2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Paylaşımcı Çocuklar Yetiştirmek İçin Ne Yapmak Gerekir?
MAKALE #21464 © Yazan Prof.Dr.Sabri EYİGÜN | Yayın Mayıs 2020 | 2,663 Okuyucu
Günümüzde duyarlı anne-babaların endişelerinden biri de çocuklarının belli yaşlarda paylaşımcı olmamasıdır. Belli ki medyada, çocuğun yaşı dikkate alınmadan, bu konu çerçevesinde yapılan uyarıcı, korkutucu konuşmalar ebeveynleri tedirgin ediyor. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da iyi niyetli, abartılı açıklamalar anne-babaları gereksiz bir endişeye sevk etmekle kalmıyor, aynı zaman da çocuğun ruhsal gelişimini de olumsuz etkiliyor.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, çocuğun paylaşımcı olması son derece önemlidir. Başta kendi psiko-sosyal gelişimi olmak üzere, kardeşleri ve akranları ile, daha da ileri de eşiyle sağlıklı bir iletişimi kurabilmesi açısından paylaşımcı olması gerekir.
Ancak çocuğun her yaşta paylaşımcı olmasının beklenilmesi doğru değildir. Daha da önemlisi çocuğu buna zorlamak onun psikolojisinin bozulmasına ve bencil olmasına neden olabilir. Öncelikle şunların bilinmesi gerekir: Çocuklar, ancak iki yaşından sonra, yani altını kirletmeyi ve meme emmeyi bırakınca, yürümeye başlayınca kendilerini “birey”, kısmen “bağımsız varlık” olarak görmeye başlarlar. “Ben, benim, bana” gibi sahiplik bildiren kelimeleri bu dönemde sıklıkla kullanmalarının nedeni budur. 2-4 yaş arası sahiplenme duyguları o kadar güçlenir ki, sadece kendilerine ait olan şeylere değil, gördükleri, elleri yetiştiği her şeye “bu benimdir” demeye başlar. Hatta bu eşyaları, bedenlerinin bir parçası zannederler.
Sahiplenme duygusu, haliyle “kaybetme korkusunu” da beraberinde getirir. Bu duygu içinde olan bir çocuk, sahip olduğu şeyleri bir başkasıyla paylaşmak istemez. Çünkü kaybolmasından korkar. Bu, bedeninin bir parçasının ondan çalınması gibi bir şeydir.
Bu duygunun şiddeti, çocuktan çocuğa değişebildiği gibi, bazılarında daha kısa sürer, bazılarında okul çağına kadar devam edebilir. Çünkü çocukların her biri, kendilerine özgü birer kişilikle doğarlar ve her biri gelişme aşamalarına aynı yaşta ulaşmaz. Özellikle kardeşi olmayan çocuklar paylaşma konusunda daha zor bir süreç yaşarlar.
İşte bundan dolayıdır ki 2-4 yaş arası çocukların eşyalarını paylaşmak istememelerinin normal olduğunu bilmek gerekir. Daha da önemlisi bunun temel nedeninin de çocuğun “kaybetmek” korkusuna, eşyalarının onların bir parçası olduğunu zannetmelerine dayandığını anlamaları gerekir ki, buna göre davransınlar ve eğitici önlem alabilsinler.
Bunu bilmeyen anneler, çocuklarını akranlarıyla oynarken eşyalarını paylaşmaya zorlarlar. Hatta bazen, kendileri oyuncağı zorla çocuğun elinden çekip alır ve arkadaşına verir. Bazıları ise, çocuğu akşam babasına şikâyet etmekle suçlar. Bu yolla çocuk asla paylaşmayı öğrenmez. Aksine daha da bencil, geçimsiz, bazen saldırgan ve uyumsuz bir çocukluk süreci geçirmelerine de sebep olur.
Peki, ne yapılmalıdır?
Öncelikle çocuğa paylaşmayı öğretmenin mümkün olduğunu ve bunun temel sorumluluğunun anne-babaya ait olduğunun bilinmesi gerekir. Şefkatli bir yol göstericilikle, çocuk sahip olduğu her şeyi paylaşma zevkine varabilir.
Başta çocuğa, eşyalarının onun olduğu, kendi kontrolünde olduğu hissi verilmelidir. Daha sonra ise alıp vermek ve paylaşmak düşüncesine alıştırmak için oyunlar oynanır. Örneğin anne çocuğuna şunu diyebilir: “Şimdi birlikte araba/bebek oyunu oynayacağız. Bana hangisini vermek istersin? Biraz oynayıp tekrar sana geri vereceğim. Veya şimdi birlikte boya yapacağız. Boya kalemlerinden birisiyle boya yapıp, tekrar sana geri vereceğim. Hangi kalemini kullanabilirim? Veya "şimdi sen kırmızı kalemi bana ver, ben de sarı kalemi sana vereyim. Daha sonra tekrar değiştiririz, gibi paylaşımı destekleyen uygulamalar sıklıkla yapılmalıdır
Çocuk burada, öncelikle istenilen eşyanın kendisine ait olduğunun başkaları tarafından kabul edildiğini anlar, kontrolün kendisinde olduğunu bilir. Tekrar geri alacağına inandığı için de kaybetme korkusu yaşamaz.
Veya çocuğa dönüşümlü yapılan ve bir şey rolü üstlenilen oyunlar oynatılır.” Tahterevalliye binme (iki kişiyle oynanır); Yüksek olmayan bir basamakta yere atlama (sırayla atlamak kuraldır!),Dört tekerlekli oyuncak araba -itmek ve itilmek; Evcilikte çay sofrası ev sahipleri ile konuklar; Top oyunları atma ve yuvarlama; Bir “yapıştırma ekibi” kurmak yapıştırıcıyı, makası, boyaları ve kesilecek elişi kâğıtlarım, birlikte kocaman bir resim yapmak için paylaşmak (çocuk sayısı önemli değil)”(M. Yavuz)
Bir başka yöntem ise, süre belirlemedir. Çocuk 3-4 yaşlarında ise, oyuncaklarını belirli bir süre içinde oynaması istenir. Yani bir oyuncakla oynaması için bir süre belirlenir, o süre bitince oyuncakları değiştirilir.
Anne, çocukla ilgilenirken, oynarken ne kadar paylaşımcı olursa çocuk da o kadar paylaşımı öğrenecektir. Örneğin evde kardeşlere bir şey ikram edilirken, annenin eşit paylaşması, kardeşlerin oyuncaklarını birbiriyle paylaşmalarının sağlanması gibi.
Paylaşım öğretilirken çocuğun benlik saygısının zedelenmemesi gerekir. “Sen, senin hakların ve senin özelin var ve ben bunlara saygı duyuyorum” mesajı verilmelidir. Örneğin çocuk bir oyuncağını kimseyle paylaşmak istemeyebilir. Demek ki bu oyuncak, çocuğun özelidir. Onun özeline saygı duymak, anlayışlı olup, çocuğu zorlamamak gerekir. Bu durumda arkadaşı gelmeden, ona en sevdiği oyuncağı veya başkasının dokunmasını istemediği oyuncağı sorulur ve o oyuncak arkadaşı gelmeden kaldırılır.
Tüm bunlar sabır ve anne şefkati ile tekrar edilirse, çocuk belirli bir zaman sonra paylaşmanın zevkine varacaktır
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Paylaşımcı Çocuklar Yetiştirmek İçin Ne Yapmak Gerekir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Sabri EYİGÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Sabri EYİGÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sabri EYİGÜN Fotoğraf
Prof.Dr.Sabri EYİGÜN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Sosyolog - Edebiyat Doktoru
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Sabri EYİGÜN'ün Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Paylaşımcı Çocuklar Yetiştirmek İçin Ne Yapmak Gerekir?' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
► Eşim, Ailesine “hayır” Diyemiyor? ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2023
► Kimse Beni Sevmiyor. Ne Yapmalıyım? ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:51
Top