2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İmmün Sistemin Ana Hatları ile Değerlendirilmesi (Nedir Bu İmmün Sistem, Nasıl Değerlendirilir?)
MAKALE #17647 © Yazan Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ | Yayın Aralık 2016 | 5,213 Okuyucu
İmmün sistem, canlıyı hastalıklara karşı koruyan, yabancı patojenleri ve tümöral hücreleri tanıyıp yok eden sistemin tüm elemanlarının toplamıdır. Sistemin en önemli özelliklerinden biri yabancı ile selfi ayırabilme özelliğine sahip olmasıdır. Tüm canlılarda kendini yabancılardan ayıran ve yabancıyı bertaraf eden bir sistem vardır. Canlı ne kadar ileri evrim düzeyinde ise immün sistem o kadar gelişmiş ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Örneğin bakteriler gibi tek hücreli canlıları bile viral ajanlara karşı koruyan enzim sistemleri varken omurgalılarda oldukça özelleşmiş işlevleri bulunan çok sayıda hücresel ve sıvısal eleman içeren immün sistem bulunmaktadır.
Eski çağlardaki ökaryotik canlılardaki primitif immün sistem mekanizmaları gelişmiş ve bitki, böcek, balık ve sürüngen gibi canlılarda varlığını sürdürmektedir. Defensinler ismi ile nitelendirdiğimiz bu basit birkaç sıvısal ve hücresel elemandan oluşmaktadır. Ancak bu elemanların hemen hepsi doğumsal ya da innate immün sistemin elemanları olarak görülmektedir. Hal bu ki evrimin üst basamaklarındaki canlıların bağışıklık sistemi elemanları çok daha özelleşmiş; innate immün sistem elemanları yanında kazanılmış bağışıklık sistemi elemanları da sisteme dahil olmuştur. İmmün sistemin savunmasında rol aldığı canlı ne kadar üst seviyelerdeyse sistemin gelişmişliğine hafıza da eklenmektedir. Dolayısıyla bu bilgilerle insan immün sistemi şu an için en gelişmiş immünolojik sistem olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnsanda immün sistem, patojenik mikroorganizmalar yanında infeksiyöz olmayan yabancı maddelere karşı savunma amacıyla, bazı hücreler, moleküller ve organlarca oluşturulmuş kompleks bir yapıya sahiptir. Ayrıca konağın korunmasından öte hücre yüzeylerinde eksprese edilen özel molekülleri tarama ve tanıma yoluyla kişinin doku homeostazı ve doku tamirini de düzenler. İmmün sistem hücreleri malign, ölü ya da hasarlanmış hücreleri tanır ve yok eder. İmmün hücreler, kemik iliğindeki hematopoetik kök hücrelerden kaynaklanıp kan ve lenfoid dolaşıma katılırlar. Bu hücreler özelleşmiş lenfoid organlarda kompleks bir mikro yapıya dönüşüp, hemen hemen her türlü dokuya yerleşirler. Bu hücreler, mikroçevrelerinde diğer hücrelerle etkileşen karakteristik yüzey moleküllerini eksprese ederler. Bu hücre yüzey molekülleri CD (cluster of differantiations) olarak adlandırılır. Lenfoid organlardaki anatomik organizasyonları tüm vücudu baştanbaşa dolaşma ve kan ile lenfoid dokular arasındaki göç yetenekleri, konak savunmasının çok önemli parçalarıdır. Aktivasyon durumunda immün hücreler; immün sistem hücreleri ve diğer hücreler arasındaki ilişkiyi sağlayan küçük, solubl proteinler ve sitokinler salgilar.
İnsan immün sistemin elemanlarını ve cevabını temel olarak doğal ve kazanılmış immün sistem elemanları ya da cevabı diye ikiye ayırıyoruz. Bu iki komponent birbirinden bağımsız olmayıp çok sıkı bir ilişki içinde çalışmaktadır. Doğal immün sistem çok eski bir immün sistem olup tüm omurgalılarda görülür ve türler arasında bile oldukça korunmuştur. Önceden oluşmuş olan proteinler ve hazırda var olan hücreleri kullanarak immün savunmanın ilk basamağı olan erken yanıtı oluşturmaktadır. Doğal immünite basitçe epitelyal tabaka ve bunu yüzeyinde bulunan antimikrobiyal maddelerden oluşan kimyasal bariyer olarak tanımlanır. Daha sınırlı ve özel bir tanım kullanılacak olursa doğal immün sistem; monosit, makrofaj, dendritik hücre, doğal katil hücre (NK), eozinofil, bazofil, nötrofil ve mast hücrelerini içeren değişik tip hücreler aracılığı ile sağlanan ve özgül olmayan korunmayı sağlar. Kompleman sistemi üyeleri, akut faz reaktanları ve sitokinler gibi değişik kimyasal mediyatörler de patojenlerin doku invazyonundan korunmak için oluşan inflamatuvar yanıta katkıda bulunurlar. Yanıtın hızlılığı ve erken oluşması bu yanıtın özgüllüğünü ve uyarlanmış olmasını engellemektedir. Doğal immün sistemin yanıt paternlerinin dağınık ve özgüllükten yoksun olması nedeniyle bu immün yanıt sırasında komşu dokuların hasarlanması kaçınılmazdır. Özgüllükten yoksun olmasına rağmen doğal immünite oldukça etkili olup genellikle mikrobiyal invazyondan korur ve patojenleri yok eder. Mikroorganizmaların patojeniteleri ise genellikle doğal immün sistemden kaçabilme ve ona dayanıklılık gösterebilme yeteneklerine bağlıdır.
Eğer mikroorganizmalar özgül olmayan immün yanıttan kurtulmayı başarabilirlerse; bu durumda savunmanın ikinci aşaması olan kazanılmış immünite konağın yaşamını güvence altına alır. Kazanılmış immün yanıt; doğal immünite tarafından sağlanan destek, güçlendirme ve saldırgan ajanın doğasına ait önemli bilgilerin sağlanmasına bağlıdır. Kazanılmış terimi mikrobiyal uyarilara adapte olabilme yeteneğinden dolayı kullanılmakta olup “özgül immünite” olarak da kullanılmaktadır. Kazanılmış immün sistem yüksek omurgalılara ait bir özellik olup evrimsel olarak doğal immüniteden daha yeni bir yapıya sahiptir ve özgüllük, hafıza değişimi, özelleşme, tolerans ve homeostaz sağlanması gibi önemli özellikleri vardır.
İmmün özgüllük B ve T hücrelerinden oluşan iki önemli hücre tipi ile sağlanır. Bu hücreler küçük protein parçalarındaki tanınamayacak değişiklikleri saptamaya ve antijenik determinatları özgül olarak tanımaya yarayan reseptörler taşırlar. Bir sürü olası antijene yanıt için kazanılmış immün sistem çok miktarda spesifik reseptöre ihtiyaç duyar. T ve B hücreleri birer reseptör tipi eksprese etmelerine rağmen klonal gruplaşmalar sonucunda değişik antijenik yapılara yüksek düzeyde özgül yanıt verebilirler.
Kazanılmış immün sistemin farklılaşma özelliği sonradan somatik olarak kazanılmış bir özelliktir ve lenfosit repertuarı olarak adlandırılır. Lenfosit repertuarı yaklaşık 1010antijenik yapıyı birbirinden ayırt edebilir. Antijen tanınması sırasında kazanılmış immün sistem antijene yanıt veren hücrelerin klonal çoğalması şeklinde yanıt verir. Antijene özgül olan bu hücreler hızla çoğalır ve yeni fonksiyonel özellikler kazanırlar. Çünkü antijen için hafıza geliştirirler ve aynı antijenle ikinci karşılaşma sonrasında çok daha hızla ve etkili bir yanıt oluştururlar. Tekrarlayıcı ve devam eden enfeksiyonlara karşı yüksek düzeyde bir yanıt için özgüllük ve hafıza gereklidir ve bu özellik aşılamanın temelini oluşturur. Özgül immün sistemin uyarlama gücüne diğer bir örnek de özgül yanıtın mikropların değişik sınıflarına yayılmasıdır. Özgülleşme, immün yanıt gelişimi sırasında farklılaşmadan olup, özel mikrobik uyarılara karşı seçilen en uygun etki yolunun seçilmesi ile sonuçlanır.
Patojenlere karşı oluşan immün uyarlamanın kaçınılmaz bir sonucu da oluşan immünitenin kendi antijenlerine karşı yanıt verme riskidir. Kendine karşı reaksiyon göstermeme yetisi “self tolerans” denilen ve kompleks ve birlikte çalışan mekanizmalarla sağlanır. Kendine ait olan ve olmayan ayırımı, kuşaktan kuşağa geçmeyen bir özellik olup; evrimsel bir özelliği yoktur. Buna karşın doğal immünite genetik olarak sadece yabancı antijenlere yanıt vermek üzere programlanmıştır. Evrimsel olarak patojenleri tanıyan reseptörler seçilirken, kendine yanıt vermekten yani otoimmün yanıttan korunmuştur. Tüm bunlardan dolayı genellikle otoimmün hastalıkların kazanılmış immün sistemdeki yetersizlikler ile oluştuğu düşünülür.
Kazanılmış immün sistemin farklılaşma ve özgülleşme gelişimi özelliklerine ek olarak bu sistem verdiği yanıtı kendi kendine sınırlayabilir ve homeostazın yeniden oluşturulmasını sağlayabilir. Bu mekanizma aşırı bir immün yanıtın oluşumunu engellemek ve özgül yeni bir immün yanıt için gerekli lenfositlerin sağlanmasında görevlidir.
Doğal immün sistemin kazanılmış immün sisteme göre filogenetik olarak daha yaşlı olmasına rağmen birçok yeni evrimsel değişim lenfoid organlarda olmaktadır. Lenfoid dokuların özgülleşmesi sırasında immün sistemin tüm kolları, immün reaksiyonun kuvvetlendirilmesi ve optimize edilmesi için çok sıkı bir ilişki içinde ortak olarak çalışırlar. Evrimsel gelişim sırasında en erken organize olmuş lenfoid yapılar barsakla ilişkili lenfoid dokulardır. Yüksek omurgalılarda immün sistemin özelleşmesi adına, dalak, timus ve lenf nodları çok daha karmaşık ikincil lenfoid organlar bulunurlar.
İmmün sisteme ait değerlendirmeler hastalık durumunda hemen her organel ve organ için yapılabilmektedir. Klinik immünoloji pratiğinde immünologlar immünolojik değerlendirme tekniklerini özellikle immün yetersizlik vakalarında sıkça kullanmaktadırlar.
İmmün yetersizlik vakaları tekrarlayan ve sık enfeksiyon geçirme hikayesi olan insanlardır. Bu durum günlük yaşamda hem hasta, hem yakınları hem de doktor için büyük sorun oluşturmaktadır. Hekimler, bu hasta grubu ile ilgili gereksiz tahliller yaparak zaman ve para kaybına yol açmak istememektedirler. Bu nedenle tekrarlayan enfeksiyonu olan hastalara yaklaşımda izlenecek yöntemleri gözden geçirmek gereklidir.
Doğumsal immün eksiklikler, ortaya çıkardığı yaşamla bağdaşmayan sorunlar nedeniyle erişkin çağlara gelmeden çoğu vakayı maalesef kaybettiğimiz için yetişkinlerde nadirdir. Bu nedenle erişkin vakalarda bu tür sorunlar akla geldiğinde doğumsal immün yetmezlikleri düşünmek çok doğru değildir. Aslında bir sürü, immünolojik konsültasyon istenen hasta da dahil olmak üzere tekrarlayan enfeksiyonları olan olgularda genellikle immün sistemde bir bozukluk saptanamamaktadır.
Doğumsal immün yetmezlikler genellikle çok küçük bebeklik çağları veya erken çocukluk dönemlerinde tanı alırlar. Tipik olarak immün yetmezliği olan çocukta tekrarlayan ve hastaneye yatış gerektiren odaksal enfeksiyonlar ve gelişme geriliği vardır.
Yetişkinlerde sonradan ortaya çıkan (edinsel) durumlar doğumsal olarak var olan nedenlerden çok daha sık olarak, orta derecede ve sık tekrarlayan enfeksiyonlara neden olur.
Anatomik anormallikler de ister doğumsal, ister sonradan ortaya çıkan immün yetersizlikler gibi tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabilmektedir.

Sağlıklı günler dileğiyle…
Prof. Dr. Cengiz KIRMAZ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İmmün Sistemin Ana Hatları ile Değerlendirilmesi (Nedir Bu İmmün Sistem, Nasıl Değerlendirilir?)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cengiz KIRMAZ Fotoğraf
Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ
İzmir
Doktor "İmmunoloji - Alerji ve Bağışıklık Hastalıkları"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi378 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ'ın Yazıları
► Ruhsal Sistemin Yapısı ve İşleyişi Dr.Necati ÇOBANOĞLU
► Lenfatik Sistem Prof.Dr.Selçuk ONART
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'İmmün Sistemin Ana Hatları ile Değerlendirilmesi (Nedir Bu İmmün Sistem, Nasıl Değerlendirilir?)' başlığıyla benzeşen toplam 77 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Herediter Angioödem Mayıs 2015
► Nazal Polip Aralık 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:50
Top