2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bir Kadın Psikoterapistin Hayatı; Anna Freud
MAKALE #18073 © Yazan Psk.Dnş.Figen KARA | Yayın Mart 2017 | 8,109 Okuyucu
BİR KADIN PSİKOTERAPİSTİN HAYATI; ANNA FREUD

Anna Freud adından da anlaşılacağı üzere Sigmund Freud’un kızıdır.Ve bu, hayatı boyunca belki de her şeyin önüne geçmiştir.Anna evin 6. çocuğu olarak dünyaya geldi.
Anna Freud doğduğunda baba Freud yakın arkadaşı W.Fliess’e olan mektubuna “Eğer bebek erkek olmuş olsaydı bu haberi bir telgrafla bildirmek niyetinde olduğunu,çünkü senin adını alacaktı .Ama Anna adında bir kızım olduğu için size gecikmeyle takdim ediyorum.Bugün saat 3:15 te doğum odasını şereflendirdi.Sevimli ve tam bir kadıncık olacağa benziyor.” diye yazmıştı.

Freud’un kızına “ Anna ” adını verdiğine ilişkin bazı söylemler ve tahminler vardı. Birincisi Sigmund’un kız kardeşinin de Anna adını taşıması ,ikincisi de psikanaliz tarihinde önemli bir yer tutan ünlü Bertha Pappenheim vakasının yani “Anna O.” takma adıyla yayınlanmış olmasıdır.Bu da Anna’nın, babası için daha ilk günlerden başlayarak önem taşıdığı anlaşılıyordu.Freud’un Fliess’le olan mektuplaşmalarında adı en çok geçen çocuğu ;Anna ‘dır. Özellikle I.Dünya Savaşı yıllarında (1914) Anna babası için tek destekti.Öbür kızları çoktan evlenmiş ve evden ayrılmışlardı,oğulları ise savaşta askerliklerini yapıyorlardı.

Anna ,hayatının ilk başlarında her ne kadar istenilen bir çocuk olarak görülmese de daha sonra özellikle Freud için vazgeçilmez evlatlarından biri oldu.Ta ki baba Freud ölene kadar.Her ne kadar baba Freud için önem arz etse de aile içerisinde ilgilenilmeyen bir çocuk olarak mutsuz bir çocukluk geçirmiş,çocukluğuna dair “büyükler “ tarafından terk edilme ,onlar için sadece bir sıkıntı olma deneyimi ve terk edilme hissini hatırlamaktaydı.Anna ,annesinin gözdesi olan kız kardeşi Sophie’yi kıskanırdı ve kız kardeşi ile çatışmalar yaşamaktaydı.

Anna babasının çalışmalarıyla ilgileniyordu ve hemen hemen bütün gezilerinde ,daha küçük yaşlardan başlayarak ,babasına eşlik etmişti.14 yaşındayken Viyana Psikanaliz Topluluğu toplantılarında gizlice bir yere oturur ve söylenen her şeyi dikkatlice dinlerdi.
Bunlar tabiî ki Anna’nın eğitim hayatının da çeşitli olmasını sağlamıştır.Anna öğretmen olmak istiyordu ve bu alanda eğitim almaya başlamıştı . Öğretmenliğiyle aynı zamanda psikanaliz eğitimine de başladı.O sıralarda böyle bir eğitimin herhangi bir plan ve programı olmadığı için doğrudan doğruya en birinci kaynaktan yani babası Sigmund Freud ‘dan bu eğitimi almaktaydı.Psikiyatri bilgisi içinde Wagner von Jauregg’in psikiyatri kliniğine gidiyor ,orada Dr. Paul Schilder ve Dr.Heinz Hartmannla çalışıyordu.Bu klinikte oldukça ağır psikoz vakalarını görüyor , o zaman kullanılan tedavi yöntemlerini öğreniyor,hastaların bütün hezeyan sistemlerini dikkatle gözleyip izliyordu.İki yıldan fazla süren bu genel eğitim yanında babasının dersleri başta olmak üzere Viyana Üniversitesi’nin psikoloji derslerine de devam ediyordu.

Anna olgunluk sınavını tamamladıktan sonra özel olarak pedagoji eğitimi aldı ve 1924 te gerekli olan iki sınavı tamamlayarak öğretmen oldu.Ancak daha sonra tüberküloz geçirmesiyle çalışmayı bırakmak zorunda kaldı.Eğitim ve öğretimini öğretmenlik alanında yapmış olması ve oldukça uzun süre doğrudan doğruya öğretmen olarak çalışmış olması,onun ileride kendisini çocuklara,çocuk psikanalizine adamasının ,babası tarafından o yönde desteklenmiş olmasının nedenleridir.

Anna doğrudan doğruya babası tarafından analiz edilmişti. Ve bu haftanın altı günü ve 4 yıl boyunca sürmüştü. Anna‘nın babası tarafından analiz edilmesi bazı çevreler tarafından eleştirildi.Bu olayı “imkansız ve ensest bir tedavi…,çok önemli ve garip bir olay…” ve “divanın her iki ucundaki ödipal vekalet ” olarak değerlendirildi.
Anna bu analizlerde; ateş etme, ölme,öldürme ,yaralama ve babasını düşmanlardan koruma şeklinde ona acı veren rüyalar gördüğünü bildirdi.

Anna bu alandaki çalışmasını 1924 te Viyana Psikanaliz Topluluğunda okudu.Çalışmasının başlığı “Fantezi ve Hayalleri Yenmek” idi.Adı bilinmeyen bir hastasının vaka öyküsüne dayandığını söylemişti fakat aslında Anna’nın fantezileri hakkındaydı.Ensest,baba-kız aşk ilişkisi hayallerini,bunları yenişini ,kendisi tatmin yoluyla cinsel tatmine ulaşmasını anlatmıştı. Eleştirilerin olmasına rağmen bildiri Freud’dan ve yakın meslektaşları tarafından olumlu tepkiler aldı ve Anna’ya Viyana Psikanaliz Topluluğuna girme izni verildi.

Babası tarafından bizzat analiz yapma izni verilmesi hatta Freud’un muayenehanesinin karşısındaki salonu kendi elleriyle kızına bir muayenehane hazırlamasına karşın ,kendi yaşıtı olan öbür analistler tarafından bile uzunca yıllar ciddiye alınmadı ve “Acemi” olarak kabul edildi ve babasının ünlü Çarşamba toplantılarında yıllarca hiç söze karışmadan “ustaları” yalnızca dinlemekle yetindi.

Daha sonra Psikanaliz kongre ve seminerlerine katılamayan babasını temsilen bütün kongrelere katılıp onun ağzından konuşarak ve aynı zamanda kendi görüşlerini de babasından ayrıştırarak -ayrı olarak sunarak- ikisi arasındaki ayırımları da gösterme fırsatı yakaladı ve bu Anna açısından çok büyük bir önem taşımaktaydı.

Anna, Lou Andreas –Salome ‘den de süpervizyonlar almıştır.(Salome dönemin zeki kadınlarından biridir ve aynı zamanda adı Rilke,Nietzsche ve Freud’la anılmıştır.)
Anna ,ilk kitabı olan Çocuk Analizi Tekniğine Giriş ‘i 1927 yılında yayınladı.Bu kitap Anna’nın ilgilerinin yönünü önceden haber veriyordu.Anna çocuklara yönelik olarak,onların göreli olgunlaşmışlıklarını ve yeterince gelişmemiş sözel becerilerini göz önünde tutarak bir psikanalitik terapi yaklaşımı geliştirdi.

Anna’nın getirdiği yenilikler arasında bazı oyun malzemeleri kullanmak ve çocukları evlerinde gözlemlemek de vardı. Anna Freud ,babasının kuramına duyduğu ilgiyi kendi özerk yapıtlarıyla geliştirmeyi çok genç yaşta başarmış ,psikanalitik kuramı çocukların davranış bozuklarına uygulamaya başlamıştır. Ayrıca ego’nun rolünü id’den bağımsız işlev gördüğü için genişletti. Ego’yu anksiyeteden koruyan savunma mekanizmalarının kullanımını açıkladı ve detaylandırdı.Ego psikolojininin kurucularından olmuştur.Ve bu kuram 1940 ve 1970 ‘lerin başına kadar psikanalizin temel Amerikan şekli olmuştur.Genel olarak Anna Freud’un kuramı Klasik Psikanalizle örtüşse de Ego psikolojisinin kurucusu olarak tarihe geçmiştir.

Ego Ve Savunma Mekanizmaları (1936) bu kitap çok önemli bir kitap olarak alkışlandı ve çok sayıda dile tercüme edildi.Bugün hala psikanalitik ego psikolojisinin en temel kitaplarından biridir.Freudcu savunma mekanizmalarının standart bir listesi,aslında Anna Freud’un çalışmalarının bir sonucudur.Anna bunları çok daha net bir şekilde anlatmış ve çocukların analizinden örneklerle katkıda bulunmuştur.Anna Freud’un temel eğitiminin öğretmenlik olması dolayısıyla ruhsal yapının sağlıklılığa nasıl ulaştığını hep sorgulamış ,ruhsal sorunlara nasıl yardımcı olunacağıyla birlikte sosyal boyutta hangi önkoşulların gerekli olduğunu eserlerinde tartışmıştır.

Anna Freud ve baba Sigmund Freud 11 Mart 1938 de Nazi baskıları yüzünden ülkeyi terk etmelerine yönelik ihbarnameler alıyorlardı. 20 Mart’ta da Psikanaliz Birliği kapatıldı.
4 Haziran’da babasıyla birlikte Avusturya’yı terk ederek Londra’ya yerleştiler.İngiltere ‘de Ululslararası Psikanaliz Birliği’nin asbaşkanlığını sürdürmeye devam etti ve aynı zamanda İngiltere Psikanalitik Derneği’inin onursal üyesi olarak çalışmaya başladı.
1940 ‘ta en yakın arkadaşı Dorothy Burlingham ile savaş yüzünden öksüz ve kimsesiz kalmış çocuklar için Hamstead Nurseries adlı kuruluşu açtı.Sadece çocukların bakımını değil aynı zamanda çocuk gelişimi konusunda derin araştırmalara da konu olan bu kurumun çocuk psikiyatrisinin gelişiminde çok büyük katkısı olmuştur.Anna ,çocuk analizinin kurucusu olarak görülüyordu.

Kurum halen Hamstead Child Therapy Course and Clinic (Hamstead Çocuk Tedavisi Kliniği) eğitim ve araştırma hizmetini sürdürmektedir.1982 ‘de Anna Freud’un ölümünden sonra onu onurlandırmak için kliniğin adı “Anna Freud Centre “ olarak değiştirilmiştir.
Anna Freud 9 Ekim 1982 ‘de Londra’da öldü.Ve mezarı babasının yanındadır.

Freud denildiği zaman ilk akla gelen olmasa da ;Anna Freud’un hayatı çok verimli ve doluydu.Her ne kadar “babasının kızı “ ve “başkalarının çocuklarının eğiticisi “ olarak anılsa da bunun daha ötesinde bir hayat geçirdi.

Kaynakça :
• Ben ve Savunma Mekanizmaları, Freud,A. (1936)
• Çocuklukta Normallik ve Patoloji, Freud,A. (1965)
• Modern Psikoloji Tarihi, Shultz,D. (2001)
• Zihnin Kendini Koruma Yolları: 101 Savunma ,Blackman,J. (2012)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bir Kadın Psikoterapistin Hayatı; Anna Freud" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Figen KARA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Figen KARA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Figen KARA Fotoğraf
Psk.Dnş.Figen KARA
Hatay
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Figen KARA'nın Makaleleri
► Freud ve Psikanaliz Psk.Doğancan GÖKÇE
► Freud ve Bilincin Düzeyleri Psk.Murat TEMİZ
► Hayatı Hissetmek Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Bir Kadın Psikoterapistin Hayatı; Anna Freud' başlığıyla benzeşen toplam 25 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:57
Top