2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yapısal Kişilik Kuramı
MAKALE #18216 © Yazan Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN | Yayın Nisan 2017 | 19,053 Okuyucu
Topografik modeli geliştirmiş olan Freud, zaman içerisinde bu modelin kişiliği tek başına açıklamaya yetmediğini düşündüğü için bu modelin destekleyicisi olarak “ yapısal kişilik kuramı “ nı geliştirmiştir. Yapısal kişilik kuramına göre kişilik, id(alt-benlik), ego(benlik) ve süperego(üstbenlik) ten oluşmaktadır.

İd(alt-benlik)

Freud’ un (1923) klasik psikanalitik kuramına göre id, insandaki iki temel içgüdüyü, yaşam ve ölüm içgüdüsünü barındıran beyin bölümüdür(Dereboy, 1993, s. 26). Kalıtsal olarak gelen içgüdüleri de kapsayan ve doğuştan varolan psikolojik gizil güçlerin tümüdür(Geçtan, 2002, s. 42).

Freud’ a göre bebek alt benlikle doğar. Haz ilkesine göre hareket eden bu kişilik yapısı, herhangi bir fiziksel ve toplumsal sınırlamayı dikkate almaksızın, yalnızca kişisel tatmini sağlayacak şeylerle ilgilenir(Burger, 2006, s. 78). İd’ de zaman, mekan, mantık, ahlak, suç-ceza kavramları yoktur(Özakkaş, 2015, s. 95-98). İlkel benlik olarak da kullanılan id, ilkel içgüdüleri özgür bırakarak acıyı azaltıp haz almayı hedefler.

Libido, başka insanlarla yakınlaşma, sevme, sevişme arzularının ve bu yönde davranışların doğmasına neden olan güçken; saldırganlık, başkalarına saldırma, zarar verme arzusunun ve bu arzuyu doyurmaya yönelik davranışların kaynağıdır(Dereboy, 1993, s. 26). İdin işlevleri arasında yeme, içe, nefes alma gibi yaşamı sürdürmeyi sağlayan gereksinimler ve bunların yanı sıra saldırganlık, cinsellik gibi içsel dürtülerle bağlantılı olarak acı ve rahatsızlık duygularından uzak durma eğilimi de vardır(Oktuğ, 2007, s. 7). Hayvanın beynine kodlanmış ve doğuştan var olan davranış eğilimleri olarak içgüdüler, hayvanın yaşaması, üremesi ve böylece türünün sürmesine hizmet ettikleri düşünüldüğünde insanın da hayatta kalma ve soyunu sürdürme yönündeki eğilim, Freud’ un yaşam içgüdüsünü, kendini ve kendi soyunu korumak, yiyecek bulmak için avlanma davranışı da saldırganlık içgüdüsünü temsil etmekte ve yine hayatta kalmak için gereklidir(Dereboy, 1993, s. 27).

Ego(benlik)

Beynin bilinçdışı işlevselliğinin psikanalitik yazındaki adı ego’ dur ve bu işlevsellik temel olarak, yaşantıları gözlemek ve sentezlemektir(Dereboy, 1993, s. 26). Bebeğin gerçek dünyayla alış-verişe geçme gereksinimiyle birlikte egonun temel işlevleri olan algı ve biliş gelişmekte ve ego, gerçeği değerlendirme görevini üstlenmektedir(Oktuğ, 2007, s. 8). Freud’a göre (1996) Es(id) düpedüz bilinçsizdir, bilinç Ben’ de(ego) bulunup dış dünyayı algılamakla görevlendirilmiş en dış katmanların bir fonksiyonudur(s. 107). Bilinç denilen iç algı mekanizması, Ben’ e ruhta geçen olaylara ilişkin bilgiler iletir; bu bilgilerle yönetilen irade, Ben’ den aldığı emirleri yerine getirir ve Ben’ den bağımsız gerçekleşme gösteren olaylarda değişikliklere başvurur çünkü; ruh denilen şey yalınkat bir nesne değildir(Freud, 1996, s. 98).

Ego, gerçeklik ilkesine göre çalışır. Kişiliğin gerçekçi yürütme organı olan ego, mantıklı, akılcı ve pratiktir(Oktuğ, 2007, s. 9). İç dünyanın haz arayışı ile dış dünyanın gerçeklikleri arasındaki dengeyi sağlamakla yükümlü olan ego, bu görevi yerine getirirken öncelikle dürtülerin farkına varmakta, aynı zamanda da dış dünyanın koşullarına göre bilinçli bir değerlendirme yaparak, koşullara uyumlu davranışı eyleme geçirmektedir(Oktuğ, 2007, s. 9).

Ego’nun bir diğer işlevi ise id’ in hazza yönelik istekleriyle; ahlaki, vicdani, toplumsal nitelikli ve ideal kimlik olarak benimsenen süperegonun dürtüleri bastırma isteğini azaltmak ve bunu da gerçeklik algısına uygun olarak gerçekleştirmektir(Özakkaş, 2015, 106).

Süperego(üst-benlik)

Diadik ilişkiden triangüler ilişkiye geçişle birlikte süperego da gelişmeye başlar. Çok küçük yaşlardan başlayarak çocuk, anne ve babasının ülküsel imgelerine ek olarak, yasaklayan ve cezalandıran imgelerini de içselleştirmeye başlar ve süreç içinde çevredeki diğer otorite konumundaki büyüklerin yasaklayıcı imgelerini de içselleştirir. Başlangıçta ilgili nesne tasarımlarının parçası olan bu yasaklayıcı imgeler, tıpkı rol imgeleri gibi giderek nesnelerinden soyutlanır ve böylece çocuğun beyninde soyut ve nesnesizleşmiş ya da kişisizleşmiş (depersonalized) yasak imgeleri oluşmaya başlar(Dereboy, 1993, s. 56). Özakkaş ise (2015) süperegoyu, toplumsal yaşamın devam edebilmesi için insanın kendi içinde, kendini durduracak olan sınırları belirleyen bir çeper olarak tanımlamıştır(s. 108).

Dereboy (1993), bir iç otorite olarak işlev gördüğü düşünülen süperegonun, vicdanımızın sesinin kaynağı olarak düşünüldüğünü ifade etmiştir(s. 29). Freud’a göre (1923), egoda beliren her davranış eğilimi veya arzu, süperegonun denetiminden geçer ve onaylanmayan davranış eğilimlerinin bastırılması gerektiği egoya bildirildikten sonra süperegonun sözünü dinlememenin cezası, egoda suçluluk duygularının uyanmasıdır(Dereboy, 1993, s. 29).

İd- Ego- Süperego arasındaki çatışma


Ego, id’ in istekleri ile süperego’nun vicdani baskısı arasındaki çatışmayı dindirmek veya azaltmak için uzlaşma noktası bulmaya çalışır. Bu çatışmanın sonucunda kaygı oluşur ve ego, savunma mekanizmalarını devreye sokarak kaygıyı azaltmaya çalışır. Freud’a göre tehlikenin kaynağı, içgüdüsel gerilimin gücüdür; tehlikenin nesnesi (hedefi) egodur; çaresizliğe neden olan şey, egonun zayıflığı ve id ile süperegoya bağımlılığıdır(Oktuğ, 2007, s. 15). Savunma mekanizmaları, egonun gücüne bağlı olarak ilkelden olguna değişen niteliktedir. Çatışma düzeyinin artması ve ego’ nun baş etme mekanizmalarının azalmasıyla birlikte ortaya çıkan savunma mekanizmalarının niteliğine bağlı olarak ruhsal yapıda patolojiler gelişmeye başlar ve bunlar da ruhsal bozukluklara zemin sağlar.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Yapısal Kişilik Kuramı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     6 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN Fotoğraf
Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
Hatay (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi11 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN'in Makaleleri
► Benliğin Yapısal Modeli Psk.Enes KUŞ
► Yapısal Aile Danışmanlığı Psk.Dnş.Ömer AKTÜRK
► Yapısal Aile Terapisi ve Türkiye Psk.Salih HAFIZOĞLU
► Bağlanma Kuramı Psk.Ezgi SÖNMEZ
► Bağlanma Kuramı Psk.Dnş.Büşra Gül ALBAYRAK
► Bağlanma Kuramı Üzerine Psk.Tolga Nasuh ARAN
► Ekolojik Yaklaşım Kuramı Psk.Derya SOY
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Yapısal Kişilik Kuramı' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Mutluluk Kuramları Kasım 2018
► Mutluluk Kasım 2018
► Sosyal Kaygı Kasım 2018
► Kaygı ve Sosyal Kaygı Kasım 2018
► Uyku Nisan 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:14
Top