Cinsel Bozukluklar
Kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın her üç kişinin en az birinin yaşamlarının herhangi bir dönemlerinde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığı düşünülmektedir. Bu verilerin temelde alan çalışmalarıyla elde edildiği düşünüldüğünde aslında oranın daha yüksek olabileceği varsayılmaktadır. Cinsel işlev bozukluklarının hem organik hem de psikolojik nedenlerinin olduğu düşünülmektedir. Çoğu zaman bu psikolojik ve organik nedenler sorunun ortaya çıkmasında beraberce rol alırlar. Bazen sorun bedensel ya da ilaç kullanımı gibi çeşitli organik nedenlerle ortaya çıksa bile, bir süre sonra psikolojik etkenler de tabloya eklenebilmekte ve durumu daha da içinden çıkılamaz hale getirebilmektedir.
Hastalar işlev bozukluklarını hekime söylemekde zorlanırlar. Buna karşın bireyin bunu kabul edip yardımı kabul etmesiyle hızlı bir şekilde tedavi süreci başlar. Bilinenin aksine cinsel terapiler de başarı oranı diğer terapilere göre daha yüksektir.
Cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda rol oynayan psikolojik nedenlerden bazıları şunlardır:
— Cinsel deneyim eksikliği
— Cinsel eğitimsizlik ve bilgisizlik
— Cinsel yaşama dair yanlış inanışlar,
— Katı dini ve ahlaki inanışlar
— Negatif beden imajı ve düşük benlik saygısı
— Kadın/erkek rollerine dair yanlış inanışlar,
— Cinsel taciz ve travmalar
— Edilgenlik,
— Eşler arasında sorunlar
— Babayla veya anneyle ilişkide sorunlar.
— Maskelenmiş parafililer (cinsel sapkınlıklar)
Cinsel bozukluklar
—Cinsel İşlev Bozukluklar
—Cinsel İstek Bozuklukları
—Cinsel Uyarılma Bozuklukları
—Orgazmla İlgili Bozukluklar
—Cinsel Ağrı Bozuklukları
—Madde Kullanımının Yol Açtığı Cinsel İşlev Bozuklukları
—Parafililer
—Cinsel Kimlik Bozukluğu tanıları altında sınıflandırılır
Bu başlık altında;
1-Cinsel İşlev Bozuklukları,
2- Parafililer
3- Cinsel Kimlik Bozuklukları incelenir.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI:
Cinsel işlev bozuklukları, biyolojik sorunların bir belirtisi olabildiği gibi, ruhsal ve kişilerarası sorunların bir sonucu ya da her ikisinin bir arada bulunması sonucu görülebilir. Cinsel işlev, herhangi bir stres, emosyonel bozukluklar ya da cinsel işlev ve fizyolojinin iyi bilinmemesi ile olumsuz olarak etkilenebilir. İşlev bozuklukları, ömür boyu görülebileceği gibi, normal işlevin bulunduğu bir dönemin ardından gelişen yani sonradan oluşmuş olabilir. Ya da yaygın tip olabileceği gibi, bir özel durumla ya da cinsel partnerle sınırlı olan durumsal tip olabilir. Psikolojik etkenlerden dolayı ortaya çıkabildiği gibi, bileşik etkenler sonucu ortaya çıkabilir. Otuzlu yaşlardan sonra görülme olasılığı daha yüksektir.
CİNSEL UYARILMA BOZUKLUKLARI
Kadında Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Sürekli ya da tekrarlayıcı biçimde, cinsel uyarılmanın olmaması ya da uyarılmanın cinsel eylem bitinceye kadar sürdürülememesi durumudur. Bozukluk, önemli sıkıntı ve kişilerarası ilişkilerde güçlüklere yol açar.
Erkekte Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Sürekli ya da tekrarlayıcı bir biçimde, yeterli bir ereksiyon (serleşme) sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene kadar sürdürememe durumudur. Organik kökene bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi psikolojik etkenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilmektedir. Genellikle uykuda serleşme, iktidarsızlığın organik kökenli olmayıp psikolojik olduğunun göstergesidir. İmpotansın psikolojik nedenleri arasındaki çözümlenmemiş ödipal çatışmaların olabileceği düşünülür.Uyarılma bozukluk, cinsel partnerler arasındaki anlaşmazlıklar sonucu da ortaya çıkabilir.
ORGAZMLA İLGİLİ BOZUKLUKLAR
Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma): Sürekli veya tekrarlayıcı olarak, erkeğin isteğinden önce boşalma ve orgazma ulaşmasıdır. Genç erkekler arasında ve yeni cinsel partnerli erkeklerde yaygındır. Gençlikteki, ilk cinsel deneyimlerdeki olumsuzluklardan gelişebilir.
Erkekte Orgazm Bozukluğu: Burada, cinsel birleşme sırasında güçlükle boşalmaya ulaşma ya da hiç ulaşama söz konusudur. Bazı organik nedenlere bağlı olarak gelişe bildiği gibi psikopatolojik nedenlere bağlı olarak da gelişebilir
Kadında Orgazm Bozukluğu: Normal bir cinsel uyarıma fazını takiben orgazmın sürekli ve tekrarlayıcı olarak gecikmesi veya olmaması halidir. Kadında orgazm bozukluğunda, cinsel partneri tarafından reddedilme, erkeklere karşı düşmanlık hisleri, gebe kalma korkusu, cinsel dürtüleri hakkında suçluluk duyguları ya da evlilik çatışmaları psikolojik etkenler olarak sayılabilir.
CİNSEL AĞRI BOZUKLUKLARI
VAGİNİSMUS
Vajinanın, üçte birlik dış kısmının, cinsel birleşme esnasında penisin girişine izin vermeyecek ölçüde kasılması durumudur. Tanının konması için bozukluğun ya sürekli ya da yineleyici bir biçimde görülmesi gerekir. Daha çok yüksek sosyoekonomik gruptan kadınlarda görüldüğü bildirilmiştir. Bir seksüel sarsıntı, cinsel tecavüz ve çocuklukta cinsel kötüye kullanım bu rahatsızlığı ortaya çıkarabilir. Cinselliği bir günah olarak gören sıkı dinsel eğitim alan kadınlarda ve ayrıca ilk gece ile ilgili olumsuz anlatımlar sonucu daha sık görüldüğü vurgulanmaktadır. Bazen yıllarca devam etmektedir.
DİSPARONİ
Disparano, cinsel birleşme öncesinde, esnasında veya sonrasında görülen cinsel bölge ile ilgili ağrıları tanımlar. Sürekli ve yineleyici bir biçimde görülmesi ile karakterizedir. Başka deyişle, bu ağrılar, bedensel bir bozukluk sonucu ortaya çıkmamış olmalıdır. Cinsel tecavüze ya da çocukluğunda cinsel kötüye kullanıma maruz kalmış kadınlarda kronik pelvis (leğen kemiği) ağrısı yaygındır. Ağrılı cinsel birleşme, gerginlik ve kaygı sonucu ortaya çıkabilir. Disparoni erkeklerde nadir görülür ve genellikle organik bir durumla ilgilidir.
MADDE KULLANIMININ YOL AÇTIĞI CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI:
Madde kullanımının ya da kullanılan maddenin kesilmesiyle ortaya çıkan cinsel işlev bozukluklarıdır. Bazı maddeler cinsel performansı başta artırabilir fakat sürekli kullanımı, orgazm, sertleşme ve boşalma kapasitesini düşürür. Kulaktan dolma bilgilerle ayrıca bazı ilaçların yan etkilerini bu amaçla kullanma bazen telafisi güç sorunlara neden olabilir.
PARAFİLİLER:
Bu bozuklukta, normalden sapma, garip cinsel dürtüler, fanteziler, uygulamalar görülür. Çocuklukta cinsel kötüye kullanıma maruz kalma gibi psikolojik etkenlerin hastalığı su yüzüne çıkardığı düşünülmektedir.
Parafilik aktivite genellikle tekrarlayıcıdır. Hastalar yineleyici olarak normalden sapma davranışlarına bağlanmakta ve bu dürtüyü kontrol edememektedir. Nevrotik durumlarda bu normal dışı cinsel davranışlar artmaktadır. Kişi davranış için çoğu zaman çözümler üretmekte fakat uzun vade de başarılı olamamakta. Çok sık suçluluk duygusu hissetmektedir.
CİNSEL KİMLİK BOZUKLUĞU:
Kişinin biyolojik olarak sahip olduğu cinsiyetten veya cinsiyetinin gerektirdiği rolden sürekli olarak rahatsız olması durumudur. Biyolojik nedenlerle görüle bilme ihtimali kadar istismara maruz kalma veya ilk cinsel deneyimin hem cinsiyle yaşanılmasının duruma neden olabileceği düşünülmüştür
Hastalar işlev bozukluklarını hekime söylemekde zorlanırlar. Buna karşın bireyin bunu kabul edip yardımı kabul etmesiyle hızlı bir şekilde tedavi süreci başlar. Bilinenin aksine cinsel terapiler de başarı oranı diğer terapilere göre daha yüksektir.
Cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda rol oynayan psikolojik nedenlerden bazıları şunlardır:
— Cinsel deneyim eksikliği
— Cinsel eğitimsizlik ve bilgisizlik
— Cinsel yaşama dair yanlış inanışlar,
— Katı dini ve ahlaki inanışlar
— Negatif beden imajı ve düşük benlik saygısı
— Kadın/erkek rollerine dair yanlış inanışlar,
— Cinsel taciz ve travmalar
— Edilgenlik,
— Eşler arasında sorunlar
— Babayla veya anneyle ilişkide sorunlar.
— Maskelenmiş parafililer (cinsel sapkınlıklar)
Cinsel bozukluklar
—Cinsel İşlev Bozukluklar
—Cinsel İstek Bozuklukları
—Cinsel Uyarılma Bozuklukları
—Orgazmla İlgili Bozukluklar
—Cinsel Ağrı Bozuklukları
—Madde Kullanımının Yol Açtığı Cinsel İşlev Bozuklukları
—Parafililer
—Cinsel Kimlik Bozukluğu tanıları altında sınıflandırılır
Bu başlık altında;
1-Cinsel İşlev Bozuklukları,
2- Parafililer
3- Cinsel Kimlik Bozuklukları incelenir.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI:
Cinsel işlev bozuklukları, biyolojik sorunların bir belirtisi olabildiği gibi, ruhsal ve kişilerarası sorunların bir sonucu ya da her ikisinin bir arada bulunması sonucu görülebilir. Cinsel işlev, herhangi bir stres, emosyonel bozukluklar ya da cinsel işlev ve fizyolojinin iyi bilinmemesi ile olumsuz olarak etkilenebilir. İşlev bozuklukları, ömür boyu görülebileceği gibi, normal işlevin bulunduğu bir dönemin ardından gelişen yani sonradan oluşmuş olabilir. Ya da yaygın tip olabileceği gibi, bir özel durumla ya da cinsel partnerle sınırlı olan durumsal tip olabilir. Psikolojik etkenlerden dolayı ortaya çıkabildiği gibi, bileşik etkenler sonucu ortaya çıkabilir. Otuzlu yaşlardan sonra görülme olasılığı daha yüksektir.
CİNSEL UYARILMA BOZUKLUKLARI
Kadında Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Sürekli ya da tekrarlayıcı biçimde, cinsel uyarılmanın olmaması ya da uyarılmanın cinsel eylem bitinceye kadar sürdürülememesi durumudur. Bozukluk, önemli sıkıntı ve kişilerarası ilişkilerde güçlüklere yol açar.
Erkekte Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Sürekli ya da tekrarlayıcı bir biçimde, yeterli bir ereksiyon (serleşme) sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene kadar sürdürememe durumudur. Organik kökene bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi psikolojik etkenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilmektedir. Genellikle uykuda serleşme, iktidarsızlığın organik kökenli olmayıp psikolojik olduğunun göstergesidir. İmpotansın psikolojik nedenleri arasındaki çözümlenmemiş ödipal çatışmaların olabileceği düşünülür.Uyarılma bozukluk, cinsel partnerler arasındaki anlaşmazlıklar sonucu da ortaya çıkabilir.
ORGAZMLA İLGİLİ BOZUKLUKLAR
Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma): Sürekli veya tekrarlayıcı olarak, erkeğin isteğinden önce boşalma ve orgazma ulaşmasıdır. Genç erkekler arasında ve yeni cinsel partnerli erkeklerde yaygındır. Gençlikteki, ilk cinsel deneyimlerdeki olumsuzluklardan gelişebilir.
Erkekte Orgazm Bozukluğu: Burada, cinsel birleşme sırasında güçlükle boşalmaya ulaşma ya da hiç ulaşama söz konusudur. Bazı organik nedenlere bağlı olarak gelişe bildiği gibi psikopatolojik nedenlere bağlı olarak da gelişebilir
Kadında Orgazm Bozukluğu: Normal bir cinsel uyarıma fazını takiben orgazmın sürekli ve tekrarlayıcı olarak gecikmesi veya olmaması halidir. Kadında orgazm bozukluğunda, cinsel partneri tarafından reddedilme, erkeklere karşı düşmanlık hisleri, gebe kalma korkusu, cinsel dürtüleri hakkında suçluluk duyguları ya da evlilik çatışmaları psikolojik etkenler olarak sayılabilir.
CİNSEL AĞRI BOZUKLUKLARI
VAGİNİSMUS
Vajinanın, üçte birlik dış kısmının, cinsel birleşme esnasında penisin girişine izin vermeyecek ölçüde kasılması durumudur. Tanının konması için bozukluğun ya sürekli ya da yineleyici bir biçimde görülmesi gerekir. Daha çok yüksek sosyoekonomik gruptan kadınlarda görüldüğü bildirilmiştir. Bir seksüel sarsıntı, cinsel tecavüz ve çocuklukta cinsel kötüye kullanım bu rahatsızlığı ortaya çıkarabilir. Cinselliği bir günah olarak gören sıkı dinsel eğitim alan kadınlarda ve ayrıca ilk gece ile ilgili olumsuz anlatımlar sonucu daha sık görüldüğü vurgulanmaktadır. Bazen yıllarca devam etmektedir.
DİSPARONİ
Disparano, cinsel birleşme öncesinde, esnasında veya sonrasında görülen cinsel bölge ile ilgili ağrıları tanımlar. Sürekli ve yineleyici bir biçimde görülmesi ile karakterizedir. Başka deyişle, bu ağrılar, bedensel bir bozukluk sonucu ortaya çıkmamış olmalıdır. Cinsel tecavüze ya da çocukluğunda cinsel kötüye kullanıma maruz kalmış kadınlarda kronik pelvis (leğen kemiği) ağrısı yaygındır. Ağrılı cinsel birleşme, gerginlik ve kaygı sonucu ortaya çıkabilir. Disparoni erkeklerde nadir görülür ve genellikle organik bir durumla ilgilidir.
MADDE KULLANIMININ YOL AÇTIĞI CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI:
Madde kullanımının ya da kullanılan maddenin kesilmesiyle ortaya çıkan cinsel işlev bozukluklarıdır. Bazı maddeler cinsel performansı başta artırabilir fakat sürekli kullanımı, orgazm, sertleşme ve boşalma kapasitesini düşürür. Kulaktan dolma bilgilerle ayrıca bazı ilaçların yan etkilerini bu amaçla kullanma bazen telafisi güç sorunlara neden olabilir.
PARAFİLİLER:
Bu bozuklukta, normalden sapma, garip cinsel dürtüler, fanteziler, uygulamalar görülür. Çocuklukta cinsel kötüye kullanıma maruz kalma gibi psikolojik etkenlerin hastalığı su yüzüne çıkardığı düşünülmektedir.
Parafilik aktivite genellikle tekrarlayıcıdır. Hastalar yineleyici olarak normalden sapma davranışlarına bağlanmakta ve bu dürtüyü kontrol edememektedir. Nevrotik durumlarda bu normal dışı cinsel davranışlar artmaktadır. Kişi davranış için çoğu zaman çözümler üretmekte fakat uzun vade de başarılı olamamakta. Çok sık suçluluk duygusu hissetmektedir.
CİNSEL KİMLİK BOZUKLUĞU:
Kişinin biyolojik olarak sahip olduğu cinsiyetten veya cinsiyetinin gerektirdiği rolden sürekli olarak rahatsız olması durumudur. Biyolojik nedenlerle görüle bilme ihtimali kadar istismara maruz kalma veya ilk cinsel deneyimin hem cinsiyle yaşanılmasının duruma neden olabileceği düşünülmüştür
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Cinsel Bozukluklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ferit KARADAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ferit KARADAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.