaygı, sürekli okulda kalacağı, eve dönmeyeceği ya da gününün tamamını okulda geçireceği ile ilgilidir.
Çocuğun okula başladığı ilk gün, anne-baba ya da ikisinden biri çocuğu okula getirmeli ve okula geliş-gidiş saatleri, kimin getirip götüreceği açıklanmalıdır. Çocuğun ilk gün yaşadığı en önemli kaygısı, sürekli okulda kalacağı ve eve dönmeyeceği ile ilgilidir. Bu tip kaygıların giderilebilmesi için, çocuğa açık-net bilgiler verilmeli ve çocuk bu şekilde rahatlatılmalıdır

* Okulun açıldığı gün, sabah evdeki herkes heyecanlı olacaktır. Anne- baba olarak bu heyecanı olumlu ve neşeli davranışlarla çocuğunuzla paylaşmanız, onun da olumlu hissetmesine yardımcı olacaktır. Sohbetli, hoş sürprizli ve tüm ailenin birlikte olacağı bir sabah kahvaltısı iyi bir başlangıç olabilir.

*Okula başlanan ilk günde anne ya da babanın, çocukla birlikte geçireceği birkaç saat oldukça önemlidir. Anne babanın çocuğun yanında olduğu bu süre ona çevresinde olup bitenleri daha sağlıklı gözleme olanağı tanıyacaktır (Öğretmenlerle diğer çocukların ilişkilerini gözlemlemek gibi).

Çocuk yalnız kaldıktan sonra uyum sürecini öğretmenlerin yardımıyla kendi başına yaşayacak ve sorunların üstesinden gelecektir.

* Okulun ilk günlerinde ve takip eden günlerde, anne-babaların sınıfta veya salonda bulunması, çocuğun okula alışmasını güçleştiren bir faktördür. Anne-baba çocuğu öğretmenine teslim ettikten sonra, okuldan ayrılabilirler. Ancak, okula uyumda sorun yaşayan öğrenciler için anne ve babalar, Rehberlik Servisi ile görüşerek uygun davranış modeli geliştirmelidirler.

* Anne-babasından hiç ayrı kalmamış çocukların okula başlamadan önce kısa süreli ayrılıklara hazırlanması faydalı olur. Hiç ayrılık yaşamamış çocuğun aniden farklı bir ortamda yalnız kalması endişe ve kaygıyı fazla hissetmesine neden olabilir. Bu nedenle, çocuğun kısa süreli ayrılıklara alışması için bazen, hafta sonu bir yakınına bırakılması, gün içinde belli saatlerde evde ya da başka bir ortamda anneden ayrı biriyle kalması tavsiye edilir.

*Anne ya da baba çocuğu okulda bırakıp giderken kararlı ve tutarlı davranmalı, huzurlu ve mutlu bir ifade takınmalı, çocuğa sözel veya bakışla olumlu mesaj vermelidir. Habersiz kaçma ya da kandırma gibi davranışlar kesinlikle yapılmamalıdır.
Sizlerin de çocuğunuzu öğretmenine teslim ettikten sonra onu merak etmeniz doğaldır. Ancak, bu meraktan dolayı yanına gidip neler yapıyor diye bakmak istemeniz yaşadığınız endişenin çocuğunuza yansımasına neden olur ve ona kaygılanmakta haklı olduğu mesajını verir. Bu tür bir davranış aynı zamanda çocuğunuzun bağımsızlaşma sürecini de olumsuz etkiler.

Anne-baba kendi duygu ve düşüncelerini çocuğa belli etmeme konusunda çaba göstermeli. Evde bu konuda yapılan sohbetlerde o bir başka şeyle meşgulken bile antenlerinin çok açık olduğunu unutmamalı.

*Yaşanan zorluk karşısında çocuğun okula devam etmesi ya da etmemesi gibi konular çocuğun yanında tartışılmamalı,

* Sabahları evden sakin, huzurlu ve mutlu ayrılmasına özen gösterin. Her çocuğun uyum süresinin birbirinden farklı olduğunu göz önüne alırsak, elbette bu süreçte bazı öğrencilerimizin grubun geneline kıyasla biraz daha zorlanması normaldir.

*Yatış ve kalkış saatlerinin rutine oturtulması okula uyumun yanı sıra çocuğunuzun verimli öğrenmesine de olumlu etki sağlayacaktır.

*Çocuk için sabahları okula gitmek güç gelebilir. Çocuğunuza kendisini nasıl hissettiğini sormayın bu durum çocuğunuza şikâyet etmek için fırsat ve cesaret verecektir.

*Çocuğunuzu gözleyin, eğer ev içinde dolaşabiliyor ve rahatsız görünmüyorsa çok fazla tartışmadan onu hemen okula hazırlayın ve gönderin.

* Çocuğunuz sabah okula gelmeniz konusunda ısrar ediyorsa, ona herkesin bir görevi olduğunu, onun görevinin ise, okula gitmek olduğunu belirtebilirsiniz. Kullanacağınız ifadelerin kısa, net ve kesin olması önem taşır. Ayrıca söz ve davranışlarınızın tutarlı ve kararlı olması da o denli önemlidir.

*Servis kullanımı konusunda ise, oryantasyon programının ikinci gününden itibaren çocuğunuzla evde vedalaşmanız uyum sürecini daha da hızlandıracaktır.
*Her çocuğun uyum süresinin birbirinden farklı olduğunu gözönüne alırsak, elbette bu süreçte bazı öğrencilerimizin grubun geneline kıyasla biraz daha zorlanması normaldir. Olası sorun durumunda yapılması gerekenlerle ilgili sizlere destek olacağız

*Çocuğun eve döneceği saatlerde ( Anne de baba da çalışıyorsa hiç değilse ilk haftalarda) evde olup onu karşılayabilmek, küçük sürprizler hazırlamak, çocuğun yapabildiklerini öne çıkartarak olumlu yanlarını pekiştirmek ( Aferin ….. ne kadar güzel yapabiliyorsun artık. Büyüdüğünü görmek çok güzel gibi)

*Bir takvim üzerinde, okulda bulunacağı günleri ve tatil günlerini işaretlemek, okul günlerinde öğretmenleri ve arkadaşları ile yapacağı güzel şeyleri anlatmak da onu rahatlatacaktır.

* Çocuğunuz okuldan eve geldiğinde gününü nasıl geçirdiği ile ilgili sohbet etmeniz onun okul deneyimlerini sizinle paylaşarak rahatlamasını sağladığı gibi okula uyum sürecini de hızlandırır, ama sorularınıza cevap alamıyorsanız ısrarla sormaktan vazgeçmelisiniz. Farklı ortamlarda sohbet ederken veya çeşitli oyunların içinde mutlaka merak ettiğiniz konularla ilgili şeyleri size kendi isteği ile anlatacaktır

Ayrıca siz de kendi gününüzün nasıl geçtiği ile ilgili onun anlayacağı bir dilde paylaşımda bulunabilirsiniz. Gün içerisinde onu düşündüğünüzü, aklınızda tuttuğunuzu çocuğunuza hissettirin. Aslında çocukların anne babalarını somut olarak görmediklerinde yaşadıkları kaygının altında bu yatar; anne babasını zihninde taşıyabilen bir çocukta bu kaygı oldukça azdır.

* Öğretmenlere bakış açısı, çocuğunuzun uzun yıllarını geçireceği okula bakış açısının temellerini oluşturur. Daha ilk günlerden “şunu yapmazsan öğretmenine söylerim” ifadeleri öğretmenleri ile kuracağı güven ve sevgi ilişkisini olumsuz yönde etkiler.
Ayrıca bu tutum aynı zamanda anne-baba otoritesinin yine anne-baba eliyle ortadan kaldırılması anlamına da gelecektir.

*Okula uyum zorluğu yaşayan çocuklarda genellikle okula gitmeme isteği oluşur. Bu gibi durumlarda çocuğu okula geri götürmek ve adaptasyon sürecinde destek olmak çok önemlidir. Okula devam çocuğun okula uyum zorluğunda yaşadığı fizyolojik belirtilerin azalmasına yardımcı olur

*Çocuk herhangi bir sağlık şikayeti ile okula gitmek istemediğini belirtiyorsa, anne-baba çocuğu yargılayıp, eleştirmeden dinlemelidir. Eğer çocuğun rahatsız olmadığı biliniyorsa, çocuğa uygun bir dille ve açıklayıcı bir konuşma yapılarak okula gitmesi konusunda ikna edilmeli, bu olaydan psikolojik danışman ve sınıf öğretmeni haberdar edilerek, gerçek problemin ne olduğu araştırılmalıdır.

* Çocuğun istemediği takdirde okuldan alınacağını bilmesi veya bunu sezmesi, okula uyumunu ve düzenli devam etmesini zorlaştırır, hatta bazı hallerde imkânsız hale sokar. Bu nedenle, okulun durumu ile ilgili önemli bir sorun ya da hastalık durumu olmadığı sürece okuldan ayrılmasının söz konusu olmadığı çocuğa anlatılmalıdır.
Bu anlamda okula gitmemesine izin vermek yerine teşvik etmek fayda sağlayacaktır ve git gide çocuk okula gitmekten mutlu olmaya başlayacaktır.

* Çocuğunuzun akranları ile zaman geçirmesine yardımcı olun. Okula uyum zorluğu olan çocuklar, okul dışında daha çok aileleri ile zaman geçirmek, evde oynamak, odalarında yalnız olmak ya da televizyon seyretmek isterler. Birçoğu geceleri arkadaşlarının evinde kalamaz, hemen eve dönmek isterler. Böyle durumlarda çocuğunuzu akranları ile vakit geçirmesi için teşvik edin. Çocuğunuzu çeşitli aktivitelere göndermek, arkadaşlarını evinizde geceleri kalmaları için davet etmek, çocuğunuza yardımcı olacaktır.

* Bütün bunların yanı sıra çocuğunuzun tüm yaşantısının “okul” olmasına izin vermeyin. Mutlaka ilgi duyduğu bir alanda uğraşı olmasını sağlayın (spor, müzik v.b.). Ayrıca, çocuğunuzun akademik başarısı kadar sosyal becerilerinin de önemli olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle arkadaşlarını birlikte karar vereceğiniz zamanlarda eve davet etmesine izin verin. Doğum günleri gibi birlikte olabilecekleri organizasyonları kaçırmamaya özen gösterin.

*Eğer çocuğunuzun okulunda kendini güvende hissetmesini istiyorsanız, ilk önce anne-baba olarak sizin o kuruma güvenmeniz ve bunu her davranışınızda çocuğunuza hissettirmeniz çok önemlidir.

*Çocuğunuzu okula gönderirken sergilediğiniz tutum çok önemlidir. Siz sakin ve gerginlikten uzak olduğunuz sürece, çocuğunuz da bir süre sonra daha rahat bir şekilde evden ayrılabilecektir.

*Çocuğunuzun okul hayatıyla ilgili ufak bile olsa herhangi bir kaygınız varsa, çocuğunuz bunu hissedecektir ve bu kaygıyı sizden alacaktır. Dolayısıyla kaygılarınızı gidermek için bilgi ve destek alabileceğiniz kişilerle paylaşarak rahatlamanız oldukça önem taşımaktadır.

*Çocuğunuzun okula gitmekle ilgili bir kaygı veya korku yaşadığını gözlemliyorsanız bunu kesinlikle görmemezlikten gelmeyin! Çocukta olumsuz bir duygu varsa, bunu anne-babasına ifade edebilmesi, anne babanın çocuğun bu kaygısıyla ilgili konuşabilmesi çocuğu rahatlatacaktır. Görmezden gelinen, konuşulmayan olumsuz duygular çocuğun iç dünyasında daha büyük zorluklara neden olurlar. Ancak, yaşanan zorlukları ve kaygıları bir mesele ve evin ana konusu haline getirmekten de kaçının.

*Çocuğunuzu tam olarak neyin mutsuz ettiğini öğrenmeye çalışın. Çocuğunuzu kaygılandıran şeyin ne olabileceğini sorun. Eğer konu hakkında yapabilecekleriniz varsa elinizden geleni yapacağınızı söyleyin.

Son olarak tekrar belirtmek gerekir ki; her çocuğun ebeveynlerinin olmadığı bir ortamda kalmaya hassasiyet göstermesi beklenen bir durumdur. Bu konuda ayrılık aşamasını kendi içinde halledip, kolayca özümsemesini beklememek gerekir, çocuğu rahatlatmak ve destekte bulunmak öncelikli yaklaşımdır. Bu nedenle her çocuk bu konuyla ilgili tedirginlik dönemi yaşayacaktır, bu duruma uygun bir davranıştır. Böylelikle ele alınması gereken durum, ayrılığa tahammülsüzlük gösteren ve uyum sorunları yaşayan dolasıyla çocukta etki bırakabilecek şiddette olan yaşantıları engellemektir.


Uzman Klinik Psikolog
Eylem Özge Esen
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Okula Uyum Problemleri ve Çözümleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Eylem ESEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Eylem ESEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     25 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Eylem ESEN Fotoğraf
Uzm.Psk.Eylem ESEN
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi12 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Eylem ESEN'in Makaleleri
► Okula Başlama ve Okula Uyum Süreci Psk.Dnş.Havva BAYAR
► Uyum ve Davranış Problemleri Psk.Ayşegül COŞKUN
► Okula Uyum Dr.Psk.Dnş.İlker KABA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Okula Uyum Problemleri ve Çözümleri' başlığıyla benzeşen toplam 32 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:04
Top