2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda - Gençlerde İnternet, Bilgisayar Bağımlılığı ve Çözüm Yolları
MAKALE #21421 © Yazan Psk.Erol AKDAĞ | Yayın Mayıs 2020 | 3,331 Okuyucu
Çocuklarımızla aynı çağı mı yaşıyoruz sorusuyla başlamak istiyorum? Icq, msn, derken şimdilerde facebook, twitter, instagram gibi sanal iletişim zamana meydan okur gibi hızla türüyor. Pekala çocuklarımızın bu sanal ortamlarda kaybolmak üzere oldukları hatta ve hatta kaybolduklarının farkında mıyız? Ya da çocuklarımızı gerçek dünyaya döndürmek için çok mu geç kaldık?

Teknolojinin neresindeyiz? Neresindesiniz? Biz yetişkinler teknolojinin daha birincisini keşfederken çocuklarımızın ikincisi, üçüncüsü hatta dördüncü sürümünü takip edip çoktan yeniliklerin bir parçası haline geldiklerini görüyoruz. Bizlere öğretilen her şey silinip yeni baştan yazılıyor sanki. Bu alemde yalnız olmadığımız çok açık.

Bilgisayar ve İnternet’in hayatımıza girmesiyle sorunlarımız da değişti. Sorun değişince, sorun çözme yöntemlerimiz de değişti. Çocuklar ve gençler “bağımlı” hale gelince, aile içinde birçok sıkıntılar ve çatışmalar yaşanıyor. Sabaha kadar bilgisayarın başında oyun oynayan çocuklar, gençler kural ve sınır tanımaz hale gelmektedirler. Okul sorunları, sağlık sorunları, davranış sorunlarında hızlı bir artış görülmektedir.

Nasıl davranacağımız noktasında karşımıza iki seçenek çıkıyor. Ya bilgisayar teknolojisine savaş açacağız ya da ayak uydurup onlarla yaşamasını öğreneceğiz. Hangisi daha zor sorusuna cevap aramak ise çok bilinmeyenli denklem çözmek gibi görünüyor.

Realiteye baktığımızda bilgisayar ve iletişim kanallarının kullanımının istesek de istemesek de zorunlu kullanım haline getirilmiş olmasıdır. Yetişkinler olarak bir adaptasyon sorunu yaşayabiliyoruz.

Teknolojik bağımlılık kelimesi korkutucu gibi görünse de tıpkı sigara, alkol, madde bağımlılığı gibi tehlike saçıyor. Tek farkları sigara ve diğer kötü alışkanlıklar için tedavi yöntemleri bulunurken internet ve bilgisayar bağımlılığı için aynı şeyleri söyleyemiyoruz. Sana zarar veren ortamlardan uzak durmalısın yolu maalesef bilgisayar kullanımı için işe yaramıyor. Çünkü; mevzu bahis bilgisayar ve internet olduğunda, sanal ortam olduğunda kullanılmaması ya da uzak durulmasının istenmesi mümkün görünmüyor. Bu konuda çaresiz gibi görünsek de savaşmaya ve teknolojinin çocuklarımızı esir almasını önlemeye çalışmalıyız.

Bilgisayarların kullanımını çocuklarımıza yasaklasak da ellerinde daha cazip ve yine her ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri başka bir araç daha karşımıza çıkıyor: Cep telefonu. Bilgisayar bağımlılığı gibi cep telefonu bağımlılığı da aynı hızla çocuklarımıza ulaşmış durumda.

Yanlış kullanımlarda tahmin edilemeyecek kadar olumsuz etkileri ve sonuçları olan bu iki araçla nasıl baş edileceğine geçmeden önce ergenlerin ve çocukların neden bu kadar internet ve bilgisayarı sevdikleri üzerinde durmak gerekir. Ergenler, bilgisayardan, cep telefonundan, internetten kopamazlar. Çünkü;

1. İstedikleri kimliğe rahatlıkla girebilirler. Kim olmak isterlerse o olurlar.

2. Ergenlik döneminde ilişkiler ve sosyalleşme çok önemli bir yer tutmaktadır. İnternet ile ergenler rahatlıkla sosyalleşebilirler. Gerçek dünyada sahip olamadıklarını düşündükleri güveni, sanal alemde yakaladıklarına inanırlar.

3. Onlar için stres atma aracıdır.

4. Hayatın çok fazla sınırlamalar getirdiğine inandıkları bu dönemde ergenler, internet ile sınırsızlığa ulaşırlar.

5. Televizyon gibi pasif değil, aktif eğlence aracıdır.

6. Gerçek hayatta hata yapmaktan korkan ergen için sanal ortamlar paha biçilemez yerlerdir. Tek tuşla tüm yanlışlarını silerler.

Sanal ortamlarda hiçbir yerde alamadıkları kadar hızlı ödül alırlar, beğeni alırlar. Bu ödül ve beğeniyi bir de karşı cinsten alıyorlarsa, bu doyumu kesmek, bırakmak istemezler. Bu durum onlar için bu araçları vazgeçilmez hale rahatlıkla getirebilmektedir. (Çok kısa sürede olumlu geri bildirimleri (beğen, paylaş...) alıyor oluşları) Pekiştireçlerin çok kısa sürede gelmesi onları bilgisayar başında tutmaktadır.

Bilgisayar ve İnternet bağımlılığın risk ve tehditlerine değinmek istiyorum; Çocuklar ve gençlerin bilgisayar ve İnternet kullanımı esnasında karşılaşılabilecekleri sorunları genel olarak aşağıdaki şekilde gruplayabiliriz:

• Teknik zararlar; Çocukların bilgisayara virüs bulaştırması, casus yazılımların eve girmesine ve bilgisayarı bozmasına yol açabilmnektedir. Bunun sonucu olarak var olan belge ve dosyaların kaybedilmesi ve bazı yazılım ayarlarının bozulması sorunları.

• Fiziksel, sosyal ve psikolojik zararlar; Aşırı oyun oynamaları, dışarıda ya da okulda arkadaşlarıyla etkileşimde olmaları yerine eve kapanmaları ve şiddet içerikli oyunlar oynamaları.

Hayati zararlar; Zararlı içeriklere erişim, kötü niyetli kişilerle temas, cinsel istismar sorunları.

• Çevrimiçi ortamlarda, kendilerini veya ailelerini tehlikeye atacak adres, kredi kartı numarası , evde o an kimin ya da kaç kişinin bulunduğu bilgisi gibi bilgileri üçüncü şahıslara, eposta veya sohbet programları vasıtasıyla iletebilmeleri.

• İnternet üzerinden ebeveynlerinin kredi kartı ile haber vermeden alış veriş yapabilmeleri.

• Kendisinden yaşça büyük ve kötü niyetli kişilerle ve suç örgütleri ile haberleşebilmeleri.

• Bilgisayarın başında uzun zaman geçirilmesi çocukların dil gelişimini bozuyor. Özellikle dil, konuşma, okuma-yazma üzerine olumsuz etkileri olabilmektedir. Dil becerilerinin zayıflığı çocuğun tüm ilişkilerinde, özellikle öğrenme süreçlerinde ciddi sorunlara sebep olabilmektedir.

• Görme sorunları, Dil gelişiminde gerilik, Duruş ve iskelet sorunları, Bel ve Sırt ağrıları, Elektromanyetik radyasyona maruz kalmaları, Az hareketten kaynaklanan fiziksel problemler, Obezite, Sanal dünyaya sığınma, gerçeklerden kopma gibi sorunlara neden olmaktadır.

• İnternette yer alan GTA, MAX Payne, Counter gibi şiddet içeren oyunlarda polis öldürmek, otomobil çalmak, tanker yakmak gibi bazı eylemler, çocuklara kazandırdıkları yüksek puanlarla ödül gibi sunularak, çocukları, gençleri saldırgan, şiddete yatkın, saygısız, egoist, acımasız, duygusuz hale getirebilmektedir.

Nasıl bağımlı olunuyor?

• Çocuk ne kadar küçükse, beynin değişebilme yeteneği o kadar büyüktür. Çok çeşitli etkinliklerde bulunması çocuğun beceri ve yetenek yelpazesini genişletiyor. Oysa az sayıda etkinliğin sürekli yapılması, diğer alanlardaki sinir hücresi ağını zayıf bırakıyor. Bu da beceri ve yetenek gelişimini sınırlandırıyor.

• Hepimizin doğasındaki gibi çocuk da alıştığını, keyif aldığını, rahatça yapabileceğini tercih ediyor. Dolayısıyla bilgisayara yönelimi arttıkça, kaçındığı etkinliklerden de gittikçe uzaklaşıyor.

• Kortekste görsel alanlar daha fazla yer tutar. Bakmak, dinlemekten daha kolay ve daha çekici. Üstelik bilgisayardan çok zengin, çok hızlı ve etkin işitsel uyaranlarla da beslenmiş, çok ilgi çekici malzemelere ulaşmak mümkün.

• Oyun, çocuk için bir başka çekim noktası. Belli bir puana ulaşmak gibi bitmez tükenmez, yaklaştıkça uzaklaşılan hedefin çekiciliği çok yüksek. Üstelik bu puanlar, genellikle arkadaşlarla yarıştırılıyor. Tüm bunlar bilgisayar kullanımını pekiştirmektedir.

DSM IV. Kategorisinde dürtü bozukluklarından bağımlılık sendromu olarak kabul edilen bilgisayar, ineternet bağımlılığı tanısının konulabilmesi için aşağıda yazılan 10 maddeden en az 5 maddenin görülmesi gerekmektedir.

1. İnternet ve bilgisayar kullanma süreniz hakkında, ailenize, arkadaşlarınıza ya da başkalarına yalan söylediniz mi?

2. Aklınızı halen internet ile meşgul hissediyor musunuz? (Bir önceki çevrim içi olduğunuz anı veya bir sonraki çevrim içi olacağınız anı düşünüyor musunuz?)

3. Günlük internet kullanımınızı kontrol altına alabilmek adına, geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan denemeleriniz oldu mu?

4. İnternet ve bilgisayar tutkunuz sebebiyle herhangi bir anlamlı ilişkinizde, eğitim- öğrenim durumunuzda ya da kariyerinizde sorun yaşadınız mı?

5. Aileniz ve sevdiklerinizle paylaştığınız zaman dilimi yerine, ekran başında internet bağlantısında olmayı tercih ediyor musunuz?

6. İnternet bağlantı sürenizi azalttığınız günlerde kendinizi huzursuz, huysuz, depresif veya sinirli hissediyor musunuz?

7. Gün içinde planladığınızdan daha uzun süre mi çevrim içi oluyorsunuz?

8. Günlük internet bağlanma süreniz, çevrim içi olma ihtiyacınızla birlikte artış gösteriyor mu?

9. İnterneti ve bilgisayarı kullanım amacınız, yaşamsal sorunlardan uzaklaşmak veya disforik duygu durumunuzu hafifletmek için mi kullanıyorsunuz? (Örneğin; çaresizlik, suçluluk, anksiyete – kaygı, depresyon duyguları)

10. Ekran karşısında bilgisayarda geçirdiğiniz süre sebebiyle, sosyal yaşamınızdaki arkadaşlarınızla planlarınızı erteliyor musunuz?

Neler yapılabilir? (TAVSİYELER)

Yukarıda sıralanan maddelerden 5’ine evet cevabını veriyorsanız mutlaka bir uzman yardımı alınmalıdır. ( İnternet ve bilgisayar kullanımı çocuğunuzun gündelik yaşamını sekteye uğratacak bir düzeye geldiyse profesyonel yardım almalısınız.)

Çocuklar ve gençler, ailesi ile birlikte olmak veya arkadaşları ile oyun oynamak yerine bilgisayarı ile uzun süre baş başa kalmayı tercih edebilmekte ve bilgisayarı bir öğrenme ve araştırma aracı olmaktan çok saatlerce oyun oynama aracı olarak kullanmayı tercih etmektedirler.

Çocuklar ve ergenler, sorumluluklarını ihmal edip , tüm programını bilgisayara göre yapıyor , hiçbir şeyi bilgisayar kadar önemsemiyorsa, ortada ciddi bir sorun var demektir. Çocuklarla bilgisayar ve internet konusunda sohbet edilmeli, burada okudukları ya da gördüklerinin yanlış olabileceği, bilgiyi tartışmak gerektiği, yararlı ve zararlı yanları anlatılmalıdır. Bunu yaparken, eleştirmeden, bağırmadan, fırçalamadan, yasaklamadan, tehdit etmeden, rüşvet vermeden, söylenmeden, karşılıklı konuşmak en iyisidir.


Tedbir alma konusunda en büyük sorumluluk anne ve babalarda olmasına rağmen, ailelerin bilinçsizliği ve ilgisizliği çocukları bağımlı hale getirebilmektedir. Bağımlı hale gelmiş olan bir çocuğu kurtarmak imkansız değil elbette. Ancak, bağımlı hale gelmemesi için bilinçli davranmak çok daha önemlidir. Ancak en akıllı en faydalı tedavi yöntemi “koruyucu hekimlik anlayışıdır. Hasta olmamak için tedbirli adımlar atmak, hasta olduktan sonra iyileşmek için çareler aramaktan çok daha önemlidir. Anne babalar çocuklarının bağımlı olmaması için tedbirli davranmak zorundadırlar.

Ebeveynler olarak teknolojiye ayak uydurmalı hatta teknolojiyi çocuklardan daha iyi takip etmelidirler. Böylelikle nelerin zararlı olabileceği konusunda da daha bilinçli olabilmek mümkün olabilecektir. ( Bu arada şuna da dikkat çekeyim; Çocukları kazanalım derken ebeveynleri kaybetmemek şartıyla :-)

Bilgisayar ve internet kullanımları mutlaka ve mutlaka sınırlandırılmalıdır. Bilgisayar karşısında okul öncesi çocuklar günde bir saat, ilk ve orta okul dönemlerinde ise iki saati aşmamalıdır. Lise çağlarında ise bu saat maksimum toplamda 3 saati geçmemelidir. İnternet kullanımı çocuğunuzun ders çalışmasına, sosyal ilişkilerine, sizinle olan iletişimine engel olacak ölçüde artmadan ve internet etkinlikleri bir kaçınma aracı halini almadan, internet kullanımını makul ölçülerde sınırlamalısınız. Var olan alışkanlığı yasakla sonlandırmaya çalışmak, internet kullanımını hem daha çekici hale getireceği, hem de ergenlikte çocuğunuzun özel yaşamına müdahale olarak algılanacağı için işe yaramayabilir. Daha baştan belli zaman dilimlerinde ve belli bir süre için internet kullanımı alışkanlığını kazandırmalısınız.

Çocuğunuzun internette şiddete, pornografiye veya benzer olumsuz uyaranlara maruz kalmaması için, öncelikle internet erişimi için gerekli filtreleme programlarının bilgisayarda olmasını sağlamalısınız. İnternet filtresi (güvenli internet) etkili bir koruma yöntemi olacaktır. Bu filtrenin sıklıkla değiştirilmesi unutulmamalıdır.

Çocuğunuzun kişisel hiçbir ipucu içermeyen ve hiçbir kişisel anlamı temsil etmeyen bir rumuz ya da e-posta adresi seçmesine yardımcı olun.

İnternetin olumsuzlukları ve internette çocuğunuzun karşılaşabileceği istenmedik durumlarda neler yapabileceği hakkında onu bilgilendirmelisiniz. Örneğin çocuğunuza rahatsız eden iletişimleri sonlandırabileceğini söylemeniz bile onun kendine güvenmesini ve kontrolün kendisinde olduğu inancının gelişmesini sağlar.

Çocuğunuzla karşılıklı güvene dayalı ve iletişime açık bir ilişki kurmalısınız. Böylece çocuğunuz internet ortamlarında rahatsız edici kişi veya durumlarla karşılaştığında sizden yardım alabileceği konusunda kendini güvende hisseder.

Bilgisayar ortak kullanım alanında bulundurulması, ekranın herkes tarafından görülebilir olmasına dikkat edilmelidir. ( Çocuk daha küçükken bu uygulama yapılırsa, bu alışkanlık kazandırılırsa ergenlik döneminde daha az çatışmaya dönüşür.) Herkese bir bilgisayar yerine mümkünse tüm ailenin aynı bilgisayarı paylaşması da önemlidir.

İlgi çekici ve eğlenceli, öğretici, eğitici web sitelerini çocuğunuzla beraber bulmaya çalışın. Ebeveynler Çocuklarını araştırmaya, öğrenmeye kanalize etmeliler.

Çocuğumuz bilgisayar almayalım mı sorusunu duyar gibiyim. Bu sorunuza “almayın!” demiyorum. “Çocuklarınızı bilgisayara esir etmeyin yeter ki!” diyorum. Ebeveynlerin işi de kolay değil. Her fırsatta, internet cafelere kaçan evladını aramakla uğraşmaktansa, “Gözümün önünde olsun!” düşüncesiyle eve bilgisayar almak istiyorlar. Ebeveyn perspektifinden bakınca doğru bir bakış açısı belki, ancak şunu unutmayın : “İnternet Cafe’de bağımlı olmanın sonuçlarıyla, evde bağımlı olmanın sonuçları arasında bir fark yoktur.”

Bilgisayarda onlarla vakit geçirip, onlara ayak uydurmaya çalışılmalıdır. (Tadında ve miktarında kesilmelidir.)

Bilgisayar başından kalkması istenirken ailelerin çağırdıkları ortamın başka bir bağımlılık olan televizyon ortamı olmamasına önem verilmelidir.

Ebeveynler, çocukları için en önemli rol model olduklarını unutmamalıdırlar. Öncelikle kendilerinin teknoloji kullanımını gözden geçirmelidirler.

Aile bireylerinin birlikte katılabilecekleri geziler, sosyal, sportif etkinlikler, çeşitli hobiler, kitap okuma saatleri, aileyle ilgili çeşitli görev ve sorumluluklar da çocuğu kolaylıkla bilgisayardan uzaklaştırır.

Cep telefonu kullanımına da sınırlama getirilmelidir. Asla telefonu ile aynı ortamda ders çalışmasına ve uyumasına izin verilmemelidir.

Sürekli olarak “ Bilgisayarı kapat artık, cep telefonunu bırak artık, ders çalış “ gibi söylemlerde bulunmayın. Uyarılar sadece davranış esnasında yapılıyorsa bir süre sonra hiçbir etki oluşturmayacaktır aksine zıtlaşmaya ve çatışmaya dönüşecektir.

Son olarak; İki yaşındayken ebeveyninden beş dakika bile ayrılamayan bir çocuk, on beş - on altı yaşına geldiği zaman, internet başından ayrılamayacak bir hale gelmişse, biz suçu kimde arayacağız?

Erol AKDAĞ
Klinik Psikolog
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda - Gençlerde İnternet, Bilgisayar Bağımlılığı ve Çözüm Yolları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Erol AKDAĞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Erol AKDAĞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     25 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Erol AKDAĞ Fotoğraf
Psk.Erol AKDAĞ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi38 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Erol AKDAĞ'ın Makaleleri
► İnternet ve Bilgisayar Bağımlılığı Psk.Dnş.Tuğba ŞENDİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda - Gençlerde İnternet, Bilgisayar Bağımlılığı ve Çözüm Yolları' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Hayal Kuran Çocuklar Haziran 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:13
Top