2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anksiyete Nedir ? Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi Mümkün mü?
MAKALE #20149 © Yazan Dr.Burak TOPRAK | Yayın Aralık 2018 | 3,176 Okuyucu
ANKSİYETE BOZUKLUKLARI NELERDİR ?


Anksiyete, endişe, kaygı olarak ta adlandırılmaktadır. Anksiyete , stresli durumlarda oluşan vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Her insan da doğal olarak bir miktar anksiyetenin olması gerekir. Eğer anksiyete şiddetimiz sıfır olsaydı yaşayabilme ihtimaliz sıfır olabilirdir. Düşünün yolda karşıdan karşıya geçerken eğer anksiyetemiz olmazsa ve sağdan soldan araç geliyor mu şeklinde bir endişe duymazsak araçların altında kalmamız kaçınılmaz olurdu.

Korku ve Anksiyete Arasındaki Farklar

Anksiyete, korkudan biraz daha farklı bir durumdur. Korku, gerçekte var olan bir duruma karşı yaşanırken, anksiyete ise şuan olmayan ama var olma ihtimali olan bir duruma karşı yaşanır. Korku çabuk unutulan bir duygu iken kaygının unutulması biraz zaman alır. Örneğin bir kişinin yırtıcı bir hayvanla karşılaştığında hissettiği şey korku iken, yırtıcı bir hayvanla karşılaşırsam düşüncesinin meydana getirdiği durumu anksiyete olarak tanımlayabiliriz.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir

Her İnsan Kaygı Yaşar mı

Kaygı insanı hayatta tutan bir savunma mekanizmasıdır aslında. Her insan yaşamı boyunca bir miktar kaygıya sahiptir. İş yaşamı, öğrencilik, ailenin geçimi, sağlık, para ile ilgili birçok insan kaygılanabilir. Aslında kaygı bizim günlük sorunlarla baş etmemizi sağlayan bir savunma mekanizmasıdır. Önümüze çıkacak engellere karşı daha hızlı tepki vermemizi sağlar. Bu tür gündelik kaygılarla insanoğlu yaşar ve bu tür kaygılar yüzünden sosyal ve mesleki işlevselliği azalmaz. Hatta çoğu zaman hafif miktardaki kaygı bizi motive eder. Örneğin üniversite sınavına hazırlanırken bir miktar kaygı duymamız daha fazla çalışmamıza neden olur.

Anksiyete Bozukluğu

Bir miktar kaygının hayat için olmazsa olmaz olduğundan bahsetmiştik. Ancak bazı durumlarda ortada bir sebep yokken ya da var olan sebebi zihnimizin aşırı abartması durumunda bir takım şikayetlerimiz başlayabilir. Hemen hemen gün boyu süren tetikte bekleme hali, endişe, huzursuzluk, gerginlik, tekrarlayan kaygılı düşünceler ve bu kaygıların vermiş olduğu bedensel yakınmalar (huzursuz veya heyecanlı hissetmek, panik atak, konsantrasyon veya uyku sorunu, terleme, nefes darlığı, baş dönmesi ve kalp çarpıntısı da olabilir.), tahammülsüzlük, kötü bir şeylerin olacağını düşünme ile giden ve gündelik işlerimizi yapmamıza engel olan bu durum anksiyete (kaygı) bozukluğu olarak tanımlanır.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Çeşitleri

Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde sürekli içinde bulunduğu durumla uygun olmayan derecede bir edişe durumu söz konusudur. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler her durumda başlarına en kötü sonucun geleceğini düşünürler, hayatın kontrolünün ellerinden gittiğini düşünürler, zihinlerinde felaket senaryoları çizerler ve o senaryolarda hiç iyi bir olasılık yoktur. Bu şekilde hemen her gün kaygılı yaşayan kişi gündelik işlerini yapmakta zorlanır ya da beklenilen performansı sergileyemez. Çoğu zaman kişi bu endişelerin aşırı olduğunun farkındadır ancak durumu denetleyemez. Çoğu zaman gün boyu süren endişe, korku hali, sıkıntı hissi, huzursuzluk yaşarlar zihninde devamlı olumsuz düşünceler mevcuttur, uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte zorlanırlar, sık sık uyanırlar. Yaygın anksiyete bozukluğu nedensiz ağrılar, halsiz hissetme, baş-boyun-sırt ağrıları, titreme, sersemlik hissi, sıcak basmaları gibi fiziksel belirtiler eşlik edebilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nasıl Gelişir ?

Yaygın anksiyete bozukluğu genellikle çocukluk ya da ergenlik döneminde başlangıç gösterir ve sinsi bir şekilde yavaşça gelişir. Kişi yetişkinlik döneminde bu durumun bir kişilik yapısı olduğunu ve normal bir durum olduğunu düşünebilir. Genellikle olumsuz düşüncelerin çoğu zaman farkına varmazlar ve genellikle sırt, boyun, baş ağrıları, sıcak basması, terleme, yorgunluk nedeniyle psikiyatri dışı doktorlara başvururlar. Yapılan incelemelerde yaşamış oldukları şikayetlerin fiziksel bir nedeni saptanmaz. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler çevreleri tarafından evhamlı olarak nitelendirilirler.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilebilir mi ?


Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir bir beyin hastalığıdır. Bu tür şikayeti olan kişilerin ilk yapması gereken bir psikiyatri uzmanı ile görüşüp tanının konulması sonrasında gereken ilaç ve/veya psikoterapi yöntemleri ile tedavinin başlatılması gerekir. Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisinde genelikle antidepresan ve anksiyolitik ilaçlar kullanılır. Tedavide kullanılan antidepresan ilaçların bağımlılık yapma riski yoktur. Antidepresan ilaçların çok ciddi yan etkileri görülmez, genellikle tedavi başlangıç dönemin de birkaç gün sürebilen (her insanda yan etki görülmez) geçici hafif yan etkiler diğer tüm ilaçlar da olduğu gibi antidepresan ilaçlarla da olabilir. Antidepresanlar hakkında söylenen şehir efsanelerine inanmamak gerekir. Çünkü bu tür psikolojik hastalıklar tedavi edilmezse kişi uzun yıllar sorunlar yaşayabilir.

Panik Bozukluk

Panik bozuklukta tekrarlayan beklenmedik bir anda ortaya çıkan panik ataklar ve panik ataklar arasındaki zamanda kişide yeniden bir panik atak olacağına dair sürekli bir endişe hali olur. Panik atak nedeniyle kalp krizi, felç geçirme korkusu, ölüm korkusu ya da çıldırma korkusu nedeniyle kişi sürekli üzülür. Ataklarla baş edebilmek için evden çıkmama, yanında ilaç bulundurma, hastaneye yakın bir eve taşınma, işe gidememe, günlük aktiviteleri yapamama, yediklerine ve içtiklerine son derece dikkat etme ya da yiyip, içmek istememe gelişebilir.


Panik bozukluk yaşayan kişi bu durumun asla düzelmeyeceğine dair kaygılara kapılır ancak panik bozukluk düzenli takip ve ilaç tedavi ve/veya psikoterapi ile tamamen düzelebilen bir beyin hastalığıdır.

Fobiler


Fobi bazı nesneler ya da durumlardan duyulan aşırı korku halidir. Bazen korkulan durum ya da nesne ile karşılaşmak bazen de bu durumla karşılaşmadan zihinden bile geçirmek kişide aşırı bir panik haline neden olur. Fobilerin başlama yaşın genellikle 15’li yaşlardır. Fobilerin genetik aktarımla geçtiği ispatlanmıştır bazen de sosyal öğrenme ile fobik durumlar oluşabilir.

En sık görülen Fobiler:


Hayvan fobisi, yükselik fobisi, kan- yaralanma fobisi, uçak fobisi, gökgürültüsü fobisi, yalnızlık fobisi, kapalı alan fobisi,
Fobilerin tedavisi mümkünüdür
Fobi tedavisinden ilaç ve/veya psikoterapi uygulanmaktadır. Düzenli tedavi ve takiple fobilerden tamamen kurtulabiliriz. Bilişsel davranışçı terapi ile yanlış düşünce kalıplarının değiştirilmesi fobilerin tamamen düzelmesini sağlar. Yeterki bu sorunun bir hastalık olduğunu kabul edelim ve tedavi için başvuralım.


Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi)

Sosyal fobide kişi ya eleştirilirsem ya hata yaparsam ya ağzımdan yanlış bir kelime çıkarda insanlar benle dalga geçerse şeklindeki düşünceler nedeniyle yeterli performans sergileyemezle ya da performans sergilemekten kaçınırlar. Genellikle bir sunum yaparken rahatsız olurlar, yüzlerinin kızaracağını, selerinin titreyeceğini, tuhaf görüneceklerine dair kaygıların insanlar tarafından anlaşılacağını ve rezil olacaklarını düşünürler.


Bazen en yakın arkadaşları ile keyifli bir sohbet yaparken masalarına oturan pek fazla tanımadıkları insanlar nedeniyle konuşmayı sürdürmekten vazgeçip dinleyici olmayı yeğlerler ve bir müddet sonra ortamdan sıkılmaya başlarlar. Toplu bir orama girdiklerinde (otobüs, metro, kafe, restautrant vb) gerginlik hissederler sanki insanlar ona bakıyorlar ve onda bir tuhaflık olduğunu düşünecekler ve onunla ilgili yorum yapacaklar şeklindeki düşünceler toplu ortamlara girmelerini engelleyebilir. Sosyal fobisi olan bireyeler kendi kişisel haklarını bile çoğu zaman savunmak istemezler örneğin bir satıcıya verdikleri paralarının arta kalan üstünü bile istemekte tereddüt yaşarlar. Hiç tanımadıkları insanlar bile olsa onlara basit bir yol tarfini sorarken bile heyecana kapılırlar. Genellikle çevreleri tarafından son derece uyumlu olarak bilinirler ve çok beyefendi, hanımefendi yakıştırmasına maruz kalırlar.

Sosyal fobi bir kişilik özelliği değildir.


Genellikle çocukluk yıllarında başlayan bu durum nedeniyle kişi tüm yaşamını bu duruma göre dizayn etmeye çalışır. Toplu ortamlardan olabildiğince kaçınır, tek başına herhangi bir aktivite yapmak istemez, okul ya da iş yaşamındaki sunumlardan bir bahane ile kurtulmaya çalışır. Kişi genellikle bu durumun bir kişilik özelliği olduğunu düşünür ve tedavi arayışına girmek istemez ya da olumsuz bir tedavi deneyimi bu durumun düzelmeyeceğine dair yanlış inanışı pekiştirir.

Sosyal Fobisi olan kişiler şu durumlarda tedirginlik yaşarlar

• Toplum içinde telefonla görüşme*
• Küçük bir grup etkinliğinde yer alma*********
• Toplum içinde yemek yeme**********
• Toplum içinde bir şeyler içme*********
• Yetkili biri ile konuşma*************************
• Dinleyiciler önünde konuşma, rol yapma************************************************************
• Partiye/ eğlenceye gitme**************************************************
• Başkaları tarafından izlenirken çalışma******* *
• Başkaları tarafından izlenirken yazma***********
• Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşme
• Çok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşma*
• Yabancılarla karşılaşma**********************************
• Genel tuvaletleri kullanma************************* ****
• Birilerinin oturduğu odaya girme********************
• İlgi odağı olma*************************************************
• Bir toplantıda hazırsızlık konuşma yapma******
• Yetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulma***
• İyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme************
• Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakma***********************************************
• Önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunma
• Romantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışma******************************************
• Alınan bir malı parasını geri almak üzere* iade etme*********************************************************
• Parti / davet verme*****************************************************
• Israrlı bir satıcıya karşı koyma******

Sosyal Fobi Tamamen Tedavi Edilen Bir Hastalıktır.


Sosyal fobi bir düşünce, beyin hastalığıdır. Sosyal fobi tedavisinde kullanılan ilaçlar ve/veya psikoterapi tedavide son derece başarılı sonuçlar alınmasını sağlar.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Anksiyete Nedir ? Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi Mümkün mü?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Burak TOPRAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Burak TOPRAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Burak TOPRAK Fotoğraf
Dr.Burak TOPRAK
İstanbul
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Burak TOPRAK'ın Makaleleri
► Fibromiyalji Nedir? Tedavisi Mümkün Müdür? Dr.Fzt.Halil İbrahim KURMAZ
► Anksiyete Bozukluğu Prof.Dr.Gürcan KISAKOL
► Anksiyete Bozuklukları Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Anksiyete Nedir ? Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi Mümkün mü?' başlığıyla benzeşen toplam 95 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Panik Bozukluk Nedir ? Aralık 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:55
Top