2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Birey Merkezli Yaklaşım
MAKALE #20168 © Yazan Psk.Doğancan GÖKÇE | Yayın Aralık 2018 | 3,897 Okuyucu
Birey merkezli yaklaşımın değeri ve etkisi ile ilgili değerlendirmede Cain, yönlendirici olmayan psikolojik danışmanın Rogers tarafından diğer terapötik yaklaşımların çok az bulunduğu 60 yılı aşkın bir süre önce oluşturduğunu vurgulamıştır. Bu dönemden günümüze gelinceye kadar 200'ün üstünde terapötik yaklaşım ortaya çıkmıştır. Birey merkezli yaklaşımın başlıca terapötik sistemler arasındaki yeri ve rolünden başka hiçbir şey ona hak ettiği değeri veremez demiştir bu yaklaşımı savunanlar. Bu yaklaşımın uzun süre geçerliğini sürdürmesi, etkisini değerlendirirken hiç kuşkusuz göz önünde tutulması gereken bir faktördür. Cain, danışandan hız alan yaklaşımın etkili olduğunun yapılan araştırmalar ile kanıtlandığını kitabında şöyle ifade etmektedir: Hümanistik yaklaşımlar ile ilgili olarak 60 yılı aşkın bir süredir yapılan uygulama ve araştırmalar bu yaklaşımın diğer kuramlarla karşılaştırıldığında daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.
Rogers, psikolojik danışma ve psikoterapi alanlarında başlıca etkilere sahiptir. 1940'larda evrimsel fikirlerini tanıttığı zaman, psikanalize ve yönlendirici yaklaşımlara güçlü ve radikal alternatifler getirmiş, daha sonra da uygulamıştır. Rogers tekniklere önem veren terapötik bakış açısının, ilişki odaklı yaklaşımla yer değiştirmesini sağlayan bir öncüdür. Farber'e göre, Rogers'in empati, eşitlik, terapötik ilişkinin üstünlüğü ve araştırmanın değeriyle ilgili fikirleri birçok meslek insanı tarafından yaygın olarak kabul edilmekte ve kaynağı konusunda çok az bilgiyle diğer kuramsal yaklaşımlarla bütünleştirilmektedir. Rogers'in psikoterapi uygulamalarına olan olağanüstü etkilerine rağmen; klinik psikoloji programlarındaki katkıları göz ardı edilmiştir. Psikolojik danışma eğitimi ve danışmanlık psikolojisi programları dışında Rogers'ın çalışmaları hak ettiği saygıyı bulamamıştır. ABD'de bugün birey merkezli yaklaşım eğitimini veren çok az kuruluş bulunmaktadır.

Rogers, birey merkezli yaklaşım ekolünün kurumsallaştırılmasına sürekli karşı çıkmıştır. Aynı şekilde, kurumların kurulması, sertifikaların verilmesi ve üyeliğin standart konumlan ile ilgili fikirlere de olumsuz tepkiler göstermiştir. Bu kurumsallaştırmanın giderek artan dar, katı ve dogmatik bir görüş açısı getirmesinden endişe duymuştur. Rogers bir yönteme, bir düşünce ekolüne veya bir tekniğe çok fazla bağımlılığın psikolojik danışma sürecini kısırlaştıracağı konusunda uyarıda bulunmuştur. Eğitimdeki öğrencilerine her zaman verdiği ve kendisinin de yaşamı boyunca tuttuğu öğüt: "Terapinin bir tek en iyi ekolü vardır. O da ilişkide izleyeceğiniz yolun etkilerinin en ciddi biçimde sürekli incelemesine dayanan sizin geliştirdiğiniz kendi yaklaşımınızdır". dır.
Savunduklarına dayanarak bu yaklaşım farklılığa yer vermekte ve pratisyenlerin yalnızca bir grubu izleyen kişiler olmasını teşvik etmemektedir. Meslek elemanlarının başlıca yanıtı olarak yansıtmayı kullanmaları, kendilerini kısıtlayarak aşın sınır getirilmesine yol açmaktadır. Carl Rogers'in Psikoterapisi adlı basılmış kitaplarında Farber, Brink ve Raskin, Rogers'in stilini derinlemesine incelemiş ve alternatif tarzları konusunda bazı yorumlara açıklık getirmişlerdir.
Araştırmanın öneminin vurgulanması Rogers'ın psikoterapiye olan katkılarından biri de, kavramlarının test edilebilir varsayımlar olarak kalmasını istemesi ve bunları araştırmaya sunmasıdır. Konuları tümüyle araştırmaya açmıştır. Terapi oturumlarına ait yorumların ayrıntılı incelemesi ve araştırma teknolojisinin Psikolojik danışman/danışan diyaloğuna uygulanması konusunda kendine ait konumun öncüsüdür. Kişinin içsel subjektif deneyimleriyle ilgili bilimsel araştırma kapasitesi olan yeni modeller tasarlayarak bir sorgulama yöntemi getirmiştir. Terapi ve kişilik gelişimine ait kuramları çok büyük ölçüde keşfe dayanan etkilere sahip olması ve bu yaklaşımın çok fazla tartışmalarla çevrili olması nedeniyle, kendilerine ait terapötik tarzını ve inançlarını incelemek üzere uygulayıcılara ve kuramcılara çağrıda bulunmaktadır.

Birey merkezli yaklaşıma ait araştırmalar daha çok terapötik süreç ve özellikleri üzerinde yapılmaktadır. Örneğin bilişsel davranışçı yaklaşımı, belirli sorunlarla uğraşan danışanlara yardımcı olmak üzere tasarlamış, çeşitli stratejiler geliştirmişlerdir. Bu yaklaşım, işlemlerin başarıyla uygulanması için güvenilir ve onaylanmış danışan/terapist ilişkisinin gerekli olduğu varsayımına dayanmaktadır. Ancak bu pratisyenler değişimin oluşması için çalışma ilişkisinin yeterli olmayacağı ve faal işlemlerin ilişkiyle birlikte götürülmesi gerektiği görüşündedirler.
Tüm danışanların, her zaman değişmesi için yeterli koşulların bulunduğuna inanmasam da, terapinin başarıya ulaşması için önemli terapötik koşulların yerine getirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bu belirgin davranışlar, danışmanların daha sonra terapötik müdahalelerde becerilerini geliştirmek için temel oluşturmaktadır. Psikolojik danışmada tekniklerin uygun şekilde kullanılması ve uygulanması önemlidir; ancak, psikolojik danışmanın kişisel özelliklerinin ve davranışlarının geliştirilmesi göz ardı edilerek psikolojik danışmanlık becerilerine aşırı önem verme eğilimi bulunmaktadır. Birey merkezli terapinin en önemli katkılarından biri, psikolojik danışma uygulamalarında empati uygulanmasıdır. Diğer yaklaşımlardan daha fazla birey merkezli yaklaşım, danışandaki değişimi kolaylaştırmada empatinin hayati bir rol oynadığını ortaya koymuştur.

Terapistin empatik olma düzeyini değerlendiren üçüncü kişilerle karşılaştırıldığında, danışanın kendisinin terapistin empati düzeyini değerlendirmesi, danışanda gözlenen olumlu değişimin en önemli yordayıcısıdır. Hiçbir araştırma terapistin empatik düzeyi ile danışandaki olumlu değişim konusunda negatif ilişki rapor etmemiştir. Farklı terapi uygulama biçimlerinde, grupla, bireysel, psikoloji danışma aile ve evlilik gibi terapistin anlama, etkin dinleme, danışanı açıkça kabul etmesi durumunda danışanda en fazla düzeyde değişimi kolaylaştırdığı tespit edilmiştir.
Birey merkezli araştırmalar ağırlıklı olarak terapötik değişim için gerekli olan koşulların incelenmesi üzerinde yoğunlaşmıştır . Bu kitapta ele alınan diğer yaklaşımlar terapötik ilişkinin önemini vurgulamakla birlikte danışanda değişiklik oluşturmak için psikolojik danışmanların kendi tekniklerini kullanmalarının önemli olduğunu belirtmişlerdir. Örneğin, Bilişsel davranışçı yaklaşımda terapistin kullanabileceği bir çok teknik geliştirilmiştir. Birey merkezli yaklaşım dışında diğer yaklaşımlar, sadece psikolojik danışman ve danışan arasında iyi ve olumlu ilişkinin danışanda terapötik değişim oluşturmada yeterli olmadığını belirtmektedir.
Birey merkezli terapideki yeniliklere gelecek olursak Birey merkezli terapinin güçlü yanlarından biri güç, karmaşık ve çeşitli bireysel, grupla ve aile ile çalışmada yenilikçi ve gelişmiş yollar önermesidir.

Birey merkezli yaklaşımın sınırlılıkları ve getirilen eleştirilere baktığımız zaman şöyle diyebiliriz; Her ne kadar birey merkezli yaklaşımı benimsemiş olan uygulamacıları hipotezlerini test etmek için bir çok araştırma yapmış olmalarından dolayı alkışlamakla birlikte, bu araştırmalar sıklıkla diğer araştırmacılar tarafından bir çok metodolojik sorunları olması nedeniyle de eleştirilmiştir. Araştırma yöntemi açısından getirilen eleştiriler, gönüllü olmayan ve kontrol grubunda psikoterapi için başvurmamış olan danışanlar ile çalışmaların yapılması, kontrol grubunun bulunmaması, plesebo etkisinin dikkate alınamaması, terapi sonuçlarım değerlendirmede daha çok objektif ölçme araçlarının kullanılmamış olması, ve uygun olmayan istatistiksel yöntemlerin kullanılmış olması sıralanabilir.

Birey merkezli yaklaşımı benimseyerek eğitimini sürdüren bazı öğrenciler ve psikolojik danışmanlar, bazen danışanlarını aşırı destekleyici konumda olabilirler Değişim için bazen danışanın karşılaştığı güçlükleri de aşması gerekmektedir. Bu durum sıklıkla ihmal edilmektedir. Bu yaklaşımın temel kavramlarını yanlış anlamanın dışında bazen çeşitli tepkilerini ve psikolojik danışma tarzlarını yansıtmazlar ve empatik dinlemeyle sınırlamaktadırlar. Bir danışanı gerçekten dinlemek ve anladığını yansıtmak ve iletmek çok değerli olsa da psikolojik danışma bundan çok daha fazlasını gerektirmektedir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Birey Merkezli Yaklaşım" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Doğancan GÖKÇE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Doğancan GÖKÇE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Doğancan GÖKÇE Fotoğraf
Psk.Doğancan GÖKÇE
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Doğancan GÖKÇE'nin Makaleleri
► Birey Merkezli Terapi Dr.Psk.Dnş.İlker KABA
► Çocuk Merkezli Oyun Terapisi ÇOK OKUNUYOR Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Danışan Merkezli Oyun Terapisi Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► Çocuk Merkezli Oyun Terapisi Psk.Zeynep Betül TARI TORUN
► Birey Toplum İlişkisi Psk.Esra ERDOĞAN
► Birey Olmak ya da Olmamak Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
► Kendini Gerçekleştiren Birey Kimdir? Psk.Betül OKUR ÇELİK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Birey Merkezli Yaklaşım' başlığıyla benzeşen toplam 45 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Freud ve Psikanaliz Ocak 2019
► Duyguları Tanımlamak Mayıs 2018
► Varoluşçu Terapi Mayıs 2018
► Psikoterapi Nedir Nisan 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:56
Top