2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Histerik Kişilik Bozukluğu
MAKALE #20088 © Yazan Uzm.Psk.Beniz YILMAZ | Yayın Kasım 2018 | 3,672 Okuyucu
HİSTERİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Histrionik kişilik, kişilik bozuklukları içinde en sık görülen kişilik bozukluklarından biridir. Toplumda bazı bölgelerde hala hem telaffuz hem de anlam bakımından “histerik kişilik bozukluğu” olarak yer almaktadır. Eski Yunancada histeron “rahim” anlamına gelmektedir. Bu nedenle Histrionik kişilik bozukluğu cinsellik ile bağdaştırılmaktadır kadınlarla yönelik “isterik” kelimesi “aşırı cinsellik isteği olan veya cinsellik açlığı olan” kadın anlamı taşımaktadır fakat bu niteleme yanlış bir düşüncedir. Latincedeki oyuncu, sanatçı anlamındaki “histrio” kelimesi rol yapar gibi görünen jest ve mimikleri, ses tonunu abartılı kullanması bu kişilik bozukluğuna daha uygun bir adlandırmadır.

Histerik kişiliğin ortaya çıkış nedenlerine bakıldığında; mutlaka çocukluk olayları ve genetik ilişkilerinden söz edilmektedir. Histerik kişilikte babanın genellikle narsisizminden ve annenin yetersiz ilgisi histerik çocuk gelişiminde önemli bir yer almaktadır (McWilliams, çev. Kalem, 2013, s. 374). Histerik kişiliğin ortaya çıkışında cinsiyet ayrımlarına da vurgu yapılmaktadır. Özellikle kadınların ezildiği, değersizleştirildiği bölgelerde cinsiyet rollerinin kadınların ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir durum teşkil ettiği görülmüştür (Cengiz A. 2013).

Histrionik kişilik bozukluğu hakkındaki çalışmalarda Chodoff ve Lyons kişilerin kadınlığın karikatürünü sergilediklerini, Histrionik ve histerik kişilik bozuklukları tanısının daha çok kadınlarda yansıtıldığı öne sürmüştür. Bu durumun sebebinin toplumdaki cinsiyet rollerinden kaynakladığı belirtilmiştir (Chodoff ve Lyons 1958). Histrionik kişilik bozukluğu olan kişiler daha çok dış uyaranlara karşı davranışlar sergilerler. Böyle bir yönelimde olmaları ayrıntılara ve çabuk gelip geçen tavırlara, nasıl etkilendiklerine göre değişen ve dağınık bir ilgi sergilemelerine neden olur. Dışarıdan karasız ve dönek kişi izlenimi vermeleri buna istinaden bu şekilde ki davranışlarının nedeni dış uyaranlara. Karşı davranış sergilemelerinden kaynaklanmaktadır. Rahatsızlık doğurabilecek duygulardan ve belek yükünden uzak kalmayı, bu duygu ve anıları baskılamayı iyi idare edebilirler. Bu sebepten dolayı geçmişlerine dair öykülerin büyük bir kısmı yoktur. Günlük hayattan deneyimlediklerinden ders çıkarma ve buna yönelik beklenen belirli tutum ve duyguları belirsizdir. Geçmişte yaşamış olduklarından ders almadıkları için kendi başlarına mücadele içerisinde olmazlar ve sürekli diğer insanlara karşı bağımlılık hissederler. Histrionik kişilik bozukluğu olan kişilerin altta yatan iki yerleşik düşüncelerinin var olduğu düşünülür. Genellikle bu düşünceler yetersiz olduğunu bastıran ben yetersizim ve kendi yaşamımı yardım almadan tek başıma sürdüremem ve insanların bana ilgi duyması ve değer vermesi için herkesin beni sevmesi gerekir gibi düşünceleridir. Kendilerine bakamayacağı düşüncesine inandıkları için sürekli ilgi arayışı içerisindedirler. Diğer tüm insanların kendilerine karşı hayranlık duymasını, kendilerine bakmalarını ihtiyaçlarını karşılamalarını ve devamlı övgüyle bahsetmelerini arzu ederler. Sempatik bir kişi olmak ve devamlı diğer insanlar tarafından sevilen kişi olmak, dışlanmaya ve yalnız kalmasına karşı duyarlı olmalarına sebep yaratır. Orta bir düşünce yoktur ya siyah ya beyaz şeklinde düşünürler. Çıkarımları genellemeler ve kendi yaşadıkları duygulara göre şekillenir.” Chodoff bu hastaların aniden yalancı iç görü geliştirebilmelerine dikkat çekmiştir ancak bu içgörü sürekli değil gelip geçicidir ve kalıcı etkisi düşük düzeydedir. Bunun sebebi bilişsel olarak bulanıklığa ve unutmaya yatkın hafızalarının olmaları ve beraberinde terapistin gözüne girmeye yönelik davranışlar olarak nitelendirilebilir.

Histerik kişilik bozukluğunu tanımlayacak olursak bulunduğu ortamda dikkati üzerine çekme istekleri bu sebeple olayları abartarak süsleyip büyütmeleri hatta ve hatta ilgiyi üstünde tutmak amaçlı olayları dramatize etmeye, yalan hikayeler (mitomani) anlatmaya ve abartılmış jest ve mimikleri, sürekli kendisini övmesi ve kaprisli davranışları ile tanımlayabiliriz. Histerik kişilikte ilgiyi üzerine çekme isteği çökkünlük hislerine karşı geliştirilmiş bir savunma mekanizmasıdır (McWilliams, çev. Kalem, 2013, s. 378). Ben-merkezcilik ve öz sevicilik eğilimleri fazladır. Kimilerinde baştan çıkarıcı davranışlar (seductive) dikkati çeker. Histerik kişilik bozukluğu olan kişiler kısa sürede arkadaşlık kurabilir dostça ve cana yakın davranışlar sergilemelerine rağmen kendilerini çıkarlarını düşünen ve düşüncesizce isteklerini yaptırmaya yönelik davranışlar sergileyerek ilişkilerinde yüzeyler ve yapmacık bir tutum içinde olabilirler. Histerik kişilik bozukluğu olan kişiler farkında olmadan karşısındaki kişiyi taklit edebilirler ve stres altında gerçeği değerlendiremezler. Hayal güçleri oldukça yüksektir ve yaratıcı düşünme özellikleri vardır. Sürekli olarak şefkat ve sevgi açlığı duyup sürekli sevilip sevilmediklerini sorgular fakat olgun bir ilişki sürdüremezler terk edilme korkusu ile birlikle ilişkide olduğu kişilerden terk edilmeyeceklerine karşın sözler isterler. Düş kırıklığı engellenmek veya reddedilmeye karşı toleransları oldukça düşüktür. İstediklerini alamadıkları zaman intihar tehdidi ya da girişimi gösterirler. Histerik kişilikte en çok görülen savunma mekanizmasının kullanılmasıdır. Bu savunma mekanizması kullanılarak içindeki çatışmayı bastırmaya çalışır. Her konuyu cinselliğe bağlayabilirler fakat cinsel yaşamlarında yoğun cinsel korkuları ve bastırılma duyguları gözlemlenir.


Histerik kişilik bozukluğunun teşhis edilmesi için, DSM-IV-TR’ye göre sekiz kriterden en az beşinin bulunması gerekir

1.Öz-merkezcilik ilgi merkezi olmadığı durumlarda rahatsız hissetmek.
2.Sosyal ilişkilerde, uygunsuz bir biçimde cinsel yönden ayartıcı; baştan çıkartıcı davranışlar sergilemek.
3.Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergilemek.
4.İlgiyi üzerine çekmek için sürekli olarak fiziksel görünümü kullanmak.
5.Aşırı bir düzeyde, başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi kullanmak.
6.Gösteriş yapmak, yapmacık davranmak ve duyguları aşırı abartılı göstermek.
7.Telkine yatkın olmak; yani başkalarından ya da olaylardan kolay etkilenmek.
8.İlişkilerin normalden çok daha fazla yakın ve içli-dışlı olmasını istemek.

Histrionik kişilik bozukluğu tanısı koyulabilmesi için bu belirtilerin en az bir senedir görülmesi gerekmektedir. Birçok kişilik bozukluğu gibi, bu kişilik bozukluğundaki belirtilerin şiddeti ilerleyen yaşla beraber azalmaktadır.

Histrionik Kişilik bozukluğu yaşayanlar genellikle bu hastalığın tedavisi için hekime başvurmazlar; ancak aile ve çevreleriyle ilişkilerinin getirdiği sorunlar ve ya beraberinde gelişen farklı psikiyatrik bozukluklar sebebiyle tedaviye başvurabilirler. Histrionik kişilik bozukluğunun düzeltilmesi için ilk temel adım da hastaların aslında farkında olmadıkları, yalan söyleyerek yaşanan olayları olmamış gibi davranarak bastırdıkları asıl düşüncelerinin farkına varmalarını sağlamaktır. Terapist tarafından duyguların netleştirilmesi, doğru ifade edilmelerinin sağlanması gereklidir. Kişinin duygu ve düşüncelerinin altında yatan derin duyguların farkındalığı ve bunların hastaya ifade edilmesi gerekirken, terapistin konunun iyileştirici bakımdan üzerinde durması gerekmektedir. Olağan duyguların fark edilememesi, yanlış veya yalan şeyleri savunmaları kendilerine göre yorumlamaları için çok doğal bir durumdur. Histrionik bozukluğun önemli noktalarından birisi iç görü sahibi olmamalarıdır çünkü bu nedenle yaptıklarını doğru ya da yanlış değerlendirmeleri yüksek oranda hatalı bir değerlendirme gözlemlenebilir. Kişiye iç görü kazandırmak için izlenecek yol hastaların sevgi ilişkilerini güçlendirmek için de önemli bir yer tutmaktadır.

Histrionik bozuklukta kişinin kendini ifade ettirmeye yönelik temellendirilmesi doğru olan terapilerde terapötik bir yaklaşım izlenmelidir İlgisizlik karşısında kendilerini çok kötü hissedecek olan histrionik bozukluğu olan kişiler terapistlerinden destek ve yönlendirme bekleyebilirler, buna istinade olarak tedavinin daha çabuk sonuç vermesi bakımından oldukça değerlidir. Histrionik bozukluk tedavilerinde grup ya da bireysel olarak yapılacak olan analitik yönelimli psikoterapilerin de etkili olduğu gözlemlenmiştir. Histrionik bozuklukta ortalama tedavi süresi 4-6 yıl kadar sürmektedir. Tedaviden olumlu sonuç alma oranı ise oldukça yüksektir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Histerik Kişilik Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Beniz YILMAZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Beniz YILMAZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Beniz YILMAZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Beniz YILMAZ
KKTC (Kıbrıs) (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Beniz YILMAZ'ın Yazıları
► Histerik Kişilik Bozukluğu Psk.Damla ARAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Histerik Kişilik Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 26 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Depresyonda mıyım? Eylül 2020
► Teknoloji Bağımlılığı Haziran 2019
► Narsisistik Kişilik Kasım 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:00
Top