' Beni Kimse Anlamıyor '
Anlaşılma ihtiyacı insanın dünyaya ilk gelmesiyle birlikte başlar. Dünya bebek için çok yeni, anlaşılmaz ve kaygı uyandıran bir yerdir. Bir yetişkin tarafından karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve uyku düzeninin sağlanması gerekmektedir. Annenin bebeğinin ihtiyaçlarını düzenli bir şekilde karşılaması, sevgi ve şefkat göstermesi bebekte anlaşılma olarak algılanır. Anne ve bebek arasındaki bu güvenli ilişki sayesinde dünya artık bebek için anlaşılmaz ve belirsiz bir yer olmaktan çıkmakta, güvenli bir yer olarak görülmektedir. Bu durum yetişkinlikte de devam eder. Anlaşıldığımızda kendimizi daha rahatlamış ve huzurlu hissederken, anlaşılmadığımızı düşündüğümüzde sıkıntılı ve huzursuz oluruz.
Doğumdan itibaren var olan bu ihtiyacın kimi zaman karşılanmadığı hissedilir. Kimsenin sizi anlamadığından yakındığınız bu durum, karşınızdaki bireyden kaynaklanabileceği gibi kendi iç dünyanızda yaşananlardan da kaynaklanabilir. Böyle bir durumda kendinize dönerek bazı soruları cevaplamanızda fayda vardır.
Gerçekten anlaşılmıyor musunuz? Anlaşılmanın sizin için ne ifade ettiğini düşünmekle başlayabilirsiniz. İnsanların sizin gibi düşünmesi, düşüncelerinize hak vermesi midir anlaşılmak? İnsanların fikirleri sizinkinden farklı olsa da, haksız olsanız da sizi anlayabilirler. Böyle bir durumda mesele anlaşılmak değil, onaylanmamaktır. Bunun dışında, küçük bir eleştiriye tahammül edemeyen ve en ufak reddedilme durumunu bile kabullenemeyen özelliklere sahip insanların diğerlerine göre anlaşılmama konusunda daha fazla yakındıkları görülmektedir. Anlaşılmanın sizin için anlamını düşünürken kişilik özellikleriniz çerçevesinde değerlendirmeniz meseleye geniş bir yelpazeden bakmanızı sağlar.
Anlaşılmak sizin için ne derece önemli? Her insan duygularını, düşüncelerini ve isteklerini paylaştığında karşısındakinin dinlemesini ve ihtiyaçlarına cevap verilmesini ister. Aksi bir durum herkesi belli bir derece etkiler, önemsiz ve değersiz hissettirebilir. Fakat bu depresif duygular günlerce sürüyorsa, anlaşılmamayı çok fazla önemsediğiniz anlamına gelir. Özel olarak ilgilenilmesi gereken bir konu haline gelmiştir ve uzman desteğiyle çözümlenmesi gerekebilir.
Kendinizi doğru ifade edebiliyor musunuz? Bazen söylemek istediklerimizi açık ve net bir şekilde ifade etmememize rağmen anlaşılmadığımızı düşünürüz. Kişilerarası ilişkilerde duyguları ifade ederek sen dili yerine ben dili ile konuşmak, dolaylı ve üstü kapalı konuşmamaya dikkat etmek anlaşılma düzeyimizi etkiler. Örneğin; ‘Çok aceleci ve duyarsızsın. Ben ne zaman konuşmaya başlasam sözümü kesiyorsun’ demek yerine ‘Seninle konuşurken bir şeyler anlatmaya başlayıp tamamlayamadığımda kendimi çok üzgün hissediyorum’ demek anlaşmazlıkları azaltır.
Sosyal çevreniz gerçekten anlayışsız mı? Bazen ne kadar doğru bir iletişim kullansanız da çevreniz tarafından anlaşılmadığınızı hissetmeye devam edebilirsiniz. Anlaşılmamanın sebebi gerçekten etrafınızdaki insanların anlayışsızlığı olabilir. Çevreniz karşısındakinin yaşadıklarından, hissettiklerinden ve ihtiyaçlarından çok, kendi ihtiyaçlarına önem veren insanlarla çevrili olabilir. Bu durumu fark etmek yeni bir çevre edinmeniz gerektiği anlamına gelir. Unutulmamalıdır ki karşınızdaki kişi kendi iç dünyası, düşünce yapısı ve hissettikleri ölçüde sizi anlayabilir. Ya da anlarsa kendisini değiştirmesi, ihtiyaçlarla veya sorunla yüzleşmesi ve çözüm üretmesi gerekebilir, yani anlamak işine gelmez. Fakat anlaşılmadığını düşünen kişi anlaşılmamanın sebebi olarak çevresindekileri görüyor olma eğilimindedir. Durumun asıl kaynağının nesnel bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anlaşılmak su kadar temel bir ihtiyaçtır. Mutlu iletişim ve sağlıklı ilişkilerin temelidir. Anlaşılmak ile ilgili düşüncelerinizi, dirençlerini fark etmeniz ve çözüm yolları aramanız dileğiyle…
Psikolog Kevser Mazı
KAYNAKÇA
Elevli, S. (2012). İçimizdeki Boşluk ve Anlaşılma İhtiyacı. Erişim Adresi https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_8193.htm
Özmen, E. Kimse Beni Anlamıyor / Anlaşılma İsteği. Erişim Adresi https://psikoloji-psikiyatri.com/erol-ozmen/kimse-beni-anlamiyor-anlasilma-istegi/
Doğumdan itibaren var olan bu ihtiyacın kimi zaman karşılanmadığı hissedilir. Kimsenin sizi anlamadığından yakındığınız bu durum, karşınızdaki bireyden kaynaklanabileceği gibi kendi iç dünyanızda yaşananlardan da kaynaklanabilir. Böyle bir durumda kendinize dönerek bazı soruları cevaplamanızda fayda vardır.
Gerçekten anlaşılmıyor musunuz? Anlaşılmanın sizin için ne ifade ettiğini düşünmekle başlayabilirsiniz. İnsanların sizin gibi düşünmesi, düşüncelerinize hak vermesi midir anlaşılmak? İnsanların fikirleri sizinkinden farklı olsa da, haksız olsanız da sizi anlayabilirler. Böyle bir durumda mesele anlaşılmak değil, onaylanmamaktır. Bunun dışında, küçük bir eleştiriye tahammül edemeyen ve en ufak reddedilme durumunu bile kabullenemeyen özelliklere sahip insanların diğerlerine göre anlaşılmama konusunda daha fazla yakındıkları görülmektedir. Anlaşılmanın sizin için anlamını düşünürken kişilik özellikleriniz çerçevesinde değerlendirmeniz meseleye geniş bir yelpazeden bakmanızı sağlar.
Anlaşılmak sizin için ne derece önemli? Her insan duygularını, düşüncelerini ve isteklerini paylaştığında karşısındakinin dinlemesini ve ihtiyaçlarına cevap verilmesini ister. Aksi bir durum herkesi belli bir derece etkiler, önemsiz ve değersiz hissettirebilir. Fakat bu depresif duygular günlerce sürüyorsa, anlaşılmamayı çok fazla önemsediğiniz anlamına gelir. Özel olarak ilgilenilmesi gereken bir konu haline gelmiştir ve uzman desteğiyle çözümlenmesi gerekebilir.
Kendinizi doğru ifade edebiliyor musunuz? Bazen söylemek istediklerimizi açık ve net bir şekilde ifade etmememize rağmen anlaşılmadığımızı düşünürüz. Kişilerarası ilişkilerde duyguları ifade ederek sen dili yerine ben dili ile konuşmak, dolaylı ve üstü kapalı konuşmamaya dikkat etmek anlaşılma düzeyimizi etkiler. Örneğin; ‘Çok aceleci ve duyarsızsın. Ben ne zaman konuşmaya başlasam sözümü kesiyorsun’ demek yerine ‘Seninle konuşurken bir şeyler anlatmaya başlayıp tamamlayamadığımda kendimi çok üzgün hissediyorum’ demek anlaşmazlıkları azaltır.
Sosyal çevreniz gerçekten anlayışsız mı? Bazen ne kadar doğru bir iletişim kullansanız da çevreniz tarafından anlaşılmadığınızı hissetmeye devam edebilirsiniz. Anlaşılmamanın sebebi gerçekten etrafınızdaki insanların anlayışsızlığı olabilir. Çevreniz karşısındakinin yaşadıklarından, hissettiklerinden ve ihtiyaçlarından çok, kendi ihtiyaçlarına önem veren insanlarla çevrili olabilir. Bu durumu fark etmek yeni bir çevre edinmeniz gerektiği anlamına gelir. Unutulmamalıdır ki karşınızdaki kişi kendi iç dünyası, düşünce yapısı ve hissettikleri ölçüde sizi anlayabilir. Ya da anlarsa kendisini değiştirmesi, ihtiyaçlarla veya sorunla yüzleşmesi ve çözüm üretmesi gerekebilir, yani anlamak işine gelmez. Fakat anlaşılmadığını düşünen kişi anlaşılmamanın sebebi olarak çevresindekileri görüyor olma eğilimindedir. Durumun asıl kaynağının nesnel bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anlaşılmak su kadar temel bir ihtiyaçtır. Mutlu iletişim ve sağlıklı ilişkilerin temelidir. Anlaşılmak ile ilgili düşüncelerinizi, dirençlerini fark etmeniz ve çözüm yolları aramanız dileğiyle…
Psikolog Kevser Mazı
KAYNAKÇA
Elevli, S. (2012). İçimizdeki Boşluk ve Anlaşılma İhtiyacı. Erişim Adresi https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_8193.htm
Özmen, E. Kimse Beni Anlamıyor / Anlaşılma İsteği. Erişim Adresi https://psikoloji-psikiyatri.com/erol-ozmen/kimse-beni-anlamiyor-anlasilma-istegi/
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "' Beni Kimse Anlamıyor '" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Kevser MAZI ARSOY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Kevser MAZI ARSOY'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.