2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Gelişim Dönemleri ve Özellikleri
MAKALE #17912 © Yazan Psk.Ferit KARADAŞ | Yayın Şubat 2017 | 5,058 Okuyucu
ÇOCUKLARDA GELİŞİM DÖNEMLERİ VE ÖZELLİKLERİ:

Bebeklik Dönemi (0- 2 Yaş)
Çocuğun eğitimi açısından 0 – 2 yaş döneminin önemi büyüktür. Gelişimin tüm yüzlerine ilişkin temeller bu dönemde atılır. Motor becerilerinde baştan aşağıya ve bedenin merkezden dışa doğru bir gelişim seyri görülür. Bebekler geniş refleksler topluluğuyla dünyaya gelirler. Emmeye başlama refleksi, arama refleksi, yutma refleksi, moro refleksi, babinksi refleksi, yakalama refleksi, adım atma refleksi bunlardan bazılarıdır. Bu reflekslerden çoğu doğumdan sonraki giderek azalır.
Yeni doğanın hareketleri fazla etkileyici değildir. Bu dönemde çocukta görülen davranışlardan bazıları şunlardır:
- 0 ay fetal duruşunu sürdürür.
- 1. ay çenesini kaldırabilir.
- 2. ay göğsünü kaldırabilir.
- 3. ay başarısız uzanmalarda bulunur.
- 4. ay destekle oturur.
- 5. ay kucağa oturup nesneleri yakalar.
- 6. ay mama sandalyesinde oturup sallanan nesneleri yakalar.
- 7. ay kendi başına oturabilir.
- 8. ay yardımla ayağa kalkabilir.
- 9. ay sandalyeye tutunarak ayağa kalkabilir.
- 10. ay emekleyebilir.
- 11. ay eli tutulduğunda yürüyebilir.
- 12. ay bir eşyayı tutup kendine çekerek ayağa kalkabilir.
- 13. ay dört ayak üzerinde merdiven çıkabilir.
- 14. ay kendi başına ayakta durabilir.
- 15. ay kendi başına yürüyebilir.

Doğumdan hemen sonra parlaklıktaki değişime duyarlıdırlar ve bu duyarlılık iki ay içeresinde hızla gelişir. Yeni doğan bebekler 19 cm uzaklıktaki nesneleri net görebilirler. Dört aylıkken normal bir yetişkin gibi görebilirler. 5- 7 hafta arasındaki bebeklerin daha çok gözlere baktığı belirlenmiştir. Bu nedenle bebekle sağlanan göz teması, bebekle bakıcısı arasında sosyal bağın gelişmesinde önemli rol oynar. İki aylık bebeklerin şeklin değişmezliğinin algısına, dört aylık bebeklerin ise rengin değişmezlik algısına ulaşmış oldukları görülmüştür. Derinlik algısının bebeklerde 1- 1,5 ay sonra geliştiği düşünülmektedir. Nesne kavramı, nesnenin sürekliliğine ilişkin ilk kanıt iki ay dolaylarında kendini gösterir. Bebeğe gösterilen oyuncak saklanınca şaşırdığı görülür. Ancak arama davranışı 6 ay dolaylarında görülür. Tamamen görüş alanından çıkan nesnelerin aranması ise 8 -12 aylar arsında gelişir. Yeni doğmuş bebeklerin yetişkinlere yakın bir keskinlikle duyabildikleri belirlenmiştir. Çok küçük bebekler konuşma seslerini algılayabilir ve onları seslerinden ayırt edilebilirler. Gerçekten de bebekler anne babalarının yüzlerini daha henüz tanımadan önce, onları seslerinden ayırt edebilir gibidirler. Yeni doğmuş bebekler kokuları ayırt edebilirler ancak koku duyusu 6 yaşına kadar tamamlanır. Yeni doğmuş bebekler hem tatlı hem de ekşi ve biberli gibi tatlara duyarlıdırlar aralarında ayırım yapabilirler.

Anne baba ile çocuk arasındaki bağın oluşum sürecinde iki adım vardır. Birinci adım; anneler açısından, çocuğuna karşı duyduğu bağın oluşumunda kritik bir dönemin varlığı ileri sürülmektedir. Bu da doğumdan hemen sonraki dönemdir. İkinci adım, bağların kaynaşmasıdır. İlk hafta ve aylarda anne-baba ve bebek arasında karşılıklı olarak birbirlerine kenetlenme, bağlanma şeklinde davranış örüntüleri gözlenir. Gerçek bir bağın oluşması için zamana ve denemelere ihtiyaç vardır. Bu süreç sakin bir şekilde yürüdükçe ve anne-baba çocuklarının ihtiyaçlarını sezmeye başladıkça, anne-babalık görevi daha doyumlu olmaya başlar ve bebeklerine olan bağları kuvvetlenir.
Çocuğun dünya hakkındaki bilgisi şekillendikçe birbirine bağlı zihinsel gelişim evrelerinden geçtiği savunulur. Yaşamın ilk 18 ayında bebeğin öğrenmesi, algı ve hareketlerini organize etme şeması biçiminde düzenleme ve geliştirmekten ibarettir.
Konuşmayı öğrenmek uzun ve karmaşık bir olgudur. 0 ile 12–15 ay arası çocuk, iletişimini mimiklerle ağlama biçimleriyle ve anlamsız mırıldanmalarla dile hazırlık şeklinde yapar. İlk sözcükler genellikle birinci yılın sonlarında kullanılmaya başlar. 9–18 aylar arasında iki sözcükle farklı anlamların ifade edildiği cümlelerin kurulduğu dönem başlar. Çocuğun ilk konuşmaları öncelikle günlük yaşamlarında yakından ilgilendikleri ve onlar için işlevi olan objelerle ilgilidir. Sesli uyarıcıları bol çevrede yetişen bebek, daha fazla seslendirme etkinliğinde bulunmakta ve daha çeşitli sesler çıkarabilmektedir.

Oyun Çağı (2 -6 Yaş)

Üç yaşından itibaren oyun çağına giren çocuk, motor becerilerinin gelişmesiyle çevre üzerinde egemenlik kurmakta ve bunu giderek genişletmektedir. Sayı sayma, şarkı şiir öğrenme ve çevresindeki dünya hakkında sorular sorma gibi alanlarda dil ve zihinsel yetenekleri ilerlemektedir. Üç yaşındaki bir çocuk artık çevresinde kendisinden bağımsız bir dünyanın varlığını ve kendisinin de o dünya içinde bir birey olduğunu kabul etmiştir. Üç yaş çocuğu koşar ve büyük oyuncakları itip çekerken önüne çıkan engelleri aşabilir, üç tekerlekli bisiklete binebilir. Kendi giysilerini kısmen giyebilir. Üç yaşındaki bir çocuğun bildiği kelime sayısı 1000’ e ulaşır. Uyku ve temizlik alışkanlıkları büyük ölçüde kazanılmıştır. Mükemmele yakın bir şekilde kendi kendilerine yemek yemeyi başarabilirler. Çocuğun kaslarını kontrol etmeyi başarabildiği 2 yaşlarından sonra başlatılan tuvalet eğitimi 3–4. yaşlarda artık sonuç vermeye başlamıştır. Bu yaş grubu çocuklar son derece benmerkezcidirler ve çoğunlukla kendi başlarına oynarlar. Üç yaş çocuğunda konuşma ve cümleler dil bilgisine daha uygun hale gelmiştir. Artık aralarında neden sonuç ilişkisi bulunan düşünceler, bileşik önermeler alarak tek bir cümlede ifade edilmeye başlar. Ancak konuşurken başkalarının görüş açısını dikkate almaz. Dil hareket ve toplumsal gelişim yönünden büyük ilerleme gösteren 3 yaş çocuğu zengin bir hayal gücüne sahiptir ve bunlar gerçek olaylar, gerçek kişilermiş gibi davranır. Yetişkinlerin giysilerini giymekten, onların davranışlarını taklit etmekten, ev işlerine yardım etmekten, büyüklerin çeşitli davranışlarını yenilemekten zevk alır. Ayrıntıya girmeden küçük kısa hikâyelerden hoşlanır. 4 yaş çocuğu isteklerinin anında yerine getirilmesini anlayışla karşılamayı öğrenmeye başlar. O artık kendi dışındaki dünyanın kuralları olduğunu ve başkalarının hak ve istekleri olduğunu görür ve beklemeyi öğrenir. 4 yaşında 3 yaşındakine göre daha sakin, daha uyumlu ve hareketlerini daha kolay kontrol edebilecek durumdadır. Bu dönemde çocuk kendisiyle oynayacak bir ya da iki arkadaşını seçmeye başlar. Oyun arkadaşları ilkokula başlayana kadar her iki cinsten de olabilmektedir. Rahatça konuşmayı, zıplamayı, elini ve parmaklarını kullanmayı başarabilir. Çevresini tanıma çabası içinde olduğundan sürekli sorular sorar ve açıklamaları dikkatle izler. Yetişkinlerle olumlu ilişkilerini sürdürürken kendi yaşıtı olan çocuklarla daha uzun süre birlikte olmaya başlar. 5 yaş çocuğu, daha bilgili ve olgun bir birey görünümündedir. Çevresine karşı dostça bir yaklaşım içindedir. Çocuk çevresine ait yeni yaklaşımlarda bulunur. Yetişkin desteğine daha az ihtiyaç duyar. Kaslarının kontrolü gelişmiştir. Düzenli cümlelerle insanlarla olan kişisel ve sosyal ilişkileri artmıştır. Hep konuşmak ister. Yetişkinler gibi uzun cümleler kurmaya çalışır. Olayları ve masalların sırasını bozmadan anlatır. Oyunlarında genellikle yetişkinlerin ciddi uğraşılarını konu alır. Ev ve el işlerine de ilgili olduğundan tamamlayabileceği görevler verilmeli ve böylece sorumluluk duygusunun gelişmesi desteklenmelidir. Grup oyunlarında beraberlik daha uzundur, grup üyeleri kuralları birlikte koyarlar. Genellikle canlı, neşeli ve hareketli bir görünüm içindedir. 5 yaşındaki çocuk motor dengenin, düşüncenin, bireysel ve toplumsal ilişkilerin, evde, okulda ve toplum içinde uyumun daha belirgin olduğu görülür. 6 yaş çocuğu, son çocukluk döneminde çocuk, motor ve dil gelişimi açısından büyük aşamalar kaydetmiş ve dengenin gelişmesi sonucu hızlı yürüyebilen, futbol oynayabilen, el- göz koordinasyonunun gelişmesi sonucu iki elini de bağımsız kullanabilen bir birey haline gelmiştir. Altı yaş çocuğu değişmekte olan bir çocuktur. Anneler çocuklarındaki bu ani değişikleri “Bu çocuğa ne oldu bilmiyorum, çok değişti.” şeklindeki sözcükleriyle dile getirirler. Daha tembel ve kararsız görünümdedirler. Altı yaş çocuğunun ince motoru oldukça gelişmiştir. El işlerinde daha beceriklidirler. Kesip yapıştırır, boyama yapar, resim yapar, tüm araç gereçleri iyi kullanır. Oyunlarda ve ilgi alanlarında kız ve erkek çocuklar arsında farklılıklar gözlenir. Birçok hayali role girerler. Grup oyunlarından çok hoşlanırlar. Bazı sorumluluklar yüklenir, söylenenleri dikkatle dinler. Kendisiyle gerçek nitelikte eğitim uygulamaları yapılacak bir çağa gelmiştir.

Okul Çağı (6- 12 Yaş)

6- 12 yaş arasındaki dönem, çocukların kendi fiziksel özellikleriyle en az ilgilendikleri, aileden uzaklaşmaya başlayıp kendi sosyal ortamlarını ilk kez kurmaya çalıştıkları, çevrelerinde olup bitene daha fazla ilgi gösterdikleri, arkadaşlık ilişkileri kurarak gerçek anlamda sosyalleşmeye başladıkları dönemdir. Okul çağının başlamasıyla belirlenen bu dönem, aynı zamanda çocuğun sosyal ortamının en radikal şekilde değiştiği zamandır. Çocuk evinde tanıdığı ve benimsediği kişilerden uzaklaşıp tanımadığı bir çevreye ve insanlara uyum sağlamaya çalışır. Bu yeni ortamda kendini tanıtmak ve kendini kabul ettirmek zorundadır. Kendisini kayıtsız şartsız seven ve kabul edenlerin oluşturduğu aile ortamından sonra, beklide ilk hayal kırıklarını yaşar. Genel olarak bu çağda çocuksu davranışlardan kurtulur. Büyüklerin kendisinden beklediği davranışları geliştirmeye çalışır. Kendine ve büyüyen organlarına karşı olumlu tavır takınır. Kendi cinsinin yapması gereken rolleri öğrenir. Toplumsal kuralları ve dayanışmayı öğrenir. Okul çağında, Büyük ve küçük kaslarını kullanmayı öğrenir. Kurumsal kurallara uyarak yaşamayı öğrenir. Yaşıtlarıyla birlikte oynamayı öğrenir. Ev dışında diğer yetişkinlerle ilişki kurabilir. Bedenine bakma ve temizlik alışkanlığı kazanır. Kendi davranışlarının sorumluluğunu yüklenebilir. Somuttan soyuta doğru düşünme yeteneği kazanır.

Ergenlik Çağı (13 -19 Yaş)

Bu yaşlarda çocuklar temel eğitim çağındadır. Erinlik çağı hem kızlar hem de erkekler için önemli bir dönemdir. Bedensel büyüme yeniden hızlanır. Hızlı büyüme yüzünden bedenin iç ve dış organlarında dengesizlik artar. Çocuk yetişkinlikte alacağı görünüme geçmeye başlar. Karşı cinse ilgi duymaya başlar. Ön ergenlikte; Bedenine iyi bakma alışkanlığı kazanır, bedensel fonksiyonlarına karşı sağlıklı bir tutum geliştirir. Fiziksel ve sosyal çevreye çeşitli biçimlerde uyum yollarını öğrenir. Cinsel konularda ilgilerini gizli tutar. Sosyal aktivitelerde başarılı olmaya çalışır çünkü bu başarı ona sosyal statü kazandırır. Karşı cinsle iyi ilişkiler kurmaya çalışır. Daha sonra ergen temel eğitimi bitirip orta öğretime geçer. Ergenin erinlik çağındaki hızlı beden büyümesi giderek yavaşlar ve azalır. Ön ergenlik çağındaki güçsüzlüğünü yenerek güçlenmeye başlar. Bu güçlenme gençlik çağının sonuna kadar sürer. Soyut düşünme basamağına geçtiği için ergen artık soyut kavramları rahatlıkla anlayabilmektedir. Cinsel konulardaki sorunlarının büyük bir kısmını henüz çözememiştir. Bu yüzden zaman, zaman bunalıma düşer. Ergenlik çağında; Soyut düşünce yeteneğine sahiptir. Semboller yoluyla kavrayabilme yeteneği gelişir. Genel ilkeleri soyut durumlara uygulayabilir. Küçük kas gelişimine dayalı işlerde başarılıdır. Kendine özgü değerler sistemi gelişir. Son aşamada ergenin orta öğrenimi bitirip yükseköğretime geçmesi beklenir. Ergen bedensel yönden en güçlü dönemine yaklaşmaktadır. Bir işin ve mesleğin gerektirdiği tüm becerileri yapabilecek düzeyde hareket gelişimini tamamlamıştır. Dünyayı ve yaşadığı çevreyi daha akıllıca eleştirdiği için bunalımlarında azalma görülür. Bu dönemde; Hızla gelişen bedensel değişikliklere uyum sağlar. Yaşıtları arasında yer edinmeye başlamıştır. Meslek seçme ve buna hazırlanma çabaları içindedir. Yetişkinlerin sosyal statüsüne erişmeye başlamıştır. Ekonomik özgürlük kazanma çabasını gösterir.

KAYNAKÇA:
1. BİNBAŞIOĞLU Cavit, Ruh Sağlığı Bilgisi, Binbaşıoğlu Yayınevi, Ankara.
2. ÖZ İlkim, Çocuğun Gelişim Dönemleri, Kök Yayıncılık, 2. basım.
3. ÖZTÜRK, Orhan, Ruh Sağlığı Ve Bozuklukları, İstanbul,1990,3.basım.
4. AKAY H. Gülay, Çocuk Gelişimi, Esin Yayınları, İstanbul, 2000
5. ÖMEROĞLU Esra, Gelişim teorileri, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Ders Notları, Ankara, 1994.
6. www.megep.meb.gov.tr
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Gelişim Dönemleri ve Özellikleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ferit KARADAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ferit KARADAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ferit KARADAŞ Fotoğraf
Psk.Ferit KARADAŞ
Diyarbakır (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi32 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ferit KARADAŞ'ın Yazıları
► Gelişim Alanları – Gelişim Dönemleri ve Özellikleri ÇOK OKUNUYOR Psk.Tuğba DEMİRÖZ
► Çocuklarda Gelişim Dönemleri: Bebeklik Dönemi (0-2 Yaş) ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.Nevin BAKIRCI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Gelişim Dönemleri ve Özellikleri' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Bipolar Bozukluk Şubat 2017
► Depresyon Kasım 2016
► Kişilik Bozuklukları Ekim 2016
► Cinsel Bozukluklar Ekim 2016
◊ Ayrılık Eylül 2016
◊ Çocuklar Neden Ağlar? Eylül 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:06
Top