Anksiyete Nedir? Neler Yaşarız?
Günlük yaşamımızın en önemli parçalarından biri olduklarından olsa gerek duygularımız aynı zamanda en çok müzdarip olduğumuz psikolojik sıkıntılarında kaynağıdır. Anksiyete bozuklukları genel toplum içide en sık görülen psikolojik-psikiyatrik bozukluklardandır ve sıklığı sosyoekonomik düzeyin artışı ile azalmaktadır. Ayrıca kadınların anksiyete nedeniyle tıbbi yardım arayışı erkeklere göre daha yüksektir.
Kaygı(Anksiyete) ve korku herkesin yaşadığı gündelik bir duygu olmasına rağmen kimi zaman kişilerin yardım almadan devam edemeyecekleri patolojik bir sürecin kaynağını oluşturur. Anksiyete bozuklukları organizma için tehlike içeren tanımlanabilir ya da tanımlanamaz herhangi bir durum karşısında yaşanan, gerginlik, kaçınma vb. davranışlara yola açan hoşa gitmeyen bir duygudur. Önemli bir sonucu da düşünsel veya davranışsal çabanızın, endişeyi/kaygıyı yaratan süreci sonlandırmaması nedeniyle aşırı yorgunluk ve yıpranmışlık hissidir.
Duygularımız(Emosyonlar):
‘Anksiyete’de bedensel fizyolojik (Otonomik) belirtiler nelerdir?
19. yy. sonlarına kadar bir depresif belirti olarak da görülse artık anksiyete bozuklukları başlığı altında ve depresyondan farklı değerlendirilmektedir. Tüm bu ayrı değerlendirmeye ve nörobiyolojik farklılığa rağmen OKB ile birlikte daha çok depresif belirtiler görülmektedir. Sadece obsesyonlar ya da kompulsiyonlardan muzdarip kişiler olmakla birlikte bazı kişiler hem obsesyon hem de kompulsiyonlardan şikayetçidir. Kadınlar ve erkekler farklılaşarak bazı obsesyon ve kompulsiyonlardan daha fazla muzdariptirler. Dini obsesyonlar Müslüman ve Musevi toplumlarda, diğer toplumlarda değişkenlik gösterirken, benzer oranlarda görülmektedir. Bu bulgu, OKB’NİN her ne kadar biyolojik temelleri olduğu düşünülse de sosyo-kültürel çevre tarafından biçimlenebileceği, en azından etkilenebileceğini göstermektedir.
Obsesyon (saplantı):
Gerçek bir tehdit veya sorun yokken ya da nedeni olsa bile duruma aşırı, uygunsuz olan ve kontrol edilemeyen nitelikteki endişe/kaygıyla devam eden bir sıkıntıdır. Çevrelerince “aşırı evhamlı” olarak tanınan bu kişiler çoğu zaman endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini kontrol edemez ve sakinleşemezler. Unutulmaması gereken bir konuda, geçmiş ve şu an ile ilgili yaşamlarında kötü giden bir şey olup olmadığına dair sorulara, hayır cevabını verebilmelerine rağmen kaygının kaynağının gelecekle ilgili olabileceğidir.
Psikolojik Travma: Bireyin kendisinin veya bir başkasının fiziksel bütünlüğünü tehdit eden, dehşete düşüren, çaresiz bırakan, herkes için sıkıntı kaynağı olan, olağan ya da olağandışı olayları izlemek veya yaşantılamak olarak tanımlanabilir. Önemli bir husus da travmatik olayın ardından gelen sürecin nasıl gerçekleştiğidir. İnsan eliyle oluşan travmalarda travmatik olayı gerçekleştirene ulaşabilme olanağı, travmatik olaya neden olanların cezalandırılabilmeleri, kabullenmenin daha zor olması, v.b. nedenler olayın yorumlanmasını ve dolayısıyla kişinin travmayı yaşayış şeklini değiştirir. İnsan eliyle oluşan travmalar ile doğal olayların neden olduğu travmaların yol açtığı sıkıntılar ile travmatik olayın bir kez ya da tekrar tekrar oluşu birbirinden farlı psikolojik yaşantılara neden olsa da ortak yaşantılar mevcuttur.
Sosyal Fobi[Sosyal Anksiyete Bozukluğu]
Sosyal ortamlarda, performans gerektiren durumlarda bireyin başkaları tarafından aşağılanacağına ve utanılacak biçimde davranacağına ilişkin belirgin ve inatçı bir korku duyma.
Bahsedilen durum ve duygulara eşlik eden:
Kimi özgül fobiler işlevsel sıkıntıya neden olmaz. Örneğin yılan fobisi, şehirde yaşayan birisi için hayatını devam ettirmekte soruna yol açmayacaktır.
Eğer karşımıza çıkan reel bir tehdide karşı yapılmaz ise sıkıntı oluşturabilecek yaşamsal bir görevi olan paniğin uygun olmayan zaman, mekan ve uyaranlara(içsel veya dışsal) verilmesidir. Panik atak sırasında anksiyete belirtilerinin birden başladığı ve 10 dakika içerisinde en yüksek düzeye ulaştığı yoğun bir korku ve rahatsızlık döneminin olduğu gözlenmiştir. Panik olgularında istirahat halinde kalp hızı yüksek bulunmaktadır.
Tüm bu kaygı ve korkuların daha önce belirtilen çok sayıda bedensel-fizyolojik belirtilerden bazıları ile birlikte açığa çıkacağı unutulmamalıdır. Bu belirtilerin ortaya çıkmasını engellemek veya varolan belirtilerin azalmasını sağlamak amacıyla kişinin kendisini rahatlaması, imajinasyon ve bedensel rahatlama yöntemlerini kullanmayı öğrenmesi önemlidir. Bunun için “Nefes Egzersizi ile Rahatlama” ve “Progresif Kas Gevşetme Tekniği” yazılarına bakabilirsiniz.
Kaygı(Anksiyete) ve korku herkesin yaşadığı gündelik bir duygu olmasına rağmen kimi zaman kişilerin yardım almadan devam edemeyecekleri patolojik bir sürecin kaynağını oluşturur. Anksiyete bozuklukları organizma için tehlike içeren tanımlanabilir ya da tanımlanamaz herhangi bir durum karşısında yaşanan, gerginlik, kaçınma vb. davranışlara yola açan hoşa gitmeyen bir duygudur. Önemli bir sonucu da düşünsel veya davranışsal çabanızın, endişeyi/kaygıyı yaratan süreci sonlandırmaması nedeniyle aşırı yorgunluk ve yıpranmışlık hissidir.
Duygularımız(Emosyonlar):
- Korku, rahatsızlık,
- Bunaltı,
- Varoluş kaygısı,
- Olgunlaşma süreci,
- Nevrotik çatışma,
- Kendini gerçekleştirme arzusu iken bu durumu,
‘Anksiyete’de bedensel fizyolojik (Otonomik) belirtiler nelerdir?
- Göğüs ağrısı, göğüste sıkıntı hissi,
- Titreme,
- Çarpıntı hissi,
- Sersemlik hali,
- Baş dönmesi,
- Bayılacakmış gibi hissetme,
- Kaslarda gerginlik hissi,
- Bulantı ya da karın ağrısı,
- Nefes darlığı,
- Uyuşukluk,
- Karıncalanma hissi
- Baş ağrıları,
- İrritabilite,
- Kolay yorulma.
- Gerginlik, sinirlilik hissi,
- Endişe, kaygı hali ve huzursuzluk,
- Panik hissi,
- Kendini rüyada gibi hissetme,
- Çıldırma, delirme korkusu,
- Ölme korkusu,
- Kontrolünü kaybetme korkusu,
- Uyku bozukluğu,
- Konsantrasyon güçlüğü.
- Obsesif Kompulsif Bozukluk,
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu,
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu,
- Fobik Cozukluklar [Agorafobi, özgül fobiler, Sosyal Fobi],
- Panik Bozukluk.
19. yy. sonlarına kadar bir depresif belirti olarak da görülse artık anksiyete bozuklukları başlığı altında ve depresyondan farklı değerlendirilmektedir. Tüm bu ayrı değerlendirmeye ve nörobiyolojik farklılığa rağmen OKB ile birlikte daha çok depresif belirtiler görülmektedir. Sadece obsesyonlar ya da kompulsiyonlardan muzdarip kişiler olmakla birlikte bazı kişiler hem obsesyon hem de kompulsiyonlardan şikayetçidir. Kadınlar ve erkekler farklılaşarak bazı obsesyon ve kompulsiyonlardan daha fazla muzdariptirler. Dini obsesyonlar Müslüman ve Musevi toplumlarda, diğer toplumlarda değişkenlik gösterirken, benzer oranlarda görülmektedir. Bu bulgu, OKB’NİN her ne kadar biyolojik temelleri olduğu düşünülse de sosyo-kültürel çevre tarafından biçimlenebileceği, en azından etkilenebileceğini göstermektedir.
Obsesyon (saplantı):
- Rahatsız edici, girici, sıkıntı yaratan,
- Yineleyici,
- İstek dışı ısrarlı ve zorlayıcı şekilde akla gelen,
- Kişi tarafından saçma görülen/ego-distonik, düşünce, dürtü ya da düşlemler.
- Obsesyona yanıt olarak ortaya çıkabilen
- Yineleyici,
- Aşırı ve anlamsız,
- Törensel davranışlar ya da zihinsel eylemler.
Gerçek bir tehdit veya sorun yokken ya da nedeni olsa bile duruma aşırı, uygunsuz olan ve kontrol edilemeyen nitelikteki endişe/kaygıyla devam eden bir sıkıntıdır. Çevrelerince “aşırı evhamlı” olarak tanınan bu kişiler çoğu zaman endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini kontrol edemez ve sakinleşemezler. Unutulmaması gereken bir konuda, geçmiş ve şu an ile ilgili yaşamlarında kötü giden bir şey olup olmadığına dair sorulara, hayır cevabını verebilmelerine rağmen kaygının kaynağının gelecekle ilgili olabileceğidir.
- Korku, Kaygı,
- Aşırı endişe,
- Ajitasyon,tahammülsüzlük.
- Ağrı(baş ve kas),
- Sindirim Sistemi yakınmaları,
- Konsantrasyon güçlüğü,
- Uyku bozukluğu,
- Halsizlik,
- Kolay yorulma.
Psikolojik Travma: Bireyin kendisinin veya bir başkasının fiziksel bütünlüğünü tehdit eden, dehşete düşüren, çaresiz bırakan, herkes için sıkıntı kaynağı olan, olağan ya da olağandışı olayları izlemek veya yaşantılamak olarak tanımlanabilir. Önemli bir husus da travmatik olayın ardından gelen sürecin nasıl gerçekleştiğidir. İnsan eliyle oluşan travmalarda travmatik olayı gerçekleştirene ulaşabilme olanağı, travmatik olaya neden olanların cezalandırılabilmeleri, kabullenmenin daha zor olması, v.b. nedenler olayın yorumlanmasını ve dolayısıyla kişinin travmayı yaşayış şeklini değiştirir. İnsan eliyle oluşan travmalar ile doğal olayların neden olduğu travmaların yol açtığı sıkıntılar ile travmatik olayın bir kez ya da tekrar tekrar oluşu birbirinden farlı psikolojik yaşantılara neden olsa da ortak yaşantılar mevcuttur.
- Fenomen(örn:kabuslar, flashback olarak adlandırılan yeniden yaşantılama),
- Kaçınma(olayı hatırlatacak mekan, kişi ve durumlardan uzak durmak),
- Aşırı uyarılmışlık hali(örn: irkilme, öfke).
Sosyal Fobi[Sosyal Anksiyete Bozukluğu]
Sosyal ortamlarda, performans gerektiren durumlarda bireyin başkaları tarafından aşağılanacağına ve utanılacak biçimde davranacağına ilişkin belirgin ve inatçı bir korku duyma.
Bahsedilen durum ve duygulara eşlik eden:
- Kaçma, kaçınma,
- İşlevsellikte bozulma.
Kimi özgül fobiler işlevsel sıkıntıya neden olmaz. Örneğin yılan fobisi, şehirde yaşayan birisi için hayatını devam ettirmekte soruna yol açmayacaktır.
- Durumlar/nesne/mekanlar/işlevlere karşı duyulan beklenmeyen ve aşırı korku,
- Korkulan durumun tehlikesiz olduğu bilinir,
- Açıklanamaz ve istemli olarak denetlenemez,
- Kaçınmaya yol açar.
Eğer karşımıza çıkan reel bir tehdide karşı yapılmaz ise sıkıntı oluşturabilecek yaşamsal bir görevi olan paniğin uygun olmayan zaman, mekan ve uyaranlara(içsel veya dışsal) verilmesidir. Panik atak sırasında anksiyete belirtilerinin birden başladığı ve 10 dakika içerisinde en yüksek düzeye ulaştığı yoğun bir korku ve rahatsızlık döneminin olduğu gözlenmiştir. Panik olgularında istirahat halinde kalp hızı yüksek bulunmaktadır.
- Bayılma hissi
- Ölüm korkusu
- Göğüste ağrı
- Otonomik belirtiler
- Solunum belirtileri
- Baş dönmesi,
- Depersonalizasyon(kendine yabancılaşma.)
Tüm bu kaygı ve korkuların daha önce belirtilen çok sayıda bedensel-fizyolojik belirtilerden bazıları ile birlikte açığa çıkacağı unutulmamalıdır. Bu belirtilerin ortaya çıkmasını engellemek veya varolan belirtilerin azalmasını sağlamak amacıyla kişinin kendisini rahatlaması, imajinasyon ve bedensel rahatlama yöntemlerini kullanmayı öğrenmesi önemlidir. Bunun için “Nefes Egzersizi ile Rahatlama” ve “Progresif Kas Gevşetme Tekniği” yazılarına bakabilirsiniz.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Anksiyete Nedir? Neler Yaşarız?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Özgür Duran YURTSEVER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Özgür Duran YURTSEVER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.