2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Doğum Sonrası( Postpartum) Depresyon '' Bize Anneliği Böyle Öğretmemişlerdi.''
MAKALE #19806 © Yazan Psk.Ceren ERDUR | Yayın Eylül 2018 | 1,513 Okuyucu
‘’ Bize Anneliği Böyle Öğretmemişlerdi’’
Pek çok kadın, daha küçük yaşlardan itibaren toplumsal cinsiyet kalıpları ile büyür. Ve ‘’evcilik’’ oyunları ‘’ anne’’ olmak üzerine kurulurdur çoğu kez. Anneliğin toplumsal temsilleri, kuşaktan kuşağa aktarılanlar, kadınların birbirlerine aktardıkları annelik temsilleri, öyküleri her zaman yüceltilmiştir. Annelik sevginin en saf hali, karşılıksız ve benzersizdir. Bütün bunlar doğrudur doğru olmasına ama her zaman böyle yaşanmayabilir anne olma süreci. Herkesin anneliği yaşayış şekli kendisine özel ve özgüdür.
Her doğum güzel duyguları getirdiği gibi kaygıyı, korkuyu, stresi ve psikolojik ile fiziksel gerginlikleri de beraberinde getirir. Ve geçmiş yaşam öyküsü, içinde bulunduğu ortam, eş ile ilişki, kadınlığa dair algısı annenin yeni bir duruma adapte olmasında zorlanmasına sebep olur. ‘’ Anne’’ olmak güzeldir ancak kendisini zaman zaman bebeğe ve eve bağlı, işe yaramaz, kariyerini sonlandırmış, eski sosyal hayatına ve iş hayatına artık hiç dönemeyecekmiş gibi hisseder. Bu durum hem üzüntü hem de suçluluk duygularını da beraberinde getirir. Her kadın az ya da çok yaşar bu sürecin sancısını, üzerindeki sorumluluğu, hayatının bir daha asla eskisi gibi olmayacak olmasının şaşkınlığını, geçmiş hayatı ile vedalaşmayı, yeni yaşama ve bir “yabancı”yla iç içe yaşamanın zorluğunu .
‘’ Sen artık annesin!’’ ‘’ Ne sıklıkla emziriyorsun’’ ‘’ Gebelikte şu uygulamayı yaptırma’’ ‘’ Şu kadar aylık olana dek su verme’’ vb bir sürü bilgi, tavsiye zaman zaman da ultimatomla karşılaşır anne. Bebeği ile tanış olması, ona eşlik etmeyi deneyimlemesi her kadın için farklıdır.
Doğum sonrası dönemde ebeveynler, bebek bakımı sağlamak, bebek için güvenli bir çevre oluşturmak, bebekle iletişim kurmak, yeni rolleri öğrenmek, aile duyarlılığını geliştirmek ve bebekle ilgili problemlerle baş etmek zorundadır. Bu nedenle anneler postpartum dönemde, diğer yaşam dönemlerine oranla duygusal sorunları daha sık yaşamaktadırlar. Postpartum dönemde gelişen psikiyatrik bozukluklar; lohusalık hüznü, postpartum depresyon ve postpartum psikoz olmak üzere 3 tanısal kategori altında toplanmaktadır.
Lohusalık Hüznü; yeni doğum yapmış annelerin yüzde 50-70‘nde görülen normal sınırda olan bir üzüntü, karamsarlık, mutsuzluk, zihin bulanıklığı, yorgunluk ve bitkinlik veya endişe hali, kolay ve sık ağlama, en yakınlarına sıkıca bağımlılık tablosu şeklinde ortaya çıkar. Bu durum genellikle en fazla on gün sürer ve belirtiler kendiliğinden yakınların sosyal desteği ve ilgisiyle kaybolur.
Doğum sonrası dönemde anneyi iyi gözlemlemek gerekir. Lohusalık hüznü sanılan durum lohusalık depresyonu olabilir. Peki nedir lohusalık depresyonu?
Lohusalık Depresyonu: Diğer tür depresyonlarda olan belirtilerin yanı sıra bu depresyona özgü belirtiler de görülmektedir. Depresif durum, normal sayılan bir hüzünlülük halinden, psikotik depresyona kadar giden bir gelişim gösterebilir ve belirtileri doğumu takip eden bir yıl içinde, herhangi bir zaman diliminde ortaya çıkabilir. Doğum sonrası depresif durumda görülen belirtiler, genel depresyon belirtilerinden farklı olmamakla beraber bireydeki depresif durumunun şiddetini veya varlığını tanımlayan ölçeklerle ifade edilen, alışılmadık, ancak patolojik olmayan üzüntü/keder duyguları ve depresif semptomları (ağlama, değersizlik, umutsuzluk, karamsarlık, sosyal izolasyon, cinsel istekte azalma, dikkat zayıflığı, kararsızlık, intihar düşünceleri, iştahta azalma ya da artma ve buna bağlı kilo değişiklikleri, uyku düzeninde değişiklikler gibi) içerir.
- Annenin ne kendisiyle ne de bebekle ilgilenemediğini düşünmesi,
- Özellikle de sabahın ilk saatlerinde enerjinin dibe vurduğunu hissetmesi
- Devamlı ağlamaklı halde dolaşma:
- Suçluluk veya yetersizlik duygusu yaşama:
- Dikkati bir konuya odaklama konusunda güçlük yaşama:
- En ufak olayların bile kişiyi oldukça sinirlendirmesi:
- Bebeğe ve/veya kendine zarar vermeye yönelik düşünceler yaşama
- Geceleri uyuyamama ve/veya gün boyu uyumak isteme
- Eve kapanma ve insanlardan uzaklaşma isteği
- Öz bakıma (üstüne başına vb.) dikkat edememe
- İştahsızlık ya da aşırı miktarlarda yemek yeme
- Cinsel isteksizlik yaşama vb bir tablo sergilendiğinde kişinin psikolojik destek alması gerekir.

Lohusalık depresyonunun çeşitli nedenleri olmakla birlikte, tedavi için psikoterapi etkili ve etkin bir tedavi biçimidir.

Bir de yapılmaması gerekenler vardır ki bunları da söylemeden geçmeyelim. Bir kere hiçbir kadını yargılamamak gerekir annelikle ilgili güçlük yaşıyor diye.’’ Toparla kendini’’’’ Bak bebeğinin sana ihtiyacı var’’ , ‘’Haline şükür et sağlıklı bir bebeğin var’’ ‘’ Bir tek sen misin anne olan’’ gibi söylemler faydadan çok zarar getirir. Anneye destek olmak için tavsiye vermenize gerek yoktur. Sadece yanında olun ve yapabiliyorsanız işleri onun için kolaylaştırmaya çalışın.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.M. Emin BAYRAKTAR
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Ela KÖK
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Sinem Gül ŞAHİN
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.İlkay GEDİK
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Nilüfer ŞİŞMAN
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Eda GÖKDUMAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Doğum Sonrası( Postpartum) Depresyon '' Bize Anneliği Böyle Öğretmemişlerdi.''' başlığıyla benzeşen toplam 46 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:33
Top