2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Takıntı Hastalığı Olarak Bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?
MAKALE #19113 © Yazan Uzm.Psk.Pelin GÜLBAYRAK | Yayın Aralık 2017 | 3,814 Okuyucu
Bir kaygı türü olan takıntı hastalığı (Obsesif-Kompulsif Bozukluk), kişilerin kendilerini yapmaktan alıkoyamadığı ve yapmayınca da kendilerini rahatsız hissettikleri düşünceler ve bunlara bağlı olarak uyguladıkları davranışlar bütünü olarak adlandırılmaktadır. Bireyleri strese sokan, işlevselliğini olumsuz yönde etkileyen, kontrol edilemediği sanılan bu durum huzursuzluk yaratmaktadır.

Obsesif-Kompulsif belirtiler taşıyan bireyler, düşüncelerini engelleme yönünde belirli ritüelleşen davranışlar sergilemekte ve bu düşünceler her akla geldiğinde kısır döngü olarak bu davranış ritüelleri tekrarlanmaktadır. İnsanlar bazen bu düşüncelerin mantıksız, anlamsız ve saçma olduğunun farkına varabilirler ama yine de engellemeye yönelik bir şey yapmazlar. Bu durum günlük işlerin engellenmesine kadar uç boyutlarda olabilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluğun belirtileri;

- Kirlenmekten korkmaya yönelik; elleri sık sık yıkama, günde birden fazla duş alma
- Ocak, tüp, ütü gibi aletleri kapalı olduğu halde sık sık kontrol etme
- Düzene saplanma, simetriye gereğinden fazla önem verme (örn: eşyaları belirli bir düzene koyma..)
- Yapılan bir işi belirli sayıda tamamlamak için uğraşma (örn: Bulaşığı 3 kere yıkamalıyım.)
- Kendisi için önem taşıyan sözcükleri, cümleleri sürekli tekrar etme
- Aldığı şeyleri işe yaramasa dahi atamama, biriktirme.
- Kapı kolu gibi herkesin elinin değdiği şeylere dokunmaktan çekinme
- Çevresindekilere zarar vermeye yönelik korku
- Dinsel düşüncelere yönelik; günah olan şeyleri düşünmeye yönelik kaygı duyma

Stres, travmatik bir olay yaşamak, kişilerin yaşadıkları çeşitli sıkıntılar obsesif kompulsif oluşumunu sağlayabilmektedir. Bu bozukluğun sebepleri kişiden kişiye göre farklılık göstermekte tedavi sırasında obsesyona nelerin sebep üzerine durmak ve tedavi planını ona uygun biçimde ayarlamak önem arz etmektedir.

Oldukça yaygın olan bu rahatsızlık, genel olarak çocukluk çağlarında meydana gelmekteaş ilerledikçe şiddeti artmaktadır. Tedavi yöntemi olarak Bilişsel Davranışçı Terapi uygulayan uzmanlardan destek alınması, insanların yaşadığı bu sıkıntıların azalmasını sağlayabilmektedir.

Yaygın obsesyon belirtileri:

⦁ Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma

⦁ Başkasına zarar vermekten korkma

⦁ Hata yapmaktan korkma

⦁ Rezil olmaktan veya sosyal açıdan kabul edilemez bir şekilde davranmaktan korkma

⦁ Şeytanca veya günahkar düşünmekten korkma

⦁ Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı

⦁ Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı

Yaygın kompülsiyon belirtileri:

⦁ Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama

⦁ El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme

⦁ Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme

⦁ Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma

⦁ Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme

⦁ Belirli bir sıraya göre yemek yeme

⦁ Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma

⦁ Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama

⦁ İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı

⦁ Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme

OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Psikolojik hastalıklar arasında en ağır olanlarındandır. Mutlaka uzmana başvurulmalıdır. OKB günlük yaşam etkinliklerini ciddi olarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarına yol açan, yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır.

Kronikleşme, yani müzmin hale gelme olasılığının yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır. Tedavide kullanılan birkaç yöntem bulunmaktadır.

İLAÇ TEDAVİSİ
Özellikle Serotonin Geri Alım Engelleyiciler adı verilen bu grup ilaçlar OKB tedavisinde yaygın ve başarılı şekilde kullanılmaktadır.

Tedavinin ilk günlerinde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler ile hastaların çoğunun dile getirmeye çekindikleri cinsel yan etkiler görülebilir. Ancak bu grup ilaçlar genellikle hastalar tarafından kolaylıkla kullanılan ve kullanımları sırasında bir sorun yaşanmayan ilaçlardır.

Etkilerinin görülmesi için iki hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmesi beklenmelidir. Etkili olduğuna karar verilirse tedavinin gerekirse günlük doz arttırılarak en az iki yıl sürdürülmesi gerekir.

OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) Tedavisinde Psikoterapi:

Bir anksiyete bozukluğu olan OKB de tüm anksiyete bozukluklarında olduğu gibi, normal bir düşünceyi tehlikeli olarak algılama şeklinde bilişsel bir çarpıtma, bunun gereği olarak da gerekenleri yapma ihtiyacı, yapmadığı taktirde aşırı sorumluluk altında kalmanın getirdiği kaygı ve sıkıntı söz konusudur.

OKB tedavisinde psikoterapi bu ilkeleri temel alır. Psikoterapideki amacımız düşünce yanlışlarının bulunması ve bunların daha işlevsel olanlarla değiştirilmesidir. Bu amaçla kullanılan psikoterapi tekniği bilişsel terapidir.

OKB hastalarında şu bilişsel çarpıtmalar bulunur.

1)Kişi düşünce ile eylem yapmanın aynı şey olduğunu varsayar. Yani ellerinin kirli olduğunu düşünen hasta gerçekten elleri kirliymiş gibi hisseder ve doğal olarak temizleme ihtiyacı duyar. Ya da bebeğine zarar verebileceği düşüncesi aklından geçen bir anne, bunu gerçekten yapmış gibi hissederek büyük sıkıntı ve suçluluk duyar. Bu duruma psikiyatri-psikoloji dünyasında düşünce-eylem birleşmesi denir.

2)OKB’li hastalar düşündükleri şeylere gerçek dışı anlamlar yüklerler, düşündüklerinin o olayı ortaya çıkaracağına inanırlar. Yani kişinin aklına gelen kötü bir şey, kötülüğün gerçekleşmesini sağlayacaktır. Bu duruma büyüsel düşünme denir.

3)OKB hastalarında ‘’ya ocağı söndürmediysem’’, ‘’ya ütüyü prizde bıraktıysam’’, ‘’ya bebeğime zarar verirsem’’, ‘’ya kapıyı kilitlemediysem’’, ‘’ya gerçekten çıldırırsam’’ şeklinde ‘’YA OLURSA, YA GERÇEKTEN YAPARSAM’’ düşünceleri bulunur.

4)OKB’li hastalar düşüncelerine aşırı değer verir, aşırı önemserler. Örneğin, OKB’li bir hasta kötü bir olay düşündüğünde, bunun olma olasılığının yükseldiğini varsayar.

5)Felaketleştirme olarak adlandırılan tehlikeyi aşırı büyütme durumu OKB’de sık görülür. Kişi, sıradan bir baş ağrısını beyin tümörüne bağlayabilir.

6)OKB’de belirsizliğe katlanılamaz. Birey her şeyi tam olarak kontrol edemediğinde huzursuz olur.

7)Mükemmeliyetçilik Obsesif Kompülsif Bozuklukta önemli bir özelliktir. Her şeyi dört dörtlük yapma ihtiyacı, her olasılığı değerlendirip, aşırı kontrol etme ihtiyacı sıklıkla görülür. Her şey yerinde ve zamanında olacak, hataya müsamaha gösterilmeyecektir.

8)OKB’de ya hep ya hiç tarzı düşünme vardır. Bir şey ya doğrudur, ya da yanlış. Orta yol hiç bulunamaz. Örneğin, kişi tam güvende değilsem, büyük tehlike altındayım diyebilir. Yarışmada birinci gelemediyse, o en yeteneksiz sporcudur.

9)Aşırı sorumluluk düşünceleri OKB’nin tipik özelliklerindendir. Kişi başkalarına hastalık bulaştırmamak, masum insanlara bilmeden bile olsa herhangi bir zarar vermemek için kendinde aşırı sorumluluk hisseder, bu sorumluluk altıda giderek ezilir.

10)Aşırı ahlakçılık olarak tanımlanan, kişinin en küçük bir yanılgısında dahi cezalandırılması gerektiğine ait inancı bir OKB özelliğidir.

11)OKB’li hastalar takıntılı davranışlarını yerine getirirken, sevdiklerini koruduğu gibi soylu bir görevi yaptığı inancındadır.

12)OKB’de hiçbir zaman bardağın dolu tarafı görülmez, her zaman kötümser bir bakış açısı vardır.

BİLİŞSEL- DAVRANIŞCI TEDAVİ
Obsesif hastalar kaygı verici düşünceler ile bu düşüncelerden kaçarak ve kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var ki düşüncelerden kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle kısır bir döngü oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı veren ve kaygı oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle (obsesyonlar) karşı karşıya getirmek ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları (kompulsiyonlar) engellemektir. Hedef rahatsızlık veren düşüncenin oluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını sağlamaktır. Bu şekilde yapılan tedaviye alıştırma tedavileri adı verilir.

Bilişsel tedavilerde ise amaç rahatsız edici düşüncelerin oluşturduğu sorumluluk algısını azaltmaktır. Sorumluluk biçiminde bir algılama olmadığında hastalar akla gelen rahatsızlık verici düşünceleri yansızlaştırmak ve etkisiz kılmak için tekrarlayıcı davranışlar gösterme ihtiyacı hissetmeyeceklerdir. Amaç düşünceleri gerçek gibi algılamayı azaltmaktır. Bu nedenle tedavide tehdit tehlike ve aşırı sorumluluk algılarının ne oranda gerçekçi olduğu ve hangi düşünce hataları sonucu abartılı tehdit ve tehlike algılarının ortaya çıktığı hasta ile birlikte araştırılır.

Bilişsel hataların belirlenmesinden sonra yeterince işlevsel olmayan bu düşüncelerin daha gerçekçi ve işlevsel olanları ile yer değiştirmesi sağlanır. Düşüncelerinin bir felaketle sonuçlanacağını düşünen hastalardan bu dü-şünceleri durdurmak yerine özellikle akla getirmeleri istenmekte ve ardından korkulan sonuçların oluşmadığını görmeleri tedaviye uyum sağlamakta önemli yararlar oluşturmaktadır.

Bilişsel ve davranışçı terapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle nükslerin önlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek başlarına bazen de ilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler. Bilişsel davranışçı tedaviler tedavi seçenekleri arasında en önemli yeri tutmaktadır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Takıntı Hastalığı Olarak Bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Pelin GÜLBAYRAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Pelin GÜLBAYRAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Pelin GÜLBAYRAK Fotoğraf
Uzm.Psk.Pelin GÜLBAYRAK
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi9 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Pelin GÜLBAYRAK'ın Makaleleri
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı) Psk.Birgül EMİROĞLU BAKAY
► Çocuklarda Takıntı: Obsesif-Kompulsif Bozukluk Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Saplantı-Takıntı) Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Takıntı Hastalığı Olarak Bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:52
Top