Akupuntur ve Biorezonansın Kilo Vermeyle İlişkisi
AKUPUNKTUR VE KİLO VERME İLİŞKİSİ NEDİR?
Latince kökenli ‘iğne batırmak’ anlamına gelen akupunktur Çin’de çok uzun yıllardan beri kullanılan geleneksel bir tedavi yöntemidir. Akupunktur, cilt üzerindeki belirli noktalara çok ince iğnelerin batırılması ve bu noktaların uyarılması prensibine dayanan bir uygulamadır. Amaç, vücudun enerji akışını dengeleyerek organizmanın kendi kendini iyileştirme gücünü arttırmaktır. En yaygın kullanım alanları arasında, migren ve ağrı tedavisi, hipertansiyon, sigara bırakma, depresyon ve uykusuzluk bulunmaktadır.
Akupunktur yapılırken kullanılan iğnelerin vücuda nasıl bir etkisi olduğu halden bilinmemektedir. Yapılan çalışmalarda iğnelerin beyinde serotonin ve endorfin gibi iyi ruh hali sağlayan ve ağrıya karşı etkili maddelerin salınımını arttırdığı bildirilmiştir.
Akupunkturda vücutta var olduğunu inanılan meridyenler boyunca belli noktalara iğneler sokarak enerji akışı yeniden dengelenmeye çalışılır. İğneler tedavisi planlanan hastalığa bağlı olarak seçilen noktalara batırılır. Tedavide steril ve tek kullanımlık ve olabildiğinde ince iğneler kullanılır. İğneler ciltte yaklaşık 20 ila 30 dakika kalır.
Dünya Sağlık Örgütü, akupunkturun kullanılabileceği toplam 40 hastalık tanımlamıştır. Akupunktur özellikle aşağıdaki rahatsızlıklar ve hastalıklar için sıklıkla kullanılır:
• Baş ağrısı ve migren
• Sırt ağrısı
• Sindirim sistemi hastalıkları
• Psikiyatrik rahatsızlıklar
• Romatizmal şikayetler
• Kronik solunum yolu hastalıkları (bronşit, astım)
• Alerjiler
• Kadın hastalıkları ve doğum
• Sigarayı bırakma
• Zayıflama
Akupunktur kimlere uygulanamaz?
• Kanama bozukluğu olanlar: Kanın pıhtılaşmasının problemli olduğu hastalıklarda akupunkturdan uzak durulmalıdır.
• Kan sulandırıcı ilaç kullananlar: Çeşitli rahatsızlıklar sonucunda kan inceltici kullanmak zorunda olan hastalarda işlemin pek çok riski olabilmektedir.
• Kalp pili olan hastalar: İğnelere küçük elektrik darbeleri uygulanabilmektedir. Bu durumda kalp pilinin çalışması engellenebilir.
• Hamileler: Akupunkturun erken doğuma yol açabilme ihtimali bulunmaktadır.
Akupunkturun yan etkileri nelerdir?
Akupunkturun hafif yan etkileri:
• İğnelerin deldiği yerlerde ağrı, kanama ya da morarma
• İğnelerin deldiği yerlerde uyuşukluk
• Sersemlemiş veya hasta hissetmek
Ağır yan etkiler:
• Var olan hastalıkların kötüleşmesi
• Delinen bölgelerde enfeksiyon
• Deriye yakın yerleşimli organlarda delinme
• Akciğer hasarı
• Merkezi sinir sistemi ve sinir hasarı
• Sepsis
Akupunktur ile Zayıflama
Akupunkturun, vücudun enerji akışını etkileyerek ve metabolizmayı arttırıp iştahı azaltarak zayıflamaya yardım ettiği düşünülmektedir.
Diyet ve egzersiz olmadan tek başına akupunktur ile kilo vermek mümkün değildir. Bu nedenle spor ve diyetle birlikte kullanılmalıdır.
Akupunktur beyinde noradrenalin seviyesini düşürüp, serotonin ve endorfin adlı mutluluk hormonunu seviyelerini artırarak kilo vermeye çalışan kişilere huzur ve sakinlik kazandırır. Yemek yemenin kısıtlanması ile ortaya çıkan huzursuzluk hissi bu şekilde baskılanmış olur. Bu da diyete uyum sürecini kolaylaştırır.
Akupunktur yapılırken kullanılan iğnelerin vücuda nasıl bir etkisi olduğu halden bilinmemektedir. Yapılan çalışmalarda iğnelerin beyinde serotonin ve endorfin gibi iyi ruh hali sağlayan ve ağrıya karşı etkili maddelerin salınımını arttırdığı bildirilmiştir.
Akupunkturda vücutta var olduğunu inanılan meridyenler boyunca belli noktalara iğneler sokarak enerji akışı yeniden dengelenmeye çalışılır. İğneler tedavisi planlanan hastalığa bağlı olarak seçilen noktalara batırılır. Tedavide steril ve tek kullanımlık ve olabildiğinde ince iğneler kullanılır. İğneler ciltte yaklaşık 20 ila 30 dakika kalır.
BİOREZONANS NEDİR?
İnsan vücudunda tüm hücreler, dokular ve organlar kendilerine özgü elektromanyetik frekanslar yayarlar. Tüm bu frekanslar hep birlikte hastanın genel frekans spektrumunu belirler. Parmak izi gibi bu frekanslarda her insanda birbirinden farklıdır. Hastalık ve sağlık durumunda da bu frekanslar değişiklik gösterirler. Hastalık durumunda alerjenler, virüsler, bakteriler gibi yabancı frekanslar hastanın frekans örneğinde saklanarak normal frekans düzenini bozar.
Biorezonans cihazları insan vücudundaki frekansları ölçme ve algılamada kullanılmak için geliştirilmiştir. Biorezonans tedavisinde vücudun doğal olarak yaydığı bu frekanslar temel alınmaktadır. Bu tedavide biorezonans cihazları kullanılarak hastalıklı doku, hücre veya organ tespit edilir ve cihaza transfer edilir. Elektrotlar vücudun belli yerlerine yerleştirilir. Cihazda hastalıklı hücre, doku ya da organa çoğunlukla yaydıkları frekansın tam tersi yönünde (180 derece faz kaydırarak) frekans gönderilir, hastalık nötralleştirilir ve hastanın vücuduna geri verilir. Kimi zaman da mevcut frekanslar güçlendirilerek vücudun hastalıklara karşı savaşına destek verilir. Örneğin alerji tedavisinde alerjen maddenin vücutta kayıtlı frekans izini tam ters frekans yükleyerek sıfırlamak hedeflenirken, fıtık tedavisinde ters frekans yerine güçlendirme frekansı kullanılarak hastalığın tedavisine destek olunur.
Biyofiziksel bir teknik olduğu için kimyasal ilaçlar kullanılmaz. Elektromanyetik frekanslarla uygulanır. Biorezonans cihazından yayılan elektromanyetik frekansın gücü bir cep telefonundan yayılanın binde biri kadardır, bir yan etkisi yoktur.
Biorezonans ile tedavi edilebilen hastalıklar
Vücudun işleyişini ve iletişimini bozan yabancı frekansların ortadan kaldırılması aynı zamanda vücuttaki stresi de ortadan kaldırarak sistemin tekrar doğru bir şekilde işleyebilmesini sağlar. Sistem düzgün işlediği sürece hastalık oluşma riski azalır veya stresin kalkması ile birlikte var olan hastalıklar da geri döndürülebilir. Biorezonans ile önce vücuttaki baskı ve stres araştırılır. Bu baskı veya stresin sebebi; ağır metaller, alerjiler, zehirli maddeler, enfeksiyonlar, parazitler, mantar enfeksiyonları, çevredeki yoğun elektrik alanlar ya da yaşanılan bölgenin coğrafi özelliklerinin kişide yarattığı etkiler olabilir. Biorezonans vücudu zarar verebilecek bu faktörleri test edebilir ve bulunan zarar verici maddenin frekansını kaldırabilir. Bu sayede kişinin frekansına zarar verecek frekanslar olmadığı için sistemin düzgün işlemesi sağlanır.
Biorezonans cihazları insan vücudundaki frekansları ölçme ve algılamada kullanılmak için geliştirilmiştir. Biorezonans tedavisinde vücudun doğal olarak yaydığı bu frekanslar temel alınmaktadır. Bu tedavide biorezonans cihazları kullanılarak hastalıklı doku, hücre veya organ tespit edilir ve cihaza transfer edilir. Elektrotlar vücudun belli yerlerine yerleştirilir.
Biorezonans tedavisinin alerjiler başta olmak üzere kronik yorgunluk, enfeksiyonlar, migren ve fibromiyalji, bağışıklık sistemi hastalıkları, omur ve eklem ağrıları gibi hastalıklarda olumlu sonuç verdiği söylenmektedir. Bağımlılıklarla tedavi için de sıkça başvurulan yöntemlerdendir. Ancak bu tedavi yöntemi, her hastalık ve herkes için aynı sonuçları vermeyebilir.
Latince kökenli ‘iğne batırmak’ anlamına gelen akupunktur Çin’de çok uzun yıllardan beri kullanılan geleneksel bir tedavi yöntemidir. Akupunktur, cilt üzerindeki belirli noktalara çok ince iğnelerin batırılması ve bu noktaların uyarılması prensibine dayanan bir uygulamadır. Amaç, vücudun enerji akışını dengeleyerek organizmanın kendi kendini iyileştirme gücünü arttırmaktır. En yaygın kullanım alanları arasında, migren ve ağrı tedavisi, hipertansiyon, sigara bırakma, depresyon ve uykusuzluk bulunmaktadır.
Akupunktur yapılırken kullanılan iğnelerin vücuda nasıl bir etkisi olduğu halden bilinmemektedir. Yapılan çalışmalarda iğnelerin beyinde serotonin ve endorfin gibi iyi ruh hali sağlayan ve ağrıya karşı etkili maddelerin salınımını arttırdığı bildirilmiştir.
Akupunkturda vücutta var olduğunu inanılan meridyenler boyunca belli noktalara iğneler sokarak enerji akışı yeniden dengelenmeye çalışılır. İğneler tedavisi planlanan hastalığa bağlı olarak seçilen noktalara batırılır. Tedavide steril ve tek kullanımlık ve olabildiğinde ince iğneler kullanılır. İğneler ciltte yaklaşık 20 ila 30 dakika kalır.
Dünya Sağlık Örgütü, akupunkturun kullanılabileceği toplam 40 hastalık tanımlamıştır. Akupunktur özellikle aşağıdaki rahatsızlıklar ve hastalıklar için sıklıkla kullanılır:
• Baş ağrısı ve migren
• Sırt ağrısı
• Sindirim sistemi hastalıkları
• Psikiyatrik rahatsızlıklar
• Romatizmal şikayetler
• Kronik solunum yolu hastalıkları (bronşit, astım)
• Alerjiler
• Kadın hastalıkları ve doğum
• Sigarayı bırakma
• Zayıflama
Akupunktur kimlere uygulanamaz?
• Kanama bozukluğu olanlar: Kanın pıhtılaşmasının problemli olduğu hastalıklarda akupunkturdan uzak durulmalıdır.
• Kan sulandırıcı ilaç kullananlar: Çeşitli rahatsızlıklar sonucunda kan inceltici kullanmak zorunda olan hastalarda işlemin pek çok riski olabilmektedir.
• Kalp pili olan hastalar: İğnelere küçük elektrik darbeleri uygulanabilmektedir. Bu durumda kalp pilinin çalışması engellenebilir.
• Hamileler: Akupunkturun erken doğuma yol açabilme ihtimali bulunmaktadır.
Akupunkturun yan etkileri nelerdir?
Akupunkturun hafif yan etkileri:
• İğnelerin deldiği yerlerde ağrı, kanama ya da morarma
• İğnelerin deldiği yerlerde uyuşukluk
• Sersemlemiş veya hasta hissetmek
Ağır yan etkiler:
• Var olan hastalıkların kötüleşmesi
• Delinen bölgelerde enfeksiyon
• Deriye yakın yerleşimli organlarda delinme
• Akciğer hasarı
• Merkezi sinir sistemi ve sinir hasarı
• Sepsis
Akupunktur ile Zayıflama
Akupunkturun, vücudun enerji akışını etkileyerek ve metabolizmayı arttırıp iştahı azaltarak zayıflamaya yardım ettiği düşünülmektedir.
Diyet ve egzersiz olmadan tek başına akupunktur ile kilo vermek mümkün değildir. Bu nedenle spor ve diyetle birlikte kullanılmalıdır.
Akupunktur beyinde noradrenalin seviyesini düşürüp, serotonin ve endorfin adlı mutluluk hormonunu seviyelerini artırarak kilo vermeye çalışan kişilere huzur ve sakinlik kazandırır. Yemek yemenin kısıtlanması ile ortaya çıkan huzursuzluk hissi bu şekilde baskılanmış olur. Bu da diyete uyum sürecini kolaylaştırır.
Akupunktur yapılırken kullanılan iğnelerin vücuda nasıl bir etkisi olduğu halden bilinmemektedir. Yapılan çalışmalarda iğnelerin beyinde serotonin ve endorfin gibi iyi ruh hali sağlayan ve ağrıya karşı etkili maddelerin salınımını arttırdığı bildirilmiştir.
Akupunkturda vücutta var olduğunu inanılan meridyenler boyunca belli noktalara iğneler sokarak enerji akışı yeniden dengelenmeye çalışılır. İğneler tedavisi planlanan hastalığa bağlı olarak seçilen noktalara batırılır. Tedavide steril ve tek kullanımlık ve olabildiğinde ince iğneler kullanılır. İğneler ciltte yaklaşık 20 ila 30 dakika kalır.
BİOREZONANS NEDİR?
İnsan vücudunda tüm hücreler, dokular ve organlar kendilerine özgü elektromanyetik frekanslar yayarlar. Tüm bu frekanslar hep birlikte hastanın genel frekans spektrumunu belirler. Parmak izi gibi bu frekanslarda her insanda birbirinden farklıdır. Hastalık ve sağlık durumunda da bu frekanslar değişiklik gösterirler. Hastalık durumunda alerjenler, virüsler, bakteriler gibi yabancı frekanslar hastanın frekans örneğinde saklanarak normal frekans düzenini bozar.
Biorezonans cihazları insan vücudundaki frekansları ölçme ve algılamada kullanılmak için geliştirilmiştir. Biorezonans tedavisinde vücudun doğal olarak yaydığı bu frekanslar temel alınmaktadır. Bu tedavide biorezonans cihazları kullanılarak hastalıklı doku, hücre veya organ tespit edilir ve cihaza transfer edilir. Elektrotlar vücudun belli yerlerine yerleştirilir. Cihazda hastalıklı hücre, doku ya da organa çoğunlukla yaydıkları frekansın tam tersi yönünde (180 derece faz kaydırarak) frekans gönderilir, hastalık nötralleştirilir ve hastanın vücuduna geri verilir. Kimi zaman da mevcut frekanslar güçlendirilerek vücudun hastalıklara karşı savaşına destek verilir. Örneğin alerji tedavisinde alerjen maddenin vücutta kayıtlı frekans izini tam ters frekans yükleyerek sıfırlamak hedeflenirken, fıtık tedavisinde ters frekans yerine güçlendirme frekansı kullanılarak hastalığın tedavisine destek olunur.
Biyofiziksel bir teknik olduğu için kimyasal ilaçlar kullanılmaz. Elektromanyetik frekanslarla uygulanır. Biorezonans cihazından yayılan elektromanyetik frekansın gücü bir cep telefonundan yayılanın binde biri kadardır, bir yan etkisi yoktur.
Biorezonans ile tedavi edilebilen hastalıklar
Vücudun işleyişini ve iletişimini bozan yabancı frekansların ortadan kaldırılması aynı zamanda vücuttaki stresi de ortadan kaldırarak sistemin tekrar doğru bir şekilde işleyebilmesini sağlar. Sistem düzgün işlediği sürece hastalık oluşma riski azalır veya stresin kalkması ile birlikte var olan hastalıklar da geri döndürülebilir. Biorezonans ile önce vücuttaki baskı ve stres araştırılır. Bu baskı veya stresin sebebi; ağır metaller, alerjiler, zehirli maddeler, enfeksiyonlar, parazitler, mantar enfeksiyonları, çevredeki yoğun elektrik alanlar ya da yaşanılan bölgenin coğrafi özelliklerinin kişide yarattığı etkiler olabilir. Biorezonans vücudu zarar verebilecek bu faktörleri test edebilir ve bulunan zarar verici maddenin frekansını kaldırabilir. Bu sayede kişinin frekansına zarar verecek frekanslar olmadığı için sistemin düzgün işlemesi sağlanır.
Biorezonans cihazları insan vücudundaki frekansları ölçme ve algılamada kullanılmak için geliştirilmiştir. Biorezonans tedavisinde vücudun doğal olarak yaydığı bu frekanslar temel alınmaktadır. Bu tedavide biorezonans cihazları kullanılarak hastalıklı doku, hücre veya organ tespit edilir ve cihaza transfer edilir. Elektrotlar vücudun belli yerlerine yerleştirilir.
Biorezonans tedavisinin alerjiler başta olmak üzere kronik yorgunluk, enfeksiyonlar, migren ve fibromiyalji, bağışıklık sistemi hastalıkları, omur ve eklem ağrıları gibi hastalıklarda olumlu sonuç verdiği söylenmektedir. Bağımlılıklarla tedavi için de sıkça başvurulan yöntemlerdendir. Ancak bu tedavi yöntemi, her hastalık ve herkes için aynı sonuçları vermeyebilir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Akupuntur ve Biorezonansın Kilo Vermeyle İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Fatma Merve KALELİOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Fatma Merve KALELİOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.