Boşanma :Tamam mı Devam mı?
Hakkında bir şeyler yazılacak en zor konulardan biri boşanma benim için. Girdisi çıktısı o kadar çok ki… Biraz da iç acıtan bir mesele. Çünkü hiç bir evlilik ileride boşanırım diye yapılmıyor. Hep güzel hayallerle oturuyoruz nikah masasına. Hayatta yalnız olmayacağımız fikri ne güzel cezbediyor insanı. Fıtratımız da yatkın buna zaten. Güzel günleri de beraber yaşarız kötüleri de diyorsunuz. Birbirimizi severiz, hayata karşı kollarız, çocuklarımız olur, kocaman bir aile oluruz, hayatı birlikte göğüsleriz. Kalbimiz iyi, niyetimiz iyi, evliliğimiz niye iyi olmasın değil mi? işte bu iyi niyetlerle dikkatsiz bir eş seçimi yapabiliyoruz.
Evliliğin ilk aylarını bir keşif gezisi gibi düşünün. Yeni bir ev, yeni bir düzen, yeni bir beden.. Çok dile getirilmez ama atlamamak lazım, keşfin alası cinsellik, malum cicim ayları. Bu zamanlarda ara sıra hoşunuza gitmeyen birkaç şey olabilir ama, olur o kadar deyip idare eder ve devam edersiniz. Ne zaman ki keşifler biter artık yerinizi yurdunuzu tam olarak bilirsiniz, işte orada ince ince bir şeyler gıdıklar içinizi… Önceden idare edebildiğiniz her şey size yavaş yavaş yük olmaya başlar. Buna rağmen yine de bahaneler üretmeye devam edersiniz. Bir ben miyim evli? , kendi ana babalarımız çok mu farklı yani?, zamanla düzelir, kimler nelere katlanıyor Allah bilir? der der durursunuz. Bu arada bir kaç çocuğu da zaten araya sıkıştırmış olursunuz. Bazen onlardan medet umarsınız. Çocuk yuvayı kurtarır anlayışı size de hakim olmuştur bir kere. Büyük oranla bu tezi de yaşayarak çürütürsünüz ve yine bir değişiklik olmayınca bu sefer eşe dosta anlatmaya fikir almaya başlarsınız. Bir bakarsınız ki başkasına iyi gelen ilaç size iyi gelmez hatta daha da hasta olursunuz. İyilikle düzeltmeye çalışırsınız olmaz, aile büyüklerini devreye sokarsınız olmaz, ara da boşanmakla tehdit edersiniz olmaz, bazen evden uzaklaşırsınız olmaz. Her şey baktınız ki ters tepiyor bu işte bir iş var deyip bir kaç hoca araştırırsınız, büyü veya sihir olma ihtimalini elemek istersiniz olmaz. İşte bu olmazlar arttıkça anlarsınız ki önünüzde üç seçeneğiniz var.
1.İyileştirerek devam ettirmek: Şimdi diyeceksiniz ki "ee bu zamana kadar yaptıklarımız iyileştirerek devam ettirmek için değil miydi?" Niyet olarak evet ama yöntem olarak maalesef hayır. Şimdiye kadar yaptıklarınız istisnalar hariç ,her evli çiftin sanki bir mecburiyetmiş gibi denediği kurallar bütünüydü. Oysa her evliliği bir değerlendiremeyiz.
Sizin evliliğinizin yine size ait dinamikleri var. Alışkanlıklarınız, paylaşımlarınız, karakterleriniz, kültürleriniz,yaşama karşı bakışınız, herşeyiniz kendi içinde size özel.Bu kadar özel bir şeye koyabileceğiniz tek standart Allah ın evlilik için belirlediği kurallar hariç hiç birşey olamaz. O yüzden yapıcı bir şekilde evliliğinizi iyileştirmek istiyorsanız yapacağınız en güzel şey farkındalık sahibi olarak işe başlamak olacaktır.Yani kendinizi,eşinizi ve evliliğinizi daha iyi ve doğru tanıyarak ilk adımları atabilirsiniz. Sıkıştığınız ve ne yapacağınızı bilemediğiniz anları beklemeden bir uzman yardımı alarak bunu gerçekleştirebilirsiniz.
2.Olduğu gibi devam ettirmek: “Benim kaderim de buymuş” mantığını devreye sokanları görürüz çevremizde. Bu kişiler genellikle yeni adımlar atmaktan, değişimden korktukları için ve bazen de içinde bulundukları durumdan ikincil kazançlar sağladıkları için bir şeyleri değiştirme cabasında olmazlar. Her zaman bir bahaneleri olur. O yüzden kendileri istemediği sürece onlar için yapacak bir şeyimiz yoktur.
3.Boşanmak: Evliliği iyileştirerek devam ettirme çabası içerisin de olup sorunlara çözüm arayışıyla aile danışmanından yardım alan çiftlerin boşanma oranlarına baktığımızda ,boşanmaların üçte bir oranında azaldığını görürüz .Ancak buna rağmen bile boşanmaların kaçınılmaz olduğu durumlar da vardır.Bu durumların sağlıklı değerlendirilmesi ,kızgınlık ya da intikam hissiyle hızlı ama ileride pişmanlık doğuracak, aile bireylerini yıpratacak bir karar almamak için çok çok önemlidir. Boşanma iyi yönetilmesi gereken bir süreçtir. Özellikle çocukların varlığı bunu daha da anlamlı kılar. Boşanmanın ömür boyu suren bir etkisi olduğunu göz önüne alırsak, çiftler arasında iletişimin sağlanmasının; boşanma sebeplerini değerlendirmede, sürecin her iki tarafı yıpratmadan daha sakin geçirilmesinde, çocuklar ile ilgili kararların onların psikolojilerini olumsuz yönde etkilemeden sağlıklı bir geçiş yapılmasında, velayet yada mal paylaşımında, sosyal hayatı sekteye uğratmadan kolay ve yumuşak bir adli süreç geçirilmesinde, suçluluk duymadan ileri ki hayatınızı devam ettirmede ki rolü çok büyüktür.
Evliliğin ilk aylarını bir keşif gezisi gibi düşünün. Yeni bir ev, yeni bir düzen, yeni bir beden.. Çok dile getirilmez ama atlamamak lazım, keşfin alası cinsellik, malum cicim ayları. Bu zamanlarda ara sıra hoşunuza gitmeyen birkaç şey olabilir ama, olur o kadar deyip idare eder ve devam edersiniz. Ne zaman ki keşifler biter artık yerinizi yurdunuzu tam olarak bilirsiniz, işte orada ince ince bir şeyler gıdıklar içinizi… Önceden idare edebildiğiniz her şey size yavaş yavaş yük olmaya başlar. Buna rağmen yine de bahaneler üretmeye devam edersiniz. Bir ben miyim evli? , kendi ana babalarımız çok mu farklı yani?, zamanla düzelir, kimler nelere katlanıyor Allah bilir? der der durursunuz. Bu arada bir kaç çocuğu da zaten araya sıkıştırmış olursunuz. Bazen onlardan medet umarsınız. Çocuk yuvayı kurtarır anlayışı size de hakim olmuştur bir kere. Büyük oranla bu tezi de yaşayarak çürütürsünüz ve yine bir değişiklik olmayınca bu sefer eşe dosta anlatmaya fikir almaya başlarsınız. Bir bakarsınız ki başkasına iyi gelen ilaç size iyi gelmez hatta daha da hasta olursunuz. İyilikle düzeltmeye çalışırsınız olmaz, aile büyüklerini devreye sokarsınız olmaz, ara da boşanmakla tehdit edersiniz olmaz, bazen evden uzaklaşırsınız olmaz. Her şey baktınız ki ters tepiyor bu işte bir iş var deyip bir kaç hoca araştırırsınız, büyü veya sihir olma ihtimalini elemek istersiniz olmaz. İşte bu olmazlar arttıkça anlarsınız ki önünüzde üç seçeneğiniz var.
1.İyileştirerek devam ettirmek: Şimdi diyeceksiniz ki "ee bu zamana kadar yaptıklarımız iyileştirerek devam ettirmek için değil miydi?" Niyet olarak evet ama yöntem olarak maalesef hayır. Şimdiye kadar yaptıklarınız istisnalar hariç ,her evli çiftin sanki bir mecburiyetmiş gibi denediği kurallar bütünüydü. Oysa her evliliği bir değerlendiremeyiz.
Sizin evliliğinizin yine size ait dinamikleri var. Alışkanlıklarınız, paylaşımlarınız, karakterleriniz, kültürleriniz,yaşama karşı bakışınız, herşeyiniz kendi içinde size özel.Bu kadar özel bir şeye koyabileceğiniz tek standart Allah ın evlilik için belirlediği kurallar hariç hiç birşey olamaz. O yüzden yapıcı bir şekilde evliliğinizi iyileştirmek istiyorsanız yapacağınız en güzel şey farkındalık sahibi olarak işe başlamak olacaktır.Yani kendinizi,eşinizi ve evliliğinizi daha iyi ve doğru tanıyarak ilk adımları atabilirsiniz. Sıkıştığınız ve ne yapacağınızı bilemediğiniz anları beklemeden bir uzman yardımı alarak bunu gerçekleştirebilirsiniz.
2.Olduğu gibi devam ettirmek: “Benim kaderim de buymuş” mantığını devreye sokanları görürüz çevremizde. Bu kişiler genellikle yeni adımlar atmaktan, değişimden korktukları için ve bazen de içinde bulundukları durumdan ikincil kazançlar sağladıkları için bir şeyleri değiştirme cabasında olmazlar. Her zaman bir bahaneleri olur. O yüzden kendileri istemediği sürece onlar için yapacak bir şeyimiz yoktur.
3.Boşanmak: Evliliği iyileştirerek devam ettirme çabası içerisin de olup sorunlara çözüm arayışıyla aile danışmanından yardım alan çiftlerin boşanma oranlarına baktığımızda ,boşanmaların üçte bir oranında azaldığını görürüz .Ancak buna rağmen bile boşanmaların kaçınılmaz olduğu durumlar da vardır.Bu durumların sağlıklı değerlendirilmesi ,kızgınlık ya da intikam hissiyle hızlı ama ileride pişmanlık doğuracak, aile bireylerini yıpratacak bir karar almamak için çok çok önemlidir. Boşanma iyi yönetilmesi gereken bir süreçtir. Özellikle çocukların varlığı bunu daha da anlamlı kılar. Boşanmanın ömür boyu suren bir etkisi olduğunu göz önüne alırsak, çiftler arasında iletişimin sağlanmasının; boşanma sebeplerini değerlendirmede, sürecin her iki tarafı yıpratmadan daha sakin geçirilmesinde, çocuklar ile ilgili kararların onların psikolojilerini olumsuz yönde etkilemeden sağlıklı bir geçiş yapılmasında, velayet yada mal paylaşımında, sosyal hayatı sekteye uğratmadan kolay ve yumuşak bir adli süreç geçirilmesinde, suçluluk duymadan ileri ki hayatınızı devam ettirmede ki rolü çok büyüktür.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Boşanma :Tamam mı Devam mı?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Sevde ŞİŞMAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Sevde ŞİŞMAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
