2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Modern Çağın Çocukları ve Kaygılı Ebeveynler
MAKALE #18350 © Yazan Uzm.Psk.Mehmet UZUT | Yayın Mayıs 2017 | 2,932 Okuyucu
MODERN ÇAĞIN ÇOCUKLARI VE KAYGILI EBEVEYNLER

Birçoğumuzun dilinden zaman zaman şöyle bir cümle çıkmaz mı? “_Ah keşke çocuk olsam, _O günlere geri dönsem, _Bir sihirli değnek olsa da şu çocukluğuma bir geri dönsem” gibi sözlerle ifade ettiğimiz duygularımızı ahlar vahlar içinde sıralarız. Çocuk olmanın dayanılmaz çekiciliğini zaman ilerledikçe anlamaya ve kavramaya başlarız.

Çocuk olmanın en büyük keyfi sınırsız bir hayal dünyasına sahip olmaktır. Sınırsız bir özgürlük alanı hissidir bizde uyandırdığı duygu. Çocukların çıkarsız ve umarsız hayata bakışı bizleri keşkelerin içine hapseder. Bu duyguları bugün biz yaşadığımız gibi babalarımız, dedelerimiz, anneanne ve ninelerimizde de yaşamıştır. Bazen yaşlılarımızdan duyduğumuz küçük yaşlarda yaşadıkları yokluklara rağmen o günlere geri dönme arzusu bu duygunun insanda yaş ilerledikçe ayrılmaz bir parçası haline geldiğini görürüz.

Çocuk kavramı biz insanlara özgüdür. Ama bazen “yavru” kavramını da kullanırız aslında bu bize değil diğer canlılara ait bir kavramdır. Bazen çocuklarımızı o canlılarla özdeşleştiririz, hâlbuki mükemmel olan insan değil midir? Kendi yavrumuzla bir kuzuyu özdeşleştirebiliyoruz bazen değil mi? Çünkü diğer canlıların yavrularına bakarken, tıpkı çocuklarımız gibi biçare ve acziyet içerisinde olduklarını anneye olan gereksinimin hemen hemen bütün canlılarda ortak olduğunu müşahede ederiz. Ancak insanoğlu bu yaratılmışlar içerisinde annesine, ebeveynine en çok muhtaç olan ve en çok gereksinim duyan varlık olduğunu ve acziyet içerisinde debelenen bir yapısının olduğunu da görüyoruz. Bir hayvanın yavrusu yumurtadan ya da annesinin karnından çıkar çıkmaz birkaç dakika içerisinde ayağa kalktığını hepimiz görmüşüzdür. Ama insanın ayağa kalması bir sürece bağlı olarak yaklaşık bir buçuk yılı bulmaktadır. Aradaki muazzam farkı görüyor muyuz? Bu durum fizyolojik bir varlık olarak aslında ne kadar aciz bir durumda olduğumuzun göstergesidir.

İnsanoğlunun evlenmek ya da yaşamını karşı cinsle birlikte sürdürmek istemesindeki en önemli gerekçelerinden bir tanesi, belki de en önemlisi neslin devamı arzusudur. Neslin devamı düşüncesinin altında aslında ölümü reddetme düşüncesi yatar. Yaşama duygusunu ve arzusunu çocuklarına aktararak insanoğlu aslında içinde barındırdığı ölümsüzlük arzusunu kendi genetik kodlarına sahip çocuğuna aktararak bu duygusunu bastırmış olur. Bu insanda var olma ve varlığını devam ettirme arzusunun bilinçaltına itilmiş ve çocuk yapmayla dışavurulmuş bir tezahürüdür.

İnsanı diğer varlıklardan ayrı tutan düşünce ve idrak kabiliyeti kişiye ona yaşamı şekillendirmeyi ve anlamlandırmayı, içini doldurma gereksinimini de verir. Bunu yaparken kendinden olan yeni varlığa yani çocuğuna ayrı bir hassasiyetle bakmasına da vesile olur. İlk atamızdan günümüze çocuklara atfedilen anlam, yaşama kendinden bir parçanın dâhil olması ve onu kendinde bulunan eksiklerini tamamlayan bir tamamlayıcı rolünün de verilmesidir. İnsanoğlu zamanla öğrenen bir varlıktır. Öğrendikçe bilgiye ulaştıkça kendi eksiklerini görme ve onu tamamlama ihtiyacı hisseder. Ancak bazen geriye dönme şansı yoktur. Bıraktığı yere dönememe gerçekliği, genetik kodlarıyla kendisinden bir parça olan çocuğuna tamamlayamadığı eksik parçalarını tamamlaması için bir rol biçmesine neden olur. Birçok ebeveynden duyduğumuz klişe ifadeler vardır ya; “_ Ben okumadım çocuğum okusun, _ Doktor olmayı çok istemiştim Onun için çocuğumun doktor olmasını çok istiyorum.” Gibi ifadeleri çok duymuşuzdur. İşte bu ifadeler aslında kişide yaşa arzusunun, varolma, yok olmama arzusunun çocuğuna tamamlayıcı rolünü de vererek ölümsüzlük isteğinin bir ifade ediş şeklidir. Tarihsel süreç içerisinde çocuğu verilen önem aslında kişinin yaşamla bir bağlantısının kopmama arzusunun bilinçaltına itilmiş ölümsüzlük duygusuyla ilintili olduğunu söyleyebiliriz.

Modernite, Avrupa'da yaklaşık olarak 17. yüzyıl civarında ortaya çıkan, zamanla tüm dünyaya yayılan toplumsal değerler sistemine ve organizasyonuna verilen isimdir. Genel anlamda gelenek ile karşıtlık ve ondan kopuşun; bireysel, toplumsal ve politik yaşam alanlarının tamamındaki dönüşümü ya da değişimidir. Bu değişim öncelikli olarak yaşanmaya başladı. Bu nedenle günümüzde her alanda meydana gelene değişimlere en çabuk adapte olan toplumlar genelde batıda sanayileşmiş, sosyo-kültürel değişimlerini gerçekleştirmiş toplumlar olmaktadır. Ancak değişime direnç gösteren bizim gibi toplumlar halen bu değişimlerin sancısını özellikle sosyo–kültürel alanda ciddi olarak yaşamaya devam etmekteler.

Komün yaşamadan günümüz yaşam standartlarına kadar geçen insanlık tarihi Soy-sop birlikteliğinin hüküm sürdüğü geniş aile modellerini hep diri tutmuştur. Kırsal bölgelerde sosyal ve ekonomik bir birlikteliği sürdüren bu aileler 20.YY’ın son çeyreğine kadar da ağırlıkta bir yapıyı barındırmaktaydı. Özellikle sosyo-ekonomik gelişmeler insanların yavaş yavaş bu geniş aile modelinden uzaklaşmasına neden oldu. Ve köyden kente bir akışla birlikte yavaş yavaş kendi içine kapanan apartmanlarda yan komşunun varlığından bile bi-haber, kendi içinde izole olmuş, bir aile profiliyle günümüz toplumu şekillenmeye başladı.

Geniş ailenin içinde barındırdığı gelenek-görenek ve sosyal otokontrol mekanizması, yalnızlaşan ve çekirdek aile modeline dönüşen günümüz ailesinde yavaş yavaş ortadan kalkmaya yüz tuttu. Bu aile modelinde dünyaya gelen çocuklar yapayalnız dört duvar arasında oksijenden, topraktan, ağaçtan uzak sadece duvarlarla ve eline tutuşturulan çin malı oyuncaklar, tabletler, bilgisayarlar ve tv’lerle modern çağa uygun nesiller olarak hazırlanmaya başlandı. Bunun yanında çalışan ebeveyn figürü bu çocukların anne babayla da birlikte zaman geçirilememesine neden oldu. Artık çocukları bakıcı anneler veya ömürlerinin son demini yaşayan dedeler ve nineler büyütmeye başladı. Yoğun iş saatleri çocukların anne babalarını günlerce bazen de haftalarca bir arada görmemelerine neden oldu.

Çocuklarıyla zaman geçiremeyen anne ve babalar içlerinde yaşadıkları suçluluk psikolojisini bastırmanın yolunu çocuklarını hediyelerle, bir dediklerini iki etmemelerle, onlara anne babalık yapmanın yegâne yolunun ihtiyaçlarını karşılamayla bitebileceği yanılsamalarını yaşamalarına neden oldu. Çocuklarıyla problem yaşayan birçok ailenin klişeleşen cümleleri artık “- ne istediyse yaptık, - bir dediğini iki etmedik, - odasını evin en güzel yeri haline getirdik” olmaya başladı. Ebeveynler, Çocuklarını bilgisayarda bir zamanlar fenomen hale gelen acıkınca ses çıkaran, ağlayan oyun bebekleri oldukları yanılgısını yaşamaya başladılar. Çünkü çocuk kavramını dahi tam olarak algılama yetisinden uzak bir ebeveynler ordusu etrafımızda var artık. Çocuk kavramına bakışımız; evlen, çocuk yap, dedeye-neneye ver onlar yoksa bakıcıya ver. E ondan sonra, ondan sonra çocuklar okula başlar. İşte o zaman anne baba tutuşmaya başlar. Çocuk hayatının en önemli evresini ebeveynlerden uzak geçirdikten sonra ebeveynlerin çocuklar üzerindeki otorite kaybı, duygusal iletişimsizlik gibi sorunlar karşımıza çıkmaya başlar. İşte modern çağın çocuklarıyla mücadele bu merhaleden sonra devreye girer.

Sürpriz yumurtalarından çıkan sürpriz oyuncaklar gibi ne çıkarsa hesabından çocuklar dünyaya getirilmemeli ama ne yazık ki artık yeni nesil ebeveynleri hayata dâhil etmek istedikleri yeni yavrulara bu şekilde bakmaya başladılar. Bir çocuğun Sürpriz yumurtasını bekleme heyecanı ve sonrasında ondan çıkan oyuncakla geçirdiği süre ile ebeveynlerin çocuk bekleme heyecanıyla çocuk doğduktan sonra onlarla geçirdikleri zaman neredeyse eşit gibi. O nedenle modern çağın çocukları birçok ebeveyn için bir sürpriz nesli olmaktan öteye geçmiyor.

Uzm.Klinik Psk. Mehmet UZUT
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Modern Çağın Çocukları ve Kaygılı Ebeveynler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Mehmet UZUT'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Mehmet UZUT'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mehmet UZUT Fotoğraf
Uzm.Psk.Mehmet UZUT
Tekirdağ (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi20 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Mehmet UZUT'un Makaleleri
► Modern Çağın En Büyük Günahı;rutin Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN
► Kaygılı Olmak Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Kaygılı Çocuklar Psk.Hasan KUL
► Kaygılı Kişilikler Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Ergenler ve Kaygılı Aileler Psk.Gülendam ÇAKMAK OZAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Modern Çağın Çocukları ve Kaygılı Ebeveynler' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:33
Top