2007'den Bugüne 92,258 Tavsiye, 28,211 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çift ve Ailelerde Bilişsel Davranışçı Terapi
MAKALE #20953 © Yazan Uzm.Psk.Meryem EKİNCİ | Yayın Aralık 2019 | 2,179 Okuyucu
Özet

Amerikan Aile ve Evlilik Terapileri Birliği (AAMFT) tarafından geçtiğimiz son 10 yılda yürütülen ulusal bir araştırmada evlilik ve aile terapistlerine “kendi birincil tedavi şekillerinin” ne olduğu soruldu. Birbirinden farklı tedavi şekli ifade edildi, ancak en sıklıkla tanımlanan tedavi şeklinin Bilişsel Davranışçı Aile Terapisi olduğu belirlendi. Çok yakın tarihte buna ek olarak yapılan ve Kolombiya üniversitesinin de eşlik ettiği bir araştırmada çalışmaya katılan 2.281 kişiden 1566 sının (% 68,7), diğer yöntemlere ek olarak en sıklıkla kullandıkları yöntemin bilişsel-davranışçı yöntemler olduğu belirlendi. (Psychotherapy Networker, 2007). Bu veriler bilişsel-davranışçı modelin çiftler ve ailelerle bilişsel-davranışçı modelin etkinliğini ve işe yararlılığını söylemekte ve yansıtmaktadır. (Dattilio,2010)

03.09.2012 tarihleri arasında Psikoterapi Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen "Bilişsel Davranışçı Terapide Çift ve Aile Terapisi" konulu atölye çalışmasinda, Frank Dattilio konu hakkında teorik bilgiler ve kendi vakalarının da olduğu video gösterimleri ile bilgilendirmelerde bulunmuştur. Aşağıda Frank Dattilio'nun anlatımı ile gerçekleştirilen bu atölye çalışmasında konuşulan konular destekleyici bilgilerle anlatılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Bilişsel davranışçı terapi, aile, çift

Cognitive Behavioral Therapy With Couples and Families
Abstract

In a national survey conducted by the American Family and Marriage Therapies Association (AAMFT) over the past 10 years, marriage and family therapists were asked what their primary treatment was. Different treatment modalities were defined, but the most common treatment modality was Cognitive Behavioral Therapy With Family and Couples. Furthermore, according to a recent study conducted by the University of Colombia, 1566 (68.7%) of the 2281 people participating in the study, the most commonly used method was cognitive-behavioral methods in addition to other methods (Psychotherapy Networker, 2007). These data indicate the efficacy and usefulness of the cognitive-behavioral model with cognitive-behavioral model of couples and families (Dattilio,2010).

In the workshop titled ` in Cognitive Behavioral Therapy` conducted by the Institute of Psychotherapy between 02-03.09.2012, Frank Dattilio provided information on the subject and video demonstrations including his own cases. The topics discussed in this workshop by Frank Dattilio are explained below with supportive information.
Key Words: Cognitive Behavioral Therapy With Family and Couples, Family, Couples.


Giriş

Yakın ilişki problemlerinde Bilişsel Davranışçı Terapi uygulamaları yaklaşık 50 yıl kadar önce Albert Ellis'in bilişin evlilik problemlerindeki rolünün önemine dair ilk dönem yazıları ile birlikte başlamıştı. (Ellis&Harper,1961) Ellis ve meslektaşları, ilişkideki ilişki bozukluklarının bireylerin (1) eşlerine dair mantıklı veya gerçek olmayan inançları olduğu zaman (2) eşleri ve ilişkileri gerçek olmayan beklentilerine ulaşamadığında olumsuz değerlendirmelerde bulundukları zaman meydana geldiğini öne sürmüşlerdir. Bu olumsuz bilişlerin meydana gelmesiyle birey genellikle güçlü negatif duygular (öfke hayal kırıklığı ve karamsarlık) yaşar ve eşine karşı olumsuz biçimde davranmasına sebep olur (Dattilio,2010).

Aile iletişimi ve ruh sağlığı bozuklukları üzerine yapılan araştırmalar, bozulmuş iletişimin zihinsel bozukluklara yol açtığı görüşünü değil, bunun bireyi biyolojik olarak bozukluğu savunmasız hale getiren bir stres etkeni olduğunu desteklemektedir( Mueser & Glynn, 1999, Falloon ve diğerleri 1984) gibi davranışçı aile terapistleri, yaşamdaki büyük stres faktörlerinden biri olan ve psikopatoloji semptomlarının görülme olasılığını artıran belirsiz ve negatif aile iletişiminin değiştirilmesi üzerine odaklanmışlardı. Buna ek olarak davranışçı aile terapistleri, düşüncelerin ve duyguların açık ve yapıcı biçimde ifadesinin empatik dinlemenin ve etkin problem çözme becerilerinin, çiftler arası çatışmalar ve ebeveyn çocuk arası çatışmaların da dahil olduğu aile bireyleri arasındaki çatışmaların çözümü için elzem olduğunu görmüşlerdir. Bundan başka Christensen (1988) ve Gottman (1994) gibi araştırmacıların çiftlerin iletişimi üzerine yaptıkları çalışmalar, sorun yaşayan çiftler arasında, saldırgan davranışlara ek olarak kaçıngan davranışların da azaltılmasının önemine işaret etmektedir.

Baucom ve arkadaşlarının (1998) sonuç çalışmalarının yeniden değerlendirmesi bilişsel davranışçı terapinin ilişkide yaşanan güçlüklerin azaltılmasında etkili olduğuna işaret etmektedir. Sonuç araştırmaları, bilişsel müdahalelerin kendi başına değerlendirilmemiş olmasına rağmen, davranışçı yönelimli aile müdahalelerinin (psikoeğitim ile iletişim ve problem çözme becerileri eğitimi) bazı bozukluklardaki etkinliğini ispatlamıştır (Baucom ve ark. 1998). Ruh sağlığı alanında geçerliliği ampirik olarak kanıtlanmış tedavileri giderek daha fazla önem verildikçe bilişsel davranışçı yaklaşım çift ve aile terapistleri dahil olmak üzere klinisyenler arasında rağbet görmeye ve saygınlık kazanmaya başlamıştır (Dattilio, 1998). Bununla birlikte, vaka çalışmaları materyalleri, uygun biçimde tasarlanmış klinik vakalarda nedensel çıkarımlarda bulunulmasına temel oluşturabilmekte, öğrenciler ve eğitim alanlar tarafından pek çok yönden tercih edilmektedir (Dattilio, 2006).

Bilişsel davranışçı terapi ana akım kuramsal bir yaklaşım halini almıştır ve çeşitli uygulayıcıların yaratıcı çabaları ile evrilmeye devam etmektedir. Bilişsel Davranışçı model daima değişime uyumlu olmuştur, her zaman deneyselliğine vurgu yapmakta, neyin işe yaradığını ve neyin yaramadığını belirlemek üzere araştırma yapmak suretiyle klinik etkinliğini en üst düzeye çıkarmaktadır. Çift ve aile ilişkilerindeki değişimin bilişsel, duygulanımsal ve davranışsal alanlarda değişimi içerdiği varsayımında diğer tedavi modelleri ile hemfikir olması ve uyarlanabilme derecesi nedeniyle BDT diğer yaklaşımlarla gerçek bir bütünleşme potansiyeline sahiptir (Dattilio. 1998a; Dattilio & Esptein, 2005). Aynı zamanda diğer kuramsal yönelimlerden kaynaklanan kavramları ve yöntemleri de giderek artan biçimde entegre etmişlerdir.

Değerlendirme Yöntemleri

Çiftler veya aileler geldiklerinde kısa bir süre içinde değerlendirmek ve nasıl müdahale edeceğimize karar vermek zorundayız. Bazı vakalar daha zor bazıları daha kolaydır. Kavramları belirleme yöntemleri çok önemlidir. Bu nedenle iyi bir tanı yaptığımızdan emin olmak için yavaş davranmaya önem vermeliyiz. Neyi tedavi ettiğimizi bilmeden tedaviye başlayamayız.

İyi bir değerlendirme çok önemlidir. Onlara emek ve çabanın gerektiği söylenmeli. Acı olmadan kazanç da olmaz. Değişim isteniyorsa bunun emek ve çaba ortaya koymadan mümkün olmayacağını söylenmelidir.

Çiftin bize getirdiği sorun her zaman asıl sorun olmayabilir. Biz yüzeysel bir sorunla karşı karşıya olabiliriz ya da sorun çok daha derinde de olabilir. Bizim amacımız derinde olan gerçek sorunu bulmaktır. Bu yüzden bireylere bazı sorular sorarız: Terapiye gelmek kimin kararıydı? Buna nasıl karar verildi? Bir kriz yaşandı mı? Her ikiniz de ilişkide bir sorun olduğunu ve terapiye gerek olduğunu düşünüyor musunuz? Sizi çocuklarınız veya diğer aile üyeleri mi teşvik etti veya zorladı mı? Genellikle kadınlar bu tarz kararları veriyorlar ve geldiklerinde konuşmaya daha gönüllüdürler. Bütün dünyada erkekler terapiye ayaklarını sürüyerek gelirler ama buna rağmen erkekler de bunun kararını verseler de genellikle kadınlar bu konuda daha gönüllüdür. Çiftin terapiye o anda gelmelerine neden olan şey çok önemlidir. Çünkü ilişkilerindeki durumları ile ilgili bize ipucu verirler.

İlişkinin geçmişini alırken; daha önce terapiste gitmişlerse neden tekrar ona gitmemişler veya terapist faydalı olmadıysa ne oldu da faydalı olup olmadığı sorulur.
İlişkinin mevcut işleyişini anlamak için çiftin yaşadığı sorunların genel sorunlar olup olmadığı, (çocuklar, iş durumu vb), geliş şikayeti ve sorunun gerçekte ne olduğunun saptanması, çiftin terapiste uyum sağlama yeteneğini azaltan bireysel ve çift özelliklerinin neler olduğu anlaşılmaya çalışılır. Bütün sorunları dinledikten sonra bu ilişkide iyi gidenin neler olduğu (İyi giden bir şey olması gerek) şeklinde çok önemli bir soru sorarım. İyi giden alanlardan iyi gitmeyen alanlara nasıl çıkarım yapmaya çalışacağımızı düşünürüz.

Beden dili ile birbirlerine karşı sözsüz davranışlarını incelerken terapinin başında onlara ödev vererek bununla nasıl başa çıktıklarını görürüz. Bunun yanında, birbirlerine karşı hayal kırıklıklarını, öfkelerini nasıl ifade ettikleri, birbirlerini nasıl dinledikleri, sözsüz davranışlarının terapiste hangi mesajları verdiği, karar alma süreçleri, sosyal destek, empati, birbirlerine ne kadar saygı gösterdikleri, öz saygılarının nasıl olduğuna bakılır.
Yıkıcı davranışlarının derecesi (aşağılama, geçersiz kılma, eleştiri, suçlama vb.) birbirlerine karşı yakınlık dereceleri, konuşmalar sırasında ifade edilen duygulanım, duygularını ne kadar iyi düzenleyebildikleri (çabuk alevleniyorlar mı veya alevlendiklerinde ne kadar mantıksız olabiliyorlar, karşılıklı mantıksız davranış alışverişine mi giriyorlar) görüşme boyunca anlaşılmaya çalışılır.

Çiftlerin ebeveynleri ile olan ilişkilerinden bahsetmelerini isteyerek bağlanma örüntülerini anlarız. Zor bir çocukluk mu geçirmiş? Eğer öyleyse bu ilişkilerini ve kendisini nasıl etkilediği, herhangi birinde travma semptomları veya deneyimi olup olmadığı, fiziksel sağlık durumları, önemli bir hastalık geçmişleri olup olmadığı, varsa onları nasıl etkilediği, uyuşturucu ve madde kullanımı, birlikte yaşayan akrabalarının varlığı öğrenilerek sorunlara geçmişin şimdiye olan yansıması anlaşılmaya çalışılır.
Ayrıca değerlendirme sürecinde hassas bilgilerin değerlendirilmesi için geçmiş travmalar, aldatmalar, duygusal kopmalar incelenir. İlişkide bozulmuş kırılmış veya işlemeyen durumlar, birbirlerinde eksik olan şeylere toleransları, terapistin amaç ve hedefleri ile onlarınki ile uyum sağlayıp sağlamadığı, terapistin oluşturduğu kavramların onlarınkilerle ne şekilde eşleştiği, çiftin problem olduğunu düşündüğü şeylerin terapistin de problem olduğunu düşünüp düşünmediği ve herkesin bu konuda mutabık olup olmadığı, onların hedeflerine ulaşmak için kendilerince belirledikleri sürenin ne kadar gerçekçi olduğuna bakılır.

Bilişsel Davranışçı teknik işbirlikçi bir yaklaşımdır. Bilişsel davranışçı terapi sürekli olarak kendi düşüncelerini ve izlenimlerini danışanları ile paylaşır ve birlikte onların endişelerini işaret eden müdahaleler geliştirir. Terapist danışanlarına ortaya çıkan örüntülere dair kısa bir özet geçerek değerlendirmeye dair geri bildirim verir. Bu özet onların (1) güçlerini (2) sunulan başlıca endişelerini (3) çiftte veya ailede uyum problemleri yaratan yaşam gereklilikleri veya stres faktörlerini (4) var olan problemlerini etkileyen, etkileşimlerindeki yapısal ve problemli makro düzeydeki örüntülerini gösterir (Dattilio, 2010).

Bunun yanında aile veya çifti değerlendirirken bir takım önemli durumları göz önünde bulundururuz. Aile bireylerinin soruna katkıda bulunan kişilik özellikleri nelerdir? İçinde bulundukları ortam nasıl? Terapiye hazırlar mı, yoksa terapinin başarılı olmasını engelleyecek çok fazla bireysel sorun var mı?

Bazen, çiftin bize anlattıkları ile gerçek durum arasında farklılıklar olup anlatılanların gerçeği yansıtmadığı da yaşanan durumlardan biridir. Sorunların ne kadar kötü olduğunu, işlevselliğin boyutuna gerçekçi bir değerlendirme ile bakabilmek önemlidir. Çiftler anlattıkları kadar gerçekten kötü durumdalar mı, işleyişleri anlattıkları kadar kötü mü?
Frank Dattilio, ilk görüşmelerde çiftlerin kutuplaşmış durumda olduklarını ve genellikle sorunları birbirlerine karşı dışsallaştırdıklarını gördüğünü ve bu durumda onlara genellikle "şu anki sorun için çift olarak kabul edebilecekleri sorumluluklarının ne olduğu' sorusunu sorduğunu, çünkü bunda herkesin bir katkısı olduğunu ve belli bir konuda mutabık olana kadar ilerlemediğini ve terapide bu şekilde her şeyi dışsallaştırmalarına izin vermediğini belirtmiştir. Olayı tek bir kişiye atfetmek yerine sistem içinde çözmeye çalıştığına dikkat çekmiştir.

Çiftlerden birinin derin bir travması var ise örneğin bu cinsel taciz, mahrumiyet veya başka bir şey de olabilir, kişi bireysel terapiye yönlendirilebileceğini ancak diğer eşin onu daha iyi anlayabilmesi ve şifa olabilmesi için çift terapisinde görmeyi daha uygun bulduğunu ifade etmiştir.

Çiftin ikisi ile de dengeli ilişki kurmak ve nesnelliği korumak önemlidir. Terapistin birini veya diğerine karşı kendisini önyargılı olacak bir konuma getirmemelidir. Çiftler, terapisti kendi taraflarına çekmeye çalışabilir ve onu bir hakem olarak görebilirler. Bu durumda, değerlendirme sürecinde psikoeğitim verilmesi önemlidir. Aralarında bir hakem olunmamalı ve orada onlara yardım etme sürecinde kolaylaştırıcı bir görev göreceği açıklanabilir.

Farklı kültürlerde olan çiftlerin evliliğinde bireylerin birbirlerinin kültürlerini öğrenme sorumluluğu vardır ve buna göre birbirlerinin hassasiyetine uyum sağlamaya özen gösterirler.

Eşlerden biri, birkaç seans görüldükten sonra diğer eş seansa katılmak istediğinde, birlikte çift terapisine devam edilemez, bu kişi ile ancak bireysel terapi devam eder, çift terapisi için başka terapiste yönlendirilir. Çünkü seansa eşit şekilde başlanması gerek, bu durumda gereken objektiflik sağlanamayabilir ve terapist de nötr kalamayabilir.
Çift ve aile terapisinde çift ve aile üyeleri ile ayrı ayrı görüşmeler yapılıp yapılmayacağı merak edilen bir sorudur. Bunun pozitif ve negatif yönleri vardır. Birey ayrı olarak görüldüğünde bireyle daha kolay etkileşime girme ve onu farklı şekilde görme şansı verir. Eşlerine dair belli his veya korkularını ifade edebilirler ve birebir ilişki kurma fırsatı olur.
Aile üyeleri ile ayrı ayrı görüşmenin negatif yönünde ise, terapide gizlilik kuralı olduğunu birlikleri için eşleriyle paylaşılmasını istemedikleri bilgileri paylaşarak terapisti de suça ortak etmiş olurlar. Bu nedenle terapistin çerçeveyi en başından çizerek ayrı ve gizli buluşmaların, mail göndermenin olamayacağı çifte ifade edilmelidir.

Danışanlar ile Çerçeve

Çift veya ailelerle çalışırken ilk seansta çerçeve çizilip alınan kararların dışına çıkılmayacağı ve herkesin buna uyum göstermesi gerektiği söylenir. Bu çerçevede, seans dışında bireysel veya herhangi bir şekilde iletişim kurmama, eş yanında olmadıkça terapisti aramama veya e-posta örneğini eşine de gönderme gibi esaslara tarafların terapi süresince uyması beklenir.

Yapılandırılmış Aile Etkileşimi

Yetenekli bir terapist çeşitli davranışları gözlemleyerek özellikle de hararetli tartışmalar söz konusu olduğunda zayıflık ve rahatsızlık yaratan alanları tespit edebilir; aile üyeleri arasındaki koalisyonları veya ittifakları araştırabilir ve bunların aile içinde nasıl kutuplaşmalara yol açtıklarını gösterebilir.

Bir ailede neler olup bittiğini gözlemlemenin iyi bir yolu da seans esnasında aile üyelerini problem çözmeye yönelik tartışmalara girmeleri için yönlendirmektir. Bu tip tartışmaları esnasında terapist iletişimdeki zorluklar, aile sisteminde anksiyete ve depresyona neyin katkıda bulunduğu, aile üyeleri arasındaki işlevsel olmayan örüntüleri ortaya çıkarması konusunda terapiste ipuçları verir (Dattilio, 2010).

Bağlanma

Bu kavram çiftlerin veya aile üyelerinin birbirleri ile nasıl başa çıktıklarını ve bunun da kendi bağlanma hikayelerini nasıl yansıdığı üzerine odaklanmaktadır. Bağlama ile ilgili süreçlerin uzun dönemli romantik ilişkilerin düzenlenmesini, sağlamlaşmasını ve gelişmesini etkilemesi ve bu ilişkilerin kalitesi, ilişkiden sağlanan doyum ve ilişkinin istikrarlılığı üzerine etkisi gibi problemler bu başlıkta yer almaktadır.

Bizim ne kadar istenilir, sevilebilir olduğumuzu hissetmemiz, bakıcımızla olan ilişkimizle ilgilidir. Ayrıca bireysel bağlanma tarzı, biliş duygu ve davranışları şekillendirdiği için kişilerin ilişkideki yakınlık arama, uzaklaşma davranışlarını etkilemektedir. Örneğin eşine yakın olmak isteyen bir kadının, eşi tarafından itilmesi ile adamın bağlanma stili ve bu yakınlaşmanın neden bu kadar zor olduğunun ipuçlarını bulabiliyoruz.
Güvensiz bağlanma yaşayan bireylerin ilişkilerde düşmanlık, işlevsiz öfke, daha az affedici davranışı içinde oldukları görülmüştür.

Bağlanma Stilleri
â— Güvenli bağlanma stili içindeki bireyler, güvenli, daha tatminkar bir hayat yaşarlar, kendini ve ötekileri güvenilir görürler.
â— Kaygılı bağlanma içinde olan bireyler kendini sevilesi göremez, ama ötekileri pozitif görür.
â— Korkulu/kaçıngan bağlanmaya sahip bireyler, hem kendini hem ötekileri negatif görürler. Ötekilerle bağlantıda olmak isterler ama aynı zamanda korkar ve yakınlaştığında geri çekilir. Bu yüzden evlilik öncesi belli bir mesafe olur, her şey iyi gider ama evlilik sonrası yakınlık arttığı için rahatsız olup bununla başa çıkamazlar.
â— Kayıtsız/reddedici tip, kendini pozitif ötekileri ise negatif görür. Ötekileri değersizleştirdikleri için bağımsız olmayı tercih edip ötekilerle ilişkiden kaçınabilirler. Yakınlık bunlar için önemli değildir.

Eşlerin Kişisel Nedensellik Modelleri

Eşler birbirlerinin davranışlarının nedenlerine yönelik ne düşünüyorlar? Herhangi bir sorun karşısında sorumluluk almak yerine birbirlerini suçlama davranışları olup olmadığına bakılır.

Eşlerin ailelerinden modelledikleri davranışlar ilişkiyi büyük oranda etkiler, şemaları şekillendirir. Bilişsel terapi literatürü çekirdek ailede gelişen bağlanma stiline ilişkin uyumsuz şemaların daha sonra sürekli yaşantılanarak güçlendiği ve bu erken dönem yaşantılarının araştırılması ve incelenmesi ile var olan duygusal düzensizlik ve bağlanma problemlerinin derin ipuçlarının burada görüleceğini vurgulamaktadır.
Bazen kafamızdaki şablonları, şemaları ve uyumsuz kalıplarımızı teyid edecek bilgiler ararız. Örneğin, hiç kimseye güvenilemeyeceğine inanan biri, eşinde de bu şemasına uygun işaretler arar. Bir diğer örnek de, babası annesini sürekli aldatan bir kadının, eşine, onu aldatmadığı halde, böyle bir kuşku içinde yaşaması, hatta daha da ileri giderek eşini bu şemaya uymasına yönelik kendisini aldatacak pozisyona sürüklemesi.
Ayrıca, bireyler kafalarındaki şemaları tehdit eden durum ve kişilere karşı direnç gösterirler ve bu tehdit onlarda stres yaratır.

Ailenin sorun çözme stratejilerine odaklandığımızda kişilerin ilişkilerindeki problemin kaynağını ne olarak gördüğü (kendilerini, eşlerini veya geçmişlerindeki başka bir durumu mu sorunun kaynağı olarak gördükleri) çok önemlidir.

Vaka

Frank Dattilio, 56 yıldır evli olan bir çift vakasının video filmini göstermiştir. Bu vakada, araları oldukça iyi ama her ikisinin de ailelerinde işlev bozukluğu olan, her iki bireyin de dengeyi kurmak ve geçinebilmek için neler yaptıkları ile ilgili konuşulmuştur.
Frank Dattilio vakada; çiftin kendi ebeveynlerine karşı tutumları, bu ebeveynlik tutumlarının kendi kişilik örüntülerini, şemalarını, duygu durumlarını nasıl etkilediği, bilişsel çarpıtmaları, ilişkiye bakış açılarını, ebeveynlerinin kendi ilişkilerini nasıl etkilediği, duygularını açığa vurup vurmadıkları, non-verbal davranışları, ilişkideki çatışmaların çözümlenmesi konusunda nasıl bir süreç ve aşamalardan geçtikleri, aralarındaki iletişim ve evlilikteki sınırları konuşulmuştur.


Frank Dattilio, yaşlı çiftlerle çalışmanın genç çiftlere göre daha kolay olduğu, çünkü yaşlı çiftlerin daha sakin, daha az kavga ettikleri ve daha az dirençli olduklarını belirtmiştir. Bu arada genç çiftlerde, birbirlerinin ailelerine saldırmayacak şekilde bir çerçeve çizmek, farklı kelimeler kullanmak gibi alternatifler kullanılır. Örneğin; senin ailen 'bencil' yerine ailenin bunu yapma biçimi bu şekilde ama bizim durumumuz farklı, ailen için doğru olan bizim için de aynı olacak diye bir şey yok, bizim için uygun olanı bulalım, gibi.

İlişki Çatışmasında Varsayımlar Standartlar ve Şemaların Rolü

Uzun süreli ve güçlü varsayımlar standartlar; kişinin dünyaya dair algısını düzenleyen, duygu ve davranışları etkileyen şemalardır ve bunlar çatışmaya yol açabilirler. Özellikle bu bahsettiklerimiz gerçek dışı veya aşırı uçlarda ise veya ilişkide karşılanmıyorsa standartlar her iki ailede de farklı olabilir. Örneğin kritik zamanlarda nasıl rahatlattığımız, sevgimizi nasıl gösterdiğimiz gibi..

Yine bu alana giren ilişki standartlarının boyutları var; ilişki içindeki sınırlar, özerklik derecesi, birlikte geçirilen zaman, hangi duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı, sır saklamadaki veya fantezilerdeki sınırlar, ilişkinin dış dünyadan ayrılma derecesi ve bu dünyanın ilişkinin içine ne kadar girmesine izin verileceği, eşlerin ailelerinin çocuk yetiştirme konusunda ne kadar etkisinin olabileceği, yine ailelerin özel hayatları ne kadar bileceği standardı, güç ve kontrol, karar alma sürecinde kimin etkisi olacağı, ilişkiye yatırım yapma derecesi (ilgi sevgi bağlılık iletişim isteği gösteren davranışlardir. Çünkü ilişkiler çok çaba ister. "Eşimin bu ilişkiye yeterince çaba gösterdiğini düşünmüyorum" şikayetleri vb).

Ailede ve Çiftlerde Duygular

Bireylerin zayıf ve güçlü tarafları, sorunları ile nasıl başa çıktıkları, duygulanım dereceleri, pozitif duygulanım dereceleri, eşlerden birinin veya her ikisinde de patolojik bir durum olup olmadığı, uzun dönemli veya çözümlenmemiş bir sorunun olup olmadığı analiz edilir.

En zor noktalardan biri 'duygulardan yoksunuz' dedikleri noktadır. Burada Duygu Odaklı Terapiden farklı yaklaşılmıştır. Ancak duygular Bilişsel Davranışçı Terapinin büyük bir parçası olmuştur.

Duygular ilişkinin kalitesini niteliğini yansıtır. Yakınlık ve bağlanmanın temel boyutudur. Pozitif duyguların yaşantılanması güçlü bağ kurma deneyimlerinin olduğunu gösterir. Bunun yanında, pozitif duyguya fazla odaklanılması çiftlerin birbirlerine karşı negatifleri görmezden gelmesine ve azımsanmasına yol açabilir. Negatif duyguların yapıcı olabilmesi için kapsanması ve üzerinde çalışılması gerekir.

Aşırı ve uçta olan duygusal tepkilerde zorluk yaşarız. Çiftlerin duygusal tepkilerini nasıl ifade ettikleri, aşırı duyguları nasıl kapsayacağımız ve nasıl olumlu duygulara çevireceğimiz önemlidir. Pozitif duyguların negatif duygulara göre oranının düşük olması durumunda arabuluculuk yapılır. Negatif duyguyu hemen ifade etmemeyi öğretiriz. Düşünmek üzere içlerinde tutarlar. Oturup sindirmek, zihninden olayları tekrar geçirmek, sakinleşmeyi sağlamak, belki bir yürüyüşe çıkmak, daha sonra nasıl üstesinden gelineceğine bakmak özellikle dürtüsel biri için iyi bir başa çıkma mekanizmasıdır.
Duyguyu çalışırken duygusunu ifade edemeyen veya yok sayan kadın/erkek için bedeninde beliren duygu görünümlerini ifade ederiz. Örneğin, damarların şişmiş, öfkelisin.. Kişiler duygusal deneyim yaşayacaklarken dikkatlerini dağıtmayız. Kendileri dikkatlerini dağıtırlarsa dikkatlerini tekrar o yöne çekeriz. Duygularını ifade etmekte zorlanan kişiler için yazmak iyi gelir ancak nihai hedefimiz duyguları karşılıklı ifade etmeleridir.

Bilişin Değerlendirilmesi

Biliş elde edilen duygusal ve davranışsal değişimi sağlamlaştırır. Kişi duygusal aşamalardan geçebilir ancak zihnine kaydolmuyorsa kalıcı olmaz. İnsanların gördükleri ve duydukları şeylerle ilgili nasıl hissettikleri ve bunlara nasıl cevap verdikleri, birbirlerinin sözel ve sözel olmayan davranışlarına nasıl cevap verdikleri biliş ile değerlendirilir.
Tüm sorulardan sonra şu mucize sorusu sorulabilir: Gece uyuyup sabah uyandığında mucize eseri problem ortadan kalktığını düşün. Sen bu problemin ortadan kalktığını nasıl anlardın? Bu senin için nasıl tezahür ederdi? Sen onu nasıl fark ederdin? Ayrıca çiftten ideal ilişkinin resmini çizmelerini istemek kendilerini ifade etmekte zorlanan yapılar için kolaylaştırıcı bir yöntemdir. Yine resimde istediği gibi olsaydı ilişkin neye benzeyeceği çizilmesi istenir.

Çiftlerin arasında olayların nasıl kötüleştiğini görmek için "Alt-üst" dediğimiz bir teknik uyguluyoruz. Duygular değiştiği için önceden onlar için iyi olan şey şimdi sinir bozucu bir durum haline dönüşebiliyor, hoşlandıkları şeyler daha sonra onların sinirlerini bozabiliyor. Her ikisine de eşin sana daha önce neden çekici gelmişti?" 2 hafta sonra birbirleri ile ilgili şikayetlerini sıfat halinde söylemelerini isteriz. Önceden rahat biri gördüğü eşini şimdi sorumsuz görebilir, canlı neşeli olarak düşündüğü eşini şimdi aklı havada olarak görebilir veya spontan davranışlarını beğenen eşini şimdi dürtüsel olarak algılayabilir. Bu çalışma, eşlerin birbirleri ile ilgili algıların değişmesinin yorum ve değerlendirmelerini değiştirdiğini gösteren güzel bir tekniktir.

Bunların yanında başka değerlendirme prosedürleri de uygulanır. BDT, çok fazla ev ödevi, anketler gibi çok fazla malzeme kullandığı için bu konuda eleştirilir. Ancak bu araçlar önemli bilgileri toplamasını sağlarlar. Kişilerden bu bilgileri evde yavaş yavaş ve birbirlerinden ayrı doldurmalarını isteriz. Böylece ilişkileri ile ilgili birçok bilgi ediniriz.
"Bozuk düşünce kayıtları" tekniğini kullanırız. Olumsuz bir olay olduğu sırada eşleri ve kendileri ile ilgili düşüncelerini kayıt ederler.

Bunun yanında spesifik ilişki standartları anketi, genel ilişki standartları ile ilgili anket, evliliğe yaklaşım anketi, çatışma stili anketi gibi anketler kullanılır. Kişilik bozukluğu için MMPİ ve Milon klinik çok eksenli envanterleri de kişilik ve patoloji hakkında birçok bilgi sunmaktadır. Anket sonuçları paylaşıldığında dikkat edilmesi gereken şey, eşlerin birinin diğerinden daha sıkıntılı durumda olduğu söylenmez, sadece hangi alanlarda sorun yaşadığı ve bunun ne anlama geldiği anlatılır. Ancak anket verileri onların yasal ve etik olarak bilmeye hakki oldukları bilgilerdir ve duymaları gerekir.

Duygu+Düşünce+Davranış örüntüsü bizim için önemlidir. Burada tespit etmek istediğimiz şey önce duygulara bakıp sonra o duygulara katkıda bulunan otomatik düşünceleri bulmaya çalışırız. Sonra bunların davranışlarımıza nasıl yansıdığına bakarız. Bu düşüncelerin ne kadarı dengeli ve ne kadarı çarpık anlamaya çalışırız. İşte bu çarpıklık duygulardan etkilenir veya bazen gerçek olmayan bilgilerimiz vardır veya bu çarpık düşünceler başka nedenlerden dolayı oluşur. Verdikleri akılcı olmayan cevabı, alternatif bir cevap verip veremeyeceklerini tespit etmeye çalışırız.

Frank Dattilio'nun, bir başka vakasının video kaydı izlenmiştir. Vakada genç bir çiftin aldatma sorunu görülüyor. Sorunun temelinde daha önce de bahsedildiği gibi kendi ailelerinden modelledikleri ilişki modellerinin şemalarının, uyumsuz kalıpların ilişkiyi büyük oranda etkilediği görüldü. Kadının babasının da annesini terk ettiği için öfke ve birçok başka duygusal tepkiyi kocasına aktardığı anlaşıldı. Bu durum da, kocasının üzerinde baskı oluşturmuş ve adamın onu mutlu edemeyeceğini düşünmesine sebep olmuştur. Bu vakada çiftlerin kendi ailelerinin analiz edilmesi ile oluşan şemaların açığa çıkması, eşlerin evlilikten beklentilerinin ne olduğunun anlaşılması, evlilikte olan herhangi bir durumda her iki çiftin de sorumluluğunun olduğunun anlaşılması sorunun anlaşılmasına ve sorunu çözmeye yardımcı olmuştur.

Davranışları Değiştirme Müdahaleleri

Birçok insana duyguları ile temasa geçmesi için yardım ederiz. Çünkü çoğu zaman bunu düşünemez ve hissedemezler. Bazen bireylere nasıl davranacaklarını, kullanacakları kelimeyi ne zaman nasıl kullanacaklarını bile öğretiriz. Örneğin, sevgi ilgi günleri gibi bir uygulama günleri yaparız. Çiftler 10 gün boyunca birbirleri için güzel şeyler yaparlar. 10 güne bakarak birbirleri ile etkileşimi şeklini değiştirmeyi amaçlarız. İlişkinin belli yönlerini değiştirmek için çalışırız örneğin yemeğe giderken telefonla ilgilenmemek gibi.

Bunun yanında, kılavuz olarak psikoeğitim yaparız. Seansta öğrendiklerini taze tutmak ve daha fazla bilgi edinmek için kitap önerileri yaparız. İstenen davranışları ve ev ödevlerini yapmak için hatırlatıcılar kullanırız. İlgi günleri, davranış değiştirme kontratları yaparız. Canlandırma, drama, kitap okuma ödevi ve video izletme yöntemleri kullanırız. Seans sırasında, birlikte rol modellerini canlandırmalarını isteriz. Bazen rolleri tersine çevirerek durumun nasıl olduğunu görme ve yaşantılama fırsatı bulurlar. Tüm bu çalışmalar çiftler arasındaki fiziksel, duygusal yakınlığı artırmayı sağlar. Özellikle aralarında mesafe sorunu yaşayan çiftlerde yakınlık alıştırmaları yapmak gerek. Örneğin samimi yakın bir konuşma pratiği yaptırabiliriz.

Sadece önemli zamanlarda değil sakin zamanlarda da birlikte olmak, onları normal rutinden farklı olacak şekilde bir araya getirmek, sosyal destek biçimlerini tespit etmek, duygusal destek, saygı desteği, bilgi desteği güçlendirme çalışmaları yapılır.
Bunun yanında bilişsel davranışçı terapide; ebeveynlik becerilerini öğretmek, davranış değiştirmek, pekiştirme yoluyla davranışların değişimi (ebeveynin hedefledikleri konuda birbirlerini çürütmemeleri, ebeveynlik felsefelerinin aynı olup olmadığı), sorun çözme eğitimi (örneğin, genellikle ergen çocukları olan ebeveynlerin, özgürleşme davranışları ve kontrolü kaybetmeye yönelik korkuları oluşur, hatta bu denge algılarını kaybettirir ve giderek kötüleşebilir. Bu nedenle eğitime ayrıca ihtiyaç duyarlar), gerektiğinde cezalandırma veya pekiştirme teknikleri, agresif olmayan disiplin teknikleri öğretilir örneğin ailede verilen kararlara çocukların katılımına müsaade etmek, anne baba ve çocuklar arasındaki sınırların net olması, işlevsiz olanları kaldırıp yeni kurallar koymak, çocukların gözünden durumu değerlendirmek, aile bireylerinin birlikte hoşlarına gidecek bir şey yapmaları ve aile bireylerinin diğer aile üyelerine hayal kırıklıklarını nasıl ifade edeceklerini anlatmak gibi teknikler kullanılmaktadır.

Duygu ve Düşünceleri Açıklama

Çiftlerin birbirlerine görüş ve duygularını öznel olarak ifade etmesi istenir. Birbirlerine kaygılarını veya pozitif duygularını ne zaman söyleyebileceklerinin daha iyi olabileceği sorulması istenir. Belki bunun için mektup yazmak da kolaylaştırıcı olabilir.

Karar Alma

Karmaşık meselelerin parçaları bölünmesi ve yavaş yavaş ele alınarak sindirilebilir hale getirilmesi gerekir. Her iki kişinin, tercihlerini göz önüne alarak olası çözümlere dair beyin fırtınası yapılması, her olası çözümün avantaj ve dezavantajlarının listelenmesi ve ikisine de kabul edilebilir bir çözüm bulunarak uzlaşıya varılması istenir.

Vaka

Frank Dattilio'nun yine kendi vakası olan bir başka video filmi izlendi. Newyork'ta yaşayan anne baba ve üç çocuklu Yahudi bir aile içinde geçen, içlerinde bulundukları çatışmayı çözme müdahalesi üzerineydi. Vaka aynı zamanda düz ve doğrusal bir yaklaşım yerine yapılandırıcı ve stratejik bir yaklaşım içeriyordu. Vakada genç psikoloji öğrencisi kızın İtalyan bir erkekle evlenmek istemesi ve babanın, kızının İtalyan bir erkekle evlenmesinin Yahudi değerlerine aykırı olduğu inancında olması ve bu durumu en son öğrenen kişi olarak öfke duyması işlenmiştir.

Vakada terapistin; dengede olmayan ebeveyn ilişkisini dengeye getirmek ve ailede merkezi konumda olan baba ile iyi ilişkinin devamını sağlayarak onunla ittifak sağlamak, terapistin tüm aile bireylerini seansta birlikte görmek istemesi ve her birinin seansa katılımı konusunda çerçeve çizmesi, her bir aile bireyine karşı güvenilirliğinin zedelenmemesi konusundaki hassasiyeti, aile içindeki her bireyin sorumluluk almasını sağlamak alınan kararlardan herkesin müttefik olması, uygun zamanda doğruları ifade etmesi, aile bireylerinin sözlü ve sözsüz davranışlarını gözlemleyerek ailenin nasıl çalıştığını ve derindeki sorunu anlamaya çalışması dikkat çeken müdahale yöntemleri olmuştur.

Aile Şeması Analizi ve Müdahale

Bizler sadece bireyin şemalarına değil ailenin de şemalarına bakarız. Ailede iletişimin nasıl kurulduğu, kontrol gücün kimde olduğuna bakılır.

Virginia Satire, 'ebeveynler ailelerin mimarıdır' der. Ebeveynlerle başlar, nasıl bir süreçten geçerek bu duruma geldiklerine bakarız. İlk aileleri ile ilgili biraz bilgi alırız, hayatlarında yaşadıkları deneyimler onların çekirdek inançlarını nasıl etkilediği gözlemlenir. Aile genişledikçe daha fazla insanla daha büyük dinamikler görürüz, bu durumda görüntü biraz daha karmaşıklaşır.

Aile şemalarını irdeleyerek sorun haline gelmiş olan konunun temel nedenini görebilmek için şemaların kökenini bulmaya çalışırız. Anne baba arasındaki çatışma noktalarını anlamamız gerek. Sistemde yapılacak değişimi aile bireyleri hep birlikte kabul etmelidir. Bu arada terapistin aileye yardımcı olması için ne kadar esnek olması gerekeceğini ön görebilmesi gerek. Terapistin ve ailenin hedeflerle ilgili gerçekçi olması gerekir.

Sonuç

Bilişsel Davranışçı Çift ve Aile Terapisi, alanında önde gelen bir uzman olan Frank DATTİLİO’nun iki günlük atölye çalışması ile edinilen bilgiler ve konuya başka uzmanların da önemli görüşleri genel hatları ile nörobiyoloji, bağlanma ve duygusal düzenleme alanları bağlamında anlatılmaya çalışılmıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımının önemi ve diğer yaklaşımlarla olan uyum ve farklı yönleri, terapide değerlendirme, bilişsel ve davranışçı müdahalelerin uygulanması ve karşılaşılan engellerin aşılması, duygu ve bilişlerle nasıl çalıştığı, bağlanma stilleri, şemalar ve ilişkilere etkisi konularına değinilmiştir.

Bilişsel davranışçı çift ve aile terapisi odağı net, bütünleştirici bir yaklaşıma evrilmiştir. Farklı yaklaşımların uygulayıcıları tarafından gayet güzel uyarlanabilmektedir. Aslında güncel araştırmalarda, bütün uygulayıcıların yarısından fazlası BDT’yi genelde başka yöntemlerle bir arada kullandıklarını ifade etmişlerdir (Psychotherapy Networker, 2007). Bunun yanında BDT yaklaşımı “fazla doğrusal” veya “yüzeysel” olmakla, ilişkilerdeki işlev bozukluklarının “altında yatan birtakım dinamiklere veya döngüsellik” kavramına değinmemekle eleştiriyorlardı (Nichols & Schwartz, 2001; Dattilio, 1998). Ancak daha sonra Norman Epstein ve Donald Baucom’un BDT’yi duyguya daha fazla odaklanacak şekilde genişleterek ampirik literatüre büyük katkı sağlamışlardır. Alandaki daha yakın zamanlı akademik çalışmalarla birlikte bu gözden geçirilmiş model diğer tedavi yöntemleri ile bütünleşme esnekliği sunmuş, bu da yaklaşımın kapsamını genişletmeye hizmet etmektedir (Dattilio 1998, 2005, 2006).

Tüm bunların yanında, terapistlerin çiftler ve ailelerle çalışırken esnek olmaları, bu nedenle terapötik alet çantalarına mümkün olduğu kadar çok tekniği eklemeye çalışmaları, güncel çalışma ve kitapları takip ederek geniş müdahale yelpazesi hakkında bilgi sahibi olmaları işimizi iyi yapmamız için önemli bir anahtardır.

KAYNAKÇA
1. Dattilio, F.M. (1998). Case studies in couple and family therapy: Sistematic and cognitive perspectives. New York: Guilford Press.
2. Dattilio, F.M. (2006). Cognitive behavior therapy in the wake of divorce. In C.A. Everett & R. E. Lee. Whet-i marriages fail: Sistematic family therapy intervantions and issues (pp. 217). Haworth Pres.
3. Dattilio, F.M. (2010). Bilişsel davranışçı çift ve aile terapisi. (syf 5, 91, 159, 178, 255, 379). Psikoterapi enstitüsü eğitim yayınları.
4. Ellis, A., & Harper, F.A. (1961) A guide to rational living . Englewood Cliffs, NJ: Pentince Hall.
5. Muecer, K.T., & Glynn, S. M. (1999). Behavıor family therapy for psychiatric disorders CA: New Harbinger.
6. Psychotherpy Networker. (2007). The top 10: The most influential therapists of the past quarter-century. Psychotherpy Networker, 31, 24-68.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çift ve Ailelerde Bilişsel Davranışçı Terapi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Meryem EKİNCİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Meryem EKİNCİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Meryem EKİNCİ Fotoğraf
Uzm.Psk.Meryem EKİNCİ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Meryem EKİNCİ'nin Makaleleri
► Bilişsel Davranışçı Terapi Psk.Arzu BEYRİBEY
► Bilişsel Davranışçı Terapi (Bdt) Psk.Benan ŞAHİNBAŞ
► Bilişsel Davranışçı Terapi Psk.Dnş.İnci AYDIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çift ve Ailelerde Bilişsel Davranışçı Terapi' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:46
Top