2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Cinsel Tabular
MAKALE #19166 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN | Yayın Aralık 2017 | 6,403 Okuyucu
Küçülen dünyayla birlikte cinsel sorunların öneminin giderek anlaşılması ve toplumun cinsel sorunlara duyarlı hale gelmesi, sorunlar karşısında pasif kalmak yerine sorunun giderilmesine yönelik çalışmaların başlatılması cinsellik adına olumlu gelişmelerdir.
Buna rağmen hala cinselliğin bir tabu olarak görülmesi, ayıplama endişesi ve utangaçlık duyularından dolayı pek çok çift çare arayışında bulunamamaktadır. Hatta çiftler yaşadıkları sorunları birbirleri ile paylaşmamaktalar.

Ülkemizde bu süreç ‘Tadına varılacak bir armağan’ olarak görülmesi nedeniyle evlenmeden önce olabildiğince baskılanan ve evlendikten sonra günlük hayatın rutin koşturmacasından git gide daha az konuşulur ve daha az paylaşılır bir duruma gelmiştir. Yani aslında cinselliği de yaşarken hayatımızda ki diğer pek çok şey gibi zevk alarak değil de yaşamış* olmak amacıyla geçici hazlara takılıp geneli göremeyecek kadar sıradan ve basit yaşanmaktadır.* Dar kalıpların içinde sıkışmış tamamen fiziksel ihtiyaçları doyurmaktan öteye gitmeyen *bir süreç olarak yaşanmaktadır.* İnsanlar birbirleri ile cinselliği konuşmaktan çekinmekte, konuştuğunda da yanlış anlaşılma kaygısını yaşamaktalar. Tabi bu ve bunu gibi pek çok sorunun temelinde defolu öğrenmeler veya cinsel bilgi eksikliği bulunmaktadır. Türkiye de bu konuda henüz yeterli bilinç oluşmamıştır.

Cinsel mutluluğa ulaşabilmek için kişinin önce kendi bedenini tanıması ve sevmesi gerekir. Kendi bedenini tanıyan, nelerden zevk aldığını bilen, cinsellikle ilgili olumlu duygu ve düşüncelere sahip olan insan cinsellikten keyif alır . Ayıp, yasak günah duygularıyla dolu olan, yaptığı eylemlerden dolayı suçluluk duyan* elbette cinsellikten zevk alamaz.

Bayan danışanlarımın pek çocuğunu dinlediğimde eğitim düzeyi* ne olursa olsun kendi bedenine dokunmaktan çekindiklerini hatta evlenmeden önce hiç dokunmadıklarını ifade etmekteler. Nasıl oluyor da insan kendi bedenine dokunmaktan korkabiliyor tabi bunların temelinde pek çok psikopatoloji olmak ile beraber *toplumsal ve çarptırılmış dinsel öğretiler kişinin merak duygusunu da ortadan kaldırıp , kendine yabancılaşmasına neden olmaktadır.

Kadının cinselliğine baktığımızda; cinselliğin erkeğe karşı bir sorumluluk ve görev bilici ile yaşandığından kadının cinselliği daha karmaşık hal almaktadır. Orgazm taklidinin altında ezilen kadın hem fiziksel hem duygusal anlamda cinselliğin ruhunu yaşayamaz ve anlayamaz.

Orgazm olmak genellikle boşalmak olarak algılanır ama ikisi birbirinden farklı şeylerdir.Orgazm çeşitli fiziksel ve psikolojik cinsel uyaranlar sonucu beynin harekete geçmesi ve hormon mekanizmalarının etkisi ile hem bedensel hemde ruhsal olarak algılanan ’geçici şuur bulanıklığı, kontrol kaybı duygusu’ ve istem dışı ritmik vajinal kasılmaların yaşandığı ‘yoğun bir boşalma olarak tanımlanabilir.Boşalma ise cinsel ilişkilerin sonlarına doğru yaşanan kasılmalarla kendini gösteren fiziksel ve bedensel rahatlama olarak tarif edilebilir. Yaklaşık olarak boşalma 5 ile 10 saniye orgazm ise 10 ile 15 saniye arası sürer.

Bazı kadınlar orgazm veya boşalma için geçen süre uzadıkça kendilerine olan güvenlerini kaybedebiliyorlar.

Dahası filmlerde gördükleri seks sahnelerini olması geren bir standart olarak değerlendirip cinsel ilişkide mutlaka orgazm olmak gerektiğini ve yatakta çıkarttığı seslerin erkeğin yaşadığı duyunun yoğunluğunu artırdığına dair inancıyla kendini yetersiz hissetmekte ve yatakta özgüven eksikliği yaşanmasına neden olmakta bunu temelinde de erkeğin egosunu tatmin etmek arzusu yatmaktadır. Dolayısıyla kadın orgazm taklidinin altında ezilmektedir.

Kadının orgazm olamamasının temelinde pek çok neden olabilir. Bu nedenlerden en sık görülenleri; ön hazırlık ve uyarılma olmadan doğrudan cinsel birleşme, partnerin erken boşalma ve sertleşme sorunun olmasından dolayı erkeğini mutlu etme çabası içinde kendi hazzına odaklanamaması ve cinselliği görev olarak görmesi nedeniyle zevk alamaması, zevk alamadığı için biran önce ilişkiyi bitirme isteği orgazm olamamasının nedenleri arasında sayılabilir, bunun yanı sıra partnere duyulan olumsuz duygular, geçmişinde yaşadığı travmatik cinse deneyimler, hamile kalma endişesi, sosyo kültürel yasaklamalar ve dinsel inançlar, aldatılmış olmak, alkolizm, depresyon vb. psikolojik ve nörolojik rahatsızlıklar da orgazmı engellemektedir.

Mutluluk veren bir cinsellik çiftleri daha huzurlu, daha mutlu ve çevreye daha pozitif yaparken, çiftleri birbirlerine daha çok bağlar ve bütünleştirir. Orgazmı yaşamayan kadın cinsel mutluluğu da yaşayamaz.* Bu durum aslında ciddi bir stres kaynağı olabilir çünkü cinsel mutluluk yatak odası ile sınırlı değildir.

İnsanın en aktif cinsel organı beynidir. Arzuladığınız cinsel hayata ulaşmak imkansız değil sadece cinsel eğitimle pek çok sorunu ortadan kaldırıp yerine keyifli an’lar koyabilirsiniz ve bu sizin elinize hiç birşey için geç değil cinsellikten keyif almamış kadın mutlu bir kadın değildir. Cinselliğin felsefesini ve ruhunu anlamamış bir erkek de ne kendine ne de partnerine cinselliği yaşatamaz, çünkü cinsellikte biraz bencil olmalı insan karşı tarafı mutlu etmek isterken kendi arzularınızdan vazgeçersen ve zamanla seks senin için sadece görev olur.

Ülkemizde her 100 kişiden 10'nunun cinsel sorunları için doktora başvurduğunu tespit edilmiştir. (CİSED) En çok konuşulan ve en çok merak edilen konu olmasına rağmen doğru bilgilere sahip olmadığımız cinsellik hakkında doğru sandığımız yanlışları şu şekilde sıralayabiliriz;

ERKEKLER CİNSEL İLİŞKİYE HER ZAMAN HAZIR MI?

Erkeklerin; her zaman, her yerde, her koşulda sevdiği, beğendiği ya da hiç tanımadığı seksi bir kadını görür görmez penisinin hazır konumuna geçeceğine inanılır. Bu inanış, erkekleri, hacıyatmaz türü bir penise indirgemekten başka bir şey değil. Bu inanışla büyüyen erkek, kendi penisi her daim kendine selam çakmadığı için cinsel bir sorununun olduğunu düşünüyor ve kendine olan güvenini yitiriyor. Bu bilgiye haiz olan kadın da kendi seksapelinden emin olmak için erkeğinin penisinden her daim onay bekliyor. Bu tür onay her zaman, her yerde ve her koşulda gelmediği için kendine olan güvenini yitiriyor. Erkeğinin kendini beğenmediğini, çekici bulmadığını düşünüyor. Bu bilgi, bazı kadınlar için, erkeklerinin kendilerini her zaman, her yerde ve her koşulda aldatabileceği anlamına geliyor. Bu yüzden bu kadınlar erkeklerine resmen yapışıyor, nefes aldırtmıyor. Bilinmelidir ki penise sahip olmak erkekleri*butonlu bir seks makinesi*yapmaz.

SEVİŞMEYİ BAŞLATAN KADIN AHLAKSIZ MI?

Erkek-kadın ilişkilerinde erkek, kadın ile sevişiyor. Kadının iyi sevişmesi bekleniyor, bir de orgazm olursa erkek bunu kendi zaferi olarak görüyor, erkekliğini üçe beşe katlamış oluyor, omuzlar dikleşiyor, çelikten göğüs dışa fırlıyor. Tüm bunlar gösteriyor ki kadın, sevişmenin bir parçası. Kadının erkeği ile sevişmesi ve orgazm olması çok doğal. Buna rağmen sevişmeyi kadının başlatması ahlaksızlık olarak görülüyor. Bu inanış nedeniyle birçok kadın, ilk adım erkeğinden gelmediği sürece cinsel isteğini baskılamak zorunda kalıyor. Kadının erkek isteyene kadar ahlaklı (!) olması, erkek istediğinde ise birden ahlaksız (!) olması bekleniyor. Oysa kadının, kendinin de bir parçası olduğu bir eylemi başlatması kadar doğal bir şey yok. Ne de olsa sevişme ve seks erkeğe özgü bir eylem değil. Cinsellik kadına da verilmiş bir dürtü. Kadın, susadığında masasında içilebilir bir su varsa, nasıl ki o suya uzanıyorsa cinsel istek duyduğunda da bir erkeği varsa sevişmeyi başlatabilir. Bu; bir ahlak meselesi değil, hak meselesi.

KADINLARIN CİNSEL İSTEKLERİ AZ MI?

Kadın cinselliğini baskılayan bir yanlış inanış daha… Bu fikrin kadınlara yerleştirilmesinin sebebi ise kadının cinselliğe merak duymasını engellemek, kadını cinsellik konusunda özgürleştirmemek –böylece ahlaklı (!) olmasını sağlamak- kadını cinsellikten otomatik olarak zevk almaz hale getirmek, zevk alacak olsa bundan utanmasını sağlamaktır. Ayrıca erkekler, bu inanışı, aldatma serüvenlerini haklı çıkarmak için de kullanır:*“Siz kadınlar bizim gibi değilsiniz, cinsel isteğiniz az, bu yüzden siz aldatamazsınız ve bizim neden aldattığımızı anlayamazsınız.”*Oysa kadınların da bazı dönemleri hariç cinsel isteklerinin erkeklerinkinden aşağı kalır yanı yok. Hatta kadının erkeğe oranla cinsellikten daha fazla zevk almasını sağlayacak donanımı var; fakat cinsel isteğinden ve zevk alma potansiyelinden bihaber olan kadın, cinselliği çoğunlukla görev olarak yerine getiriyor.

PENİSİ SERTLEŞTİĞİNDE ERKEK UZUN SÜRE BOŞALMAZSA AĞRI HİSSEDER Mİ?

Penisin sertleşmesi; cinsel uyaranlar karşısında beynin verdiği komutlar neticesinde penise kan pompalayan damarların genişlemesi ve vücutta dolaşımda bulunan kanın penis içine dolması, böylece penisin şişmesidir. Erkek boşalmadığında, cinsel uyaranlar kaybolduğunda kan penisten geri çekilir, vücutta dolaşmaya devam eder ve penis her zamanki haline geri döner. Erkek nasıl ki penisinin sertleştiği ilk anlarda ağrı hissetmiyorsa 15-20 dakika boşalmayıp ereksiyon durumunda kaldığında da bir ağrı hissetmez. Bu yanlış inanış da yine erkeklere hizmet eder. “Hadi ama bu artık bir sağlık sorunu! Ağrı çekmemi istemezsin değil mi?” Erkeğinin ağrı çekmesini istemeyen kadın erkeğine karşı sorumluluk hisseder ve mutlaka boşalmasını sağlar. Erkeği boşalmazsa görevini yerine getiremediğini düşünür ve suçluluk hisseder.

PENİSİ KISA OLAN ERKEK KADINA YETERİNCE ZEVK VEREMEZ Mİ?

Vajinanın yapısını ve kadının nasıl zevk aldığını bilmeyenler tarafından üretilen ve inanılan yanlış bir bilgidir bu. Cinsel ilişkide kadına verilen zevk ile penis boyu arasında doğru orantı olduğunu zanneden erkekler, penis boylarını takıntı haline getirebiliyor. Sadece kendilerininkini değil, herkesinkini: “Seninki kaç santim, ya seninki? Porno filmdeki zencininki en az 19 santim. Yazıklar olsun bana! Sen de söyle, seninki kaç santim?” Bilinmelidir ki dünya genelinde sertleşmiş durumdaki penis uzunluğu ortalaması 14 cm’dir, 10 ila 18 cm uzunluğundaki penisler de normal kabul edilir. Kadın ise, vajinasının sinirlerle kaplı olan ilk 3 santimlik kısmından zevk alır. Bu da demek oluyor ki kadının cinsel ilişkiden aldığı zevk penisin boyuna değil, tamamen kalınlığına bağlı. Sanırım bu bilgi de pek rahatlatıcı olmadı.

KLİTORİSİN UYARILMASI İLE GERÇEKLEŞEN ORGAZM, GERÇEK ORGAZM DEĞİL Mİ?

Orgazm; beynin cinsel uyaranlar tarafından sürekli ve yoğun şekilde uyarılması sonucunda, haz bakımından doruk noktada iken, hem bedensel hem ruhsal olarak algılanan bir durumdur. Orgazm esnasında rahim ve vajina ritmik olarak ve istemsiz şekilde kasılır, sonrasında kadına doyum hissi gelir. Kadınların çoğu cinsel birleşme ile orgazm olamazken klitoral boşalmanın gerçek boşalma olmadığına, önemli olanın vajinal boşalma olduğuna dair yanlış bir bilgi sürekli tekrarlanır oldu. Oysa kadın klitorisinden zevk alır.**Kadının orgazm olabilmesi için klitorisinin uyarılması gerekir, vajinanın bir nevi erkeğe hizmet ettiğini söyleyebiliriz. Kadınlara yüklenen bu yanlış bilgi neticesinde kadınlar kendilerini eksik ve mutsuz hissedebiliyor ve vajinal boşalmayı yaşayabilmek için arayışa girebiliyor.

ERKEK VEYA KADIN, PARTNERİNİN SEVİŞME İSTEĞİNİ REDDEDEMEZ Mİ?

Erkek veya kadın, partnerinin sevişme isteğini reddediyorsa bu; onu sevmediği, beğenmediği, çekici bulmadığı, arzulamadığı, aldattığı anlamına gelmez. Bu yanlış düşünce çoğunlukla kadınların dünyasını altüst etmekte. Cinsel sorunu olmayan bir erkeğin sevişmeye “hayır” demesi genelde kadını arzulamadığı şeklinde yorumlanır, çünkü erkeklerin her an sekse hazır olabilecekleri düşünülür. Sekse her an hazır olması gereken bir canlı tarafından reddedilen kadın, kendine olan güvenini kaybeder. Kadının “hayır” demesi ise erkeğini düşünmediği, sorumluluğunu yerine getirmediği, bencilce davrandığı, dolayısıyla erkeğini istemediği şeklinde yorumlanır. Bu yanlış inanış, insanoğlunu cinsel uyaranların kölesi düzeyine indirgemekle eşdeğerdedir. Bu inanış nedeniyle birçok kadın ve erkek istemediği,**hazır olmadığı halde partneriyle cinsel ilişkiye giriyor ve cinsellikten haz alamıyor. Bu durum sık sık yaşanırsa da cinsel isteklerini kaybetmeye başlıyor.

KADININ CİNSELLİKTEN ZEVK ALMASINI SAĞLAMAK ERKEĞİN GÖREVİ Mİ?

Kadın cinsellikten zevk alıyor ve orgazm oluyorsa erkek bunu kendine atfeder. Erkekliğinin onaylandığını, iyi seks yaptığını düşünür. Tersi durumda ise sevişme şeklini sorgulamaya, penis boyunu dert etmeye, kadının kendini çekici bulmadığını düşünmeye başlar. Erkekliğinin onaylanmadığı hissine kapılır, kendini yetersiz bulur ve her cinsel ilişkide erkek için durum daha da kötüleşir. Oysa cinsel ilişki sadece erkeğin zevk alacağı ve vereceği bir eylem değildir. Kadın da sevişmenin bir parçası olduğuna göre zevk almayı bilmesi, öğrenmesi gerekir. Erkek zevk almak ve orgazm olmak için çabalarken kadının da kendi haz duygusu için erkeği yönlendirmesi gerekir.

BOŞALMA ANINDA BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNÜLÜRSE BOŞALMA ERTELENEBİLİR Mİ?

Birçok erkek erken boşalma sorunu yaşıyor ve bunu bir hastalık olarak algılıyor. Erken boşalmadan dolayı utanç duyan erkeklerin çoğu profesyonel birine danışmak yerine kendi kendine yöntemler geliştiriyor. Erkeklerin çoğu, boşalma anı yaklaştığında dikkati başka bir yöne çekerek boşalmayı kontrol edebileceğini ve geciktirebileceğini düşünüyor. Oysa erkek seks esnasında başka bir konuya odaklanmaya çalışırken kontrolünü tamamen kaybediyor. Ya beklemediği bir anda boşalıyor ya da daha kötüsü oluyor, konsantrasyonu bozulduğu için penis sertliğini kaybediyor.

MENOPOZA GİREN KADININ CİNSEL İSTEĞİ BİTER Mİ?

Menopoz; kadının adet kanamalarının ve dolayısıyla üremesinin sona ermesidir, cinsel isteğinin değil. Cinselliği, üreme ile bağdaştıran ve üremeyi sağlayan bir eylem olarak gören toplumlarda kadınlar; üreme yetilerini kaybettiklerinde cinsel isteklerinin de azalacağına inandırıldılar. Hatta artık üreyemediklerine göre cinsel ilişki ihtiyaçlarının olmaması gerektiğine inandırıldılar. Bu nedenle menopoza girdiklerinde cinsel isteklerini baskılarlar. Bu yanlış inanış nedeniyle üreme yetisini kaybeden fakat cinsel arzularında hiçbir eksiklik olmayan kadından kadınlığa dair her şey alınmış olur. Kadın kendini eksik ve yaşlı hissetmeye başlar. Oysa bilinmelidir ki kadın hayatının sonuna kadar seks yapabilir. Ne menopoz ne yaş kadının seks yapmasına engel değil.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Cinsel Tabular" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Duygu AYHAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN
Konya
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Cinsel Tabular' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Eyvah Vajinismusum Ekim 2013
► Evlenme Kararını Önemi Haziran 2008
► Eş Seçme Kuramları Mayıs 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:02
Top