2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Özgüven Eksikliği
MAKALE #17058 © Yazan Psk.Namık ACAR | Yayın Ağustos 2016 | 6,066 Okuyucu
Bir bireyin başarmak itediği şeylerle ilgili olarak kendisine yeterince güvenmeyişine "ögüven eksikliği" diyoruz.Özgüven eksikliği kişilik gelişimiyle,aile yapısıyla,yetişme tarzıyla ve toplumsal kültürle yoğun bağları olan bir sorundur ve ülkemizde yaygındır.Özgüven eksikliğinin ortaya çıkmasında en belirleyici olan aile yapısı ve yetişme tarzıdır.Halen de ülkemizde yaygın bir aile korumacılığı ve bunun çocuk için yarattığı özgürlük yetersizliği bir çok psikolojik sorunun sebep olma kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özgüven eksikliği çok uçlu bir sorundur.Bağımsız birey olma,karar alma,girişimde bulunma ve sosyalleşme süreçlerini oldukça baskın bir şekilde etkilememktedir.Dolayısıyla bu sorunu yaşayan insanlar yaşamlarının evlilik,iş yaşamı ve sosyal yaşam dahil bir çok parametresinde tıkanmalar,kısırlıklar ve çekingenlikler yaşamaktadırlar.Özgüven eksikliği literatür değerlendirmelerine göre aslında bir kişilik gelişimi bozukluğudur.Dolayısıyla bu sorunun kaynağını da aile yapısında ve yetişme tarzında aramak en doğrusu olacaktır.
Aile tutumlarındaki yanlış anlaşılsın diye 1970'li yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde yapılan bir bilimsel araştırmaya değinmeyi faydalı buluyorum.Bu bilimsel araştırma daha çok anne-baba tutumları ve yaklaşımları ile ilgili bir araştırmadır ve araştırmada anne ve babalara sorulan sorulardan birisi de "ileride çocuğunuzu nasıl görmek istersiniz" sorusudur.Bu soruya Batı'lı aileler "ileride çocuğumu kendini gerçekleştirmiş,özgüvenli ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir birey olarak görmek isterim" cevabını verirler.Türkiye'li anne ve babalar ise aynı soruya "ileride çocuğumu söz dinleyen,ailesine bağlı,ailesiyle yakın yaşayan evlatlar olarak görmek isterim" cevabını verirler.Zaten buradan ülke olarak bireyi ne kadar ıskaladığımız,çocuklarımızın bağımsız birey olmasına ne kadar uzak durduğumuz netçe ortaya çıkmaktadır.Tüm bunların yanında çocukluk dönemi kişilik gelişiminde ailenin çocuğunu takdir etmesi,onure etmesi oldukça önemlidir.Ancak geleneksel aile yapımızda çocuklara aile büyüklerinin yansıttığı daha çok " sen sus,sen küçüksün,senin aklın ermez" şeklinde bastırıcı yaklaşımlardır.Dolayısıyla bir çocuğumuz bu aile yapısı ve yaklaşımı içerisinde bireyin önemi keşfedilmeden yetiştirilmektedir.Buna bir de anne ve babaların ileride çocuklarına kendilerini baktırma isteği nedeniyle onların tam bağımsız bireyler olarak yetişmelerini istememek cinliği eklenince ortaya geniş çaplı bir özgüven eksikliği sorunu ve bunu yaratan bir dizi parametre çıkmaktadır.
Unutmayalım ki insanlar karar alma becerileri,kararlarını hayata geçirme tutarlılıkları ile doğru orantılı bir yaşam başarısı ve yaşam kalitesi sağlarlar.Özgüven eksikliği ise kendini gerçekleştirememe,ne istediğini belirleyememe ve bağımlılık içeren bir psikolojik gelişim sorunudur.Örneğin ülkemizde bir çok aile çocuklarının eş seçimine,meslek seçimine müdahele ederler.Oysa o işle de eşle de yaşayacak olan bireyin kendisidir ve seçimi kendisinin yapması en temel insan haklarından birisidir.Ama ülkemizde bir çok aile maalesef çocuklarının üzerindeki gölgelerinin onlar büyüseler bile kalkmasını istemezler ve onları etkilemeye devam etmek anlayışındadırlar.Bir kere anne ve babalığın işlevi çocuğunun adına karar almak değildir.Olsa olsa çocuğu karar süreçlerinde kendilerine danışırsa ona yol gösterici olmakla yetinilmesi gerekir.Kaldı ki anne babaların elinde ömrünün sonuna kadar evlatlarının başında olacağına dair ömür garantisi de yoktur.Şu yıllarda Türkiye sancılı bir geçiş dönemi yaşamaktadır.Birey yeni yeni keşfedilmeye başlanmış ama henüz eski alışkanlıklar adamakıllı aşılamamıştır.Ama daha iyiye doğru bir gelişmenin işaretleri vardır.Fakat bu olumlu yöndeki değişimin kökleri çok yeni zamanlara dayanmaktadır ve henüz derinleştiği söylenemez.Örneğin artık her şehirde üniversite kurulmasıyla birlikte ailelerin hatırı sayılır ekseriyeti çocuklarının aynı şehirden üniversite tercihi yapmasını sitemektedir.Oysa yaşadığı şehirden o çocuk alacağını almıştır ve artık bir başka şehirde kendisiyle baş başa kalarak üniversite okuması onun kişilik gelişimine oldukça önemli katkı sağlayacaktır.Mesela halen evlatlarıyla evlendiğinde aynı apartmanda oturmak ve bir arada olmak isteyen aileler çoğunluktadır.Bu biraz da kültürümüzde büyüklerin ipleri hep elinde tutmak isteme hastalığı ile doğrudan alakalıdır.
Özgüven eksikliğinin en büyük ıstrabı evlilik yaşamında,iş yaşamında ve sosyal yaşamda kendisini gösterir.Özgüven eksikliği yaşayan bir birey evlendiğinde eşini ve evliliğini sahiplenmede yetersiz kalabiliyor,eşine yeterince güven veremiyor ve evliliğinde bir süre sonra önemli tıkanmalarla baş başa kalabiliyor.İş yaşamında ise özgüvensiz insanlar kendisini ifade etmede,iletişim kurmada ve performansta önemli yetrsizlikler yaşayabiliyor ve yeterince başarılı olamıyor.Sosyal yaşamda ise iletişim kurmada,kendini ifade etmede,yeni bir ortama çabuk adapte olmada ciddi zorluklar yaşayabiliyorlar ve zamanla sosyal hayattan çekilme eğilimine girebiliyorlar.Hatırlatmalıyım ki "ben olmadan biz olunmaz".Özgüven eksikliği insanlara en çok darbeyi ben olabilmeleri noktasından vurur.Ben olabilmiş bir insan net çizgilere oturmuş bir insandır ve retleri ve kabulleri belirlenmiştir.ben olmada kısırlığa düşmüş insanlarda ise çizgiler henüz netleşmemiştir,bu nedenle kendini gerçekleştirmenin gerçekleşmemesinin yarattığı hayata dair tüm zorluklar ve belirsizlikler kendisini beklemektedir.Bu arada net bir vurguyla özgüven eksiklğinin zamanla "ben olamama" sorununa dönüştüğüve yaşamı bir çok kaosa açık hale getirdiği unutulmamalıdır.
Aslında insanların çocuk yaşlarından itibaren aileleri tarafından yaşına uygun kararlar vermesine,kendisini ifade etmesine,itirazlarını dillendirmesine imkan verilmeli ve çocuk dominant aile tutumuyla yetiştirilmemelidir.Ergenlikle birlikte sosyalleşmesinin önü açılmalı,belirli sınırlar konularak bir özgürlük alanı oluşturulmalı ve hareket kabiliyeti kazanması sağlanmalıdır.Bir de karar alması ve kararlarını uygulaması önemsenmeli,bireysel iradesi desteklenmelidir.Zaten başımıza ne geliyorsa alışkanlıklarını terketmeyen, yanlış ve yetersiz dominant aile tutumları nedeniyle gelmektedir.Evet Türkiye toplumu bireyi henüz yeni yeni keşfetmeye başlamış ve bireyselleşmede rötarlı bir toplumdur.Bunda duygu,alışkanlık ve gelenek toplumu olmamızın etkisi büyüktür.Akıl ve bilgi yaşamımızda daha egemen olmaya başladıkça bu sorunlarda bir azalma eğilimi yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır.Ama henüz katedilecek çok yolumuz olduğu da unutulmamalıdır.özellikle duygularımızı yoğun kullanmamızın neden olduğu bir dizi psikolojik sorun vardır.Bu sorunlar aslında mantık ve bilgi toplumuna dönüşüm gerçekleştiğinde büyük ölçüde kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Özgüven eksikliği yukarıda da açıklamaya çalıştığımız gibi bir yetişme tarzı sorunudur.daha çok yanlış ve korumacı yetiştirme nedeniyle ortaya çıkar ve kimsenin de tapulu mülkü değildir.yaşam kalitesini aşırı düşüren bu sorun daha öncce de bahsettiğimiz gibi aslında bir kişilik gelişimi sorunudur ve istenilirse esasen çözümü vardır.Bu sorunun çözümü bireylerin kişisel gayretleriyle olabilecek şey değildir.Çünkü burada oturmuş bir kişilik gelişimi yanlışının köklerinin kazınarak düzeltilmesi gerekmektedir.Bunun için de psikolojik destek almak gereklidir.bencil olmayın ama bensiz de kalmayın.Sevgiyle...
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Özgüven Eksikliği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Namık ACAR Fotoğraf
Psk.Namık ACAR
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Namık ACAR'ın Makaleleri
► Özgüven Eksikliği Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Özgüven Eksikliği Psk.Gülşah PINAROĞLU
► Dislekside Özgüven Eksikliği Psk.Betül BULUT
► Çocuklarda Özgüven Eksikliği Psk.Selfinaz DURSUN YAŞAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Özgüven Eksikliği' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik Bilinci Şubat 2024
► Psikolojik Sağlamlık Ocak 2024
► Kötümserlik Sendromu ÇOK OKUNUYOR Eylül 2022
► İlişki Yorgunluğu Ağustos 2022
► İlişkilerde Uyum Sağlayıcı Esneklik ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Evlilik Öncesi Desteği ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Çözüm Odaklı Olma Şubat 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:55
Top