2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sessizliğin Ruhu
MAKALE #18694 © Yazan Uzm.Psk.Handan ERDOĞAN | Yayın Ağustos 2017 | 2,696 Okuyucu
Ne kadar olmuştu yalnız sinemaya gitmeyeli, dışarıda tek başına kahve içmeyeli, yalnızken yemek yapmayalı. Önceden ne de sık yapardı bunu. Sahilde yürümeyi, dalgaların sesine kulak vermeyi, kuşların kendi aralarındaki muhabbetini, martıların gökyüzünde süzülüşünü, yeşili, doğayı pek severdi. Bazen boş bir banka oturur, çevresindeki insanları gözlemler ve onların yaşamıyla ilgili düşünürken bulurdu kendini. Kol kola yürüyen yaşlı bir çift gördüğünde bir gün, kim bilir ne kadar zor bir hayat yaşamışlardı diye geçirdi içinden. Yaşam yolunun yüzüne yansımış haliydi sanki yüzündeki çizgiler. Ya bakışlarındaki yorgunluk, tüm dünyayı sırtlamış olmanın getirdiği omuzlarındaki çökkünlük. İçten içe bu düşüncelerle boğuşurken diğer tarafta balık tutan insanlar, bisiklete binen çocuklar, geçim derdine düşmüş vapura yetişmeye çalışanlar, alelacele simit alıp karnını doyurmaya çalışanlar girdi radarına. Hayat oturduğu yerden yavaş akıyordu, sahi zaman ne kadar da değişkendi. Sevdikleriyle sohbet ederkenki zamanla, bir yakınının ameliyatını beklerkenki zaman aynı zaman mıydı gerçekten? Tuhaf, hem de çok tuhaftı. Üzerine düşünse bile anlayamadı, kime sorsan anlatamazdı belki de. Hiçbir şey anlatıldığı gibi değil yaşandığı gibiydi çünkü.

Şimdilerde ise eskiden yaptığı şeyleri artık yapamaz olmuştu. Üzerine düşünmez olmuştu birçok şeyin. Eve geldiğinde ya müziğin sesini açar ya da haber izler olmuştu. Yarım kalan kitapları vardı kapağını açmadığı aylardır. Sessizliği sevmiyordu artık. Sessizliğin güçlü bir duygusu vardı. Sessizlik koca bir çığlık gibi geliyordu ona, kendi sığ sularında boğuluyordu sanki. Neden tahammül edemez olmuştu sessizliğe? Neydi onu bu kadar rahatsız eden şey? Kendisiyle temas etmesine neden oluyordu esasen sessizlik. Sessizlik, geçmişiyle ilgili pişmanlıklarını, keşkelerini, yapamadıklarını, gelecekle ilgili korkularını, endişelerini fısıldıyordu kulağına usulca. Ölümden korkuyordu belki de. Sessizlik ölüme benziyordu çünkü. Sevdiği birini kaybetmemişti hiç. Ama kaybetmeye çok yaklaşmıştı. Belki de o zamandan beri sevmiyordu sessizliği. Ölüm ne tuhaf bir şey diye düşündü. Herkesin tecrübe ettiği/edeceği ama kimsenin bu tecrübesini paylaşamadığı gizemli bir şey.

‘Ruh ve Beden’. Birçok şey vardı uğruna yazılan. Felsefi, psikolojik, sosyolojik, spritüel yaklaşımlar. Birbirinden bağımsız olduğunu söyleyen de vardı ayrıştırılamaz diyen de. Ruhun özgür olduğunu söyleyen de vardı, bedenin özgür olduğunu söyleyen de. Beden yer kaplar ama düşünemez, zihinse düşünür ama yer kaplamaz diyen Descartes geldi bir an aklına. Bu konuyla ilgili karışıktı kafası. Düşünmedi daha fazla üzerine uzun uzadıya.

Varoluşsal kaygı diye okumuştu bir yazıda tüm kaygıların esas nedeni. Kendi varlığını sürdürme çabası, isteği, arzusu. Sonsuzluk isteğinin, mutlak olma arzusunun bir sonucuydu belki de varoluşsal kaygı denilen şey. Ölüm sahiden korkulacak bir şey miydi? Belki de ölümdü uğruna yazılan onca aşk ve sevginin ilham perisi. İnsanların birbirine nazikçe davranmasının sebebiydi belki de. Başkasına zarar vermekten alıkoyan, karşıdakini koruyup kollatan, adaleti öğreten, hak hukuk bildirtendi belki de ölüm. Kim bilir…

Sessizlik artık eskisi gibi gelmiyordu ona. Yeniden doğayı keşfetmeyi, tüm seslere kulak vermeyi, fark etmeyi, bakmaktan öte görebilmeyi, duymaktan öte dinlemeyi, kendine temas etmeyi arzuladı yine eskisi gibi. Sessizlik içinde kaybolmayacağını, aksine ona çok şey öğreteceğini biliyordu artık. ‘Beni sessiz de sevebilir misin’ demişti şair. Evet sevebilirdi.

Uzm. Klinik Psikolog
Handan ERDOĞAN
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sessizliğin Ruhu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Handan ERDOĞAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Handan ERDOĞAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Handan ERDOĞAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Handan ERDOĞAN
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Handan ERDOĞAN'ın Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Sessizliğin Ruhu' başlığıyla benzeşen toplam 3 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Duygusal Yeme Kasım 2017
► Kanserin Psikolojisi Ağustos 2017
► Takıntılarla Başa Çıkma Ağustos 2017
◊ Bağımlılık Hakkında Haziran 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:11
Top