2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kötümserlik Çıkmazı
MAKALE #16543 © Yazan Psk.Namık ACAR | Yayın Nisan 2016 | 4,115 Okuyucu
Son yıllarda ülkemizde depresyon,panik atak,ilişki sorunları ve obsesyon (titizlik hastalığı) sorunların çok yüksek bir artış,çok yüksek bir yoğunlaşma oldu.Daha kötüsü antidepresan ilaçlar tek başına günü kurtarmadan öte bir katkısı olmamasına rağmen en çok kullanılan ilaçlar haline geldi.Tüm bunlar aslında toplum olarak ruh sağlığı açısından iyi bir noktada olmadığımız,iyi bir noktaya girmediğimiz anlamına gelmektedir.Peki neden..?
Biz her olayın ardında bir tehdit,bir tehlike arama,sürekli savunma mekanizmalarını tetikte tutma sonucu ortaya çıkan negatif yaşam algısına "kötümserlik" diyoruz.Bu sorunun literatürdeki bir diğer adı da pesimizmdir.Bu sorun biraz da yetiştiriliş tarzı ile alakalı olup çocukluk yıllarında nasıl bir yaşam algısı öğrenildiğiyle direkt ilşkilidir.Ülkemizdeki önemli sorunlardan birisi kadının gelişmişlik düzeyi ve yaşamdaki yeridir.Üzücüdür ki ülkemizde kadın yeterince geliştirilmiş bir cinsiyet değildir.Ama bu insanlar zamanla evlenmekte,anne olmakta,çocuk doğurmakta ve çocuk yetiştirmektedir.Üstelik anneler çocuklarla babalardan çok daha fazla şeyler paylaşırlar ve bu nedenle de çocuklar üzerindeki etkileri babalara nispetle daha da yüksektir.Doğal olarak yeterince geliştirilmemiş,sosyalleştirilmemiş bir kadın anne olduğunda kendisinin yaşamdaki yerinin oturmamışlığının sıkıntılarını çoğunlukla çocuklarına yansıtmakta,onların da kendisi gibi yaşama pozitif bakan ve özgüvenli birer insan olarak yetişmelerine lokomotif olamamaktadır.Yaşam algısının temelleri çocuklukta atılmakta,bu yaşam algısının pozitif mi yoksa negatif mi olacağında annelerin önemli bir fonksiyonu bulunmaktadır.Üzücüdür ki kadınlarımızın çoğu çalışmamakta,hayata kocası üzerinden tutunmakta ve tam istediği gibi bir yaşam sürememektedir.Bu durum kadınlarımız ve annelerimizin çoğunlukla iyimser olmasına engel olmakta bu durumun ellerinde yetişen çocuklara da yansımasına yol açmaktadır.
Ülkemiz ve kültürümüzde hata yapma korkusu,yanlış anlaşılma korkusu,yadırganma korkusu,başarısız olma korkusu,sosyal fobi gibi çok yaygın korkular vardır ve insanlarımız bu korkularla kucak kucağa yetişmiş ve kucak kucağa yaşamaktadır.Yaşamın keyifli taraflarının değil de başkaları nezdinde kabul görmenin öne çıkarılması zaten insanlarımızdaki yaşam öğretisinin pozitif olmasını engellemekte, doyumlu insan yerine fedakarlık yaparak kendinden veren insan profili öne çıkarılmaktadır.Bu sebeple insanlarımızın büyük çoğunluğu yaşama yanlış kodlanmakta önce bireysel olarak mutlu yaşamayı ve kendisi olmayı yeterince öğrenememektedir.Kendi istediği gibi değil de toplumun ve başkalarının istediği gibi yaşamak zorunda kalmak insanlarımızda iyimserliği bir hayli zayıflatan yanlış bir yaşam tarzıdır ama maalesef ülkemizde yaygındır.Bu nedenle de pesimizm yani kötümserlik kültürümüzün,yetişme tarzımızın,toplumsal özelliklerimizin bireyi öne çıkarmaması,aksine bireye egemen olmaya yönelik olmasının üzücü bir sonucudur.Evet toplumlar bireylere uymazlar ve bu nedenle toplumsal yaşamda topluma uymak esastır.Ama bir de insanların kişisel tercihlerine göre yaşayabilecekleri özel hayatları vardır.Ülkemizde özel hayat bilinci gelişmediğinden genç nesillere sosyal hayat,özel hayat ve bunların hangi dinamiklerle yönetileceği,aralarındaki farklar öğretilmemektedir.Bu nedenle de insanlarımızda ayırt edici bilinç gelişmemekte,yaşamı yönetirken de sapla saman fazlasıyla birbirine karışmaktadır.
Kötümserlik sendromu insanlarımızın genelinde olan ama yoğunluk açısından daha çok kadınlarımızda görülen yaşama olumlu bakamama kaynaklı ve iyimserlik ve yumuşaklığı yok eden bir psikolojik sorundur.İnsana verdiği en büyük zarar ümidi ve iyimserliği zayıflatması,hiç bir olumsuzluk yok iken bile kötü bir şey olacağı endişesi yaratması ve insanın yaşama karşı olumlu konumlanmasını,ümitvarlığını,esnekliğini ve iyimserliğini zayıflatmasıdır.Bu zayıflamalar insanların yaşamla ve diğer insanlarla ilişkilerine de olumsuz yansımakta,hem yaşama karşı pozitif duruşu hem de ilişkileri yönetirkenki yapıcılığı zayıflatmaktadır.İş bu noktada iken bir psikolojik sorundur ama bu yaşam algısı insanlarda bir süre devam ettikten sonra psikolojik olarak yorulmalarına,kendilerini huzurlu hissedememeye,yaşamdan keyif alamamaya,hep bir tehdit algısıyla yaşamaya ve psikolojik tükenmişliğe yol açarak bazı psikolojik hastalıkların oluşmasına sebep olmaktadır.Kötümserlik sendromu veya bir başka deyişle pesimizm depresyon,panik atak,obsesyon,anksiyete bozukluğu,tükenmişlik sendromu ve sosyal fobi,mutsuzluk sendromu,ilişki çatışmaları ve iletişim çatışmaları gibi bir dizi önemli psikoljik hastalığa zemin hazırlamaktadır.İnsanın kendini merkeze alarak yaşamasına müsaade etmemektedir.
Kötümserlik sendromu yetişme döneminde insana tohumları ekilen,bu nedenle de mizacın bir parçasına dönüşen ve insanların epey bir zaman sorun olarak algılamakta zorlandıkları bir problemdir.Bu sorunun oluştuktan sonra bireysel olarak çözülmesi mümkün değildir ve mutlaka deneyimli bir uzmandan yardım alınarak aşılması gerekir.Çünkü bu sorunun veya yol açtığı psikolojik hastalıkların çözümünde sorun karakterin içine yerleştiği için bireyin kendisi olarak yapabileceği çok fazla şey yoktur,karakter içine yerleşmiş bir yaşam algısı kaynaklı olması nedeniyle akşamdan sabaha düzelmesi de mümkün değildir.Psikolojik yardım alınarak önce sorunun farkındalığı oluşturulmalı,sonra aşama aşama önce bu kötümser yaşam algısı yumuşatılmalı,sonra da yerine doğru ve sağlıklı bir yaşam algısı yerleştirilip pekiştirilerek bu sorunun psikolojik tedavi süreci tamamlanmalıdır.Bu sorunlar psikofizyolojik dediğimiz direkt sinir sitemiyle ve bu sistemdeki herhangi bir organik bozuklukla ilgili olmadığından ve özünde yetişme tarzındaki yanlışlar nedeniyle karaktere yerleşen yanlış bir yaşam algısı nedeniyle oluştuğundan, mizaca oturan bazı negatif şartlanmalar ortadan kaldırıldığında yüzde yüz iyileşmektedir.Yeter ki doğru yerden ve gerektiği kadar yardım alınsın ve sorunun çözülmesi istensin ve çözüme sahip çıkılsın.
Lafa gelince sahiplenip övündüğümüz kültürümüzün bazı olumlu ve insancıl tarafları olmakla birlikte mutlu insan yetiştirmede önemli kısırlıklar taşıdığı bilimsel olarak incelendiğinde ortaya çıkmaktadır.Açıkçası kültürümüzün bazı yönleri yanlıştır.Bir çok psikolojik sorun gibi kötümserlik sendromu da kültürel öğretilerin baş rolü oynadığı bir sorun grubudur.İnsanlarımızı yaşamın çok renkliliğini dolayısıyla sorunu da çözümü de, acısı da tatlısı da,varlığı da darlığı da olabileceğini bilerek yetiştirmeliyiz.Onlara her olumsuzlukta çökmek veya üzülmek gibi pasif ve çözümleyici olmayan bir tepki vermek yerine sorunlarıyla mücadele etmeyi ve çözümleyici olmayı hatta çözüm için mnücadele etmekten bile keyif almayı öğretmeliyiz.
İnsanlarımız genelde çok da mücadeleci olmayan,olumsuzluklar karşısında dirençsiz ve çabuk paniğe kapılan bir yapıdadır.Aslında çabuk dağılma olarak da tanımlayabileceğimiz bu insani özellik çok çabuk yenilmişlik duygusu oluşturabilmekte ve insanları sorunlarıyla mücadele etme dirayetinden uzaklaştırmaktadır.Temelinde biraz da duygusallık ve kırılganlık özelliklerinin yattığı bu insan karakteri maalesef olumsuzluklar karşısında önce iyimserliğini,sonra mücadele kuvvetini kaybeder ve mücedale etmeden yenilmek gibi sorunlar karşısında bir zayıflık karakteri oluşturur.Dahası insanları önce yaşam kalitesi düşük hale getirir ve sonra da çöküntü halinin yarattığı psikolojik sorunlarla baş başa bırakır.
İnsanlarımız önce sorunsuz bir yaşamın olmadığını ama çözümsüz de bir sorunun olmadığını bilmeli,yaşama bakışta çözüm odaklı iyimserliği şiar edinmelidir.Sevgiyle...
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kötümserlik Çıkmazı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Namık ACAR Fotoğraf
Psk.Namık ACAR
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Namık ACAR'ın Makaleleri
► Kötümserlik Sendromu ÇOK OKUNUYOR Psk.Namık ACAR
► Duygusallık Çıkmazı Psk.Namık ACAR
► Değersizlik Çıkmazı Psk.Zeynep ÖZGÜVEN
► Antidepresan Çıkmazı Psk.Namık ACAR
► Duygusallık Çıkmazı Psk.Namık ACAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Kötümserlik Çıkmazı' başlığıyla benzeşen toplam 7 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik Bilinci Şubat 2024
► Psikolojik Sağlamlık Ocak 2024
► Kötümserlik Sendromu ÇOK OKUNUYOR Eylül 2022
► İlişki Yorgunluğu Ağustos 2022
► İlişkilerde Uyum Sağlayıcı Esneklik ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Evlilik Öncesi Desteği ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Çözüm Odaklı Olma Şubat 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:58
Top