2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?
MAKALE #16523 © Yazan Psk.Çağdaş YALÇIN | Yayın Nisan 2016 | 2,781 Okuyucu
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, günümüzde pek çok kişi tarafından yanlış şekillerde anlaşılıp değerlendirilebilen bir bozukluktur. Kimileri hareketli yapısını anlatmak için “hiperaktif bir insanım” şeklinde kendini ifade edebilirken; bazı ebeveynlerin, çocuklarının hareketliliğini “dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu” olarak nitelendirdikleri durumlar ile karşı karşıya kalabiliyoruz.

Fazla hareketlilik, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun belirtilerinden biri olsa da, bu tanıyı koymak için yeterli değildir. Şöyle ki; çok hareketlilik, bir çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip olması anlamına gelmeyeceği gibi, az hareketli bir çocuğun bu tanıyı alabileceğini akılda tutmakta fayda var. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu aşağıda sıralanan üç temel davranış ile karakterizedir:

Dürtüsellik: Yeni doğan bir bebeğin dürtüleri paralelinde hareket etmesini beklenir. Fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını açıkça belli etmesi ve çevresinden bu ihtiyaçlarının hemen giderilmesini isteyebilir. Ancak aile ortamında ve sosyal çevrede öğrenilen ahlak ve davranış kuralları; çocuğun hareketlerini çevre şartlarına ve kurallarına uygun hale getirmesine yardımcı olur. Diğer bir taraftan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bulunan çocuklar için dürtüsellik konusundaki gelişmeler beklendiği gibi olamayabilir. Okul dönemindeki çocuklarda %10 oranında görülebilen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu; çocuğun okul, ev ya da sosyal hayatında ciddi bozulmalara yol açabilir. Bu bozukluğun önemli belirtilerinden biri olarak kabul edilen dürtüselliği “Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı” şu şekilde tanımlamıştır:
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konmuş çocukların, genellikle sorulan soru tamamlanmadan sorunun cevabını ağızlarından kaçırmaları beklenir.
• Bu çocukların çeşitli aktivitelerde ve oyunlarda sırasını bekleme konusunda sıkıntılar yaşayabileceği vurgulanır.
• Bu çocuklar, kendisinin dâhil olmadığı oyun ya da diyaloglarda araya karışarak diğer çocukları rahatsız edebilir.

Dürtüsel davranışlar bu bozuklukta sık rastlanan davranışlar olsa da; dürtüsel davranışların varlığı tanı koymak için yeterli değildir. Aynı şekilde dürtüsel davranışlar sergilemeyen bir çocuğa da dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konabilir. Bu dürtüsel davranışların çocuğun ahlaki gelişimi ya da terbiyesinin sonucu olarak değerlendirmek birçok durumda istenmeyen sonuçlara sebep olabilir. Diğer bir taraftan, bu davranışların çocuğun sahip olduğu bozukluğun semptomları olarak değerlendirilmesi, çocuğa verilen davranışların bu durum göz önünde bulundurularak düzenlenmesi ve çocuğun gerekli tedaviyi alması için çaba gösterilmesi, çocuğun psikolojik ve sosyal açılardan daha sağlıklı bir birey olmasına yardımcı olabilir.

Hiperaktivite ( Fazla Hareketlilik): Ebeveyn ve öğretmenlerin; yerinde duramayan, sürekli hareket halindeki bu bozukluğa sahip çocuklardan şikâyetçi olmaları sık rastlanabilecek bir durumdur. Diğer bir taraftan, fazla hareketlilik tek başına dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı için yeterli olmayabilir. Bu bozukluğa sahip çocukların aktivitelerinde şu gibi değişiklikler beklenir:
• Bu bozukluk kriterlerini karşılayan çocukların elleri ve ayakları durmadan hareket eder ya da çocuk oturduğu yerde sürekli kıpırdanır.
• Bu çocuklar oturması istendiği ve beklendiği durumlarda dahi genellikle oturduğu yerden kalkabilirler.
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocuklar genellikle koşmanın ya da tırmanmanın uygun olmayacağı durumlarda ve zamanlarda dahi bu davranışları sergileyebilirler
• Oyun oynama ya da boş zamanlarını keyifli bir şekilde geçirme konusunda sıkıntılar yaşayabilirler.
• Bu çocuklar zamanlarının büyük bir kısmını hareket halinde geçirebilirler.
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu kriterlerini karşılayan çocukların konuşma miktarlarında artış görülmesi beklenir.

Dikkat eksikliği: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısı konmuş çocukların, bir işe-ödeve başlamak, onu sürdürmek ve tamamlamak ile ilgili sıkıntıları olabilir. Bu çocukların okul ve sosyal hayatlarındaki bozulmalar, dikkat eksikliği ile ilgili olabileceğinden; gerekli tedavinin sağlanması çocukların bu alanlarda başarılarının da artması anlamına gelebilir. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, bu bozukluğa sahip çocukların dikkatlerinde şu gibi değişiklikler görülebileceğini belirtir:
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocuklar genellikle okulda, ödevlerinde ve diğer işlerinde dikkatsizlik sebebi ile hatalar yapabilirler ve bu işlerin ayrıntılarına ilgi gösterme konusunda sıkıntılar yaşayabilirler.
• Bu çocuklar oyunlara ya da ödevlere ilgilerini sürdürmekte sıkıntılar yaşayabilirler.
• Çocuklar ile konuşulduğunda, dinlemiyor gözükebilirler.
• Verilen bilgileri anlamakta sıkıntı çekmeseler dahi, bu çocukların talimatları takip edememesi ya da başladıkları işleri tamamlayamaması beklenebilir.
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konmuş çocukların çeşitli aktiviteleri düzenlemekte sıkıntılar yaşaması beklenebilir.
• Uzun süreli zihinsel efor gerektiren ödev gibi aktivitelerden kaçınmaları, bu aktiviteleri yapmak istememeleri ya da bu aktivitelerden nefret etmeleri mümkündür.
• Bir aktiviteyi tamamlamak için gerekli şeyleri kaybetmeleri beklenebilir. (Oyuncaklar, defter, kalem ya da araçlar gibi)
• Dikkatleri kolayca dağılabilir.
• Günlük aktiviteleri kolaylıkla unutabilirler.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu belirtilerinin “7 yaşından önce” görülüp, bu belirtilerin çocuğun ev ya da okul hayatında, arkadaşları ile ilişkisinde bir sıkıntıya yol açması ve en az 6 aylık bir dönem süresince görülmesi bu tanının koyulabilmesi için gereklidir.
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, okul dönemindeki çocuklarda ortalama yüzde 3-7 arasında görülür.
• Erkek çocukları, kız çocuklarına oranla daha sık dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı alırlar. Bu durumun nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, sosyal ve genetik sebeplerin bu durum üzerinde etkili olduğu bilinmektedir.
• Çocuğun mizacı bu bozukluğun erken yıllardaki bir işaretçisi olabilir ve 3-4 yaşındaki çocuklarda hiperaktivite ve dürtüsellik gözlenebilir.

Bu belirtilerin bir ya da birden çoğunu gösteren çocuklara tanı, ancak alanında uzman bir hekim tarafından konabilmektedir.

Bu bozukluğun tedavisinde psikofarmakoloji, oyun terapisi, bireysel eğitim ve anne-baba eğitimi tek başına kullanılabileceği gibi, kombine şekillerde de kullanılabilir. Çocuğun erken dönemde alacağı tedavi ileriki yaşlarında yaşam kalitesini ve akademik performansını önemli ölçüde etkileyeceğinden, tedavi veya eğitime bir an önce başlanması ve dikkatli bir şekilde takip edilmesi önem arz etmektedir.

Referanslar:
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM-IV-TR)
The Science of ADHD / Chris Chandler
Behavior Disorders of Childhood (5th Edition) / Rita Wicks-Nelson, Allen C.Israel
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:58
Top