Tüp Bebek Tedavisi ve Psikoloji
Tüp bebek tedavisi son yıllarda yüz güldüren başarı oranı yüksek bir tedavi örneğidir. Ancak bu başarıyı yakalamak kendinizi emanet ettiğiniz hekimlerin doğru seçimler oluşuyla ve daha da önemlisi karı/koca olarak bu tedaviyi nasıl göğüslediğinizle de çok yakından alakalıdır. Öncelikle bu sürecin uzun ve birazda yorucu olabileceğini kabul etmek ve buna rağmen el birliği ile sonuca daha kolay ulaşılacağını bilmek çok önemlidir.
Tedaviye başlayan çiftler öncelikli olarak kendilerini bekleyen süreçle ilgili olarak bilgilenmek isterler ve genellikle hekimleri ne kadar bilgi verirse versin yine de ekstra bir öğrenme çabası içerisine girerler. Bu çaba genellikle internetten araştırma ve tüp bebek tedavisi gören çiftlerle görüşmek şeklinde olur. Her iki öğrenmenin de kendi çapında doğru ve yanlışları vardır. İnternette bilimsel makaleler ya da uzman kişilerin gerçek paylaşımları haricinde yanlış yönlendiren sitelere de denk gelebilirsiniz. Aynı şekilde başka bir tüp bebek tedavisi gören kişinin size vereceği bilgiler tamamen kendine has bilgiler olabilir ki sizin vücudunuzun ve tedavi şeklinizin onunkiyle tıpatıp aynısı olması beklenemez. Yani onun çocuğu olmadıysa sizin de olmaz düşüncesine kapılmanıza sebep olabilir. Sürecin doğru işlemesi açısından bilgilenmek önemlidir ancak doğru kaynaklardan olması daha da önemlidir. Örneğin USG ile ilgili Internet araştırmanızda deneyimlerini paylaşan kadınların bir çocuğunun “acılı bir işlem” , “ hayatımın en kötü tecrübesi gibi” olumsuz cümlelerini okuyabilirsiniz. Oysa ki bir takım aletlerle rahim ağzına kadar vajenden geçilmesi ve içeriye bir sıvının enjekte edilerek rahim ve yumurtalıkların filminin çekilmesi anlamına gelen USG işlem sırasında rahat olmayı gerektirir. Zaten işlem öncesi açılma yapacak bir iğne ve bir ağrı kesici ile süreç epey kolaylaştırılır. Tüp bebek tedavisinin tüm aşamalarının başarısına katkısında olduğu gibi, USG deneyiminde de kendinizi psikolojik olarak hazırlamanız ve rahat olmanız işlemin bir o kadar kolay gerçekleştirilmesine katkı sağlar. Anlaşılacağı üzere kotu deneyimleri okumanın size yardımı olmaz, aksine yanıltıcı olur.Aynı zamanda tedavi süresince algıda seçicilik dediğimiz bir duruma rastlanabilir, yanı kafanızı her çevirdiğiniz yerde eli bebekli bir aileye yada TV de sürekli bebeklerle ilgili yayınlara denk geldiğinizi düşünebilirsiniz. Bu sızın kendi durumunu sürekli çek etmenize, arada unuttuğunuz kaygılarınızı canlandırıp hüzünlenmenize kapı aralayabilir. Gayet normal bir durumdur. Ancak bunu tersine çevirmek yine sızın elinizdedir. Mümkün olduğunca pozitif konuşan ve bebek sahibi olmuş tedavileri okumak ya da dinlemek diğerine göre daha olumlu sonuçlar doğurur.
Konuyu derinlemesine anlama çabasından hemen sonraki aşamada özellikle ilk kez tedavi görecek çiftlerde, kadın da biraz daha fazla olmak üzere duygusal bir sürecin ilk adımları atılmıştır. Çünkü normal yollardan ebeveyn olamayacaklarını anlayan çift için sürecin sonucu net olarak belli değildir. Bebek olabilir de, olmayabilir de. Buda kaygıyı beraberinde getirir.
- Ya tutmazsa, ya hiç bebeğim olmazsa!
- Ya anneliği tadamazsam! Ya da eşime babalık veremezsem?
- Ya eşim beni boşarsa!
- Aile büyükleri ne der? Çevre ne der? Vb. gibi düşüncelerle birlikte günlük yaşantının düzenini bozabilecek uyku ve yeme bozuklukları, dalgınlıklar, ağlama isteği, umutsuzluk vb. depresyon belirtileri görülebilir. Bunlara ek olarak;
- Bazı tetkiklerin uzun sürmesi,
- Gün içerisinde hastanede uzun zaman geçirmek,
- Bazı işlemlerin kadın için zorlayıcı olması ( yumurtaların toplanması, simir testi yapılması vb. gibi vajinal işlemler )
- Yumurta çoğaltıcı ve çatlatıcı iğneler, kan sulandırıcıların kullanımı
- Belirlenen günlerde cinsel ilişkiye girme zorunluluğu vb durumlar yılgınlık hissetmeye neden olabilir. Bu yılgınlıklar eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerine de sirayet edebilir. Düşen tolere edebilme düzeyleri aile içi iletişimi sağlıksız yönde etkileyebilir. Oysaki eşler arasındaki işbirliği tedavi süresince karşılaşılacak zorlukları birlikte atlatmada kolaylık sağlayacak en önemli unsurdur. Özellikle;
- Çocuğunuz olmuyor mu?
- Niye yapmıyorsunuz?
- Kısır mısın? Sorun sende mi? Eşinde mi?
- Tedavi görüyormusunuz? Gibi sözel ifadelerin yanında, üzgün bakışlar ya da ufak dedikoduların varlığı ile baş gösteren sosyal çevre baskısını da göz önüne alırsak çiftlerin birbirlerine olan muhabbetlerinin, sevgi ve güveninin önemini bir kez daha anlamış oluruz.
Bir diğer ilişki yıpratıcı etken de bebek sahibi olamamanın nedenini çarpıtmaktır.
- Kesin nazar değdi!
- Birisi büyü yaptı o yüzden olmuyor! Gibi düşüncelerin itişiyle girişeceğiniz her türlü işlem süreci zorlaştırmanın yanı sıra yıpratıcı etkisini karı/koca ilişkisinde hemen gösterecektir. Bu tip arayışlar içerisine girmektense, bazı sorunların varlığını gözlemlediğinizde tüp bebek tedavisi yöntem ve sürecini bilen bir aile danışmanından yardım almak, evlilik birliğinin devamı ve sürecin kolay atlatılması için önemlidir. İşte o iletişimi etkileyen nedenlerden bazıları;
- Diğer eşi sorumlu tutmak, kızmak, kusurun onda olduğunu vurgulamak,
- Sorunun varlığını inkar etmek veya tedaviyi reddetmek,
- Aldatmak veya terk etmek imasında bulunmak,
- Muska, büyü gibi yöntemleri denemeye zorlamak,
- “Soyu bozuk, zürriyetsiz” vb hakaretlere mağruz kalmak,
- Kuma ile tehdit edilmek veya zorlanmak,
- Tedavi süreci ve evlilik ile ilgili eşle değil başkalarıyla konuşmak,
- Tamamen ilgisiz ve duyarsız olmak,
- Başkalarının yanında irite edilmek ya da aşağılanmak,
- Aile büyüklerinin çift istemediği halde müdahalesi,
- Cinsel hayatın sekteye uğraması ile eşler arasındaki soğukluk,
- Tıbbi olmayan başka uygulamalara zorlanmak(hekimlerin önermediği ot tedavileri, hekim olmayan kişilerden tıbbi olduğu iddia edilen yardımlar almak)
- Yersiz şakalara ve alaylara mağruz kalmak,
- Tedavi sırasında sosyal hayatı sonlandırmak,
- Yetersiz bir kadın ya da erkek olduğu hissini yaşamak,
- Çevredeki insanların hakkınızda kötü düşündüğünü varsaymak,
- Bir denemeden sonra çocuk sahibi olamamak,
- Yüksek tedavi masrafları ile gelen kaygılar,
Unutmayalım ki tüp bebek tedavisi umutlu olmayı, sabrı ve emeği gerektiren bir süreçtir ve bu süreci yalnızca bir tarafın yüklenmesi beklenemez. Çiftlerin bir ekip gibi hareket etmesi, durumun kimsenin suçu olmadığını, bu süreçte bazı sıkıntıların yaşanabileceğini, birbirini kırmaktan veya üzmekten ziyade olumlu düşüncenin sonuca büyük yararının olduğunu bilmesi önemlidir. Yapılan araştırmalar stresin kısırlıkta, kısırlığında streste büyük etken olduğunu vurgular. O yüzden bu kısır döngüyü kırmakta büyük görev erkeğe düşer. Tüp bebek tedavisi ister erkek nedenli ister kadın nedenli olsun, her türlü kadının bedeninde ve ruhunda daha fazla etkisi olan bir işlemdir. Bu yüzden kadının gebe kalma ve canlı doğum oranlarını arttırmak için mümkün olduğunda çiftler arasındaki çatışmaların azaltılması gerekir.
Bilmelisiniz ki büyük ihtimalle siz de bir bebek sahibi olacaksınız. O yüzden çocuğunu elinize aldığınızda geçmişe dair hatırlayacağınız her şeyin olumlu olduğuna emin olmanız ilerideki aile yaşamınızın mutluluğu için elzemdir.
Tedaviye başlayan çiftler öncelikli olarak kendilerini bekleyen süreçle ilgili olarak bilgilenmek isterler ve genellikle hekimleri ne kadar bilgi verirse versin yine de ekstra bir öğrenme çabası içerisine girerler. Bu çaba genellikle internetten araştırma ve tüp bebek tedavisi gören çiftlerle görüşmek şeklinde olur. Her iki öğrenmenin de kendi çapında doğru ve yanlışları vardır. İnternette bilimsel makaleler ya da uzman kişilerin gerçek paylaşımları haricinde yanlış yönlendiren sitelere de denk gelebilirsiniz. Aynı şekilde başka bir tüp bebek tedavisi gören kişinin size vereceği bilgiler tamamen kendine has bilgiler olabilir ki sizin vücudunuzun ve tedavi şeklinizin onunkiyle tıpatıp aynısı olması beklenemez. Yani onun çocuğu olmadıysa sizin de olmaz düşüncesine kapılmanıza sebep olabilir. Sürecin doğru işlemesi açısından bilgilenmek önemlidir ancak doğru kaynaklardan olması daha da önemlidir. Örneğin USG ile ilgili Internet araştırmanızda deneyimlerini paylaşan kadınların bir çocuğunun “acılı bir işlem” , “ hayatımın en kötü tecrübesi gibi” olumsuz cümlelerini okuyabilirsiniz. Oysa ki bir takım aletlerle rahim ağzına kadar vajenden geçilmesi ve içeriye bir sıvının enjekte edilerek rahim ve yumurtalıkların filminin çekilmesi anlamına gelen USG işlem sırasında rahat olmayı gerektirir. Zaten işlem öncesi açılma yapacak bir iğne ve bir ağrı kesici ile süreç epey kolaylaştırılır. Tüp bebek tedavisinin tüm aşamalarının başarısına katkısında olduğu gibi, USG deneyiminde de kendinizi psikolojik olarak hazırlamanız ve rahat olmanız işlemin bir o kadar kolay gerçekleştirilmesine katkı sağlar. Anlaşılacağı üzere kotu deneyimleri okumanın size yardımı olmaz, aksine yanıltıcı olur.Aynı zamanda tedavi süresince algıda seçicilik dediğimiz bir duruma rastlanabilir, yanı kafanızı her çevirdiğiniz yerde eli bebekli bir aileye yada TV de sürekli bebeklerle ilgili yayınlara denk geldiğinizi düşünebilirsiniz. Bu sızın kendi durumunu sürekli çek etmenize, arada unuttuğunuz kaygılarınızı canlandırıp hüzünlenmenize kapı aralayabilir. Gayet normal bir durumdur. Ancak bunu tersine çevirmek yine sızın elinizdedir. Mümkün olduğunca pozitif konuşan ve bebek sahibi olmuş tedavileri okumak ya da dinlemek diğerine göre daha olumlu sonuçlar doğurur.
Konuyu derinlemesine anlama çabasından hemen sonraki aşamada özellikle ilk kez tedavi görecek çiftlerde, kadın da biraz daha fazla olmak üzere duygusal bir sürecin ilk adımları atılmıştır. Çünkü normal yollardan ebeveyn olamayacaklarını anlayan çift için sürecin sonucu net olarak belli değildir. Bebek olabilir de, olmayabilir de. Buda kaygıyı beraberinde getirir.
- Ya tutmazsa, ya hiç bebeğim olmazsa!
- Ya anneliği tadamazsam! Ya da eşime babalık veremezsem?
- Ya eşim beni boşarsa!
- Aile büyükleri ne der? Çevre ne der? Vb. gibi düşüncelerle birlikte günlük yaşantının düzenini bozabilecek uyku ve yeme bozuklukları, dalgınlıklar, ağlama isteği, umutsuzluk vb. depresyon belirtileri görülebilir. Bunlara ek olarak;
- Bazı tetkiklerin uzun sürmesi,
- Gün içerisinde hastanede uzun zaman geçirmek,
- Bazı işlemlerin kadın için zorlayıcı olması ( yumurtaların toplanması, simir testi yapılması vb. gibi vajinal işlemler )
- Yumurta çoğaltıcı ve çatlatıcı iğneler, kan sulandırıcıların kullanımı
- Belirlenen günlerde cinsel ilişkiye girme zorunluluğu vb durumlar yılgınlık hissetmeye neden olabilir. Bu yılgınlıklar eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerine de sirayet edebilir. Düşen tolere edebilme düzeyleri aile içi iletişimi sağlıksız yönde etkileyebilir. Oysaki eşler arasındaki işbirliği tedavi süresince karşılaşılacak zorlukları birlikte atlatmada kolaylık sağlayacak en önemli unsurdur. Özellikle;
- Çocuğunuz olmuyor mu?
- Niye yapmıyorsunuz?
- Kısır mısın? Sorun sende mi? Eşinde mi?
- Tedavi görüyormusunuz? Gibi sözel ifadelerin yanında, üzgün bakışlar ya da ufak dedikoduların varlığı ile baş gösteren sosyal çevre baskısını da göz önüne alırsak çiftlerin birbirlerine olan muhabbetlerinin, sevgi ve güveninin önemini bir kez daha anlamış oluruz.
Bir diğer ilişki yıpratıcı etken de bebek sahibi olamamanın nedenini çarpıtmaktır.
- Kesin nazar değdi!
- Birisi büyü yaptı o yüzden olmuyor! Gibi düşüncelerin itişiyle girişeceğiniz her türlü işlem süreci zorlaştırmanın yanı sıra yıpratıcı etkisini karı/koca ilişkisinde hemen gösterecektir. Bu tip arayışlar içerisine girmektense, bazı sorunların varlığını gözlemlediğinizde tüp bebek tedavisi yöntem ve sürecini bilen bir aile danışmanından yardım almak, evlilik birliğinin devamı ve sürecin kolay atlatılması için önemlidir. İşte o iletişimi etkileyen nedenlerden bazıları;
- Diğer eşi sorumlu tutmak, kızmak, kusurun onda olduğunu vurgulamak,
- Sorunun varlığını inkar etmek veya tedaviyi reddetmek,
- Aldatmak veya terk etmek imasında bulunmak,
- Muska, büyü gibi yöntemleri denemeye zorlamak,
- “Soyu bozuk, zürriyetsiz” vb hakaretlere mağruz kalmak,
- Kuma ile tehdit edilmek veya zorlanmak,
- Tedavi süreci ve evlilik ile ilgili eşle değil başkalarıyla konuşmak,
- Tamamen ilgisiz ve duyarsız olmak,
- Başkalarının yanında irite edilmek ya da aşağılanmak,
- Aile büyüklerinin çift istemediği halde müdahalesi,
- Cinsel hayatın sekteye uğraması ile eşler arasındaki soğukluk,
- Tıbbi olmayan başka uygulamalara zorlanmak(hekimlerin önermediği ot tedavileri, hekim olmayan kişilerden tıbbi olduğu iddia edilen yardımlar almak)
- Yersiz şakalara ve alaylara mağruz kalmak,
- Tedavi sırasında sosyal hayatı sonlandırmak,
- Yetersiz bir kadın ya da erkek olduğu hissini yaşamak,
- Çevredeki insanların hakkınızda kötü düşündüğünü varsaymak,
- Bir denemeden sonra çocuk sahibi olamamak,
- Yüksek tedavi masrafları ile gelen kaygılar,
Unutmayalım ki tüp bebek tedavisi umutlu olmayı, sabrı ve emeği gerektiren bir süreçtir ve bu süreci yalnızca bir tarafın yüklenmesi beklenemez. Çiftlerin bir ekip gibi hareket etmesi, durumun kimsenin suçu olmadığını, bu süreçte bazı sıkıntıların yaşanabileceğini, birbirini kırmaktan veya üzmekten ziyade olumlu düşüncenin sonuca büyük yararının olduğunu bilmesi önemlidir. Yapılan araştırmalar stresin kısırlıkta, kısırlığında streste büyük etken olduğunu vurgular. O yüzden bu kısır döngüyü kırmakta büyük görev erkeğe düşer. Tüp bebek tedavisi ister erkek nedenli ister kadın nedenli olsun, her türlü kadının bedeninde ve ruhunda daha fazla etkisi olan bir işlemdir. Bu yüzden kadının gebe kalma ve canlı doğum oranlarını arttırmak için mümkün olduğunda çiftler arasındaki çatışmaların azaltılması gerekir.
Bilmelisiniz ki büyük ihtimalle siz de bir bebek sahibi olacaksınız. O yüzden çocuğunu elinize aldığınızda geçmişe dair hatırlayacağınız her şeyin olumlu olduğuna emin olmanız ilerideki aile yaşamınızın mutluluğu için elzemdir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Tüp Bebek Tedavisi ve Psikoloji" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Sevde ŞİŞMAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Sevde ŞİŞMAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
tüp bebek, tüp bebek psikolojisi, tüp bebek zorlukları, tüp bebek süreci, tüp bebek sürecinde psikoloji
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
