2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dinamik Psikoterapi Nedir
MAKALE #19344 © Yazan Dr.İbrahim SARI | Yayın Şubat 2018 | 12,846 Okuyucu
Dinamik Psikoterapi

Psikoterapi çok geniş anlamda sözle ve ruhsal yollarla yardım ve iyileştirme demektir. Ruh bilim bilgilerine dayanan, hasta ile karşılıklı ilişki ve iletişimi kullanan bir takım uygulamalardır.

Psikoanalitik açıdan tanı koymaya yönelik düşünce tarzına girmek bu dersin konusudur. Bu düşünce tarzı terapist bir klinisyen olarak olgunlaştıkça insanlık durumunun komplex yapısıyla ve her bir insanın kendine özgü oluşuyla karşılaştıkça daha ayrıntılı ve incelikli hale getirilebilir ve yeni bilgilere göre yenilenebilir.

Hayat her zaman zor olmuştur ve insanlar her zaman duygusal acılarına hitap eden tedavicilere ihtiyaç duymuştur. Öte yandan bir meslek olarak psikoterapi hayatın zor bir hale geldiği bağlamlarda ortaya çıkmıştır.

Hayat ne denli karmaşık hale gelirse o denli çok sayıda insan da her şeyi yerli yerine oturtmakta yardıma ihtiyaç duyarlar. Tanıyla ilgili meselelere bir duyarlılık geliştirmenin en kesin yolu bireyin kendine ait tüm içsel alanları (nevrotik, sınır durum, psikotik) ve her bir insanın karakterine yerleşebilecek süreçlere ilişkin tüm işaretleri araştırması ve keşfetmesidir. Birey kendi dinamiklerine ulaşabildiği ve bunları kabul edebildiği oranda öteki bireylerin dinamiklerine anlayış ve saygı ile bakabilir.
Terapistin tarzı, terapötik çerçeve, terapötik ittifakın kurulma şekli önemlidir, ama esnek bir değişkenlik de gösterebilir. Psikoanalitik terapilerde esas niteliğindeki değişmez özellik ise anlam arayışı, dürüstlüğe bağlılık ve her bir hastanın eşsiz öznel deneyimine derin bir saygı tutumudur.

Günümüz psikanaliz ve psikoterapi pratiği, devrim ve evrimlerle geçen bir yüzyılı simgelerken, hem yapıcısı Sigmund Freud hem de onun takipçileri ve karşıt fikirde olanlar tarafından gözden geçirilerek geliştirilmiştir. Görüş ve uygulama ayrılıklarından yeni yeni görüş ve yöntemler ortaya çıkmakta, uygulamada daha bir gerçeklik ve esneklik kazanılmaktadır.

İnsanoğlunun beyin yapısı, fizyolojisi, biyokimyası en ince ayrıntılarına kadar öğrenilse, birçok ruhsal bozukluğun organik kaynaklarını açıklansa bile insanın duygusal, bilişsel tepkilerinin, ilişkilerinin yalnızca nörobiyolojik düzeyde tartışılması ve anlaşılması mümkün değildir. Ruhsal sorunları yalnızca biyokimyasal ve nörobiyolojik yöntemlerle açıklayan biyolojik yaklaşım insan ruhunu yok saymakta ve sadece ilaç yüklemesi ile bu zorluğu aşmaya çalışmaktadır.

Biyolojik psikiyatri ilerledikçe yeni yeni ilaçlar ortaya çıktıkça, psikoterapilere karşı ilgi azalmıştır. Bununla beraber ne yazık ki ruhsal sorunların ilaçla sağaltımında yeterince başarı sağlanamamaktadır. Çünkü ilaçlar arabaya konulan benzin gibidir. Çoğu ruhsal bozukluğu tamamen geçirememekte, kullanıldığı sürece kısıtlı bir tarzda, geçici olarak kişiyi rahatlatmaktadır. O yüzden çoğunlukla psikofarmakoterapinin ömür boyu sürmesi öngörülmektedir. Yan etkiler de ilaçların kullanımını kısıtlamaktadır.

İnsanın kendi ruhsal sıkıntı ve bocalamalarını açıklamaya ve onlarla savaşmaya başlamasının ilk dönemlerinde büyüsel düşünce egemendi. Bütün açıklamaları, korunma ve sağaltım yolları büyü ve doğaüstü güçlere inanmak yoluyla oluyordu. İlkel sağaltım yollarının kaynağında insanoğlunun temel bir yadsıma ve yansıtma gereksinimi vardır.

Doğa karşısında güçsüz kalan ilkel insanlar doğaüstü güçlerin (cin, peri, şeytan vb.) varlığına inanarak anlayamadığı bir olguyu açıklama, aydınlatma, anlayabilme ve bunlara göre kendini savunma yolları aramıştır. Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin temel kitapları ruh hastalığı anlayışına büyüsel düşüncenin ötesinde ve ilerisinde bir değişiklik getirmemişlerdir. Bilakis Orta Çağda ruh hastalarına yapılan korkunç işkencelerin ve yok etmelerin en büyük gerekçesi olarak kullanılmıştır. O zaman ruh hastaları şeytanın yakaladığı bir büyücü olarak görülür, avlanır ve diri diri yakılırdı.

Ruhsal hastalıkların gerçek insancıl yaklaşımı 18. Yy.ın sonlarına doğru Fransız hekimi Pinel tarafından gerçekleştirildi. Ruh hastalarını zincirden kurtaran insan olarak bilinen Pinel Traitement Moral isimli yapıtı ile planlı psikoterapinin ilkelerini de belirten ilk hekim olmuştur.

Psikoterapi türleri

1) Hekimin hastaya yanaşma biçimi ve tutumuna göre;
2) A)Bastırıcı(supressif)
B)Detekleyici(suportif)
C)Derinliğine araştırıcı(eksploratif)
2) Ruhsal bozukluk(psikopatoloji) anlayışı ve kuramsal çıkış noktasına göre;
A)Psikodinamik temellere dayananlar;
a) Psikanaliz
b) Freud’dan yöntemce büyük ayrılma göstermeyen fakat kuramsal olarak ayrılıkları olan analiz okulları(Jung, Adler, Rank, Horney, Sullivan)
c)Psikoanalitik nesne ilişkileri kuramı( Klein, Fair bairn, Kernberg), psiko-analitik benlik psikolojisi(Hartmann, Rapaport, Erickson), psiko-analitik özbenlik(kendilik, self) psikolojisi(Kohut).
B)Öğrenme ilkelerine dayanan davranışçı psikoterapi türleri;
Sistematik duyarsızlaştırma(Wolpe), alıştırma(exposure), itici koşullama(aversif training), olumlu pekiştirme ve söndürme(pozitif reinforcement and extinction) vb.
C)Varoluşçu(existential)
D)Bilişsel Terapiler
E)Bilişsel davranışçı Terapiler
3)Sağaltım durumunun biçimi ve yapısına göre
A)Bireysel(individual) psikoterapi
B)Grup psikoterapisi
C)Psikodrama
D)Oyun psikoterapisi
E)Aile psikoterapisi
Çeşitli Psikoterapi Türlerinde Kullanılan Başlıca Ruhsal ve Fiziksel Araçlar
Dolaysız Araçlar;
1)Daha çok bastırıcı ve destekleyici psikoterapi türünde var olanlar.
Telkin(suggestion), inandırma, ikna(persuasion), yol gösterme rehberlik(guidance), danışma (counselling)
2)Bastırıcı, destekleyici ve derinliğine araştırıcı türlerde var olanlar
Hipnoz, narkoz, boşaltma(catharsis)
3)Genellikle derinliğine araştırıcı çözümleyici yani psiko-analitik türlerde var olanlar
Güdümsüz görüşme, serbest çağrışım, rüyaların yorumu, dil sürçmelerinin(parapaxis) çözümlenmesi, direnç ve aktarımın(transferans), çözümlenmesi, sembollerin çözümlenmesi, açıklama ve yorumlar.
Dolaylı araçlar;
1) Çevrenin değiştirilmesi, aile düzenlemesi, hava değişimi, iş değiştirilmesi vb.
2)İlaçlar,fiziksel sağaltım yolları, faradi akımı verilmesi, banyolar, spor vb.
3)Çeşitli uğraşı, iş ve uyumlandırma yani rehabilitasyon yolları.
İyi niyet, zorunlu olsa da kimseyi psikoterapist yapmaz. İster destekleyici, isterse iç görüye yönelik tedavide ideal olan, terapistin bütün müdahaleleri olguya ilişkin kuramsal anlayışından çıkmalıdır. Hastanın yaşam boyu gelişimi ve etki tepki biçimlerine ilişkin kapsamlı bir görüş tedaviyi yönlendirmelidir. Olgular bir kuramı olan zihin tarafından yarı yolda karşılanması gerekir. Zihinde kuram yoksa veriler anlamsız bilgi yumağına dönüşür. Yerleşik kuramların her biri çok yönlü gerçekliğin belli bir düzeyini kavrar.

Dinamik psikoterapi ortaya çıkmış gerçeğe ya da somut antitilere ilişkin bir sistem değil, yalnızca psikolojide tek gerçek şey olan kişiler arası ilişkileri anlamamıza ve bu yolla onları etkilememize yardım etmesi için tasarlanan soyutlamalar ya da kuramsal yapılar kümesidir. Dinamik model dinamiktir yani Freud’un oluşturmaya başlamasından bu yana sürekli değişime ve düzeltime uğramıştır, uğramaya da devam edecektir. Dinamik psikiyatri hem normal hem de anormal psikolojinin kuramıdır ve tedaviye yönelik araştırmacı bir felsefe ve teknikten oluşur. Kişiler arası ilişkilerin incelenmesi ve terapötik olarak dönüştürülmesi için tarihsel ve yorumlayıcı bir yöntemdir.

Genellikle sanıldığı gibi dinamik psikoterapi biyolojik psikiyatrinin, sosyal psikiyatri ve sosyolojinin, sistemler yaklaşımı ve davranış psikolojisinin karşıtı değildir. Tersine bunların hepsinden gelen verilerle ilgilenir ve içine alır. Psiko-dinamik model insan davranışının salt kültürün veya salt biyolojinin değil; ikisi arasında bir etkileşimin bir üst olgusu olduğunun daha çok farkındadır.

Dinamik psikiyatri davranışlarımızı hayvanlar dünyasının geri kalanından ayıran anlam, amaç, duygu ve simgesel iletişim dünyası ile ilgilendiğinden psikiyatride en insancıl kuramdır.

Dinamik psikoterapiyi öğrenmek bilişsel olduğu kadar duygulanımsal da bir süreçtir. Her hangi bir dış nesne kadar kendimizin gözlenmesi yolu ile de öğrenilir. Bu derslerde öğrendikleriniz hastalarınız kadar sizin için de geçerlidir ve bunu ne kadar iyi anlarsanız o kadar iyi klinik psikolog olursunuz.

Eğer hastaların ve kendinizin yaşamını yeterince derinliğine araştırır ve bu modeli kullanarak anlamaya yönelik ilgili, meraklı bir çaba gösterirseniz dinamik psikoterapi ile tanışmanızdan coşku duyarsınız.

Mutlu bir insanın egosu olmaz, Çünkü insan ancak ego olmadığında mutlu olabilir. Ne kadar egosuz okadar mutlu, ne kadar mutlu, o kadar egosuz.
Osho
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Dinamik Psikoterapi Nedir" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.İbrahim SARI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.İbrahim SARI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim SARI Fotoğraf
Dr.İbrahim SARI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İbrahim SARI'nın Makaleleri
► Psikoterapi Nedir? Psk.Yasemen YARALI
► Psikoterapi Nedir Psk.Aybüke AKDENİZ
► Psikoterapi Nedir? Psk.Nilüfer DEMİRHAN
► Psikoterapi Nedir Psk.Doğancan GÖKÇE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Dinamik Psikoterapi Nedir' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Zor Hasta ile Psikoterapi Ağustos 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:06
Top