Kadınlar Neden Daha Çok Depresyona Giriyor?
Çağımızın hastalığı olarak anılan depresyon, yaşam şartlarının git gide zorlaştığı günümüzde toplumun büyük kesimini etkileyerek yaşam kalitemizin de belirgin bir biçimde düşmesine neden oluyor. Tüm dünyada ciddi bir problem haline gelen depresyona dikkat çekmek için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu yıl temasını depresyona ayırdı. WHO her dört kişiden birinin depresyona girdiğini ve depresyonun kadınlarda görülme sıklığının erkeklere göre iki kat daha fazla olduğunu söylüyor. Uzmanlar kadınların daha çok depresyona girmesini hormonlara ve toplumun beklediği kadın rollerine bağlıyor. Peki bu “kadın rolleri”ni kim veya kimler belirliyor?
Reklamlar ve medya yayınları zihnimizi manipüle ediyor.
Gün içinde maruz kaldığımız reklamlar, stil programları, ünlü moda dergileri ve sosyal medya genellikle yeterince iyi olmadığımız fikrini güçlendirerek para kazanmaya çalışıyorlar. Reklamlar (genelde kadınlara yönelik olanlar) kusursuz olmamız için belli ürünleri ve hizmetleri almaya kendimizi zorunlu hissetmemize yol açıyor. Reklamlar yıllardan beri bir şeyler satın almamızı sağlamak için bizi yetersiz, korku dolu, suçlu ve utanç içinde hissettirerek kafamızı karıştırıyorlar (1,2). Hedefleri bizi “yanlış” hissettirerek daha güzel ve mükemmel olmamız için bir şeyler almamızı sağlamak. Eldon Taylor Zihin Programlama adlı kitabında reklamcıların yalnızca 2007 yılında piyasa araştırmasına 149 milyar dolar harcadıklarını, insanları ürünlerini almaya nasıl yönlendireceklerini keşfetmek için psikologlara ve diğer uzmanlara danıştıklarını anlatıyor (3). Taylor reklamcıların neyin bizi harekete geçirdiğini, seçimlerimizi ve davranışlarımızı nasıl manipüle edeceklerini öğrendiklerini söylüyor (4).
Profesör Caroline Heldman da medya reklamlarının kadınları cinsel nesneler gibi göstermesinin nelere yol açtığını ortaya koyan doktora çalışmasında bizimle bazı şaşırtıcı veriler paylaşıyor (5):
* 1970’lerde günde 500 reklama maruz kalırken günümüzde 5000 reklamla karşılaşıyoruz ve reklamlarda cinsel nesne olarak sunulan bedenlerin yüzde 96’sı kadın.
*8-18 yaş arası çocukların günde ortalama 8 saati internette geçiyor. Reklamcılar onlara bu yolla ulaşıyor ve diğer reklamların arasından sıyrılmak için bu reklamların içeriğinde cinsellik tavan yapıyor.
*Biz kadınlar kendimizi cinsel nesne gibi görmeye ne kadar fazla koşullandırılırsak, o kadar fazla:
•Depresyona giriyoruz.
•Nasıl göründüğümüze daha fazla odaklanıyoruz. Nasıl oturduğumuza, saçımızın nasıl göründüğüne, kimlerin bize baktığına aşırı önem verir hale geliyoruz.
•Bedenlerimizden utanıyoruz ve anoreksiya, bulimiya gibi yeme bozukluklarına kapılıyoruz.
•Cinsellikle ilgili sorunlar yaşıyoruz.
•Kendimize saygımız azalıyor.
•Okuldaki not ortalamamız düşüyor.
•Ve başka kadınlarla rekabete giriyoruz.
Bedenimizle ne kadar barışıksak, o kadar mutluyuz.
Yıllarca büyük defilelerde yer alan model Liza Golden Bhojwani, bedenlerimizle barışık olmanın mutlu olmamız için ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatıyor. Eskiden günde yalnızca 500 kalori tüketerek hayatta kalmaya çalışan Liza, bu sağlıksız yaşamı geride bırakarak Hindistan’a yerleşmiş. Liza kişisel instagram hesabında mutlu ve tatmin olmuş hissetmeyi hepimizin hak ettiğini ve “Bu mesajı yaymamın sebebiyse vücudu içinde mücadele halinde olan tüm kadınlara onu sevmeleri gerektiğini hatırlatmak istemem” diyor (6).
En iyi detoks, medya detoksudur.
Yukarıda sayılanlar bizi kendimizden nefret ettirip, ürünlerini satın almamızı isteyen medya yayınlarından uzak durmamız için yeterli sebepler. Bu mesajlardan tamamen uzaklaşmamız mümkün olmasa da bu mesajları veren programları izlememe, moda dergilerini okumama seçiminde özgürüz. Her birimiz özgün ve kendimize has yeteneklerle dünyaya geliyoruz. Bu mesajlardan ne kadar uzak kalırsak, kendimizle ve özümüzle daha çok bağlantıya geçeriz. Bizi kusurlu hissettiren bu mesajlardan uzak kalmak elimizde. Baharın gelmesiyle aynı beden detoksu yaptığımız gibi, medya detoksu yapmaya ne dersiniz?
AYSEL KESKİN
PSİKOLOJİK DANIŞMAN & EFT MASTER
(1) Brennan, L. Ve W. Binney. “Sosyal pazarlamada korku, suçluluk ve utanç duygularının kullanımı”. Journal of Business Research. 63 (2). 140-146. 2010.
(2) O’Reilly, Terry. “Utanç: Pazarlamanın Gizli Gereci”. Under the Influence. CBC Radio. 2014.
(3) Taylor, Eldon. Mind Programming: From Persuasion and Brainwashing to Self-Help and Practical Metaphysics. Carlsbad. CA. Hay House Inc. 2009.
(4) Sağlıklı Yaşam İçin Kendini Sev. Louise Hay, Ahlea Khadro, Heather Dane. Altın Kitaplar Yayınevi. 2016
(5) http://ed.ted.com/on/GvKYBTag
(6) http://people.com/bodies/model-share...natural-body/)
Reklamlar ve medya yayınları zihnimizi manipüle ediyor.
Gün içinde maruz kaldığımız reklamlar, stil programları, ünlü moda dergileri ve sosyal medya genellikle yeterince iyi olmadığımız fikrini güçlendirerek para kazanmaya çalışıyorlar. Reklamlar (genelde kadınlara yönelik olanlar) kusursuz olmamız için belli ürünleri ve hizmetleri almaya kendimizi zorunlu hissetmemize yol açıyor. Reklamlar yıllardan beri bir şeyler satın almamızı sağlamak için bizi yetersiz, korku dolu, suçlu ve utanç içinde hissettirerek kafamızı karıştırıyorlar (1,2). Hedefleri bizi “yanlış” hissettirerek daha güzel ve mükemmel olmamız için bir şeyler almamızı sağlamak. Eldon Taylor Zihin Programlama adlı kitabında reklamcıların yalnızca 2007 yılında piyasa araştırmasına 149 milyar dolar harcadıklarını, insanları ürünlerini almaya nasıl yönlendireceklerini keşfetmek için psikologlara ve diğer uzmanlara danıştıklarını anlatıyor (3). Taylor reklamcıların neyin bizi harekete geçirdiğini, seçimlerimizi ve davranışlarımızı nasıl manipüle edeceklerini öğrendiklerini söylüyor (4).
Profesör Caroline Heldman da medya reklamlarının kadınları cinsel nesneler gibi göstermesinin nelere yol açtığını ortaya koyan doktora çalışmasında bizimle bazı şaşırtıcı veriler paylaşıyor (5):
* 1970’lerde günde 500 reklama maruz kalırken günümüzde 5000 reklamla karşılaşıyoruz ve reklamlarda cinsel nesne olarak sunulan bedenlerin yüzde 96’sı kadın.
*8-18 yaş arası çocukların günde ortalama 8 saati internette geçiyor. Reklamcılar onlara bu yolla ulaşıyor ve diğer reklamların arasından sıyrılmak için bu reklamların içeriğinde cinsellik tavan yapıyor.
*Biz kadınlar kendimizi cinsel nesne gibi görmeye ne kadar fazla koşullandırılırsak, o kadar fazla:
•Depresyona giriyoruz.
•Nasıl göründüğümüze daha fazla odaklanıyoruz. Nasıl oturduğumuza, saçımızın nasıl göründüğüne, kimlerin bize baktığına aşırı önem verir hale geliyoruz.
•Bedenlerimizden utanıyoruz ve anoreksiya, bulimiya gibi yeme bozukluklarına kapılıyoruz.
•Cinsellikle ilgili sorunlar yaşıyoruz.
•Kendimize saygımız azalıyor.
•Okuldaki not ortalamamız düşüyor.
•Ve başka kadınlarla rekabete giriyoruz.
Bedenimizle ne kadar barışıksak, o kadar mutluyuz.
Yıllarca büyük defilelerde yer alan model Liza Golden Bhojwani, bedenlerimizle barışık olmanın mutlu olmamız için ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatıyor. Eskiden günde yalnızca 500 kalori tüketerek hayatta kalmaya çalışan Liza, bu sağlıksız yaşamı geride bırakarak Hindistan’a yerleşmiş. Liza kişisel instagram hesabında mutlu ve tatmin olmuş hissetmeyi hepimizin hak ettiğini ve “Bu mesajı yaymamın sebebiyse vücudu içinde mücadele halinde olan tüm kadınlara onu sevmeleri gerektiğini hatırlatmak istemem” diyor (6).
En iyi detoks, medya detoksudur.
Yukarıda sayılanlar bizi kendimizden nefret ettirip, ürünlerini satın almamızı isteyen medya yayınlarından uzak durmamız için yeterli sebepler. Bu mesajlardan tamamen uzaklaşmamız mümkün olmasa da bu mesajları veren programları izlememe, moda dergilerini okumama seçiminde özgürüz. Her birimiz özgün ve kendimize has yeteneklerle dünyaya geliyoruz. Bu mesajlardan ne kadar uzak kalırsak, kendimizle ve özümüzle daha çok bağlantıya geçeriz. Bizi kusurlu hissettiren bu mesajlardan uzak kalmak elimizde. Baharın gelmesiyle aynı beden detoksu yaptığımız gibi, medya detoksu yapmaya ne dersiniz?
AYSEL KESKİN
PSİKOLOJİK DANIŞMAN & EFT MASTER
(1) Brennan, L. Ve W. Binney. “Sosyal pazarlamada korku, suçluluk ve utanç duygularının kullanımı”. Journal of Business Research. 63 (2). 140-146. 2010.
(2) O’Reilly, Terry. “Utanç: Pazarlamanın Gizli Gereci”. Under the Influence. CBC Radio. 2014.
(3) Taylor, Eldon. Mind Programming: From Persuasion and Brainwashing to Self-Help and Practical Metaphysics. Carlsbad. CA. Hay House Inc. 2009.
(4) Sağlıklı Yaşam İçin Kendini Sev. Louise Hay, Ahlea Khadro, Heather Dane. Altın Kitaplar Yayınevi. 2016
(5) http://ed.ted.com/on/GvKYBTag
(6) http://people.com/bodies/model-share...natural-body/)
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kadınlar Neden Daha Çok Depresyona Giriyor?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Aysel KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Aysel KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
depresyon, kadınlarda depresyon, kadınlar neden depresyona girer, reklamların üzerimizdeki etkisi, medya detoksu, kadınlarda depresyon sebepleri, kadınlarda depresyon oranı, kadınlarda depresyon sıklığı
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
