Çocuğumuz Öfkelendiğinde Ne Yapmalıyız?
Çocuğumuz Öfkelendiğinde Ne Yapmalıyız?
Öfke, mutluluk, mutsuzluk, huzur ya da kaygı gibi bizlerin olduğu kadar çocuklarımızın da doğal bir duygusudur. Önce öfkeyi doğal bir duygu olarak görmek gerek ki daha sonra çocuklarda gördüğümüz öfkeyle nasıl başa çıkabileceğimize odaklanabilelim. İlk adım bu, öfkenin normal çok doğal bir duygu olduğunu kabullenmek, her çocuk ve her yetişkin zaman zaman öfke hisseder.Öfke ağır bir duygudur, öfke hissettiğinde kimimiz içi yanıyor gibi hisseder, kimimiz yumruklarını sıkar, öfke hepimizin vucudunda farklı etki yapar. Öfke duygusunun altında haksızlığa uğramış olma düşüncesi vardır. Mesela yolda yürürken çocuğunuz bir oyuncak istedi diyelim ve siz de almadınız, bu durumda bazı çocuklar öfkelenirler bu gayet normaldir, çocuk açısından bakacak olursak o oyuncak onun hakkıdır ve siz ona o oyuncağı almayarak hakkı olanı ona vermemiş oluyorsunuzdur. Hatta ardından bir ağlama bağırma tepinme olur ve özetle kıyameti koparır çocuklar çoğu kez. Bu arada tabi anne baba harap olur, bir taraftan çocuğunun davranışına anlam veremez bir taraftan etraftaki insanları rahatsız ettik diye çekinirler. O anda anne babanın içinde milyonlarda duygu dalgası oluşur. Zor bir sahne, doğrusu.
* * Eğer bu ağlama tepinme sonucu çocuğun istediğini almışsanız vay halinize, yandınız demektir, artık bir öğrenme gerçekleşti. Ne öğrenmesi bu? Şöyle ki eğer bir davranış bize ödül getiriyorsa artık biz o ödüle ulaşmanın tek yolunun o andaki davranışımız olduğunu öğreniriz. Yani çocuğun zihninde şu canlanıyor: "Oyuncağı anneme babama aldırmanın yolu ağlamak tepinmek bağırmak öfke göstermek." Artık çocuk oyuncağa sahip olmanın bir yolunu keşfetti. Amacı ağlamak tepinmek ya da öfke göstermek değil bu yolla istediği oyuncağa sahip olarak kendini mutlu hissetmek, nasıl biz yetişkinler mutlu hissetmek istiyoruz aynı şey çocuklar için de geçerli onlar da mutlu hissetmek istiyorlar. Büyük küçük fark etmez tüm insanlarda aynı işletim sistemi var. Hepimiz mutlu hissetmenin peşinde koşuyoruz.
Öfke büyük küçük demeden tüm insanların hissettiği doğal, evrensel ve sağlıklı bir duygu diyebilirim. Dünyaya gelirken ağlayariz. Haykırma, bağırma ile oksijeni ciğerlerimize cekeriz ve yeni dünyaya alışiriz. Çocuklar ailelerine ve çevrelerine bağlı olarak öfke içeren duygu ve davranışlar gosterebilirler. Bebeklik döneminde karnı acıkınca, altı temizlenmeyince bebek aglar ve ihtiyacının karşılanmasını bekler. Temel güven ve sevginin oluştuğu ilk yıllarda ilgilenilmeyen çocuk değersiz, sevgisiz hisseder kendini.
* * Fakat öfkenin de boyutları vardır eğer çocuğunuz şiddet uyguluyor yani vuruyor kırıyor size ya da arkadaşlarına vuruyorsa, küfrediyorsa, kendine zarar veriyorsa alarm sirenleri çalıyor demektir, acilen destek almalısınız.
* * Anne baba kavga ediyor, tartışıyor veya çocuğa aynı konuda farklı farklı davranıyorlarsa bu ailelerdeki çocukta öfke problemi olma ihtimali daha yüksektir. Yaşıtları arasında kabul görmeyen mesela oyunlara alınmayan ya da aileleri tarafından ilgi gösterilmeyen ihtiyaçları yerine getirilmeyen çocukların öfke kontrol sorunu beklediğimiz bir durumdur. ‘’Karnı tok, sırtı pek ‘’ diyen ‘’Bu çocuk neden böyle davranıyor’’ diyerek anlam veremeyen anne babalar vardır. Çocuklarımıza yemek vermek, onları giydirmek, okula götürüp getirmek onlara yapmamız gereken görevlerimizdendir. Fakat yeterli değildir. Onlarla birlikte oyun oynamak aynı yetişkine sorar gibi ‘’Bugün nasıl geçti senin?’’ için şeklinde bir soru sormak gerekir ki böylece iletişim becerileri ve zekası gelişkin çocuğumuzun.
ÇOCUKLARI ÖFKE NÖBETLERİ YAŞAYAN ANNE BABA NE YAPMALI?
* Çocukta öfkeyi gördüğünüz anda siz de aynı şekilde öfke göstermemek için çaba sarf edin. Biliyorum bu çok kolay değil ama o an kendinize şunu derseniz işe yarayabilir: ‘ Şu an öfke gösterirsem bu işe yaramayacak işe yaracak bir şey yap.’’
* Konuşmanız sakin olsun.
* Çocuk ne oldu da öfkelendi sorun:’ Seni öfkelendiren şey ne?’ o anda bunu sormak çok kolay değil biliyorum fakat deneyin lütfen.
* Çocuğun etrafında varsa kırıp dökebileceği şeyler hemen kaldırın.
* Sus artık yeter bıktım senden şeklinde emirler vermeyin, ters tepeceği gibi işe de yaramaz.
* Kendisine vurmaya zarar vermeye kalkıyorsa hemen engel olun.
* Eğer çocuk neye kızdığını söylemezse siz tahminlerde bulunup ona sorun. Kızdığı şeyin ne olduğunu anlamaya çalışın.
* Öfkenin yaptığı bir hareket vardır. Öfke yükselir yükselir ve en büyük boyutuna ulaştığında fazla büyüyemeyeceği için küçülüp düşmeye başlar. Yani her ne kadar sidetli ofke duyarsak duyalim eninde sonunda o.ofke kucule kucule kucule ufacicik kalir. Yani ofke bir canli olarak.dusunursek bir sure omru olan bir canlidir diyebiliriz.
Aynı bu yukarıdaki şekil 1’deki gibi öfke yükselir pik yapar ve düşüşe geçer. Şöyle düşünün bir şeye kızdınız diyelim, hatta şu an aklınıza ilk gelen kızdığınız bir olayı düşünün lütfen, yakın zamanda neye kızıp köpürdünüz? Olan olay her ne ise ertesi gün aynı şiddette kızmazsınız, 2 gün sonra aynı olay aklınıza gelince, yine kızarsınız ama ilk günkü kadar şiddetli bir öfke hissetmezsiniz, aynı olay bir yıl sonra aklınıza gelse yine öfke hissedersiniz fakat artık bayağı bayağı şiddeti düşmüştür öfkenizin, sizi aşırı etkilemiyordur. Aynı şekilde çocuk da bir şeye kızdı diyelim muhtemelen bir süre sonra öfkesi geçecektir, 3 gün boyunca duraksız bir şekilde bağırmayacak ağlamayacaktır. Bir noktadan sonra artık çocuk yorulur. Çocuk sakinleştikten sonra artık konuşmaya başlayabilirsiniz, neye kızdığını ifade edebileceğini ve isteklerinin yerine getirebilmenin ancak neye kızdığını ifade ederse gerçekleşeceğini söyleyebilirsiniz. Bu konuda destek almak işe yarabilir, öfkeyi kontrol etmeleri konusunda çocuğa ve ailesine danışmanlık yapılabilir ve psikoterapi uygulanabilir.
Toplumun çekirdeğini oluşturan çocuklarımız ve gençlerimizdeki öfke, saldırganlık ve şiddet eğiliminin yaygın olarak gozlenmesi, buna yonelik önleme programı oluşturulmasını gerektirir. Gerek ailelerden, gerekse okul tarafından ofke sorunlariyla lgili problemler ile karşilasmaktayiz.
Evin kralı, prensesi konumunda isteklerinin hemen yerine getirildiği, isteklerine hayır dendikten sonra evet dendiği, aynı duruma bazen evet bazen hayır dendiği sınırlarının belli olmadığı, kararları ebeveynin değil de çocukların aldığı aile içi rollerinin degistigi durumlara alışan çocuk, ev dışındaki arkadaş ve okul çevresinde aynı sekilde davranir ve kabul gormezse ofkelenir.
Çocuklar bizleri yani anne babalarını örnek alırlar dolayısıyla şunu çok net söyleyebilirim ki eğer biz çocuğun yaninda çok sinirli davranıyorsak çocuk da bunu taklit edecektir. Sosyal öğrenme dediğimiz olay budur. Bazı davranışlar çevreden öğrenilir. Siz eğer bağıuorsanız çocuk da okula gittiğinde arkadaşlarına öğretmenlerine bağırabilir. Bu nedenle kendi.davranışlarımızı da gözden geçirmemiz gerekir ve bazen anne babaların da psikoterapi almaları gerekmektedir. Bunu çocuğa iyi örnek.olabilmek icin yapmaları gerekir.
Klinik Psikolog Fatma Zümrüt Çetin.
Öfke, mutluluk, mutsuzluk, huzur ya da kaygı gibi bizlerin olduğu kadar çocuklarımızın da doğal bir duygusudur. Önce öfkeyi doğal bir duygu olarak görmek gerek ki daha sonra çocuklarda gördüğümüz öfkeyle nasıl başa çıkabileceğimize odaklanabilelim. İlk adım bu, öfkenin normal çok doğal bir duygu olduğunu kabullenmek, her çocuk ve her yetişkin zaman zaman öfke hisseder.Öfke ağır bir duygudur, öfke hissettiğinde kimimiz içi yanıyor gibi hisseder, kimimiz yumruklarını sıkar, öfke hepimizin vucudunda farklı etki yapar. Öfke duygusunun altında haksızlığa uğramış olma düşüncesi vardır. Mesela yolda yürürken çocuğunuz bir oyuncak istedi diyelim ve siz de almadınız, bu durumda bazı çocuklar öfkelenirler bu gayet normaldir, çocuk açısından bakacak olursak o oyuncak onun hakkıdır ve siz ona o oyuncağı almayarak hakkı olanı ona vermemiş oluyorsunuzdur. Hatta ardından bir ağlama bağırma tepinme olur ve özetle kıyameti koparır çocuklar çoğu kez. Bu arada tabi anne baba harap olur, bir taraftan çocuğunun davranışına anlam veremez bir taraftan etraftaki insanları rahatsız ettik diye çekinirler. O anda anne babanın içinde milyonlarda duygu dalgası oluşur. Zor bir sahne, doğrusu.
* * Eğer bu ağlama tepinme sonucu çocuğun istediğini almışsanız vay halinize, yandınız demektir, artık bir öğrenme gerçekleşti. Ne öğrenmesi bu? Şöyle ki eğer bir davranış bize ödül getiriyorsa artık biz o ödüle ulaşmanın tek yolunun o andaki davranışımız olduğunu öğreniriz. Yani çocuğun zihninde şu canlanıyor: "Oyuncağı anneme babama aldırmanın yolu ağlamak tepinmek bağırmak öfke göstermek." Artık çocuk oyuncağa sahip olmanın bir yolunu keşfetti. Amacı ağlamak tepinmek ya da öfke göstermek değil bu yolla istediği oyuncağa sahip olarak kendini mutlu hissetmek, nasıl biz yetişkinler mutlu hissetmek istiyoruz aynı şey çocuklar için de geçerli onlar da mutlu hissetmek istiyorlar. Büyük küçük fark etmez tüm insanlarda aynı işletim sistemi var. Hepimiz mutlu hissetmenin peşinde koşuyoruz.
Öfke büyük küçük demeden tüm insanların hissettiği doğal, evrensel ve sağlıklı bir duygu diyebilirim. Dünyaya gelirken ağlayariz. Haykırma, bağırma ile oksijeni ciğerlerimize cekeriz ve yeni dünyaya alışiriz. Çocuklar ailelerine ve çevrelerine bağlı olarak öfke içeren duygu ve davranışlar gosterebilirler. Bebeklik döneminde karnı acıkınca, altı temizlenmeyince bebek aglar ve ihtiyacının karşılanmasını bekler. Temel güven ve sevginin oluştuğu ilk yıllarda ilgilenilmeyen çocuk değersiz, sevgisiz hisseder kendini.
* * Fakat öfkenin de boyutları vardır eğer çocuğunuz şiddet uyguluyor yani vuruyor kırıyor size ya da arkadaşlarına vuruyorsa, küfrediyorsa, kendine zarar veriyorsa alarm sirenleri çalıyor demektir, acilen destek almalısınız.
* * Anne baba kavga ediyor, tartışıyor veya çocuğa aynı konuda farklı farklı davranıyorlarsa bu ailelerdeki çocukta öfke problemi olma ihtimali daha yüksektir. Yaşıtları arasında kabul görmeyen mesela oyunlara alınmayan ya da aileleri tarafından ilgi gösterilmeyen ihtiyaçları yerine getirilmeyen çocukların öfke kontrol sorunu beklediğimiz bir durumdur. ‘’Karnı tok, sırtı pek ‘’ diyen ‘’Bu çocuk neden böyle davranıyor’’ diyerek anlam veremeyen anne babalar vardır. Çocuklarımıza yemek vermek, onları giydirmek, okula götürüp getirmek onlara yapmamız gereken görevlerimizdendir. Fakat yeterli değildir. Onlarla birlikte oyun oynamak aynı yetişkine sorar gibi ‘’Bugün nasıl geçti senin?’’ için şeklinde bir soru sormak gerekir ki böylece iletişim becerileri ve zekası gelişkin çocuğumuzun.
ÇOCUKLARI ÖFKE NÖBETLERİ YAŞAYAN ANNE BABA NE YAPMALI?
* Çocukta öfkeyi gördüğünüz anda siz de aynı şekilde öfke göstermemek için çaba sarf edin. Biliyorum bu çok kolay değil ama o an kendinize şunu derseniz işe yarayabilir: ‘ Şu an öfke gösterirsem bu işe yaramayacak işe yaracak bir şey yap.’’
* Konuşmanız sakin olsun.
* Çocuk ne oldu da öfkelendi sorun:’ Seni öfkelendiren şey ne?’ o anda bunu sormak çok kolay değil biliyorum fakat deneyin lütfen.
* Çocuğun etrafında varsa kırıp dökebileceği şeyler hemen kaldırın.
* Sus artık yeter bıktım senden şeklinde emirler vermeyin, ters tepeceği gibi işe de yaramaz.
* Kendisine vurmaya zarar vermeye kalkıyorsa hemen engel olun.
* Eğer çocuk neye kızdığını söylemezse siz tahminlerde bulunup ona sorun. Kızdığı şeyin ne olduğunu anlamaya çalışın.
* Öfkenin yaptığı bir hareket vardır. Öfke yükselir yükselir ve en büyük boyutuna ulaştığında fazla büyüyemeyeceği için küçülüp düşmeye başlar. Yani her ne kadar sidetli ofke duyarsak duyalim eninde sonunda o.ofke kucule kucule kucule ufacicik kalir. Yani ofke bir canli olarak.dusunursek bir sure omru olan bir canlidir diyebiliriz.
Aynı bu yukarıdaki şekil 1’deki gibi öfke yükselir pik yapar ve düşüşe geçer. Şöyle düşünün bir şeye kızdınız diyelim, hatta şu an aklınıza ilk gelen kızdığınız bir olayı düşünün lütfen, yakın zamanda neye kızıp köpürdünüz? Olan olay her ne ise ertesi gün aynı şiddette kızmazsınız, 2 gün sonra aynı olay aklınıza gelince, yine kızarsınız ama ilk günkü kadar şiddetli bir öfke hissetmezsiniz, aynı olay bir yıl sonra aklınıza gelse yine öfke hissedersiniz fakat artık bayağı bayağı şiddeti düşmüştür öfkenizin, sizi aşırı etkilemiyordur. Aynı şekilde çocuk da bir şeye kızdı diyelim muhtemelen bir süre sonra öfkesi geçecektir, 3 gün boyunca duraksız bir şekilde bağırmayacak ağlamayacaktır. Bir noktadan sonra artık çocuk yorulur. Çocuk sakinleştikten sonra artık konuşmaya başlayabilirsiniz, neye kızdığını ifade edebileceğini ve isteklerinin yerine getirebilmenin ancak neye kızdığını ifade ederse gerçekleşeceğini söyleyebilirsiniz. Bu konuda destek almak işe yarabilir, öfkeyi kontrol etmeleri konusunda çocuğa ve ailesine danışmanlık yapılabilir ve psikoterapi uygulanabilir.
Toplumun çekirdeğini oluşturan çocuklarımız ve gençlerimizdeki öfke, saldırganlık ve şiddet eğiliminin yaygın olarak gozlenmesi, buna yonelik önleme programı oluşturulmasını gerektirir. Gerek ailelerden, gerekse okul tarafından ofke sorunlariyla lgili problemler ile karşilasmaktayiz.
Evin kralı, prensesi konumunda isteklerinin hemen yerine getirildiği, isteklerine hayır dendikten sonra evet dendiği, aynı duruma bazen evet bazen hayır dendiği sınırlarının belli olmadığı, kararları ebeveynin değil de çocukların aldığı aile içi rollerinin degistigi durumlara alışan çocuk, ev dışındaki arkadaş ve okul çevresinde aynı sekilde davranir ve kabul gormezse ofkelenir.
Çocuklar bizleri yani anne babalarını örnek alırlar dolayısıyla şunu çok net söyleyebilirim ki eğer biz çocuğun yaninda çok sinirli davranıyorsak çocuk da bunu taklit edecektir. Sosyal öğrenme dediğimiz olay budur. Bazı davranışlar çevreden öğrenilir. Siz eğer bağıuorsanız çocuk da okula gittiğinde arkadaşlarına öğretmenlerine bağırabilir. Bu nedenle kendi.davranışlarımızı da gözden geçirmemiz gerekir ve bazen anne babaların da psikoterapi almaları gerekmektedir. Bunu çocuğa iyi örnek.olabilmek icin yapmaları gerekir.
Klinik Psikolog Fatma Zümrüt Çetin.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuğumuz Öfkelendiğinde Ne Yapmalıyız?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Zümrüt ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Zümrüt ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.