2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kadın Erkek İlişkisi
MAKALE #15890 © Yazan Uzm.Psk.Burçin DEMİRKAN | Yayın Aralık 2015 | 29,673 Okuyucu
“Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur. Kadın susarak gider! En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.” - Cemal Süreya -
Uzman Psikolog Burçin Demirkan Baytar: Süper. Çift danışmanlığındaki temel kural; ilişki canlıysa ilişkide çatışma olur. İlişkide çatışmaların yetişkin yetişkin yürütülebilmesi, çözümün ise birlikte bulunması ilişkiyi canlı tutar. Çoğu zamana ilişkilerdeki sorunlar fırsattır. Önemli olan kişilerin bu sorunu ve fırsatı kabullenmesidir. Ve çoğu zaman kadınlar konuşur. Erkekler kaçınır. Oysa, daha yeni ve güzel bir yaşama adım atmak için konuşmak, dinlemek ve anlamak gerekir.

- İlişkide bir tarafın susması ilişkinin tükendiği anlamına mı gelir?

Ya ilişki tükenmiştir. Ya da çiflerden biri diğerini kırmaktan korktukları için ihtiyaç ve isteklerini bastırmaktadır.

Bazen bir arada olmak doyumlu ve mutlu bir ilişki yaşandığı anlamına gelmez. Sorun varsa ve konuşulmuyorsa çiflerden birinin veya her ikisinin de mutlu ve doyumlu bir ilişki yaşamak için mücadele etmediği anlamına gelebilir. Bu durumda ilişkini kalitesi düşer. Mutlu hissetmiyorsanız, ilişkinizden doyum sağlamamaya başladıysanız ve uzun süre de çözüm gelmiyorsa , ilişkiniz elinizden kayabilir. Çünkü sorunlarınızı çözmek için umudunuz yoksa devam etmek için motivasyonunuz kalmaz. Üstelik ilişkilerde mutsuzluk bulaşıcıdır.

Bir arada olup da ihiyaçlarınızın kesişmemesi mümkün değildir.
Evdeki paranın paylaşımı,
Duygusal ihtiyaçlarım..
Ev işlerinin paylaşımı..
Zamanın paylaşımı..
Bu hafta sonu senin annenem benim annemi gideceğiz?
Aynı odada oturup hep senin sevdiğin programımı izleyeceğiz?
Çocuk yetiştirme tutumları
“Ya bunları konuşup çözeceğiz.
Yada aynı evde de olsak iki yabancı olacağız.”

Kadınlarla erkekleri algıları farklı olabiliyor. Kadın da olsa erkek de olsa bazı insanlar daha çok rakamlarla bazı insanlar daha çok kelimelerle bazı insanlar deneyimleyerek daha iyi anlar. Karşımızdaki kişinin durumları, duyguları ne zaman nasıl algıladığını gözlemleyerek başlamak gerekir.

Konuşmak normaldir. Bir tarafın sürekli susması da ilişki de bir yıkıcı sebep olabilir.

Mutlu olduğumuzda mutluluğumuzu sevdiklerimizle paylaşmak ilişkiye değer katar. İlişkiler emek vererek kök salar. Ve emek vermenin bir dengesi olmalıdır. Kadın yada erkeğin üzerinden değil her iki kişinin dengeli paylaşımı ile olmalıdır bu paylaşım. Ve yine emek veren kadın erkeğini erkek kadınını taktir etmelidir.

Bir rahatsızlık varsa konuşmak gerekir. Ve önemli olan konuşmaktır. Her konuşmanın sonunda çift olarak fikir birliği oluşmaz. Bu da çok normaldir. Çünkü ilişki içinde iki ayrı birey olmak doğrudur. Sağlıklı olan ayrılıp buluşabilmektir. Bu durum düşünce ve duyguların açığa çıkmasını sağlar. Böylece ilişki bir kazanım elde eder. Bu konuşmanın amacı, biçimi sonucu etkiler. Konuşmazsanız cevapları bilmediğiniz için tükenmişlik oluşabilir.

Farkında olmak değişimi başlatır. Denemek ise değişimin olmasını sağlar. Susmak kendinden ödün vererek barışık kalmak yeni yeni çatışmaların tohumunu ekebilir. Böyle olunca ilerleyen zamanda öfke patlamaları ve şiddetli bir kavga yaşanabilir. Bu süreçte bir birbirini kırmamak için susan çift aynı zamanda ilişkiye yabancı yabancılaşmaya başlayabilir. Ve ilişki zoraki bir birlikteliğe dönüşebilir. Böylece sessizlik ilişkiyi tüketebilir. Yada ilişki tükendiği için çiftler sessizlik yaşıyor olabilir.

- İlişkilerde çatışma olması çözüme katkı sağlar mı? Nasıl?
“İlişki içinde kadın ve erkek aynı konu için farklı duygu ve düşünceye sahip olabilir.”
Fikirler farklı olunca kişilerin sınırları kesişir. Ve çatışma ortaya çıkar. Mutsuz olmamak için susarsanız düşüncenizi ve duygulanımınızı yok saymaya çalışmış olursunuz. Mutsuz olmamak, mutlu olmayla eş anlamlı değildir.
Rahatsızlık yaşadığınız durumun size düşündürdüklerini görmezden gelmeye çalışırsanız duygularınız bozulur. Kendi ruh ve beden sağlığınız bozulabilir. İlişkinizin kalitesi düşebilir.
Farklı düşünüyorsanız bunu uygun bir şekilde dile getirmelisiniz. Bu durumda çatışma gün yüzüne çıkar. Çözüm içinde adım atılmış olur.
Çatışmanın ne kadarı normal? Ne zaman endişelenmeliyiz?
Çatışma normaldir. İki farklı aileden gelen iki kişi ortak bir yaşamı paylaşmaya başlar. Bu süreçte bebeklikten itibaren duyduklarımız ve yaşadıklarımız kültürel farklılıklar, farklı alışkanlıklar ve iletişim dili konusunda farklı algılar çatışmayı körükleyebilir. Çatışmanın yıkıcı olmaması önemlidir.
Çatışma çözme yönteminiz önemlidir. Keskin olmak başka bir şeydir. Kırıcı ve yıkıcı olmak ise başka bir şeydir .Keskinlik istediğini açık ve karalı bir şekilde söylemektir.

İlişkide esneklik çözüme ulaşmak için kıymetli bir sosyal beceridir. Ama bazen kadının susması ve kendi isteklerini yok sayması kişinin kendine ve ilişkiye zarar vermesi anlamına gelir. Bazı durumlarda ise erkekler susup başka bir şeyle ilgilenerek kadının sakinlemesini bekler. Ve o sırada kadın erkeğe kendini anlatamadığı için daha çok öfkelenir ve daha çok konuşur.
Çatışmanın çözüme katkı sağlaması için:
 Her iki tarafın birbirinin iletişim dilini iyi tanıması gerekir. Böylece çatışma normal boyutlarda kalır.
 Konuşmalarda hep bir taraf kaybettiğini hissediyorsa bu durumda bir uzman ile konuşulması gerekir.
 Karşınızdaki insan sağırlaşmışsa, konuşsa bile aslında konuşamıyorsanız endişelenmelisiniz.
 Konuşmaların sonunda çift aynı fikirde buluşmasa bile birbirinin düşünce ve duygusunu anlıyorsa, saygı duyuyorsa, ilişki gelişiyor demektir. Bu durumda endişelenmeye gerek yoktur.
 Sevgilinizin düşüncesine saygı duymak istediğini yapmak anlamına gelmeyebilir.

-İlişkilerdeki sorunlar nasıl fırsata çevrilebilir? Örneklerle anlatır mısınız?

Sorun sonuç olabilir. Her insan ailesinden getirdiği bilinç dışından ve bilincinden gelen aktarımlarla ilişkiye gelir.
Ve ilişki sağlıklı geliştiğinde birbirini besleyen geliştiren bir süreçtir. Sorun ortaya çıktığında saygı sınırlarını aşmadan ve karşınızdaki insanı suçlamadan kendi hayatınıza sahip çıkabilirsiniz. Böylece aslında ilişkinize de sahip çıkarsınız.

Aynı zamanda kendinizin ve ilişkinizin çözüm üretme becerisini geliştirirsiniz. İşte sorun bu durumda fırsata dönüşür. Ve bir defa başarırsanız yeni sorunlarınız çözme fırsatı yakalarsınız.

Fırsatları oluşturmak sizin içsel gücünüz ve çevreye verdiğiniz mesajla alakalıdır.
Örneklerle sık sık karşılaşıyoruz. Benim için ve danışanlarım için “sorun fırsattır”.
Bir danışmada danışanım kendi de eşinde üniversite mevzunudur. Sık sık sorunlar yaşamakla birlikte 30 yıllık ve 3 çocuk sahibi bir çifttir. Aslında 8. Sınıfa giden çocuklarının dikkat sorunu için Kadın (anne ve çocuk ) başvurmuşlardır. Ama yapılan görüşmede çocuğun duygusal sorunu ile aile sorunu arasında ilişki tespit edilmiş.
Yapılan görüşmede, yılardır çiftin sorunları olduğu anlaşılmıştır. Ve maalesef yıllardır kadın susup katlanmaya çalışmıştır. Bu nedenle depresyon ilaçları kullanmıştır.
O seasnta kadın eşinin kıskançlık sorunlarına artık tahammül edemediğini belirtmiştir. Eşinin son olarak kendisini aldatmakla suçladığını bu duruma katlanamadığı için eşi ile tartıştığını anlatmıştır. Aile huzurlarının yıllardır olmadığını belirtmiştir. Ve bu durumlara önceki yıllarda susan kadın son yıllarda susmamaktadır. Kadın katlanmayınca sorunlar dile dökülmüştür. Erkek yaşadıkları sorunlar için yardım almayı kabul etmiştir. Söz konusu çocuğun dersleri olunca babanın ikna olması daha kolay olmuştur.

Çözüm ve fırsat

Çocuğunun sorunu çözmek için ikinci görüşmeye davet edilen baba ise kendini son derece sağlıklı bulmaktadır. İlerleyen seasnlarda baba tedaviye ikna edilerek sorun kaynağından çözülmüştür. Süreç içinde Psikiyatrist tarafından paranoit bozukluk tanısı ile tedaviye alınmıştır. Bu kişi yıllardır hayat kalitesini düşüren bir çok sorundan kurtulmuştur. Ve aile de huzur bulmuştur. Terapi ile desteklenen çift ilişkilerinin de kalitesi artmıştır.

Başka örnek
Yine bir kadın zor durumdadır. Ve yardım istemektedir.

Yine üniversite mevzunu birkaç yıllık evli bir çift arasında sorun yaşanmıştır. Erkek eşinin eğitim iş gibi nedenlerle bile hiçbir şekilde şehir dışına gitmesini istememektedir. Kadını güçlendiren bir görüşme yeni bir mutluluğun kapısını aralayacaktır.

Kariyer sahibi ve yıllardır bağımsız seyahat eden bir kadın için evlenince yaşamında böyle bir değişim çok şaşırtıcıdır. Üstelik işi gereği zaman zaman başka şehirlerde birkaç günlük eğitimlere katılmasını gerektirmektedir. İş seyehatleri sık olmasa da onun hayatının içinde var olan bir gerçektir. Erkek gidersen evliliğimizi gözden geçiririm diyecek kadar da tehtitkardır.

Buradaki çözümde yine kadının ilk adım olarak kararlı keskin ve sevecen duruş sergileyerek harekete geçmesi ile başlamıştır. Kadının mesajı nettir.
“Ben seni sen olduğun için çok seviyorum . Ama benden daha değerli değilsin. Kendimden senin için dahi vazgeçem. O eğitime gitmek zorundayım . Bu benim ihtiyacım . Dönünce yine seninle yaşadığım evde olacağım. Ben gitmeni istemem. Ama gitmek istersen sen bilirsin. “

Üstelik kontrollü bir uslup sergilemiştir. Her fırsatta yeniden aynı net mesajı vermiştir. Kadın keskin ve kararlıdır.

Çözüm ve fırsat

Erkek konuya çözüm üretmiştir. Hafta sonu olacak bu eğitime birlikte gitmeyi önermiştir. Eğitimden arta kalan zamanda gittikleri şehri gezip keyifli vakit geçirme imkanı yakalamışlardır. Süreçte kadının sonraki eğitimler ve iş seyahatleri için de tavrı aynen devam etmiştir. Seçim erkeğe kalmıştır.

Sorunlar yaşamınızı yeniden düzenleme ve kendi isteklerinize kulak vermek için fırsattır.
4 yıllık evli ve eşini çok sevdiğini söyleyen genç kadın bir kadın bayılmalar yaşamakatadır. Doktorlar tıbbi bir sebep bulunmamıştır. Psikosomatik nedenlerle bayıldığına karar verilmiştir. Kadının terapi sürecinde evliliği ve hatta çocukluğu ile ilgili bastırdığı duygular nedeniyle bayıldığı ortaya çıkmıştır. Bu sorunları terapi sürecinde çözülmüştür. Zaman zaman eşi de terapilere katılmıştır. Kadının ve erkeğin evlilikten aldıkları doyumun artığı ve daha mutlu oldukları izlenmiştir.

Kadın duygularını ifade etme ve sorun çözme becerisinde artış olduğunu belirtmiştir. Kadın artık bayılmamaktadır. Üstelik terapilerinin sonuna doğru kadın hamiledir. Doğacak bebek için daha sağlıklı bir duygusal ortam oluşmuştur.

Örnek:

Sorunlar bazen de daha basittir. Söz konusu evde evde çamaşırların temiz hale gelmesi sorumluluğu kadının üstündedir. Kadın bununla ilgili bir sorun yaşamamaktadır. Eşinin de evin alışverişimi yapma(taşıma,yerleştime vb.) sorumlulukları almasını bekelemektedir. Alışverişi sorumluluğu da erkek tarafından kadına bırakılmak istenmektedir. Bu iş paylaşımı kadına adil gelmemiştir. Üstelik çamaşır deterjanı gibi kütlece ağır eşyaları taşımak yada online alışveriş gibi çözümler üretmek istememektedir .Çünkü adil bir paylaşım istemektedir.
Ortada bir çatışama vardır. Kadın talebinde net ve keskindir.
Çözümde basittir . Öfkelenmeye dıd dır etmeye gerek yoktur. Eşi ne zaman alışverişe giderse yada onunla alışverişe gitmeyi yada kabul ederse o zaman çamaşırlar yıkanacaktır. Böyle bir çatışma sonunda erkek evdeki alışveriş ile ilgili sorumluluk almaya başlar. İkisi de iş hayatında aktif çalışmaktadır. Erkeğin evde ki işlerle ilgili sorumlukları üstlenmemesinden kaynaklanan bir sorun daha ortadan kalkmış olur.
- Susmuş bir kadın, ilişkiyi bitirmiş midir? Kadın neden susar?

Susmak çok farklı nedenler dayanabilir. İlişkiyi kafasında bitirmekte bunlardan biri tabiki..

Öğrenilmiş çaresizlik yaşarsanız susarsınız. Yani çözüm üretmeyi denersiniz. Ve her seferinde eliniz boş kalır. Adeta görünmeyen bir duvara çarparsınız. Yaşadığınız sorunun çözünü hakkında hiçbir çıkış yolu bilmediğinizi düşünürsünüz. Oysa çözüm vardır. Ve cevaplar sizde saklıdır. Belki de yöntem yanlıştır. Tekrar çözmeyi denemeniz gerekir. Tekrar konuşmak için çarenin olduğunu bilmeniz şart. Yoksa ya ilişkiyi bitirirsiniz yada mutsuz bir şekilde eksik ilişki yaşarsınız.

Bildiğiniz yöntemlerle ilişkindeki sorunları çözmediğinizde çözüm üretecek profesyonellerden yardım almanız gerekir. Aksi taktirde çaresiz hissederseniz kendinizi. Bazen katlanmak zorunda olduğunu hissedersiniz. Ve susmayı seçersiniz.

Duygularınız ve düşüncelerinizi yok saymaya başladığınızda kendi varlığınızı yok saymaya başlarsınız. Gidecek gücünüz yoktur. Bu durumda katlanmaya çalışırsınız. Ya da siz o ilişkide hala besleyen bir taraf vardır. Dikkatinizi ona yöneltmeyi tercih edersiniz. Yani hala sizi besleyen o duygudan vazgeçmeye hazır değilsinizdir.

Bazen birlikte olduğunuz adam yada kadın eşiniz yada sevgiliniz olmaktan çıkmıştır aslında . Artık sizin onu daha fazla başka birinin yerine koymuşsunuzdur. Sevgiliniz/ eşiniz, aslında bilinç dışınızda ,sevgiliniz değil de anneniz, babanız olabilir. O nedenle ilişkiye tutunmaya devam edebilir ve susabilirsiniz. Devam ettiğiniz ilişki bu açıdan baktığınızda bir çiftin ilişkisi değildir.

- Bazı durumlarda da susmak gerekebiliyor! Ne zaman susmalı?

Kadın öfkeliyse erkek sakin kalmaya çalışmalı. Ama etkin bir şekilde dinlemeli. Erkek öfkeliyse kadın sakin kalmaya çalışmalı. Ama etkin bir şekilde dinlemeli. Beden dili ile dinlediğini belirtmeli. Beden dilini nötür bir ifadeyle (alaycı, öfkeli yargılayıcı, aşağılayıcı vb . olmayan bir ifadeyle ) ve dinlediğini belirten mimikler sergilemeli .
“Seni anlıyorum. Senin düşündüğün gibi düşünmüyorum. Bu konuda sana katılmıyorum. Ama ortak bir çözüm bulabileceğimizi düşünüyorum. vb…” kısa cevaplarla sürece katılabilir. Sonra bazen çözüm için ortak düşünmeye yönelmek uygun çözüm olabilir. Çatışma çözümüne gidilebilir.

İdeal bir birliktelikte ,
“ Sevdiğiniz su ise siz çimen, siz çimen iseniz sevdiğiniz su olmalı” diyor iran asıllı evli ve mutlu bir kadın.
Ama hayatta bunu başarabilmek her zaman mümkün olmuyor. Alanımıza girildiğini ve anlaşılmadığımız düşündüğümüzde çatışıyoruz. Bu durumda da konuşmak gerekiyor. Ve kadınlar konuşma konusunda daha başarılı olabiliyor.

“Ne zaman ne şekilde konuşmalıyız?” Bu sorunun cevabını bilirsek ne zaman susmamız gerektiğini de biliriz.
Genel olarak susmamalıyız. Doğru zamanda ve karşı tarafı suçlamadan konuşmalıyız. Konuşurken de iletişim engelleri oluşturacak beden dilinden ve cümlelerden kaçınmalıyız.
Sen dili yerine ben dili kullanmalıyız
“Sen beni çok üzdün” yerine “Ben bu durumu yaşadığım için çok üzüldüm “ demek karşı tarafı daha iyi hissettirir. Savunmaya geçmesi yerine çözüme yönelmesi için harekete geçirebilir.
Susmak küsmek şeklinde olacaksa onun yerine mümkünse sakin olmaya çalışarak konuşulmaldır. Çünkü susmakta bazen pasif agresif bir baskı yöntemdir. Bazen uzaklaşmak kısa bir moladan sonra kin tutmadan konuşmak işe yarayabilir.
Sandiviç usulü konuşmak işe yarar. Sevdiğimizin artılarını ön plana çıkararak önce güzel bir özelliğini söyleyin. Araya sorunu yerleştirip yine güzel bir cümleyle lafı bitirin. Böyle bir durumda sizi dinleme motivasyonu artar.

O zaman hangi durumlarda susmalı?
Çiftler problemini aşağıdaki zamanlarda dile getirmemeli:

 Partneriniz sizin dışınızda bir şeyle ilgileniyorsa konuşmak için doğru zaman olmayabilir. Konuşmak için doğru zamanı belirleyin.
 Siz konuşmak istesenizde o henüz hazır olmayabilir.
 Öfkeniz mantığınız önüne geçmişse biraz sakinleştikten sonra konuşmak daha doğru olabilir.
 Erkek öfke patlaması yaşıyorsa kadın susmalı.
 Kadın öfkeliyse erkek susmalı.
 Karşı taraf tehtit ettiğinde tehtitle cevap verilmemeli. Yapıcı bir şekilde konuşamıyorsa susmalı.
 Konuşma bir güç gösterisine dönüşüyorsa ve yıkıcı bir hal alıyorsa susmak ve başka zaman konuşmak daha uygun olabilir.

- Kadının konuşması, tartışması, kavga etmesi karşındaki adamı sevdiği anlamına mı gelir?

Genelde, kadınlar duygularını dile getirme konusunda erkeklerden daha başarılı olabilmektedir. Uzun yıllardır bu işi yapan bir uzman olarak yardım talebi en çok kadından gelir. İlişkide ve aile sorun olunca ilk adımı erkeklere oranla daha çok kadınlar atar.

Evet .Bu açıdan baktığınızda kadın ilişkisindeki sorunları dile getirmek için uğraşır. Çözüm arar. İlk yardım isteyeceği kişilerden birisi ilişkisini paylaştığı erkektir. Bu nedenle birlikte olduğu adamı seven ve kendi varlığından vazgeçmeyen kadın sorunları çözmek için konuşur. Sağlıklı ilişki sevdiğin insana anlayışlı olmak kadar kendi kişiliğine sahip çıkmayı gerektirir. Bu durumda bazen konuşmalar tartışmayla sonuçlanabilir. Kavgaya dönüşmemesi ise çiftin ve ilişkinin problem çözme becerisi ile ilgilidir.

Peki erkek cephesinde durum ne? Konuşan, çatışan, ‘vıdı vıdı eden’ kadın karşısında erkek ne düşünüyor, ne hissediyor, ne tip davranışlar sergiliyor?

Genelleme yapmak zor. Ama insanlar duygularını dile getirme konusunda başarılı olmadığında öfke patlaması yaşıyor. Konuyu güç gösterisi ile bastırmaya çalışıyor. Sakin ve uygun ortamda duygularını ifade etme imkanı bulursa kendini iyi hissediyor. Bu durum ilişkiyi de besliyor.

Biliyorsunuz öfke ve tehdid çoğu zaman sevgi ihtiyacının da belirtisi olabilir. Aynı zamanda bu davranışlar korku ve çaresizlikle birlikte gelebilir. Kişiye özel bir yaklaşımla bu davranışların altındaki duyguyu anlamak gerekir. Psikoterapi kişinin kendi duygularını tanıması sağlanır.

Bazen erkeğin çatıştığı yada kaçındığı aslında siz değilsinizdir.
O çocukluğunda yaşamını istila eden annesinden kaçıyordur. Siz annesine benzer davranışlar sergileyince sizden kaçamaya başlar. Kendini kapatır.
Ama siz neden sizden uzaklaştığını bilmediğiniz için sevdiğinize vıdı vıdı edersiniz. Yada küsersiniz. Israrcı olabilirsiniz.

Aslında sizde çocukluğunuzda eksik kalan sevgiyi ihtiyacınızın peşindesinizdir. Farkında olmadan sevgilinizi istila etmeye çalışıyor olabilirsiniz.

Bilinç dışımız ve duygusal ihtiyaçlarımız birçok zaman hayatımızı ve seçimlerimizi etkiliyor.

- Erkekler kaçınır diyoruz. Peki erkeği nasıl konuşturabiliriz? Onu konuşturmanın püf noktaları neler?

Erkeğin püf noktalarını kavramak kendimizi ve duygularımızı tanımakla başlıyor. Kendiniz tanırsanız karşımızdakini çözesiniz.

Karşınızdaki erkeği tanımak ona için doğru soruları sorabilmeniz gerekir.
İlişkinizde bazı sorular sormak sevdiğiniz erkeğin sizinle iletişimini daha da zayıflatabilir.
 “Niye böyle yapıyorsun? “ gibi (yaptığı eylemi sorguluyor)
 “Sen niye böyle bir adamsın? (yargıla, suçlama)
 Bu konuda değişemez misin? ( Değişim beklentisi, kabul etmek için koşul)

Oysa duygularını sorduğunuzda ve anlamaya çalıştığınızda daha onu daha iyi tanıyabilirsiniz.

Örnek olay :

Bulaşık makinasının kapağını iyi kapamamıştır. Makinayı çalıştıran kadındır. Ve evin bölümüne makinadan sızan su yayılmaya başlamıştır. Erkek koridora çıkınca durumu fark etmiştir. Kadın da böylece durumdan haberdar olur. Konuyu çözmek için erkeğin yanına gelir. Suyun yayıldığı alana girer. O sırada su içindeki kabloyu fark eder . Erkekten yardım ister. Erkek kabloyu fişten çeker. Ama sırada ortam gerilir. Kadın duruma alınır. Ne var olmuş işte temizleyeceğiz bitecek. “Bu tafra bu hava niye” “Çok biliyorsa bundan sonra bulaşık makinasını çalıştırma işini hep sen yap” diye içinden söylenir Ama seslendirmez.

Birkaç gün sonra eşine sorar;

Hayatım o gün makinanın suyu dışarı taştığında aramızıda bir gerginlik yaşandı. Ben etrafı temizlemeye gönüllüydüm. O gerginliği yaşamak temizlikten daha yorucuydu. Sen o anda ne hissettin ?

Kadın adamın cevabı karşısında şaşkındır:

“Seni elektirik çarpma riskini son anda önledik. Seni elektirik çarpalirdi. Ve sen ölebilirdin.” (Erkeğin kaybetme korkusu)

Ben böyle bir şey yaşadığımız için endişelendim. Üstelik senin bunu başka zamanda yapabileceğini düşününce daha da endişelendim. Bu durumda gerildim. Sinirlendim.

Adamla kadın aynı olayda başka şeyler anlamıştır. Başka duygulanımlar yaşamıştır . Eşinin duygularını anlayan kadın yakın zamanda yaşadığı ve yine alındığı bir olayı hatırlar. Orda ki duygusunu sorar. Onu da anlamış olur. Eşinin duygularını sorarakken eşi de onun duygularını sorar. Aralarındaki konuşma böylece gelişir. Zamanla daha iyi konuşabilir hale gelirler.

Konu kimi zaman görev paylaşımıdır. Kimi zaman ilgisizliktir. Kelimeler dökülmeyen şeye yani duyguya odaklanın. “Neden “, “ niçin” gibi açıcı sorularla karşınızdaki erkeğin duygularını yargılamadan dinleyin. Koşulsuz kabul gören erkek size içini döker. Duyguları konuşmayı başardıkça aranızda daha kaliteli sohbetler gerçekleşir.

- Kadının fazla değer verip üstüne düşmesi erkeği kadından uzaklaştırıyor mu? (Erkeği kaçırıyor mu?)

Kadının önce hayatının merkezine kendini koyması çok önemlidir. Aynı zamanda sevgilisinin ihtiyaçlarını , hassasiyetlerini ve alışkanlıklarını farkında olması gerekir.

Kadının değer vermesi bence erkeği kaçırmaz. Ama erkeği ilişkide ve zihninde kendinden daha değerli hale getirmesi ilişkideki dengeleri bozabilir. Bir de erkeğe değer veriyorum derken nefes aldırmama durumu var. Erkeği kaybetmek gibi korkulara kapılmak, erkeğin tüm yaşamını kaplamak istemek erkeği kaçırabilir. İstilacı kadın kaybedebilir. İlişkide karşılıklı özgürlük alanları bıarakamak önemlidir.

- Erkekler ilişkide kadından ne bekliyor?

Temelde anlaşılmak ve kabul görmek istiyorlar. Değerli hissetmek istiyorlar. ilgi, anlayış, huzur, cinsel mutluluk arıyorlar. Koşulsuz sevilmek istiyorlar. Ama tabii ki kültürden kültüre ve kişilik yapısına göre değişiklikler olabilir.

- İlişkide ters giden bir şeyler olduğunu nasıl anlarız?

Katlanmak zorunda kalıyorsanız, yalanlar varsa , konuşamıyorsanız , yaşamdan aldığınız doyum azalmışsa ters giden bir şeyler vardır.

- Bir ilişkinin kurtarılamaz olduğunu nereden anlarız? (madde madde)

Bence böyle bir reçete yok . Aslında bir kadını ve bir erkeğin ihtiyaçları beklentileri var. O ihtiyaçlarını yaşamak için adam ve kadın ortak bir yola çıkar. İlişkide sorunlar çıkabilir. Önemli olan ilişki içinde sorun çözebilme yeteneğini geliştirmektir.

Pek çok birliktelikte sorunların bir kısmı yanlış anlamak kaynaklanır. Bir diğer sebepte beklenti ve isteklerin yerine getirilmemesi sonucu oluşan kızgınlık ve öfkedir. Birçok zaman istismar ve şiddete maruz kalmanın altında da iletişimsizlik yatmaktadır.

İki tarafta ilişkiyi yürütmeye gönüllü ise ve sorun çözme yeteneklerini geliştiremiyorlarsa bir an önce ilişkideki sorunla ilgili yardım almak önemlidir.

- İki taraftan biri ya da her ikisi de ilişkiye karşı inancını yitirmiş olsa bile, yine de evlilik terapisi işe yarayabilir mi?

Evet tabii ki yarar. Yıpranmadan çözüm aransa tabi ki daha iyi olur.Terapi ayna tutmaktır. Kişilerin farkında olmadığı duygularını fark ettirmektir. Çiftlerin çatışma sebebi sadece kendi aralarındaki konular değildir aslında.

İlişki kurma biçimlerimizi kuşaktan kuşağa aktarılır. Bazen kadın ve erkek ilişkisine kendi annemiz babamız ile ilgili dertler taşır. Ama çifler farkında değildir.

Ve eşi ile tartışır. Yada çocuğuna bağımlı olur. Çocuğundan yada eşinde aşırı sevgi talep eder. Onların yaşamını istila etmeye çalışır. Evlilik terapisi içinde kişiler kendilerini de tanır . Güçlenir. Bazen terapi bireysel terapi ile desteklenir.

Bilinç dışımızda ilişkilerimizi ve iletişim biçimimizi etkiler.
Bebeklikten itibaren 3 yaşına kadar yaşadıklarımızı hatırlamamayız. Ama beleğimiz o duyguları kaydeder. Ve tüm çocukluk gençlik yıllarında da beyin hatırlamak istemediği duygular bizim yaşamımızı, ruh sağlığımızı ve beden sağlığımızı ilişkilerimizi etkilemeye devam eder.

Evlilik terapisi ve bireysel terapiler baktığımız penecereyi değiştimemize yarar.

Bilinç dışımız da ilişkilerimizi nasıl etkiliyor ?

Çifler arası psiko-sosyal çatışma sorunlarını inceleyen Özgurlu 1993’te 300 evli kadınla bir araştırama yapmıştır. Bu bilimsel bir araştırmaya göre çiftler arası iletişim yetersizliği %94 oranında bazı sorunların sürümcemede kalmasına sebep olur. Evliliklede kimin ne yapacağı konusundaki anlaşmazlıklar “rol çatışması “olarak adlandırılır. Bu durumda %93 oranında ilişkimizi etkiler. Sağlıklı iletişim kurulamadığı için ortak amaca yönelmeme %90oranında bu kadınların evliliklerinde çatışma sebebi olmaktadır. Evli kadınlar %86 oranında kocalarının kendilerine insan olarak değer vermediğini düşünmektedir. Her iki tarafında %56’sı anne babaları ve akrabalarının sözleri, beklentileri evliliklerinin kötü etkilendiğini düşünmektedir.

Görüldüğü gibi çiftin kendi arasındaki iletişimi ve çevresi ile iletişimi çiftin birlikteliğinin temelini oluşturmaktadır. Çatışmanın da temel sebebi iletişim sorunlarıdır.

Aşk ise çiftin çoğu zaman bir araya gelme sebebidir.

Aşkın oluşması için cinsel arzu, bir kişiye olan özel yakınlık, o kişi için özel dikkat ve özen, ilişkiye ve sevgiye duyulan sorumluluk ve saygı bunula birlikte bir arkadaş ilişkisine duyulan tüm duygular vardır.

Bağlanama bebeklikte başlar. Ünlü psikalist Bowlby (1989) yılında insan bağımlılığının temelinde aşk olduğunu savunmuştur. İlk aşk anne ve bebek arasındaki aşktır. Bebek doğduğunda yanlızca annesini tanır. Onun yanında kendini güvende hisseder.Bu ilişki sırasında almayı ve paylaşmayı öğrenir. Ve sonrada ayrılmayı ve buluşmayı, yalnız kalmayı deneyimler.

Bütün bu deneyimler ileride yaşayacağı aşkla birleşecektir.
Bebek üç yaşın kadar ki anılarını hatırlamdığından bahsetmiştim. Daha sonraki dönemde ise çocuklar beynin hatırlamak istemediği duyguları, ve taravmaları çoğu zaman bilinç dışına atar. Bu yaşamda kalmak için bir yöntemdir. Ama insanın diğer insanlara kurduğu tüm iletişim süreçleri bilinç dışından etkilenir. Çünkü beyin duyguyu kaydeder. Ve kaydettiği duygular yaşamımıza yansır Negatif duygulanımlar, taravmalar yaşam ve ilişki kalitemizi bozar.

Annesi insanlara güvenmeyen bir adam bebeklikten itibaren insanlar güvenilmez diye büyütülür. Ve bilinç kadar biliçaltı da bunu kaydeder. Ve bu durum adamın tüm ilişkilerini etkiler.

- Taraflardan biri yardım almayı reddediyorsa, bireysel çabalarla ilişki kurtarılabilir mi? Neler yapılabilir?
Terapi her koşulda işe yarar. Çoğunlukla kadınlar yardım almaya daha açıktır. Kim çözüm arıyorsa o harekete geçmelidir. İki tarafında gelmesi gibi bir şart yok. Özel bir kliniğe gitmek mümkün olamıyorsa belediyelerin aile danışma merkezlerine ve hastanelerin psikiyatri servislerine, hastanelerdeki psikologlara başvurulabilir. Bir profesyonelden yardım almak önemlidir.

Buna ek olarak, bu konuda yazılmış kitaplar okumak yararlı olur. Ve sorun varsa susmamak ve mutlaka çözüm aramak gerekir.

Ve unutmamak gerekir ki en kötü karar kararsızlıktan iyidir. Yeterki o kara sizin iyi düşünerek ve içtenlik verdiğiniz karar olsun

İlişinizi kurtarmak için :
 Değişime kendinizden başlayın.
 İletişim tarzınızı gözden geçirin;
Emir veren, sorgulayan, cezalandıran, tehtit eden, baştan savan tutum ve ifadeleriniz varsa bunları değiştirmek için iletişim becerilerinizi güçlendirin.
 Sağlıklı bir ilişki’nin yolu sağlıklı iletişim becerilerinden geçer.
 Siz iyi yönde değişirseniz sevgilinizde zamanla değişebilir. Çünkü insan yapısı iyi olanı kopyalama becerisine sahiptir.
 Ekonomik olarak bağımsız ve üretken olmanız sizi güçledirir.
 Korkmak yerine çözüm aramanız mutlulağa ulaşmanızı sağlar

Uzman Psikolog Burçin DEMİRKAN BAYTAR
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kadın Erkek İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Burçin DEMİRKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Burçin DEMİRKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     13 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Burçin DEMİRKAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Burçin DEMİRKAN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Burçin DEMİRKAN'ın Yazıları
► Kadın Erkek İlişkileri Psk.Namık ACAR
► Kadın ve Erkek İlişkileri Psk.Bilge ÇAPOĞLU
► Eş Seçimi: Kadın ---- Erkek Psk.Mehmet DUMAN
► Cinsellikle Kadın ve Erkek Faktörü Psk.Dnş.Özgür TÖNBÜL
► İlişkide Kadın ve Erkek Rolleri Psk.Seval HACIM KILIÇ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Kadın Erkek İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 36 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Çift Terapisi Nisan 2021
◊ Lohusalık Hüznü Aralık 2015
◊ Savaş ve Çocuk Aralık 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:10
Top