2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağımlı Kişilik Bozukluğu
MAKALE #21363 © Yazan Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ | Yayın Mayıs 2020 | 3,087 Okuyucu
Kişinin; karar verme, kendini ifade etme, sorumluluk alma, hayır deme, girişimcilikbecerilerinde farklı düzeylerde zedelenmeyle birlikte kişilerarası ilişkilerinde özgüveneksikliği, terkedilme korkusu, yalnız kalma kaygısı, bir ilişki bittiğinde hemen başka bir ilişkiihtiyacının ortaya çıkması ve bunlar neticesinde alkolün, maddenin veya depresif ruh halinineşlik ettiği kişilik örüntüsüdür. Genç erişkinlik döneminde başlayan bağımlı kişilik bozukluğunun görülme sıklığı tüm kişilik bozuklukları içerisinde %2,5 olup kadınlarda daha sık görülür. Beraberinde görülen bozukluklar arasında depresif bozukluklar, uyum bozuklukları, yaygın anksiyete bozukluğu, kişilik bozuklukları (özellikle sınırda, çekingen ve histrionik k.b.) gelmektedir.KARAR VERMEKTE ZORLANMA: Bu tür bozukluğa sahip bireyler bir karar almaları gerekli olduğu durumlarda olabildiğince bundan kaçınarak başkalarının kendi adına karar almasını isterler. Bu sadece büyük çapta kararlar için değil basit kararları bile başkalarına danışmadan vermekte zorlanırlar(Yiyip içecekleri şeyler, giyecekleri giysiler gibi her konuda).Bu konuda iş arkadaşlarını, ailelerini, arkadaşlarını veya partnerlerini bazen bunaltacak seviyeye getirirler. Yanlış şeyler yapacaklarına ve hatalı davranacaklarına inanırlar ve bu yüzden kötü davranılacaklarını, cezalandırılacaklarını veya acı çekeceklerini düşünebilirler.Gelişmiş stratejileri olan yardım arayan yapışan yöntemlerini kullanarak kararları başkasına aldırabilmek adına akla hayale sığmayacak yöntemlere başvurabilirler. Kararı sizin almanız ya da onaylamanız için yakanıza yapışırlar. Gerekirse bunaltır veya ciddi oranda suçlamaya giderek yıldırma stratejisini uygularlar.

KENDİNİ İFADE EDEMEME: Bu tür bozukluğa sahip bireyler kabul görmeyecekleri veya başkalarının desteğini ve onayını kaybedecekleri kaygısıyla çoğu zaman fikirlerini ya ifade etmezler ya da ezile büzüle ifade ederler. Konuyla alakalı farklı görüşlere sahip olsalar dagenellikle aynı fikirde görünerek itaat eden bir yaklaşım içinde olurlar. Yanlış bir şey söyleyecekleri veya rezil olacakları kaygısıyla aktiviteleri veya sohbetleri başlatan taraf olmazlar. Çoğunlukla dinleme becerileri de düşüktür. Buna bağlı olarak söylenenleri anlamak değerlendirmek ve bir katkıda bulunmak gibi bir niyetleri olmaz. Öylesine dinlerler ve kendilerini konuşulanlar ve konuşanlar karşısında yetersiz ve aciz hissederler.

HAYIR DİYEMEME: Kendi değerlerine aykırı veya kendi güçlerinin üstün de bir şeyler istendiğinde ya da zorlanıldıklarında karşı koyamazlar yüzden başkaları için borç harç içine girmekte, işlerini aksatmakta veya kendilerine hiç uygun olamayan işlerin içine girme konusunda iradeleri oldukça zayıftır. Bağımlılık düzeyine bağlı olarak bazen “hayır” demek onlar için garip bir deneyimdir. Emir kulu veya robot gibi verilen talimatlara harfiyen uyarlar. Bariz bir haksızlık olduğu durumlarda söyleneni yapsalar dahi içten içe öfke yaşarlar ama bunu gösteremezler ya da bu öfkenin farkına bile varamayabilirler. SORUMLULUK ALMA: Çoğunlukla sorumluluk almayı kâbus gibi görürler ve mümkün mertebe bundan kaçınmaya çalışırlar. Hayat alanlarının hemen hepsinde sorumlulukları için başkalarının desteğine ihtiyaç duyarlar. GİRİŞİMCİLİK: Bağımlı kişilik bozukluğu yaşayan bireyler çoğunlukla basit bir işe girişme, ön plana çıkma, rekabetçi duygular yakalama, hayallerinin peşinden gitme veya varsa planlarını hayatın içine sokma gibi güdülenmeleri oldukça düşüktür. Yeni bir işi başlatmak, sürdürebilir kılmak onlar için oldukça uzak bir durumdur.

ÖZ GÜVEN EKSİKLİĞİ: Düşük benlik saygıları vardır ve çoğu zaman karamsardırlar. Eleştiriye karşı aşırı hassastırlar. Bu yönde ki en ufak bir olumsuzluğu eleştirildiklerine yorarlar.Narsisistik kişilik bozukluğunda gözlemlenen diğerlerini aşağılama ve değersizleştirme eylemi bağımlı kişilik bozukluğunda içe dönük olarak işler. Kendi varlıklarını, becerilerini veya özelliklerini değersiz görmeye meyillidirler. Kendilerini hakaretin üstünde aşağılayıcı şekilde rencide ederler.

YALNIZ KALAMAZLAR: Yalnızlığa tahammül eşikleri çok düşüktür. Kendi başlarına bir şeyler yapamayacakları, yapayalnız kalacakları, kendilerini idare edemeyecekleri seklindeki yoğun endişeleri nedeniyle kendilerini çaresizlik ve sıkıntı içinde hissederler. Dışarıdan bakıldığında acemi bir göz için arkadaş canlısı, eli açık, dostane, ilişkilerine karşı sadakatli ya da eşine çok bağlı biri gibi değerlendirilebilirler ancak alttaki temel isteklendirme yalnız kalmanın dayanılmaz ağırlığıdır. Bağımlı oldukları kişiyle bağlantılarını koruyabilmek adına çok üst perdeden bir zaman ve enerji harcamaları söz konusudur. Bu rahatsızlığa sahip bireyler çok nadiren yalnız yaşarlar. Biriyle yaşamak bağımlı kişilik bozukluğu olan kişiyi iyi hissettirirken,karşı taraf için bazen işin içinden çıkamayacak düzeyde zorlu olabilirken bazen de ilişkilerde aşağı olan rolünü çok iyi senaryolaşışlarından dolayı diğerine bol keseden güçlü, girişimci,çekip çeviren, yeterli duygularını bolca yaşatırlar. Bu yönde verebildikleri kadar kıymetli geri bildirimler vererek ilişkiyi sağlamlaştırırlar. Narsist kişilik bozukluğu ve bağımlı kişilik bozukluğu olan kişiler birbirleri için can simidi gibidirler. Birbirlerinin yaraları için menüde ki bütün vasıflara neredeyse sahiptirler. Son zamanların meşhur İspanyol ‘’La casa de papel’’dizisi Profesör adlı karakterin narsistik örgütlemesi ile Raquel Murillo isimli karakterin bağımlı kişilik örüntüsünün harmanlamasından bir aşk öyküsünü ortaya koyarak bağımlı kişilik bozukluğu ile narsistik kişilik bozukluğu arasında ki etkileşimin canlı bir betimlemesini resmetmektedir.

BİR İLİŞKİ BİTTİĞİNDE DİĞERİNİ ARAMA: Terk edilmeye ve reddedilmeye aşırı hassasiyetleri olduğundan, yakınlık kurdukları insanlarla ilişkileri bittiğinde şiddetli bir boşluk duygusu hissederler. Bu yoğun hisler çok rahatsız edici olduğundan ve ilgiye olan ihtiyaçlarından dolayı yeni bir ilişki arayışına girer ve birine bağlanmaya yoğun ihtiyaç duyarlar.

TERKEDİLME ÜZERİNE SÜREKLİ DÜŞÜNME: Aşırı bağımlı olduğu kişiyle ilişkilerinde sürekli bir halde tedirgindirler. Bu kişiler bağımlı olduğu kişinin kendisini terk edeceği düşünceleriyle boğuşurlar. Dedektif gibi sürekli bağımlı oldukları kişinin ağzından çıkanları, davranışlarını, duygularını, başka insanlarla ilişkilerini gözlemlerler. Bu inceleme seanslarında gerçek ya da çarpıtılmış mutlaka bir olumsuzluk bulurlar, bu şekilde terk edilme korkusunu sürekli canlı tutarlar. Bağımlı olduğu kişinin kendisiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan tavırlarını kendilerine mal ederler. Bağımlı olduğu kişinin minimal ya da maksimum başka bir deyişle kendi güçlerinin üstünde ki isteklerine karşı kendisini terk edeceği veya uzaklaşacağı kaygısıyla karşı gelemezler. Terk edilmemek için her türlü tavizi vermeye eğilimlidirler. Beyaz Zambaklar filminde evlatlık edinen Claire karakteri bağımlı kişilik bozukluğu yaşayan kişilerin yaşadıkları terk edilme kaygılarının oldukça güzel bir örneğini ortaya koymaktadır.

İLGİ ARAYIŞI: Bağımlı kişilik bozukluğuna sahip kişiler daimi bir ilgi ihtiyacı hissederler.Yakınmalarıyla ilgilenilmesi kendileri için oldukça önemli ve rahatlatıcı bir deneyimdir. Bunu bağımlı olduğu kişinin hem kendisini önemsediği hem de terk etmeyeceğinin kanıtı olarak görürler. Bu şekilde hem değersizlik inançlarını hem de terk edilme kaygılarını yatıştırırlar.

DESTEK: Etrafındakilerin yanında olup, kendine destek vermesi için bazen akıl sınırlarını ciddi oran da zorlayacak kadar muazzam bir enerji harcarlar.

ROL: Pasif kalma eğilimleri oldukça yüksek olan bağımlı kişilik bozukluğu olan kişilerhayatlarının çekip çevrilmesinden başkalarının üstünlük almasından gocunmadıkları gibi örtülü veya doğrudan bunu körüklerler. Bu durumdan da oldukça memnuniyet duyarlar.Aktif rolün kendilerine hata yaptıracağı, zor durumda bırakacağı yönündeki kaygılarını uyuşturduğu için pasif rol onlar için arzu edilen bir durumdur.

ALKOL, MADDE VE DEPRESYON: Bu bozukluğa sahip kişiler yalnız kaldıklarında veya bağımlı oldukları kişi hayatlarından çıktığında tamamen reddedilmiş gibi hissettiklerinden dolayı derin bir boşluğa düşerler. Duygusal olarak depresyon, davranışsal olarak da alkol veya madde kullanımı riskleri üst düzeye çıkar.

SOSYAL ÇEVRE:Çevresini kalabalık tutma gibi fantezileri söz konusu değilse çoğunlukla çevresel ilişkileri bağımlı oldukları az sayıda kişi ile kısıtlıdır. Varoluşlarını çoğunlukla karşıdaki kişinin gücü,kudreti ve varlığıyla perçinlerler. Onları himaye edecek, kol kanat gerecek birlerinin varlığına şiddetli arzu duyarlar. Sosyal çevrelerini de çoğunlukla buna göre çizim ederler. Stres kaynakları arttığında kafaları karışırlar. Hemen durumu düzeltecek birilerini ararlar.Arkadaşları, akrabaları, komşularınca düşünceli, merhametli, eli açık, uyumlu, söz dinleyen biri olarak tanımlanırlar. Diğer insanlarda uyandırdıkları şefkat duygusu için bazen suçluluk duyarlar. Duydukları bu içsel çatışmayı yatıştırmak ve kendileriyle içsel dengeyi kurup barışmak için: ’zalim felek bize gün yüzü mü gösterdi, bu hastalık peşimizi bırakmadı, biz deki şansızlık, çok seviyorum ne yapayım gibi çarpıtmalarla bağımlı oldukları gerçeğini inkâr ederler. Bu açıklamaların ardına gizleyerek toplum tarafından kınanma ihtimallerini azalttıktan sonra diğerlerindeki acıma hissini tetikleyerek bakım verilmesini haklı çıkarırlar.

MANİPÜLASYON VE SÖMÜRÜLMEYE YATKINLIK: Bağımlı kişilik bozukluğu olan kişilerin birincil gündemleri yapıştıkları kişinin kendisini bırakmaması üzerine kurgulu olduğu için fiziksel, duygusal ve cinsel istismara maruz kalma riskleri çok fazladır. İlişkiyi sürdürebilmek için her türlü tavizi verebilirler. Bu durum bağımlı kişiyi örtülü ve doğrudan sömürüye açık hale getirir. İŞ YAŞAMI: Bu kişiler bağımsız çalışacakları iş ortamlarında rahatsızlık yaşarlar ve başarısız olurlar. Bu yüzden grup çalışmalarını daha güvenli bulurlar. Hata yapacakları kaygısıyla iş yerinde sürekli bir yol göstericinin olması veya geri bildirim verecek birlerinin olması isteğindedirler.

BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ

1-Aşırı otoriteyle büyütülen çocuklar.2- Aşırı müdahaleci veya aşırı mükemmeliyetçi ailelerin çocukları.

3- Aşırı korunan- aşırı evhamlı anne babaların çocukları.

4- Aşırı verilen-Ne isterse önüne konulan ya da evet denilen anne babaların çocukları.

5- Aynı şekilde anne ve babanın aşırı kolaycılığı-Çocuğun baş etmesi gereken sorunlaraebeveynlerin çözüm getirerek çocuğun problem çözme becerilerinin önüne geçmeleri.6-Çocuğun hakkını arayan davranışlarının sürekli biçim de eleştirilmesi veya cezalandırılması.

7-Çocukluk çağında, özerk, bağımsız ve girişken olma davranışlarının hem aile içinde, hem okulda desteklememesi hatta çok değişik yöntemler ve yasaklarla kısıtlanması.8- Çocuğun yürümeye ve konuşmaya başlamasıyla sürekli kısıtlamalarla karşı karşıya gelmesi.

9-Çocuğa sevgisini sadece çocuk onların istediği gibi davrandığında veren anne babaların çocukları-Çocuk annesinin ve babasının dediklerini yaparak sevgi ve desteğini kaybetmemeye çalışır.

10- Çocuklukta sevgi eksikliği yasayanlarda da belirgin olarak fazla görülmektedir.Başkalarından en ufak bir sevgi kırıntısı gördüklerinde çoğunlukla yapışıp kalırlar.

11-Ailenin en küçük çocuğunda veya çocukluğunda kronik hastalığı olan kişiler daha yatkındır.

Psikolojik Danışman Zahir
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bağımlı Kişilik Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Zahir AKTAŞ Fotoğraf
Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ
Hatay (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'ın Makaleleri
► Bağımlı Kişilik Sendromu Psk.Namık ACAR
► İlişkide Yok Olmak: Bağımlı Kişilik ÇOK OKUNUYOR Psk.Şeyma KOÇAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Bağımlı Kişilik Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 24 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Panik Atak Mayıs 2020
► Depresyon Mayıs 2020
► Erkeklerde Erken Boşalma Mayıs 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:00
Top