2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hayatı Eve Sığdırma ve Çocuklar
MAKALE #21279 © Yazan Uzm.Psk.Nurgül YILMAZ | Yayın Nisan 2020 | 1,395 Okuyucu
Hayatı Eve Sığdırma Süreci ve Çocuklar

Benzerini daha önce yaşamadığımız, ne kadar süreceğini de bilmediğimiz bir durum yaşamaktayız. Dünyanın bir ucunda ortaya çıkan ve bütün Dünyayı dolaşan virüs, bütün insanların, hepimizin yaşantısını bir anda değiştirdi. Diğer ülkelerde ve ülkemizde bulunan bilim adamları virüsten korunmamız, virüsün yayılmaması ve sağlıklı kalabilmemiz için evlerimizde kalmamızı ısrarla önerdiler. Dolayısıyla hayatta kalmak ve sağlıklı olabilmek için, çalışma zorunluluğu olmayan, genci, yaşlısı, küçüğü, büyüğü bütün insanlar, evlerimizde kalmaya, evlerimizde yaşamaya başladık.
Bu süreçte evlerimiz ve ailelerimiz daha da bir anlamlı hale geldi. İsteyip de birlikte zaman geçiremeyen aile üyeleri için zorunluluktan doğan bir fırsat, birlikte zaman geçirme güçlüğü olan aileler içinse, yeniden birlikte yaşamayı öğrenme sürecini oluşturdu.

Hangi koşullar olursa olsun ortak bir güçlüğe karşı, evlerimizde yaşamak durumundayız. Bu güçlüğü aşmak için her bir bireyin, ayrıca aile kurumunun da desteğine ihtiyacı bulunmaktadır. Aile kurumunu devletlere benzetebiliriz. Her devletin kendi kültürüne has özellikleri vardır, kuralları vardır. Ailelerin de öyle. Uyulması gereken kurallar, aile üyelerinin ihtiyaçlarını, istek ve beklentilerini sağlayacak şekilde düzenlenmişse ve herkes bu kurallara uymak zorundaysa, ailenin her bir bireyi benim ailem güçlü ve ben bu güçlüğü ailemle dayanışarak atlatacağım düşüncesini sağlayacaktır. Bu düşünce özellikle belirsizliğin etkin olduğu durumlarda güven oluşturmaktadır.
Evlerimizde ne kadar süre kalmamız gerektiği henüz belli olmadığı için, yaşadığımız evleri güçlükler karşısında daha da dayanıklı hale getirmeye, güvenli limanlar haline dönüştürmeye çalışabiliriz, ne dersiniz?

Öncelikle yaşadığımız Korona virüs, hayatın akışında aniden ortaya çıkan, beklenmedik, olağan dışı, baş edilmesi güç bir olaydır. Bu olağan dışı olay; sağlığımızı, fiziksel bütünlüğümüzü, sevdiklerimizi kaybetme riski taşıyan bir olaydır. Böyle yaşam olaylarına, durumlara psikolojide kriz, travma adını vermekteyiz. Dolayısıyla dünyayı ve ülkemizi tehdit eden virüs salgını bütün dünya için ortak bir travmadır.
Bu süreci travmatize olmadan atlatabilir miyiz? Bedensel sağlığımızla birlikte psikolojik sağlığımızı korumak için alacağımız tedbirlerle travmatize olmadan atlatabilmemiz mümkündür.

Bu yazıda özellikle küçük çocukları ve ailelerinin zorluklarını ele almak istiyorum.
Evde küçük çocuğu/çocukları olan ebeveynler nasılsınız?
Çocuğunuza/çocuklarınıza Korona virüsle ilgili yeterli bilgi verdiğinizi ve ikna edebildiğinizi düşünüyor musunuz?
Ne kadar evde kalacağız, sokağa ne zaman çıkacağız sorularına sıklıkla maruz kalıyor musunuz?
Bu sorular sizin zihninize ne sıklıkta geliyor ve bu sorulara cevap bulabiliyor musunuz?
Korona virüsle birlikte değişen hayatınıza uyum sağlayabildiniz mi?
Bu sürecin sizin için bir fırsat olduğunu düşündüğünüz oluyor mu? Yoksa virüsün varlığı kadar evde olmak da zor mu?
Bu sorulara içtenlikle cevap verdiğinizde hangi duygularla baş başa kaldığınızı fark ettiniz?
Bu süreç siz yetişkinler için de belirsizlik içeriyor ve doğal olarak siz de sıkıntı, kaygı, korku, üzüntü, öfke duyguları yaşıyor olabilirsiniz. Sorumluluk hissettiğiniz yakınlarınızın istek ve ihtiyaçlarını karşılamaya, standartlarınızı korumaya gayret ederken yorgun, bitkin düşmüş hissediyor olabilirsiniz.
Öncelikle her şey aynıymış gibi davranmaktan, hiç etkilenmemiş gibi görünmeye çalışmaktan, kaygınızı, endişenizi gizlemekten vazgeçmenizi önermek istiyorum.
Bir şey olmamış gibi, her zorluğun üstesinden gelebilir, her şeyi kontrol edebilirmiş gibi davranıyorsanız bu tavırdan vaz geçmeye çalışın. Siz de duyguları, korkuları, endişe ve üzüntüleri olan bir insansınız ve bu duygulara sahip olmak zayıflık değildir. Aksine böyle bir ortamda bu duyguları hissetmeniz son derece sağlıklıdır. Sizin de hayatınız değişti, rutinleriniz, alışkanlıklarınız değişti, kendinizin ve sevdiklerinizin sağlığının tehdit altında olma olasılığı bulunuyor.

Yakınlarınıza, çocuğunuza yardım edebilmek için sizin de kendinizi güvende, rahat hissedebilmeniz önemlidir. Hissediyormuş gibi davranmak değil sözünü ettiğim, gerçekten de öyle, yani güvende hissediyor olmanızdır. Sıklıkla verdiğimiz bir örnek vardır. Uçak yolculuğunda, bir tehlike anında oksijen maskesini öncelikle bireyin kendisinin takması önerilir, sonra çocuğunuza ve diğer insanlara maske takma yardımında bulunulabileceği. Bu davranışta bencil olmanız değil, önce kendi nefesinizi kontrol etmeniz, kendi nefesinizi, oksijen alışınızı düzenlemeniz istenmektedir çünkü bunu sağlayamayan bireyin başkasına yardım edemeyeceği bilinci bulunmaktadır. Dolayısıyla ebeveyn kendi ihtiyaçlarını görmezden gelerek, duygularını bastırma yolunu seçerek çevresine, ailesine, sevdiklerine de destek veremeyecek duruma gelebilecektir.
Olası duygular, düşünceler neler olabilir? Örneğin; kendinizi huzurlu ve güvende hissetmiyor, evde sıkışıp kalmış, özgürlüğü kısıtlanmış, sevdiği sosyal etkinliklerden yoksun kalmış hissediyor olabilirsiniz. Hayatınızın birdenbire değişmesiyle birlikte, kontrolünüzü kaybetmiş hissedebilirsiniz. Düşüncelerinizi şöyle değiştirmeye çalışabiliriz, evinizde kalarak güvendesiniz, evinizde kalarak sağlığınızı koruyorsunuz. Sevdiğiniz etkinlikleri şimdilik yapamıyorsunuz ancak bu etkinlikler sizin için ne kadar önemli bir yere sahipmiş ve bu etkinlikleri hayat normale döndüğünde daha farklı bir anlamla yapabileceksiniz.

Şimdi gelelim çocuklarınıza, çocuklar anne ve babalarının olay karşısındaki duygu, düşünce ve tepkilerini bir radar gibi takip ederler. Kaygınızı, korkunuzu ifade etme biçiminize, onun duygularını ifade ederken gösterdiğiniz tepkilere göre rahatlayabilecektir. Çocuklar kaygıları, korkuları anlaşılmadığında, abartıldığında, ya da bu duygular yokmuş gibi davranıldığında sevilmediğini düşünebilirler. Bu düşünce korku ve kaygılarını artırabilecektir. Bu nedenle çocuğunuzu anlamaya çalışmaya, duygularını ifade etmeye teşvik edebilirsiniz. Özellikle oyun oynamak, resim yapmak duygularını görmenize, keşfetmenize yardımcı olabilecektir.

Bazen anne ve babalar çocuğunu korkutmamak için üzüntü ve korku yaratabilecek konuları onun yanında konuşmayabiliyorlar. Oysa çocuklarınızın yanında ölçülü bir şekilde üzüldüğünüzü, kaygılandığınızı ve bu süreci birlikte önlem alarak geçireceğinizi belirtebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularını geçiştirmek yerine kucağınıza alarak, karşı karşıya oturarak, gözlerinin içine bakarak ve diğer başka işlerinizi bir kenara bırakarak cevap vermeye, bilebildiğiniz kadarıyla anlatmaya çalışabilirsiniz. Bilemediğiniz bir soru sorarsa bilemediğinizi ve araştırıp, öğrenerek cevaplayacağınızı söyleyebilirsiniz.
Ülkemizde ve dünyadaki bilim adamlarının çalıştığını, ilaç bularak hastaları iyileştireceklerini, hepimizin bu hastalığa yakalanmamak için yapabileceğimiz şeyler olduğunu anlatmaya çalışabilirsiniz. Bu hastalığa neden olan virüsün çabuk bulaşabildiğini, dokunarak, sarılarak hastalığın geçebileceğini ancak ellerimizi çok iyi yıkayarak, sosyal ortamlardan yetkililerin belirlediği bir süre kadar daha uzak kalarak, sağlıklı beslenerek, spor yaparak, uyku saatlerine özen göstererek korunabileceğinizi anlatabilirsiniz. Sokağa çıkamayacağını, okula gidemeyeceğini ancak bunları yaparak bilim adamlarına, sağlık çalışanlarına destek olunduğunu ve ülkemizde ve dünyada herkesin aynı şeyleri yaptığını açıklayabilirsiniz.

Evinizde güvende olduğunuzu, onu çok sevdiğinizi, bir süre sonra parklara, bahçelere, okuluna, arkadaşlarına, aile büyüklerine, komşularınıza, akrabalarınıza gideceğinizi tekrar tekrar anlatabilirsiniz. Bu durumla ilgili hayalleri kurabilirsiniz. Sokağa çıktığında ilk ne yapmak istersin? Okulda en çok neyi özledin? Arkadaşlarınla ne yapmak isterdin? Peki, bunları başka nasıl yapabiliriz? Resim yapalım mı? Telefonda anneanneni-babaanneni görüntülü arayalım mı? Sorularıyla çözüm yolları arayabilirsiniz. Bu durumda çocuğunuz anlaşıldığını, sevildiğini, ihtiyaçlarının karşılanabileceğini görerek rahatlayacaktır.

Oyun oynamaya, birlikte etkinlikler keşfetmeye, günlük keyifli rutinler oluşturmaya, evde bulunan malzemelerden oyuncak yapmaya, arkadaşlarıyla telefonda görüştürmeye, spor yapmaya, birlikte şarkı söylemeye, kurabiye yapmaya, öykü yazmaya çalışmak güven alanını korumaya yardımcı olabilecektir.

Televizyon ve internet yoluyla sıklıkla haber izlemeyi, sıklıkla konu hakkında konuşmayı durdurabilirsiniz.

Evde yaşına uygun, keyif alabileceği sorumluluklar verme, arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle, saygı duyduğu, sevdiği büyükleriyle iletişim kurmasını sağlayabilirsiniz.
Hobiler bulmasına ve sürdürmesine destek olabilirsiniz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hayatı Eve Sığdırma ve Çocuklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Nurgül YILMAZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Nurgül YILMAZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nurgül YILMAZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Nurgül YILMAZ
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
Psikoterapist-Aile Danışmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi36 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nurgül YILMAZ'ın Yazıları
► Hayatı Hissetmek Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ
► Kadında Aile Hayatı Psk.Ebru ÖZKARDAŞ
► Hayatı Mahveden Panik Atak Psk.Ziya ÜNLÜTÜRK
► Hayatı Borderlıne (Sınırda) Yaşamak Psk.Fatma ÇAKIR ÇALIŞKAN
► Seçtiğimiz Hayatı Yaşamak - Nereden Nereye Psk.Hasan Hüseyin AKAGÜNDÜZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Hayatı Eve Sığdırma ve Çocuklar' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Diyabetle Yaşamak Mart 2016
◊ Diyetle Barışmak Mart 2016
◊ Öfkemize Yenilmemek Ocak 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:14
Top