Sınav Kaygısı Nedenleri
Günümüzde bireylerin kariyer hedefleri ile yaşamına yön verecek olan mesleklerini belirlemek sınavlar neticesinde olmaktadır.Bu kadar yoğun sınavlarla karşı karşıya gelme durumu sınav kaygısını beraberinde getirmektedir.Çoğu kişi bu durumla baş edememekte ve kaygı neticesinde istedikleri başarıyı yetenekleri ve kapasiteleri olmasına rağmen gösterememektedir.Bazı bireylerde yaşanılan kaygı o kadar yoğundur ki birey çalışmayı bile bırakabilir. Böyle bir kaygı durumuyla baş edemeyen birey üstüne ailesi tarafından sınavı yeteri kadar önemsememekle suçlanır.Aynı anda kaygı ve suçluluk duygusu özellikle lise ve üniversite sınavlarına çalışan öğrenciler için altından kalkılamayacak bir duygu durumu haline gelebilir.
Kaygı ve özelinde sınav kaygısı belli bir miktarda tüm bireylerde beklenilen bir durumdur aslında.Çünkü kaygı duymak bireyin yaptığı işin sorumluluğunu almasına vesile olur.Tamamıyla kaygısız bir insan verilen sorumluluğu yerine getiremez ve onu ciddiye alamaz.Sınav kaygısının belli bir miktar olması da öğrencinin sınava hazırlanmasına ve sınavı ciddiye alıp çalışmasına neden olur.Bireyden beklenilen sınava çalışacak kadar ama onu sınavdan alıkoymayacak seviyede bir kaygıdır. Sınav kaygısının birçok nedeni olabilir ve bu nedenler her birey için farklılık gösterebilir.Bazı bireyler sınavla kendi kişiliklerini ve karakterlerini eşleştirebilir yani sınavda başarısız olunmasının nedeni bireyin “aptal” olmasıdır onlara göre. Bu düşünce o kadar yoğun bir baskıya neden olur ki birey ders çalışamaz veya çalışmaya başladıktan sonra dikkatini derse veremediği için çalıştığı dersi anlayamaz.
Bazı bireylerse gerçekliği tam olarak göremez.Kendisi ile ilgili en ufak olumsuz yaşantıyı hayatının ve çalışmasının geneline yayar.Geçmiş dönemde başardığı onca şeyi görmez ama ufacık başarısızlığı çok büyütür gözünde.Bunun sonucu olarak kaygısı artar.Hiçbir şeyin yetişemeyeceğini ve her şeyin kötü gideceği düşüncesi onu içten içe kemirir.Sınava hazırlık sürecinde birçok öğrenci hedefinin olduğunu ifade eder ve bunun için çalıştıklarını söyler.Bazı bireylerin bulundukları konuma göre gerçekçi hedefler belirlememesi veya hedefin ulaşılmasında ki zorlukta kaygıya neden olur. Bireyin ailesi ve öğretmenleriyle gerçekçi hedefler belirlemesi ya da gerçekten istediği hedefe odaklanması bu kaygının önüne geçebilir.
Günümüzde iletişim olanaklarının artmasına ve sınava hazırlık sürecinde birçok kaynağa rahatlıkla ulaşılmasına rağmen sınava çalışan bireylerin başarısız olduğu görülmektedir.Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi bireyin neyi ne zaman çalışacağını ve nasıl çalışacağını bilmemesinden kaynaklanmaktadır.Programsız çalışma hem bu kadar kaynağa ulaşma imkanı varken bunları yeterince değerlendirmemeye hem de konuların yetişmeyeceği düşüncesine neden olduğu için kaygıyı yükseltir.Bu nedenle programlı çalışmak hem zamanı etkin değerlendirmeye hem de kaygıyı azaltmaya vesile olur.
Bazı bireyler çevrelerinden çok etkilenirler.Daha önce başarısızlık yaşamış arkadaşlarının sözleri onları çok etkiler ve özgüvenleri düşer. “Acaba ben de arkadaşım gibi başarısız olursam” “Şu arkadaşım şu sınavdan düşük aldıysa ben hayli hayli bu dersi veremem” “Şu arkadaşım hep takdir alıyordu lise giriş sınavında/üniversite sınavında başarısız olduysa ben nasıl kazanırım?” gibi düşünceler bireyin sınav kaygısını yükseltir.Yapılan araştırmalarda aile bireyleri kaygılı olan öğrencilerinde kaygılı olduğu saptanmıştır. Yani aile ne kadar kaygılıysa sınava hazırlanan bireyde o kadar kaygılı olacaktır.Bunun yanında ailenin çocuğa karşı mükemmeliyetçi yaklaşımı ve ufak başarısızlıkları dahi tolere edememesi bireyin kaygı düzeyini yükseltir.Ailenin gerçekçi olmayan beklentileri ve sınava çok yoğun anlam yüklemeleri de bireyin kaygısının artmasına neden olur.
Sınav ülkemizin bir gerçeği.Bireyler ortaokuldan üniversiteye kadar hatta üniversite bitirdikten sonra bir yere yerleşene kadar sınavlarla mücadele etmek zorundadırlar. Sınav kaygısının çözümüde bireylerin öncelikli olarak kendilerini çok iyi tanımalarına bağlıdır.Yukarıda da belirtildiği gibi her bireyin kaygı nedeni farklıdır. Bireyler kendilerini iyi tanıdıkça kaygılarının nedenlerini çok daha kolay bulabileceklerdir.Kaygı nedeni ortaya çıkınca da bununla mücadele etmek ve bunun üstesinden gelmek daha da kolaylaşacaktır.
Kaygı ve özelinde sınav kaygısı belli bir miktarda tüm bireylerde beklenilen bir durumdur aslında.Çünkü kaygı duymak bireyin yaptığı işin sorumluluğunu almasına vesile olur.Tamamıyla kaygısız bir insan verilen sorumluluğu yerine getiremez ve onu ciddiye alamaz.Sınav kaygısının belli bir miktar olması da öğrencinin sınava hazırlanmasına ve sınavı ciddiye alıp çalışmasına neden olur.Bireyden beklenilen sınava çalışacak kadar ama onu sınavdan alıkoymayacak seviyede bir kaygıdır. Sınav kaygısının birçok nedeni olabilir ve bu nedenler her birey için farklılık gösterebilir.Bazı bireyler sınavla kendi kişiliklerini ve karakterlerini eşleştirebilir yani sınavda başarısız olunmasının nedeni bireyin “aptal” olmasıdır onlara göre. Bu düşünce o kadar yoğun bir baskıya neden olur ki birey ders çalışamaz veya çalışmaya başladıktan sonra dikkatini derse veremediği için çalıştığı dersi anlayamaz.
Bazı bireylerse gerçekliği tam olarak göremez.Kendisi ile ilgili en ufak olumsuz yaşantıyı hayatının ve çalışmasının geneline yayar.Geçmiş dönemde başardığı onca şeyi görmez ama ufacık başarısızlığı çok büyütür gözünde.Bunun sonucu olarak kaygısı artar.Hiçbir şeyin yetişemeyeceğini ve her şeyin kötü gideceği düşüncesi onu içten içe kemirir.Sınava hazırlık sürecinde birçok öğrenci hedefinin olduğunu ifade eder ve bunun için çalıştıklarını söyler.Bazı bireylerin bulundukları konuma göre gerçekçi hedefler belirlememesi veya hedefin ulaşılmasında ki zorlukta kaygıya neden olur. Bireyin ailesi ve öğretmenleriyle gerçekçi hedefler belirlemesi ya da gerçekten istediği hedefe odaklanması bu kaygının önüne geçebilir.
Günümüzde iletişim olanaklarının artmasına ve sınava hazırlık sürecinde birçok kaynağa rahatlıkla ulaşılmasına rağmen sınava çalışan bireylerin başarısız olduğu görülmektedir.Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi bireyin neyi ne zaman çalışacağını ve nasıl çalışacağını bilmemesinden kaynaklanmaktadır.Programsız çalışma hem bu kadar kaynağa ulaşma imkanı varken bunları yeterince değerlendirmemeye hem de konuların yetişmeyeceği düşüncesine neden olduğu için kaygıyı yükseltir.Bu nedenle programlı çalışmak hem zamanı etkin değerlendirmeye hem de kaygıyı azaltmaya vesile olur.
Bazı bireyler çevrelerinden çok etkilenirler.Daha önce başarısızlık yaşamış arkadaşlarının sözleri onları çok etkiler ve özgüvenleri düşer. “Acaba ben de arkadaşım gibi başarısız olursam” “Şu arkadaşım şu sınavdan düşük aldıysa ben hayli hayli bu dersi veremem” “Şu arkadaşım hep takdir alıyordu lise giriş sınavında/üniversite sınavında başarısız olduysa ben nasıl kazanırım?” gibi düşünceler bireyin sınav kaygısını yükseltir.Yapılan araştırmalarda aile bireyleri kaygılı olan öğrencilerinde kaygılı olduğu saptanmıştır. Yani aile ne kadar kaygılıysa sınava hazırlanan bireyde o kadar kaygılı olacaktır.Bunun yanında ailenin çocuğa karşı mükemmeliyetçi yaklaşımı ve ufak başarısızlıkları dahi tolere edememesi bireyin kaygı düzeyini yükseltir.Ailenin gerçekçi olmayan beklentileri ve sınava çok yoğun anlam yüklemeleri de bireyin kaygısının artmasına neden olur.
Sınav ülkemizin bir gerçeği.Bireyler ortaokuldan üniversiteye kadar hatta üniversite bitirdikten sonra bir yere yerleşene kadar sınavlarla mücadele etmek zorundadırlar. Sınav kaygısının çözümüde bireylerin öncelikli olarak kendilerini çok iyi tanımalarına bağlıdır.Yukarıda da belirtildiği gibi her bireyin kaygı nedeni farklıdır. Bireyler kendilerini iyi tanıdıkça kaygılarının nedenlerini çok daha kolay bulabileceklerdir.Kaygı nedeni ortaya çıkınca da bununla mücadele etmek ve bunun üstesinden gelmek daha da kolaylaşacaktır.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sınav Kaygısı Nedenleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Lütfi ATABEY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Lütfi ATABEY'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
